Arama


Edd-iTöR - avatarı
Edd-iTöR
Ziyaretçi
6 Ekim 2008       Mesaj #2
Edd-iTöR - avatarı
Ziyaretçi
Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır. Üşütmemeye dikkatetmek ve bele kuşak sarmak da gerekir. Ayrıca çıkan idrar miktarındançok su içilir.
Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron temel olarak 2 kısımdan oluşur.
1. Böbreğe gelen kanın süzüldüğü filtre (glomerül)
2. Süzülen kanın idrara dönüştüğü uzun, yer yer kıvrımlı borular(tübül)

Böbreğin iltihabi hastalıkları nefrit olarak isimlendirilir. Nefrit nedenleri ikiye ayrılır:
1. Mikrobik olmayan nefritler:
Böbreğin mikrobik olmayan iltihabi hastalıkları ikiye ayrılır.
  • Glomerülonefrit
  • Tübüler nefrit (Tübülointerstisiyel nefrit)
2. Mikrobik nefritler (piyelonefrit):
Piyelonefritin diğer bir ismi de üst idrar yolu infeksiyonudur.

Glomerülonefrit:


Nefronda ağırlıklı olarak glomerülde iltihap vardır. Türkiye'de kronik böbrek yetmezliğinin birinci nedeni glomerülonefrittir. Belirti ve bulgular glomerülonefritin tipine göre değişir. Hastanın muayene edilmesi, kanda üre ve kreatinin bakılması ve basit idrar incelemesi ile glomerülonefrit tanısını koymak genellikle çok kolaydır.
Muayenede glomülonefrit bulguları
el, ayak ve göz kapaklarında şişme, idrar renginde koyulaşma ( idrar çay rengini alabilir ) ve yüksek tansiyondur. İdrar incelemesinde kanama ( hematüri ) ve protein kaybı(proteinüri) glomerülonefrit lehine bulgulardır. Glomerülonefrit tanısında asıl zorluk glomerülonefrite yol açan hastalığın saptanmasıdır. Glomerülonefrite yol açan neden genellikle saptanamaz. Glomerülonefritin tipini anlamak için böbrek biyopsisi yapılmalıdır, yani böbrekten mikroskopik inceleme için parça alınmalıdır. Birçok hastanın böbrek biyopsisi denince aklına kanser gelmektedir ancak böbrek biyopsisinin amacı kanser aramak değil glomerülonefritin tipini anlamaktır.

Glomerülonefritler ne tür sorunlara yol açar?

Pratikte glomerülonefritler 5 şekilde karşımıza çıkar. Hastanın hiçbir şikayeti olmayabileceği gibi ileri böbrek yetmezliği de olabilir.
1. İdrar incelemesinde anormallikler: Hastada hiçbir belirti ve bulgu yoktur. Başka bir nedenle doktora giden hastaya yapılan idrar incelemesinde kanama veya protein kaybı saptanır.
2. Nefrotik sendrom: İdrarla günde 3 - 3.5 gramdan fazla protein kaybı vardır. Hastanın el, ayak, yüz ve diğer bölgelerinde üzerine basınca iz bırakan şişlikler vardır. Ayrıca kanda albümin seviyesi düşer, kolesterol düzeyi artar.
3. Ani başlayan glomerülonefrit: Bu hastalarda ön plandaki sorunlar idrarda kanama, yüksek tansiyon ve vücutta sıvı birikmesidir. Çocuklarda streptokok infeksiyonlarını takiben gelişen nefritlerin çoğu bu gruba girer.
4. Kronik (müzmin, uzun süreli) glomerülonefrit: Bu hastalarda idrarla kanama, protein kaybı, yüksek tansiyon ve şişlik vardır, hastalık uzun sürelidir.
5. Hızlı ilerleyen nefrit: Kısa sürede böbrek yetmezliği gelişir ve hasta diyaliz tedavisine ihtiyaç duyar.

Tedavi


Her hastada farklıdır. Böbrek biyopsisinin sonucu ve hastada mevcut olan sorunlara göre tedavi planlanır. Sadece çocuklarda, eğer nefrotik sendrom var ise önce tedavi verilip, daha sonra gerekirse böbrek biyopsisi yapılabilir. Glomerülonefrit tedavisi kesinlikle uzman hekim, tercihen nefroloji uzmanı denetiminde olmalıdır. Tedavide başarısızlık kalıcı böbrek yetmezliğine yol açabilir ve hasta sürekli diyaliz tedavisine ihtiyaç duyabilir.

Böbrek iltihapları (Piyelonefrit)

Aniden başlayan, titreme, yüksek ateş, böbrek bölgesinde yan ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik, idrar yaparken sızlama, sık idrara çıkma, idrar renginin koyulaşması ile seyreden böbrek iltihaplarına akut piyelonfrit denilir. Yan tarafa vurulduğu zaman çok şiddetli ağrı hissedilir. İdrar tahlilinde iltihap hücreleri artmıştır. İdrar kültürü yapılarak, hangi mikroorganizmanın neden olduğu (en sık E. Coli) bulunur. Tedavide istirahat ve bol su içilmesi gerekir. Bulantı nedeniyle su içilemiyorsa damardan mayi verilmelidir. Ateş için ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler kullanılır. Önce idrar kültürü alınır ve sonucu beklemeden hemen geniş etkili bir antibiyotik (florokinolonlar, amoksisilin, aminoglükozidler gibi) başlanılır. Eğer 72 saatte iyileşme olmazsa antibiyotik değiştirilir, abse gelişmiş olabilir ya da idrar yollarında bir tıkanıklık veya doğumsal anomali var demektir. İleri tetkik, tedavi gerekir.

Gebelerde, eğer idrar yollarında iltihap varsa daha sık akut piyelonefrit gelişmektedir. Eskiden geçirilmiş böbrek iltihapları, ileride müzmin (kronik) bir durum alabilirler (kronik pyelonefrit). Böbrek artık küçülmüş ve fonksiyon görmesi bozulmaya başlamıştır. Sadece iltihaplar değil, idrar kaçağı (reflü), nefritler, taş bulunması, diyabet, analjezik nefropatisi gibi hastalıklarda da kronik pyelonefrit ortaya çıkabilir. Özellikle sık sık böbrek iltihabı geçirenlerde bu durumun gelişebilir. İdrar tahlili ve radyolojik görüntüleme yöntemleriyle tanı konabilir. Sonuçta o böbreğin ameliyatla çıkarılmasına kadar gidebilir. Böbrek absesi: Böbreğin içinde iltihap (pü) birikmesidir. Özellikle taş ya da doğuştan anomaliye bağlı bir tıkanıklık varsa, üzerine iltihabın eklenmesi böyle bir tablo ortaya çıkarır. Vücudun başka bir tarafındaki iltihabın kan yoluyla böbreğe ulaşması da neden olabilir. Çok yüksek ateş, titreme, yan ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir, hatta o tarafta ciltte kızarıklık ve şişlik bile hissedilebilir. İlerlemiş olgularda, iltihap böbrek dışına çıkarak, karın içine yayılabilir, hatta sepsis gelişebilir. Zamanında yeterli tedavi edilmezlerse öldürücü bile olabilir. Tedavide çoğu kez absenin ameliyatla boşaltılması (drenajı) gerekir.
Son düzenleyen Safi; 8 Temmuz 2016 09:10