Sıcak ve ılık denizlerin derin kesimlerinde yaşayan fenerbalıklarının adı, başlarının üzerindeki bir uzantının ucunda sallanan ve fener gibi ışık saçan küçük bir organın varlığından kaynaklanır. Bu "fener" in görevi derinliklerdeki karanlık suları aydınlatmak değil, tıpkı bir olta yemi gibi küçük balıkların ilgisini çekerek avı tuzağa düşürmektir. Gerçekten de fenerbalığının sırt yüz gecindeki ışınlardan üçü uzayarak birer diken Deniz dibinde hareketsiz yatıp ışıklı oltasını sallayarak ve ürkütücü ağzını açarak avını bekleyen bir fenerbalığına dönüşmüştür. Bunlardan hemen başın üstüne rastlayan ilk ışın öbürlerinden daha uzundur ve ucunda ampul gibi küçük bir yumru bulunur. Fenerbalığı avlanacağı zaman dipte pusuya yatar ve bu uzantıyı bir olta kamışı gibi başının üzerinde öne arkaya sallar. Oltanın ucundaki ışığı yem sanan küçük balıklar fenerbalığına doğru yaklaşır. O arada fenerbalığı da oltasını yavaşça ağzına doğru indirir ve sivri dişlerle donatılmış kocaman ağzını açarak avını kolayca yakalar.
Dip ağlarıyla yakalanan fenerbalıkları ülkemizde pek yenmezse de birçok Avrupa ülkesinde sofra balığı olarak değerlidir. Ama görünümü çok itici olduğundan, satışa sunmadan önce çoğu kez başı kesilip atılır. Kuyruk bölümünün eti beyazlığı, dokusu ve lezzetiyle karidesinkini andırır.
MsxLabs & Temel Britannica
