Arama

Elementler - Fosfor - Tek Mesaj #3

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Ekim 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
FOSFOR canlılar için yaşamsal önem taşıyan elementlerden biridir. İnsanın ve bütün hay­vanların dokularında, özellikle kalsiyum fos­fat biçiminde kemiklerin ve dişlerin yapısında yer alır. Ayrıca doğada apatit gibi fosfat mineralleri halinde oldukça yaygın olarak bulunur. Deniz kuşlarının dışkıları da bazı yörelerde, özellikle tropik iklim kuşağındaki adalarda önemli bir fosfor kaynağıdır. Başka organik maddelerle karışarak kalın katmanlar halinde biriken bu dışkılara guano denir; bazı ülkelerde guano hem doğal gübre, hem de fosfor üretiminde hammadde olarak kullanılır . Ama fosfor üretiminde en çok başvurulan yöntem, fosfat minerallerini kum ve kömürle birlikte ısıtmaktır.
Kimyasal simgesi P, atom numarası 15, atom ağırlığı 30,9738 olan fosfor bir ametal­dir; yani metallere özgü fiziksel özellikleri taşımaz. Doğada alotrop denen değişik biçim­lerde bulunur. En yaygın alotroplarından biri olan beyaz fosfor 44°C'de eriyen kristal yapılı, ağır, mumsu ve neredeyse saydam bir katıdır. Karanlıkta ışıldayan ve çok zehirli olan bu madde havayla temas edince tutuşur ve beyaz yoğun dumanlar çıkararak yanar. Bu nedenle su dolu şişeler içinde saklanır. Beyaz fosfor, güneş ışığı ve ısı etkisiyle zamanla kırmızı fosfora dönüşür. Kırmızı fosfor beyaz fosfor gibi kolayca tutuşmaz, ışıldamaz, zehirli de­ğildir ve erime sıcaklığı çok daha yüksektir. Üçüncü önemli alotropu olan siyah fosfor, beyaz fosforun basınç altında ve havasız ortamda 200-300°C'ye kadar ısıtılmasıyla elde edilir. Fosforik asit gibi bileşiklerin, fosfor tuncu gibi alaşımların ve yarıiletkenlerin yapı­mında siyah fosfor, kibrit yapımında da kırmı­zı fosfor kullanılır. Beyaz fosfordan, böcek zehirlerinin, plastikleştirici maddelerin ve motor yağlarının katkı maddesi olan fosfor klorürler elde edilir. Ayrıca fare zehirlerinin, sis ve yangın bombalarının, bazen de havada iz bırakan mermilerin yapımında beyaz fos­fordan yararlanılır.
Ama fosforun en önemli kullanım alanı gübre sanayisidir. Bitkilerin ve hayvanların gelişmesi için gerekli 20 kadar elementten biri olan fosfor toprakta yeterince bulunmazsa ürün verimsiz ve cılız olur. Geçen yüzyıla kadar çiftçiler tarlaya kemik tozu (kemik unu) dökerek toprağı fosforla zenginleştirir­lerdi. Ama fosforun toprağın nemiyle çözün­mesi çok uzun zaman aldığından gübrenin etkisi de çok geç görülürdü. Günümüzde kalsiyum fosfatlı kayaçlar gübre sanayisinin temel kaynağıdır. Bu kayaçların öğütülmesiy-le doğal fosfatlı gübreler, sülfürik asitle ısıtıl-masıyla da kalsiyum-hidrojen fosfat ile kalsi­yum sülfat kanşımı "süperfosfatlar" elde edilir. Çelik üretimi sırasında bir yan ürün olarak elde edilen "bazik cüruf da fosfatlı gübrele­rin yapımında değerli bir kaynaktır .
İnsan vücudu için gerekli olan fosfor özel­likle süt, yumurta, et ve balık gibi yiyecekler­le karşılanabilir. Proteinler ve nükleik asitler gibi karmaşık kimyasal maddelerin vücutta bireşimlenmesi (sentezi) ve kemikler ile dişle­rin sağlıklı gelişmesi için bu elementin bulun­ması zorunludur. 70 kg ağırlığındaki bir insan vücudunun yaklaşık 700 gramı fosfordur.

FOSFORIŞIMA teriminin kaynağı karanlıkta ışıldayan beyaz fosfordur. Isı yaymaksızın ışık verme özelliği fosfordan başka maddelerde ve bazı canlılarda da görü­lür. Ama bu maddelerin bilinen ilk örneği fosfor olduğu için, bileşiminde fosfor bulun­masa da karanlıkta ışıldayan bütün maddelere "fosforlu" deme alışkanlığı yerleşmiştir. Bu maddeler enerjiyi soğurup görünür ışık biçi­minde yeniden dışarı verir. Ne var ki bütün ışıldayan maddelerin enerjiyi tutma süresi aynı değildir. Flüorışıl maddeler aldıkları enerjiyi depolamadan yalnız o anda görünür ışığa dönüştürebildikleri için, enerji kaynağı yok olduğu anda ışıldama da durur . Oysa fosforışıl maddeler enerji kaynağının (genellikle güneş ışığının) yok olmasından sonra da uzun süre ışımayı sürdü­rür. Kalsiyum, baryum ve çinko sülfürler en iyi bilinen fosforışıl maddelerdir. Saatlerdeki rakamların, akrep ve yelkovanın karanlıkta da görülmesini sağlayan fosforlu boyaların yapımında genellikle çinko sülfür kullanılır.
Ateşböceklerinin ve bazı balıkların ışılda­ması fosforışımadan değil, gövdelerindeki özel ışık organlarında bulunan bazı molekül­lerin kimyasal değişikliğe uğramasından kay­naklanır. Bazen deniz suyu da minicik canlılar nedeniyle karanlıkta ışıldar. Ama yakamoz denen bu ışıldama da bir fosforışıma olayı değildir. Çünkü bu canlıların ışığı daha önce soğurulmuş olan gün ışığından ya da başka bir enerji kaynağından gelmez. Yayılan ışığın nedeni, enzimlerin katalizleyici etkisiyle ger­çekleşen kimyasal tepkimelerdir. Bu tür ışıl­damalara biyolojik ışıldama denir.


MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....