Arama

Anıtkabir - Tek Mesaj #6

HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
25 Kasım 2008       Mesaj #6
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi

RASATTEPE (ANITTEPE)

Ad:  anıtkabir 3.jpg
Gösterim: 1350
Boyut:  36.2 KB

Trabzon Milletvekili olan Yüksek Mühendis Mithat Aydın, Etlik, Keçiören, Cebeci, Altındağ'ı gezerek Anıtkabir için en uygun yeri arıyordu. En son, o zamanlar üzerinde birkaç küçük yapı bulunan Rasattepe'ye çıktı. Bu tepe, şehrin ortasındaydı ve çevresi boştu. Burada yapılacak Anıtkabir çok uzaklardan görülebilirdi.
Mithat Aydın, komisyonun 17 Ocak 1939 tarihli son toplantısında, Anıtkabir yeri olarak Rasattepe'yi ileri sürdü. Tepenin özelliklerini anlattı. Fakat daha önce Çankaya üzerinde görüş birliğine varmış olan üyeler kararlarından dönmüyorlardı. Bu arada Antalya Milletvekili Rasih Kaplan söz alarak "Arkadaşlar, yurdumuzda birçok eserler ortaya koymuş olan bir mühendis arkadaşımız, bize yeni bir yer gösteriyor. Biz bu yeri görmeden nasıl reddedebiliriz. Yarın Mithat Aydın, genel kurul'da söz alır ve ben bir yer gösterdim, gidip bakmadılar bile derse ne karşılık verirsiniz?" dedi.

Rasih Kaplan'ın bu açıklaması üzerinde komisyonda tartışmalar oldu. Üyelerden büyük çoğunluğunun Rasattepe'yi görmek istemesi üzerine bu yönde karar alındı. Milletvekilleri Rasattepe'ye çıkarak tepeyi değişik yönlerinden incelediler. Vardıkları sonuç olumluydu.
Aynı gün yapılan ikinci toplantıda, birçok üye söz alarak Rasattepe'nin Anıtkabir için uygun olduğu görüşünü bildirdiler. Fakat Çankaya üzerinde kararlı olanlar, düşüncelerinden vazgeçmiyorlardı. En son Süreyya Örgeevren, Rasattepe'nin Anıtkabir için çok elverişli özelliklerini anlatarak sözlerini şöyle bağladı.
"Rasattepe'nin bunlardan başka bir özelliği daha vardır ki, hayali genişce olan her kişiyi derin bir şekilde ilgilendirir sanırım. Rasattepe, bugünkü ve yarınki Ankara'nın genel görünüşüne göre, bir ucu Dikmen'de öteki ucu Etlik'te olan bir hilal (yarım ay)'in tam ortasında, bir yıldız gibidir. Ankara hilalin gövdesidir. Anıtkabir'in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır. Türkiye'nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış Atatürk'ü kucaklamış olacaktır. Atatürk'ü böylece bayrağımızdaki yarım ayın yıldızının ortasına yatırmış olacağız. Atatürk, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır."
Süreyya Örgeevren'den sonra İçel Milletvekili Emin İnankur söz alarak bir anısını anlattı. Emin İnankur, Atatürk'ün çok sevdiği eski bir öğretmendi. Atatürk onu çok defa yanına alır, şehri birlikte gezerlerdi. Bir gezide yolları Rasattepe'ye düşmüştü. Atatürk şehri buradan seyrettikten sonra Emin İnankur'a dönmüş ve "Bu tepe ne güzel bir anıt yeri" demişti.
Emin İnankur'un ve Süreyya Örgeevren'in bu açıklamalarından sonra Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılması oylamaya sunuldu. Sonuçta Anitkabir'in Rasattepe'de yapılması büyük çoğunlukla kararlaştırıldı. Karar hükümete bildirildi ve Rasattepe'de kamulaştırma çalışmalarına 7 Temmuz 1939'da başlandı.


İstiklal Kulesi


Aslanlı yolun sağ başında bulunan kule içerisindeki kabartmada ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, gücü, istiklâl ve bağımsızlığı, genç ise istiklâli savunan Türk Milleti'ni temsil etmektedir. Kabartma, Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kule duvarlarında, Atatürk'ün istiklal ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kule içinde ise Anıtkabir maketi ile birlikte fotoğraflarla Anıtkabir tanıtılmaktadır.

Hürriyet Kulesi


Aslanlı Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde "Hürriyet Beyannamesi" tutan melek figürü ile yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek bağımsızlığın kutsallığını, at ise bağımsızlığı sembolize etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün Hürriyet ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kule içerisinde ise Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ile inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.

İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından; kenardakiler bereketli topraklarımızı simgeleyen buğday başaklarından oluşan ve yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e Tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapatmış ağlamaktadır. Heykel grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir.

Erkek Heykel Grubu

Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkek heykelinden oluşan bu grupta, sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askeri, yani Mehmetçik, onun yanında elinde kitabıyla Türk gençliği ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk Köylüsü temsil edilmiştir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan'ın eseridir.

Aslanlı yol

Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak İstiklâl ve Hürriyet kuleleri ile üçlü kadın ve erkek heykel grupları yer almaktadır. Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Anadolu'nun eski uygarlıklarından Hititler' de ve Türk mitolojisinde kudreti simgeleyen aslanlar, Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü temsilen çift yapılmışlardır. Aslanlar Türk Ulusu'nun kuvvet ve kudretini simgelemektedir. Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.

Tören Meydanı

Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x 84.25 metre boyutlarındadır. 15 bin kişi kapasiteli olup, zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.

Mehmetçik Kulesi


Aslanlı yolun bitiminde sağda yer alan kulenin dış yüzeyinde, cepheye gitmekte olan Mehmetçik ile elini asker oğlunun omzuna atmış, onu vatan için savaşa gönderen anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır. Kulenin içerisinde ise; Sinevizyon Salonu bulunmaktadır. Sinevizyon Salonu’nda Atatürk ve Anıtkabir konulu gösterimler yapılmaktadır.

Anıtkabir Kitaplığı


Mehmetçik ve Zafer Kuleleri arasında yer alan; Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Komutanlığı Karargâhı içindeki birimde Anıtkabir Kitaplığı bulunmaktadır. Atatürk, Milli Mücadele ve İnkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir “ihtisas kitaplığı” olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya hafta içi hizmet vermektedir.

Zafer Kulesi

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin (Conkbayırı Muharebesi, Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi) tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır. Kule içinde Atatürk'ün naaşını taşıyan top arabası sergilenmektedir.

İsmet İnönü Lahti


Barış ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık kolonların oluşturduğu galerinin ortasında 25 Aralık 1973 tarihinde vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, Türk Millî Mücadelesi'nin Batı Cephesi Komutanı ve İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar odası alt kattadır. Mezar odasına ahşap bir kapı ardından bronz bir kapı ile girilir. Mezar odası kare olup, kesik pramidal tavanla örtülüdür. Beyaz granit kaplı zemin üzerinde kıble yönünde sanduka yer almaktadır. İsmet İnönü, Anıtkabir'e 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile defnedilmiştir.

Barış Kulesi


Kulenin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini dile getiren bir kabartma yer almaktadır. Kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir Mehmetçik figürü tasvir edilmiştir. Mehmetçik barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk Ordusu'nu sembolize etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kulenin içerisinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.

Nisan Kulesi


Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Diğer elinde Meclis'in açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma Hakkı Atamulu'nun eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün Meclis'in açılışı ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kule içerisinde Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.

Bayrak direği ve Bayrak


Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, yüksek bir direk üzerinde Türk Bayrağı dalgalanır. Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 metre yüksekliğindeki bu direğin 4 metresi kaide altında kalmaktadır. Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerikan vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir'e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada, meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir. Kabartma Kenan Yontuç'un eseridir.

Mîsâk-ı Millî Kulesi

Müzenin girişi olan bu kulenin içinde bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden oluşan bir kabartma yer almaktadır. Kabartma, Türk Vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir. Nusret Suman'ın eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Misak-ı Millî ile ilgili özlü sözleri yazılıdır. Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Ayrıca aktüel panolarda Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi

Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu şeref salonunun altında bulunan 3 bin metrekarelik sütunlu alanda kurulan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, özellikle farklı sergileme teknikleri ile Çanakkale, Sakarya, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Muharebeleri'ni, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını ve Atatürk dönemini çarpıcı biçimde sunuyor. Tören alanından Anıt bloğuna doğru bakıldığında, sağda yer alan Misak-ı Millî Kulesi'nin kapısından girilen müze, dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Atatürk'ün özel eşyaları sergilenmekte; ikinci bölümde panorama ve yağlı boya tablolarla Çanakkale Muharebeleri ile Kurtuluş Savaşı; üçüncü bölümde ayrı ayrı tonozlarda Millî Mücadele ve devrimler anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde ise Atatürk'e ait kitaplar ile bu kitapları okurken altını çizip notlar aldığı kısımlardan örnekler sergilenmektedir.
Misak-ı Millî ve İnkılap kuleleri arasındaki ilk bölümde bulunan ve Atatürk'ün özel eşyalarının sergilendiği Atatürk Müzesi, yeni sergileme teknikleriyle düzenlenerek ve diğer bölümlerle birleştirilerek, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi adını almıştır. İlk olarak 21 Haziran 1960 tarihinde açılan bu bölümde Atatürk'ün kullandığı eşyalar ile kendisine yabancı devlet adamları tarafından hediye edilen eşyalar sergilenmektedir. Müzede Atatürk'ün manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye hediye ettikleri Atatürk'e ait eşyalar da bulunmaktadır.

İnkılâp Kulesi

Müzenin devamı olan bu kulede de Atatürk'ün kullandığı eşyalar sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nu, güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan meşale ise yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni simgelemektedir. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili özlü sözleri yazılıdır.

Cumhuriyet Kulesi

Bu bölümde Atatürk’ün balmumu heykeli ile orijinal çalışma odası sergilenmektedir. Çankaya Köşkü’nün kütüphanesinde Atatürk’ü çalışırken gösteren bu vitrindeki eşyalardan arka taraftaki kütüphane ve Atatürk’ün üstündeki elbisesi hariç vitrindeki bütün objeler orijinaldir. Yine bu bölümde yer alan dokunmatik bilgi cihazlarında Atatürk’ün düşünce adamı yönü vurgulanmıştır. Ayrıca duvarda asılı plazma ekranda Atatürk’le ilgili fotoğraflar ve Anıtkabir’de yapılan önemli törenlerin resimleri belirli aralıklarla dönüşümlü olarak gösterilmektedir. Bu kulede Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözleri bulunmaktadır. “ En büyük gücümüz, en büyük dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur.”

Atatürk Özel Kitaplığı


Atatürk Özel Kitaplığı ’nın bulunduğu, 11 Haziran 2005 tarihinde hizmete açılan müzenin 4. bölümü; modern müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden düzenlenmiş ve böylece kitaplar daha özenli bir şekilde koruma altına alınmıştır. “Düşünce Adamı Atatürk” fikrinden ilham alınarak düzenlenen bu bölümde yerli ve yabancı ziyaretçilerimizin “Atatürkçü Düşünce Sistemi” nin ne olduğu ve bundan ne anlaşılması gerektiği hakkında bilgilenmeleri hedeflenmiştir. 26 Ağustos 2002 tarihinde açılan Kurtuluş Savaşı Müzesi ’nde Atatürk’ün askerî dehası vurgulanırken, burada ise “düşünce adamı” yönü vurgulanmaktadır. Sergi salonunun birinci ve ikinci vitrinlerinde başta “NUTUK” olmak üzere Atatürk’ün kendi yazdığı eserler, diğer vitrinlerde ise Atatürk’ün özel kütüphanesinde bulunan 3123 adet kitap konularına göre tasnif edilerek sergilenmiştir. Kitapların dillere göre dağılımına bakıldığında ağırlıklı olarak Fransızca ve Türkçe olduğu, bunun yanında İngilizce, Romence, Yunanca ve Latince kitapların da bulunduğu görülmektedir. Konu bazında değerlendirildiğinde ise ilk sırayı tarih, ikinci sırayı ise dil ve edebiyat almaktadır. Cumhuriyet Kulesi’nde olduğu gibi burada da dokunmatik bilgi cihazları bulunmaktadır.

Müdafaa-i Hukuk Kulesi

Kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmiştir. Kabartmada bir elinde kılıç tutarken, diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "Dur..." diyen bir erkek figürü tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ağaç yurdumuzu simgelemektedir. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği özlü sözler yer almaktadır. Kule içerisinde Atatürk ve Anıtkabir ile ilgili hatıralık eşyalar ve yine Atatürk ve Atatürkçülük ile ilgili bazı yayınlar satılmaktadır.

Sakarya Meydan Muharebesi Kabartması


Kompozisyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır. Bunlar, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür. Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürleri, Sakarya Meydan Muharebesi başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman istilâsı altında, Türk Ordusu'nu bekleyen halkımızı simgelemektedir. Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır. Kompozisyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk Ordusu'nu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Kabartma, İlhan Koman'ın eseridir.

Başkomutan Meydan Muharebesi Kabartması


Kompozisyonun solunda yer alan bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. Sonraki bölümde; Atatürk bir elini ileri uzatmış ve "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki melek, Ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir. Bundan sonraki bölümde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde elinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk Ordusu'nun taarruzunu sembolize etmektedir. Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk Ordusu'nu çağıran zafer meleği bulunmaktadır. Kabartma, Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

Mozole

Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. Kürsü, Kenan Yontuç'un eseridir. Mozole 72 x 52 x 17 metre boyutlarında, dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka 8, yan cephelerde 14 adet 14,40 metre yüksekliğinde kolonlarla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıl dönümünde söylediği nutku yer almaktadır.

Şeref holü

Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk Ordusu'na son mesajı, solda ise ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayımladığı 21 Kasım 1938 tarihli "Türk milletine taziye mesajı" yer almaktadır. Bu iki yazıt, Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olan 1981'de yazılmıştır. Şeref Holü'nün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları 15-16'ncı yüzyıl Osmanlı halı ve kilim motiflerinden oluşan mozaiklerle süslenmiştir.

Mezar Odası


Atatürk’ün aziz naaş’ı, Mozole’nin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozole’nin birinci katı olan Şeref Holü’ndeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı türbe mimarisi tarzında sekizgen planlı olup, piramidal külahlı tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı, mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’dan gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır. Atatürk 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yummuştur. Anıtkabir’in inşaatı 1953’de tamamlanmıştır. Bu dönemde Ata’nın Aziz naaş’ı geçici olarak Etnoğrafya Müzesi’nde muhafaza edilmiştir. Muhafaza işlemi için Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Profesörleri tarafından “tahnit” işlemine tabi tutulmuştur. Bu işlemle bir çeşit kimyasal sıvı naaş’ın bozulmaması için Ata’nın vücuduna zerk edilmiştir. İşlemin hemen ardından naaş kurşundan bir tabuta konularak gül ağacından yapılmış özel bir tabuta yerleştirilmiştir. Tam 15 yıl sonra, 9 Kasım 1953’de Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu başkanlığındaki bir heyet tarafından tabut açılmış ve naaş’ın hiçbir şekilde bozulmadığı görülmüştür. Atatürk’ün Aziz naaş’ı İslami usullere uygun olarak Anıtkabir’deki bu mezar odasına defnedilmiştir. Mustafa Kemal’in 1926’da İzmir’deki suikast girişiminin ardından “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü vasiyeti olarak kabul edilmiştir. Buna uygun olarak, o dönemin 67 vilayeti ile Selanik’teki Atatürk evi, Kore’deki Türk şehitliği, Kıbrıs ve Süleyman Şah’ın Mezarı’ndan gelen toprakların harmanlandığı mezara konulmuştur. Gerçekte yattığı yer İsmet İnönü’nünde söylediği gibi: “Türk milletinin Onun için aşk ve iftiharla dolu olan kahraman ve vefalı göğsüdür

Atatürk’ün Lahdi


Şeref holüne girişte tam karşıda büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, ATATÜRK'ün sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup, 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır.

Aslan Heykel Grubu


Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda Türklerde 24 Oğuz Boyunu temsil eden aslan heykeli bulunmaktadır. Anadolu'nun eski uygarlıklarından Hititler' de ve Türk mitolojisinde kudreti simgeleyen aslanlar, Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü temsilen çift yapılmışlardır. Aslanlar Türk Ulusu'nun kuvvet ve kudretini simgelemektedir. Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.

Dinlenme Salonu


Bayrak direğinin bunluğu bölümden merdivenlerle aşağı indikten sonra sağ tarafta yer almaktadır. Anıtkabir'e gelen ziyaretçilerin dinlenmesi amacıyla yapılmış olan bu bölümde çeşitli yiyecek ve içecekler satılmaktadır.

Konferans Salonu


Bu salonda Atatürk'ün yaşamını, hatırasını ve dünya görüşünü anlatmak, tanıtmak, sevdirmek ve benimsetmek amacı ile planlanmış seminer ve konferanslar düzenlenmektedir.
Son düzenleyen Safi; 1 Eylül 2016 00:37