Arama

Osmanlı Hukuk Sistemi - Tek Mesaj #3

HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
26 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı Devleti' nde Ceza


Osmanlılarda ceza kaynakları üçtür. Bunlardan biri, İslam Ceza Hukuku “ukuubat”, ikincisi Türklerin İslam dinini kabulden önceki gelenekleri, özellikle Türk-Moğol yasaları, üçüncüsü ise Osmanlıların sonradan çıkardıkları yasalar ve “siyaseten katl” anlayışıyle koydukları cezalardır.

İslam’daki cezalar üçe ayrılır: Had, kısas, diyet ve Ta’zir. Had cezalar (çoğulu hudut), Allah’a karşı işlenen suçlar için Allah’ın hakkı olan, bu yüzden de değiştirilemez cezalardır. Bunlar kanunda gösterilen cezalar gibidir. Had cezasını gerektiren suçlar zina, kazif (veya zina iftirası) şarap içme, hırsızlık, haydutluk gibi olanlardır. Bunlardan zina için recim ve 100 değnek cezası, kazif için 80 değnek, şarap içme için 80 değnek, hırsızlık için bir organın kesilmesi, haydutluk, yol kesme için duruma göre öldürme, teşhir bir organın kesilmesi gibi cezalar verilirdi.

Kısas ve diyet bir çeşit ödeşme, takas cezalarıdır. Bunlar öldürme, bir organın kesilmesi veya para, mal olarak ödeşme olup, bu sonuncuya, Osmanlı kanunlarında “kanlık” denmektedir. Kısas, kama, bıçak gibi araçlarla yapılır.

Taz’ire gelince, bundan önce belirtilen cezalardan farklı olarak taz’irde önceden sayılmamış suçlardan gene önceden sayılmamış cezaları olup, bunlar, yargıcın takdir hakkına bırakılmıştır. Yargıç isterse suçluyu bağışlar, sürgüne gönderir, tutuklar, teşhir ettirir, değnek cezasına çarptırırdı. Burada “had” cezalarına göre sınırlamalar tanınmıştır. Ayrıca devletin dirliği ve çıkarları için şeyhülislamdan alınan bir fetva üzerine hükümdarın “siyaseten katl” denilen ceza verme yetkisi tazir’e benzetmektedir.

XV. ve XVI. yüzyıllarda yürürlükte olan kanunlardan Fatih Sultan Mehmet Kanunnamesi, Kanuni Sultan Süleyman Kanunnamesi, Bosna Kanunnamesi gibi kanunlarda da çeşitli cezalara rastlanır. Bunlar içinde cerime, siyaseten salb “asma”, “çomak urma”, “çomaklama”, sakal kesme, suçlunun alnını “dağ etme”, işkence, el kesme, kollara bıçak sokup gezdirme, sürülme, kat-ı uzuv, teşhir, alna damga basma, siyaseten teşhir,topluca yemin ve ceza, kasâme gibi cezalar bulunmaktadır. Bu kanunnameler incelenince birçok İslam uygulamalarının değişmiş olduğu, İslam’da had olan cezaların taz’ire dönüştüğü, bazı kanunlarda suçlar için zımmilerin Müslümanlardan daha az cezaya çarptırıldığı, bazılarında ise zımmilerle Müslümanlar arasında eşitlik olduğu görülür.

Yargıcın takdirine bırakılmış cezalarda suçu yüze vurma, öğüt verme, azarlama, kulak çekme, teşhir, mali cezalar, mirastan yoksun bırakma gibi bir ölçüde hafifleri de bulunmaktadır. Her zaman rastlanmayan fakat tarih kitaplarının kaydettiği çeşitli ağır cezalar arasında mağaraya kapatıp içine duman salarak öldürme, çuvala koyup suya atma, XVI.yüzyılda rastlanan ve adı, topa bağlama olan suçluyu topun ağzına koyarak mermi gibi atmak, linç etmek (keşkeş), deri yüzme, çarmıh, kazık, çengel gibileri bulunmaktadır. Casuslara uygulanan çarmıh cezasında, suçlunun bedenine yanmakta olan iri balmumları dikildiğini biliyoruz.

Buraya alınan resimde görülen çengel cezası da korsanlara, casuslara uygulanırdı. Eminönü’nde kalaslardan bir iskele kurulur, suçlu makaralı iplerle kalasların üst basamağına çekilir, buradan daha alt basamakta olan ucu sivri çengelin üzerine bırakılırdı. Bazen suçlu hemen ölmez, çengele takılı olarak bir süre can çekişirdi.

İslam’da da görülen recm yani suçlunun yarı beline kadar toprağa gömülüp taşlanarak öldürülmesi cezasına İslam’da da Osmanlı’larda da pek az başvurulmuştur. Osmanlı tarihinde yalnız bir defa görülmektedir. Naima tarihi 1091/1680’de Kazasker Beyazizade Ahmet Efendi’nin İstanbul Kadısı iken Aksaray’da kavaf Abdullah Çelebi’nin karısının bir Yahudi ile zina etmesi üzerine kadını Sultanahmet’te recm ile öldürttüğü, Yahudi’nin de boynunu vurdurttuğunu yazmaktadır.

Suçlunun, boynuna veya ayaklarına ağır cendereler, çanlar takılarak teşhir edilmesi ve işkence görmesi de sık rastlanan cezalardandı. Bu çeşit cezalardan biri tomruk cezasıdır. Büyük bir ağaç kütüğünün yuvalarına suçlunun ayakları sokulur, kilitlenirdi.
ANKA HUKUK
Son düzenleyen asla_asla_deme; 14 Mayıs 2012 11:50