Arama


HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
30 Kasım 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlere ekosistem denir. Eğer söz konusu ekosistem bir tarım alanı içinde gelişiyorsa buna "agroekosistem" adı verilir.

EKOSİSTEMLERİN dengeleri bozulduğunda iyileştirilmesi gerektiği bir gerçek ama bu yeterince uygulanmıyor veya uygulanamıyor. Son olarak Dünya Yaban Hayatı Fonu (World Wildlife Fund, WWF) tarafından da açıklandığı gibi; dünyamız hızla ekolojik kıyamete doğru gidiyor.

İnsanlığın yerleşik tarım ve hayvancılığa geçişiyle başlayan doğal ekosistemlere müdahalesi nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşmenin başlamasıyla hızlanan modern, makineli ve ilaçlı, tek ürüne dayalı tarım ve hayvancılıkla artmıştır. Ekosistem dengelerinin önemi göz ardı edilmiş, ormanların en iyi örneklerini oluşturduğu ekosistemlerin yüksek ağaçlar ve kuşlardan toprakaltı canlılarına kadar bir bütün oluşturduğu, biyoçeşitliliğin dinamik dengelerinin, sürekliliği sağladığı göz ardı edilmiştir. Toprağın üstündeki bitki örtüsünün yeraltındaki canlı kütlesinin üçte biri oranıyla sınırlı olduğu düşünülmeden, birim alandaki verim fetişine kapılınarak toprak sömürülmüştür. Genellikle toprağa yanlızca azot, fosfor, potas, kalsiyum gibi kimyasal girdiler ekleyip bitkilere yapay hormonlar verilerek ekonomik ürün hasadı artırılmaya çalışılmıştır. Toprağın doğal organik madde, su ve hava dengeleri, iz element düzeyleri gibi kapasiteleri göz önüne alınmamıştır.

Verimsizleşme sonucu ortaya çıkan "eksiklik belirtileri" sulama, yaprak gübreleri, terleme önleyici kimyasallar ile giderilerek kârlılığın sürdürülmesi hedeflenmiştir. Her bir bitki türünün topraktan her yıl aynı besin elementlerini aynı oranlarda çekerek toprağı yorduğu, fakirleştirdiği göz önüne alınarak kimyasal gübrelere ağırlık verilirken yeraltı canlılarının gereksinimleri düşünülmemiştir. Doğal orman ve çayır ekosistemlerinin çeşitli türlerin rekabet dengeleri sayesinde, değişen iklim ve çevre koşullarına uyum sağladıkları gerçeğinin öğrenilmesi için insan eliyle geniş çöller yaratılması gerekmiştir. Bu dönemde yurdumuzda da 16 milyon hektara ulaşan ve iklim değişikliği yanında erozyon ve doğa tahribinin sürmesiyle genişlemekte olan çölleşmiş alana karşın, henüz "Çölleşmeyle Savaşım Eylem Planı"mız hazırlanamamıştır.

Ekosistem dengesi bozulduğunda bitki örtüsü ve toprakaltı canlılığı azalan toprağın erozyon hızı koşullara göre 11 kata kadar artabilmekte, en verimli toprak tabakası kaybedilmekte, toprağın yapısı bozularak su tutma kapasitesi ve geçirgenliği azalmakta, asiditesi değişmektedir. Gübreleme gibi önlemlere giderek daha az tepki veren bir verimsizleşme kısırdöngüsü ortaya çıkmaktadır. Araştırmalar, bu kısırdöngü sonucunda eğimli tarım arazilerinde hektardaki erozyon 100 tona ulaşabilirken verimliliğin de yarıya kadar azalabildiğini göstermiştir.

BAKINIZ Ekosistem
Son düzenleyen Safi; 16 Şubat 2019 15:23