Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
27 Mayıs 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Varna Savaşı (Varna Zaferi)

Balkanlar da tutunmaya çalışan OsmanlIlarla, Tûrkleri' avrupa topraklarından çıkarmak isteyen Haçlılar arasındaki büyük çarpışma (10 kasım 1444).

Polonya ve Macaristan kralı Wladyslaw III ile (Ulâszlö I) Szeged antlaşması (12 temmuz 1444) (Bakınız
Antlaşmalar - Edirne-Segedin Antlaşması) imzalayan Murat II, tahtı 12 yaşındaki oğlu Mehmet H'ye bırakarak Manisa'ya çekildi. Osmanlı tahtına deneyimsiz bir çocuğun çıktığını öğrenen papalık temsilcisi terdinal Caesarini ve Bizans imparatoru ioannes Palaiologos VIII, kral Wladyslaw'ı Türkler'I avrupa topraklarından kaçmak üzere bu fırsattan yararlanmaya çağırarak 10 yıl süreli Szeged antlaşması bozması için zorladılar. Sonunda antlaşmanın daha 50. gününde (1 eylül 1444) barış andını bozup Osmanlı devletine savaş ilan eden güçlü Lehistan ve Macaristan kralına Eflak prensi Drakula, sırp kralı Brankoviö ve kardinal Caesarini'nin temsil ettiği Papalık da katılarak Türkler'e karşı yeni bir kutsal birlik oluşturdular. Böylece macar, leh, sırp, ulah, İtalyan ve avusturya askerlerinden oluşan 110 bin kişilik bir haçlı ordusu görünürde Polonya ve Macaristan kralı Wladyslaw I gerçekte macar ulusal kahramanı Jânos Hunyadi'nin başkomutanlığında harekete geçip Bulgaristan topraklarını yağmalayıp yıkıma uğratarak Varna önlerine kadar ilerledi. Bu arada, 70 parça gemiden oluşan bir papalık bizans yerleşik donanması da Çanakkale boğazını tuttu.

Öte yandan, düşman ileri harekâtının yarattığı bunalımlı durumu görüşmek için Edirne'de toplanan saltanat şûrası, Murat ll'nin görev başına çağnlmasına karar verdi. Bazı osmanlı kaynaklarına bakılırsa, Manisa'daki rahatından vazgeçmek istemeyen eski padişah, kendisine yapılan ilk çağnyt özür dileyerek reddetti. Ancak, oğlunun ağzından yazılan ikinci bir çağrı tezkiresinde kendisini padişah sayıyorsa devletini tehlikeden kurtarmaya gelmesi, ama kendini padişah saymıyorsa sadık bir yurttaş sıfatıyla padişahının buyruğuna uyarak hemen yola çıkması bildirilince, bu mantık oyununun içinden çıkamayan Murat II, Manisa'dan Edirne'ye hareket etmek kent merkezinden bir görünüm zorunda kaldı. Ancak, papalık ve bizans donanmalarının kapattığı Çanakkale boğazından geçme olanağını bulamayan eski padişah, bunun üzerine İstanbul boğazına geldi ve sadrazam Çandarlı Halil Paşa şimdiki Rumelihisarı'nın bulunduğu tepelere toplar koydurarak boğazı güven altına aldıktan sonra Anadolu'dan Rumeli'ye geçebildi.

Böylece Edirne'ye gelerek başkomutan sıfatıyla türk ordusunun yönetimini üstlenen Murat, seçme askerlerden oluşan 40 bin kişilik çevik bir kuvvetle düşmanın üstüne yürüdü. İki ordu Varna dolaylarında karşılaşınca, Szeged antlaşması'nın metnini bir mızrağın ucuna taktırıp askerin önünden geçirten eski padişah, daha sonra bunu düşman saflarına doğru fırlattırdı. Murat'ın yeniden türk ordusunun başına geçmesinden tedirgin olan Jânos Hunyadi, zayıf gördüğü Osmanlılar'ın sol kanadına hemen saldırdı. Anadolu beylerbeyi Karaca Paşa'nm komutasında savaşan sol kanat, onun şehit düşmesi üzerine bozulunca, bu kez Ulahlar da Rumeli beylerbeyi Kasım Paşa'nın başında bulunduğu sağ kanada yüklendiler.

Bu kanat sarsılmasına karşın dağılmadan geri çekilmeyi başardı. Bunun üzerine türk ordusunun bozulduğunu sanan Wladyslaw, tüm kuvvetleriyle Murat'ın komutasındaki merkeze saldırdıysa da bir okla vurularak yere yuvarlandı ve Koca Hızır adlı bir asker tarafından kesilen başının bir mızrak ucuna takılıp gösterilmesi, morali bozulan macar askerlerinin bir anda dağılıp kaçmasına yol açtı. Düşmanın kapıldığı panik ortamından hemen yararlanarak karşı saldırıya geçen başkomutan Murat, kuvvetlerinin bir bölümüyle kaçışan Macarlar izletirken, ötekilerle de üzerine yüklendiği Ulahlar'ı çember içine alıp yok etti. Ordusunun denetimini yitiren Jânos Hunyadi, bozgunu önlemek için büyük çaba gösterdiyse de kılıç artığı haçlı askerlerinin ordugâhlarına doğru kaçmalarını engellemeyi başaramadı. Bunun üzerine çevresine toplayabildiği kadar askeriyle savuştuğu savaş alanından Macaristan yönünde uzaklaşmak zorunda kaldı.

Daha sonra kardinal Caesarini'nin savunduğu haçlı karargâhını kolayca ele geçiren Türkler, burada direnmeye çalışan küçük haçlı kuvvetini de yok ettiler. Yakalanarak eski padişahın önüne götürülen kardinal, henüz imzalanmış bir antlaşmayı bozdurup bunca kan dökülmesine neden olmakla suçlanarak idam edildi.

Varna zaferi, sonuç olarak Osmanlı devletinin avrupa topraklannda iyice tutunup yayılmasına, Mehmet ll'nin tahtı yeniden babasına bırakmasına ve Bizans'ın artık tam anlamıyla bir türk kıskacı içinde kalmasına yol açtı.

Kaynak: Büyük Larousse
BAKINIZ
Osmanlı Padişahları - Sultan İkinci Murad
Antlaşmalar - Edirne-Segedin Antlaşması
Son düzenleyen Safi; 18 Ocak 2017 16:11