Arama

Uzay gemisi nedir? - Tek Mesaj #2

Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Aralık 2008       Mesaj #2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  gemi1.jpg
Gösterim: 1494
Boyut:  10.3 KB
Uzay gemisi nedir ?

Arkadaşlar Uzay gemilerinin ilerde (hangi tarih olduğu kesin belirlenemez belki yarın belki yarından da yakın) yaşamımıza gireceği kesin bir sonuçtur. İnsanlar bu gün ışık hızı diye isimlendirilen ve Albert Einstein teorik olarak bulmuş olduğu bir limit hıza erişme hayalini güdüyor ve sanırım adım adım da yaklaşıyorlar. Yapmış olduğum araştırmalar sonucu şu bilgileri toparladım ve kendimcede bişeyler ilave ettim.

UZAYDA YOLCULUK HAKKINDA:
Bugün için gerçek anlamda yakın yıldızlar ve galaksiler arasında bir şehirden diğerine yol almak kadar hızlı yolculukları düşlüyorsak ışık hızı bariyerini dolayısıyla bizi ve hız limitlerimizi sınırlayan/belirleyen zaman ve boyut faktörünü aşacak uzay araçlarına ihtiyacımız olacaktır. Bu anlayış içerisinde derin uzay yolculukları konusunda ciddi adımlar atmaktan söz edeceksek bir üstuzay yolculuğunu düşünmüş olmamız gerekir.

''Üst uzay'' yolculuğu derin uzayın keşfini düşünen her uzay uygarlığının eninde sonunda varacağı bir bilimsel anlayış noktasıdır. Ve her gelişmiş uygarlık bu sorunun üstesinden gelmiş olmalıdır . Çünkü bu, evrene açılmak ve insan uygarlığımızın devamını sağlamak açısında kaçınılmaz olarak halledilmesi gereken bir proplemdir.Üst uzay bizim toplumumuz için hala büyük bir sırdır.Ve henüz Albert Einstein üstadın genel görecelik ve yüzyılın kuantum fiziği ufkunda beliren kurt delikleri kuramları çerçevesinde anlaşılmaya çalışılan bu gerçek henüz tam olarak kabül görmüş ve anlaşılmış değildir.
Ad:  gemi3.jpg
Gösterim: 1027
Boyut:  10.6 KB


Sözde bazı kişiler dünya dışından geldikleri varsayılan UFO 'ların içlerindeki dış uzaylılarla iletişim kurduklarını iddia etmektedirler.Bu iletişimler sonucu alınan üst uzay yolculuğuna ait sözde bilğiler bilimsel anlayışın ufukları içerisinde ne kadarda asılsız iddialar olarak görülselerde ana fikir olarak bu anlatımların gerçeğin çokta dışında fikirler olmadığını kendi adıma söyleyebilirim. Bu UFO temascılarından biri olan Edvart Billy Meier' ın Semjaseadında bir dünya dışı varlıktan aldığını iddia ettiği bilgiler ve Türkiye'de yaşayan ve kendisiylede bizzat tanışıp görüştüğüm sayın Ömer Sami Ayçiçek beyin Agarta uygarlığı denen bir uzay uygarlıgıyla medyumsal bir ilişki sonucu semiyunisimli varlıktan aldığı bilgiler son derece ilğinç :

Semjase
: ['' Uzay yolculuklarımız sizin düşündüğünüz gibi değil. Örneğin bizler uzay aracında aynen gezegenimizdeki zaman kavramını muhafaza edebiliyoruz. pleiades yıldızını terk ettikten tam yedi saat sonra dünyaya ulaştık. (pleiades takım yıldızı dünyadan 430 milyon ışık yılı uzaklıktadır) Yolculuğumuzun uzun sürmesi ise ,önce normal hızla uçmamız gerektiği içindir. Ancak sistemimizden çıktıktan sonra , süper hızla harekete geçebiliyoruz. Güneş sistemine yaklaşmadan önce yeniden normal hıza geçiyoruz. Bu konuda daha fazla bilği vermem imkansız . Çünkü o zaman sizin bilim adamlarınız ''sıfır zaman propulsyon sistemi '' ni ortaya çıkarabilirler. Ama insanoğlu henüz uzayın derinliklerine gitmek için hazır değil. Herşey zamanında olacaktır. Ama uzaya açılmak istiyorsanız yeni bir yol bulmalısınız. Bügünkü araçlarınızı geliştirmekle bu iş imkansız. Sizler sınırları zorlayıp aya gittiniz. Ancak bugünkü yöntemlerle hiçbir zaman hiçbir şekilde uzayın derinliklerine ulaşmanız mümkün olmayacak. Bunun için çok özel propulsyon sistemleri (sevk- itici güç sistemleri ) olan , uzay araçlarına ihtiyacınız var. En önemliside zaman ve yer kavramlarını yok edecek ve '' sıfır zaman'a ulaşacak '' bir propulsyon sistemi bulmanız gerek. Bu şekilde saniyede trilyonlarca ışık yılı seyahat etmek mümkün olur. ''] Aşağıda bu pleiades' li uzay uygarlığına ait uzay araçlarının şekilleri görülmektedir:

semiyun:[Üst uzay yolculuğu denen bu kavram elde edilmeden, bu yolculuğa olanak tanıyan bu teknolojik seviyeye ulaşılmadan kainatların keşfi konusu ciddi bir konu olmaktan uzaklaşır, yani hayal olarak kalır, pratiğe, gerçeğe hiç bir zaman ( uygarlıklar için söylüyorum) dönüşemez. Kainatların ( derin uzayın) gerçekten keşfi, tanımlaması arzu ediliyorsa uygarlıkların bir üstboyut içinde ilerleyebilecek, çalışabilecek uzay gemileri yapmaya ihtiyaçları vardır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi uygarlıkların büyük bölümü fiziki kainat içinde belirli sürate ulaşabilirler ama ondan öteye, daha öteye gitmek, daha yüksek bir sürate ulaşmak (ışık hızının üstünde bir hıza erişmek) gerekirse mutlaka bir üst boyuttan (4. ,5. ve bunu daha da arttırabiliriz ama o çok farklı bir hali ihtiva eder) yararlanmak zorundadırlar ki, burada da büyük bir medeni sıçrama yapmak zarureti vardır.Bizim asıl sürat kavramına karşı yaklaşımımız gemilerimizin vibrasyonel seviyesini yükseltmekle elde edilen bir haldir. Geminin üç boyutlu aleme uygun vibrasyonel seviyesini yükselterek onu bir anda ortadan kaldırıp bir başka boyutun içine sokmak gerekir ki, ona 4. boyut demek nispeten daha uygun olur. Çünkü doğrudan doğruya üç ile dört arasında bir geçiş yoktur. O da nüanslar halinde kendini ortaya koyar. İşte vibrasyonel seviyeyi yükselterek bu nüanslar halindeki gittikçe yükselen boyutlar, alemler içine girerek kainatta mesafe gibi gözüken ya da sonsuz uzaklıkları ihtiva eden halleri çok kısa sürede almak mümkündür.
Ad:  gemi7.jpg
Gösterim: 2636
Boyut:  11.7 KB

Eğer uygarlık olarak bir üst boyutun imkanlarından yararlanmak durumunu elde etmiş iseniz, uzay aracınızın vibrasyonel seviyesini yükselterek o boyuta geçer ve o boyut üzerinde çok kısa bir zaman süreci içinde yolculuk yaparak tekrar vibrasyonel seviyenizi düşürdüğünüzde mevcut kainatın içindeki çok uzak bir gezegene çok kısa sürede seyahat etme imkanına sahip olursunuz.Yalnız bu çok ileri bir aşamayı gerektirmektedir. Bizler yolculuklarımızı çok uzun bir zamanda beri bu yöntem ile yapmaktayız.]
Bir başka uzaylı varlık ise şöyle diyor; ''Şunu bilmeniz önemli: Her madde, atomundan molekül bağlarına kadar uzay-zamandan oluşur; yani yoğunlaşmış uzay-zamandır. Uzay/zaman'a uçuş yönüne doğru huni şeklinde biçim veririz. Bunun sonucu oluşan büyük yerçekimi potansiyeli uzay gemilerimizi ışık hızından daha üstün bir hızla emer ve arkasından sürükler. Bu neredeyse, önüne bir sopanın ucunda havuç uzatılan bir eşeğin, onun arkasından koşmasına benzer. Diğer bir anlatışla: uzay-zamanın yapısını yönlendiririz.''

Bilinen en ünlü UFO temasçılarından George Adamski' nin ise uzaylılarla yakın temas sonucu aldığı bilgilerde son derece ilginçtir. Bu temaslardan birinde ''uzaylı varlık'' Adamski 'nin iddiasına göre şöyle demiştir; ''...Bizim gemilerimizden söz etmek gerekirse ki, siz onlara -uçan Tabak- dersiniz, sizin kendi uçaklarınız için kullandığınız terim gereği, onlar da uçmaktadırlar. Fakat, biz sizin anladığınız anlamda uçmayız. Biz atmosferi uçuşun mekanik vasıtası olarak kullanmaktan çoktan vazgeçmiş bulunmaktayız. Siz bu uçuşu-Gravitasyonel Asılma- tarzında ifade edebilirsiniz. Bu yüzden araçlarımız atmosferik sürtünme ve dirençle karşılaşmazlar. Yine aynı sebeblerle bizim araçlarımız, sizin havacılarınız ile bilim adamlarınızın akıllarının alamayacağı seri ve ani yön değiştirmeler yapabilir ve o esrarengiz yüksek hızlarla hareket edebilirler.''

Bu temas iddialarından biride Dr. Daniel Fry 'a aittir. Dr. Fry'a verilen bilgi ; [..Bizim uzay gemilerimizi görenler, hızlarından bahsederlerken, dinleyenler tarafından inanılmayan konulardan biri de budur işte. Sizin en bilgili bilim adamlarınızdan bazılarının, şu kanıda olduklarını duymuş bulunmaktayız : Beden sahibi olarak hiçbir insan, başka bir dünyadan da olsa, bu akselerasyona dayanamaz. Bizi sükutu hayale uğratan dünyasal kanılardan biri de budur. Orta derecede bir bilgi seviyesi olan, herhangi bir kimsenin bile, böyle bir görüşü hemen düzeltmesi gerekirdi. Bunun cevabı basit olarak şöyledir: Gemiye hız veren güç, doğal olarak gravitasyon alanı niteliğinde bir şeydir.Bu güç, sadece aracın atomlarını etkilemekle kalmayıp, içinde bulunan pilot ve yolcuları da aynı decede tesiri altında tutar. Sizin uçaklarınızda ise durum tamamıyla farklıdır. Sizin jet yada pervaneleriniz var, bunlar yardımıyla aracınızın bir tarafında bir itme gücü elde etmektesiniz. Bu lokal itme, aracınıza bir hız sağlamakta, fakat içindeki insanlara değil! İçindeki insanlar, altlarındaki koltuk hareket ettiği için, dolaylı bir yoldan hareket kazanırlar. Dolayısıyla siz, bir hız hissetmektesiniz. Bizim tek akselerasyon(hızlanma) limitimiz, kullandığımız alanın limitidir.] Ve uzaylı varlık uzay gemilerinin çalışma prensibini basitçe şöyle izah eder: [...Araca ait genel alanın merkezi aracın gravitasyon alanınkine benzerdir. Eğer genel alanın merkezi, aracın gravitasyon merkezine(kütleçekimsel merkezine) uyarsa, bundan doğacak tek sonuç, aracın kütlesinin yukarı doğru hareketi olacaktır. Genel gravitasyon merkeziyle, alanın merkezi uyuşmadığı zamanlarda, araç o merkeze doğru bir hız kazanacaktır. Bu alanı oluşturan sistem, aracın bir kısmı olduğundan herhangi bir kesiklik olamadan, genel çekim merkezi aracın gravitasyon alan merkezinin az ilerisinde olan bir alan yaratacaktır. Ve bu alan oluşturulduğu sürece, araçta bir akselarasyon ( o yönde bir hızlanma etkisi) görülecektir. Şöyle bir benzetme, anlayışı kolaylaşatıracaktır : Bir at arabasında oturuyorsunuz. Uzunca bir sopanın ucuna bir tutam taze ot bağlamışsınız. Bu ot demetini atın burnundan az ileride tutuyorsunuz. At otu yemek için uzandığında arkasındaki arabayı da sürükleyecektir. Fakat siz, sopa ve ucundaki ot demeti hep birlikte hareket edeceklerinden, at hiç bir zaman ot demetine yetişemeyecek, bu şekilde devamlı devamlı hareket sağlanmış olacaktır... Aracı yavaşlatmak ya da durdurmak için negatif akselarasyon yaratmak üzere sistemin alanı, genel gravitasyon merkezinin hemen gerisine kaydırılır.] Dikkatimi çeken nokta gerek bilimsel verilere ve kendi entellektüel çalışmalarıma ve gerekse sözde spekülatif UFO teknolojisi konularına dair açıklamalara baktığımda aslında aklın ve bilimin ışığında ışık hızı ve üstü hızlara ulaşacak bir sistemin ön görülen tablosu ortaya çıkmaktadır. Ben isterdimki akademik bilim çevrelerince en azından ülkemizde bu konularda özel bir araştırma fonu oluşturulsun ve konu araştırılsın. Ama görülüyor ki askeriye dahil tüm Türk havacılık kurumları bile henüz F-16 savaş uçaklarının teknolojisini anlayabilmekten ve geliştirmeye çalışmaktan öte bir düşünceye sahip değil. Yıldızlar arası yolculuk ise Türk ulusu için hala bir düş olamaktan öteye geçmiyor.

Uzayda yolculuk konusunda ve özellikle derin uzayın keşfini ciddi anlamda düşünen insanlık uzay-zaman levhasına doğrudan etki ederek kendisini uzay-zamanın kafes çizğileri boyunca kaydırabilecek -elektromanyetik sevk- yöntemlerini geliştirmek zorundadır.Bunun için öncelikle Birleşik Alan Kuramı' nın tam olarak anlaşılması lazım.Albert Einstein bu konuya bir vurgu yaparak şunu der :'' Gravitasyon alanı ile elektromanyetik alanı tek bir yapı halinde birleştirmeyi başardığımız taktirde, bu, muhakkak ki, ileriye doğru atılmış büyük bir adım olacaktır.''Eğer ışıktan hızlı yolculukların arkasındaki fizik ilkeler bilinmek isteniyorsa ''KUANTUM-ELEKTRODİNAMİĞİ'' bu yolculukta anahtar kuramlardan biridir. Işığın yapısı tam olarak anlaşılmadıkça aslında bir 'üstuzay yolculuğu' olan'zaman yolculuğu'nun kendiside hiçbir zaman anlaşılamayacaktır.
Son düzenleyen Safi; 29 Mart 2016 00:50