Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
AİLELERİN ALMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Büyükbaba, babaanne, amca, komşuların vb. çocuğu eleştirmelerine izin verilmemeli
Akşamları sıvı tüketimi kısıtlanmamalı,
Çocuk belli bir yaş dönemini aşmış ise altına bez bağlanmamalı,
Çocuğa doğduğu günden itibaren uygun bakım ve özen gösterilmelidir.
Çocuk sürekli olarak kardeşleri ve arkadaşları ile kıyaslanmamalıdır.
Çocuk geceleri üşütülmemelidir.
Çocuk yeni kardeşi doğduğu zaman ihmal edilmemelidir.
Bu çocukların, mümkün olduğu kadar sosyal etkinliklere katılımı sağlanmalıdır.
Çocukların altını ıslatması için bir organik bozukluk varsa tıbbi açıdan tedavi ettirilmelidir.
Çiş yaparken ara sıra tutma bırakma hareketi yaptırılmalıdır.
Gündüzleri sıkışmadan tuvalete gönderilmemesi
Altını ıslatmadığı günler ödül verilmelidir.

2-DIŞKI KAÇIRMA (ENKOPRESİS)
Çocuğun kakasını tutma ve bırakma işlemini kontrol edebileceği yaşa gelmesine karşın, dışkısını kontrol edemeyerek altını kirletmesidir.
Çocuk bu davranışı sadece ilaç kullanımı ya da kabızlık gibi genel tıbbi bir sorunu olmadan yapıyor ise alışkanlık bozukluğu vardır diyebiliriz. Erkeklerde daha sık görülür.

NEDENLERİ
 Bağırsak yapısal bozukluklar, uygun olmayan ilaç kullanımı, diyet değişiklikleri, kabızlık neden olur.
 Tuvalet eğitimini ailenin zamanından önce vermesi ve eğitimine sert ve katı şekilde vermesi çocuk ebeveynlerine karşı bir direnme belirtisi olarak altına kaçırır.
 Annenin aşırı titizliğe düşkün olması, çocuğun sık sık temizlik kuralları yüzünden cezalandırılması çocuğun özgüvenini azaltır, bu da altına kaçırmaya yol açar.
 Yeni doğan kardeşi olan çocuk ilgiyi kendisine çekebilmek için küçük kardeşi gibi altına kaçırabilir.
 Ölümler, ayrılıklar, okula başlama, hastalanma veya bir türlü dışa vurulamayan saldırganlık duygusu bu yolla dışa vurulabilir.

TEDAVİ
1. Doğrudan çocuğa karşı uygulanacak tedavi yöntemi: Oyun terapisi, psikoterapi, ya da grup terapisi
Çocukla görüşmede suçluluk ve utangaçlık duygusunu hafifletici bir görüşme ilişkisi kurulur sorunu işbirliği ile çözülebileceği kabul ettirilir.
2. Dolaylı tedavi: Aile, öğretmen ve çevresindeki ilgili kişilerle görüşülerek çevre şartlarını iyileştirmeyi amaçlayan tedavi yöntemi.
3. Aile terapisi: Aile ile görüşülerek çocuğu yetiştirmedeki genel tutumları, kaka kaçırma konusundaki duygu, düşünce ve davranışları anlaşılmaya çalışılır. Aşırılıklar kendilerine gösterilir ve öneriler yapılır. Bunlar;
- Aşırı hoşgörülük
- Cezalandırıcı tutum
-Çocukla olumlu iletişim kurma

3-TIRNAK YEME
Tırnak yeme; Çocukta ve ergenlik çağında çok görülen bir alışkanlıktır. Tırnak yeme 3-4 yaşlarından sonra rastlanır.
Tırnak yeme çoğunlukla parmak emen çocukların tersine gergin ve kolayca heyecanlanan çocuklarda görülmektedir.

NEDENLERİ
Tırnak yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir.
 Aile içinde aşırı baskılı ve otoriter bir eğitimin uygulanması,
 Çocuğun sürekli azarlanması ve eleştirilmesi,
 Kıskançlık, yetersiz ilgi, sıkıntı, gerginlik,
 Çocuğun karşılaştığı ve çözemediği korku, kaygı ve endişeler,
 Aşağılık duygusu, arkadaşlarının ilgisizliği,
 Kardeş kıskançlığı.

ÖNLENMESİ
 Çocuk tırnak yeme alışkanlığından tamamen men edilmemelidir, zorlanmamalıdır.
 Çocuğu üzen durumu bulup ortadan kaldırmalı, onun dikkati dolaylı olarak başka bir yöne kaydırılmalıdır.
 Çocuğun gelişim durumuna göre eline bir oyuncak veya anahtarlık verilerek dikkati o noktada yoğunlaştırılmalıdır.
 Heyecanlı anlarda sakız çiğnetmek, TV, sinema seyrederken ağzını meşgul edecek yiyecekler verilmelidir.
 Yumuşak bir üslupla yargılamadan eleştirmeden tırnak yemenin sağlık açısından hoş bir şey olmadığı anlatılmalıdır.
 Uyurken tırnak yeme alışkanlığı varsa ellerine eldiven veya çorap giydirilmelidir.
 Öğretmen-aile işbirliği içinde olmalıdır.

4-TİKLİ ÇOCUKLAR
Tik; adale gruplarının maksatsız veya istem dışı hareketleridir.

NEDENLERİ:
 Tikler genellikle iç gerilimlerin veya çatışmaların öncüleri ya da belirtileridir. Bazen çocuğun yaptığı tik iç gerilimden kurtulma çabası içinde olduğunun belirtisidir.
 Tikler genellikle erkek çocuklarda ve erken yaşlarda başlar, ruhsal nedenlerle ortaya çıkar. Çocuğun iç dünyasında psikolojik çatışmaları dışarı vuramadığı kimi öfke ve saldırganlık duyguları tiklerin oluşmasına yol açar.
 Tiklerin en önemli nedenlerinden biri de taklittir. Bazen küçük yaştaki çocuklar yetişkinleri taklit ederken onların iyi yönlerinin yanında kusurlarını da davranış bozukluğu olarak edinebilirler.
 Erken yaşlarda başlayıp sürüp giden korku, tedirginlik, kaygı, gerilim, anne-baba ile olumsuz ilişkileri tiklerin oluşmasına yol açar.
 Yaşadığı çevrenin kavgacı ve güvensiz olması.
 Kardeş ya da arkadaşlarıyla kıyaslanması, küçümsenmesi ve hor görülmesi.

ÖNLEMLER
 Çocukta tik görüldüğünde psikiyatriste başvurulması gerekir.
Çocuğun ailedeki, okuldaki ve yakınlarıyla olan çatışmaları bulup ortadan kaldırılmalıdır.
 Taklit etmekten, tenkit etmekten, akranlarıyla kıyaslamaktan sakınılmalıdır.
 Hakaret, azarlama, dayak atma tiki iyice pekiştirir. Bu davranışlar yapılmamalıdır.
 Anne-baba çocuğuna güven vermeli, ondan utanmamalı, utandırmamalı.
 Okul dışı sportif faaliyetlere katılması sağlanmalıdır.

5-PARMAK EMME
Parmak emme normal çocuklarda psikopatolojik etken olmaksızın 3-4 yaşlarına kadar görülen bir olgudur. Parmak emmenin hemen hemen tüm bebeklerde görülmesinin en önemli nedeni anne karnında öğrenmiş olmalarıdır. 9. aydan itibaren uykusu gelen bebeğin parmağını ağzına >ürmesi ile uyku ile parmak emme arasında yakın bir ilişki olduğunu gösterir. Çocuğu parmak emme için yapı> çabalar 3 yaşına kadar çocuk tarafından dirençle karşı>ır. 5-6 yaşına kadar belli aralıklarla parmak emme normal sayılabilir. Devamı durumunda psikolojik sorun ve gerginlik olduğunu gösterir.

NEDENLERİ: 6 yaşından sonra parmak emme devam ediyorsa;
 Yeterince anne sütü ile beslenmediği,
 Huzursuz bir aile ortamında büyümüş olması,
 Yetersiz ve düzensiz beslendiğinden,
 Güvensiz, sevgisiz aile ortamından yetişmesinden,
 Engelli anne-baba sahip olması,
 Kıskançlık, korku, kaygı ve yalnızlık.

ÖNLEMLERİ:
 Parmak emme davranışının nedenini bulup ortadan kaldırmak, bunu en iyi yapacak olan ailedir. (Bu nedenler yeni doğan kardeşe duyulan kıskançlık olabilir, sık sık başkalarıyla kıyaslama olabilir, babanın ilgisizliği, aile içi şiddet)
 Anne-babalar telaşa kapılmadan sabırla karşılamalı, sürekli ilgilenmekten kaçınılmalıdır.
 Çocuğa bu alışkanlığının bebekçe bir davranış olduğu, başkalarının gözüne hoş görülmediği uygun bir dille anlatılmalıdır. Çocuğu eleştirmek, gerginleştirmek ailenin yapacağı yanlış davranışlardır.
 Parmak emme sabırlı ve sürekli bir eğitimsel yöntemle çözümlenir.


3-DUYGUSAL BOZUKLUKLAR

1-ÖFKELİ ÇOCUKLAR
Öfke: Engellenme, incinme ya da gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisidir.
Öfke Nöbeti: Özellikle küçük çocukların herhangi bir şeyi yapmaları engellendiği zaman gösterdikleri güçlü ve olağanüstü kızgınlıktır.
Zaman zaman hepimiz kızdığımız, üzüldüğümüz olaylar karşısında duygusal ifadeye başvurarak boşalma ihtiyacı duyarız. Bu boşalma belli bir seviyede olursa faydalı olur. Birikmiş sıkıntılarımızı dışlamamıza aracılık eder, ancak sık sık ve artarak devam ederse öfkeye dönüşür.

Öfkenin Belirtileri:
Öfkeli kimselerin, öfke halinde iken adaleleri gerginleşir, yumrukları sıkılır.
Yüz ifadeleri sert, alın kırışık, kaşlar çatılmıştır.
Kırıp dökme, ısırma hareketleri yaparlar.
Yüz ifadesinde nefret hakimdir. Yüzde kızarma veya sararma olabilir.
Nefes alıp vermede sıklaşma görülür, kusma, başını sert bir yere vurma görülebilir.
Vücutta titremeler görülür.

NEDENLERİ
Çocuklarda görülen bedeni rahatsızlıklar ve sıkıntılar. Çocuklar hasta olduklarında veya sıkıntı yaratan bir durumla karşılaştıkları zaman ilgi görmezlerse öfkelenirler (Altını ıslatma, ateşlenme).
Zamanında yedirilip yatırılmayan, uygun şekilde dinlendirilmeyen çocuklar bundan mahrum olunca öfkelenirler. (okuldan gelen çocuğun evde annesini bulamaması ve bunun sonucunda kapıyı tekmelemesi).
Anne-baba veya öğretmenin çocuğun gösterdiği herhangi bir davranışı birinin takdir etmesi, diğerinin cezalandırılması veya aynı kişinin, aynı davranışa farklı davranması çocuğu çileden çıkarabilir.
Çocuğun aç, susuz veya yorgun olması.
Çocuğun çevresindeki kimselerin öfkeli, hiddetli davranışlar sergilemesi, çocuğun bu davranışları taklit etmesi.
Çocuklara sert ve zalimce uygulanan cezalar.
 Anne-baba ve öğretmenlerin çocukları yargılama ve değerlendirmede yaptıkları hatalar.
Ailede herhangi bir kimsenin hiddetlenerek, öfkelenerek istediğini elde etmesi ve anne-babanın bu öfkeye taviz vermesi hem öfkeyi tehdit olarak kullanan çocuklarda hem de olayı gözlemleyen diğer çocuklarda öfkeye yönelme olur.

ÖFKEYİ ÖNLEMENİN YOLLARI
Çocuğunuzu öfkelendirecek, sıkıntı veren hastalık ve rahatsızlıklardan koruyunuz. Çocuğunuz öfkelendiği zaman hemen ihtiyacını sorunuz.
Çocuğunuzun yeme, içme, giyinme, dinlenme gibi ihtiyaçlarını zamanında asgari düzeyde karşılayınız. Onları kendi zevkiniz için ihmal etmeyiniz (anne bulaşık yıkarken çocuk öfkelenmez, ama anne onu bırakıp komşuya giderse öfkelenir).
Çocuk öfkelendiği zaman çivi çiviyi söker ilkesine dayanarak hiddetlenmeyiniz, sakin olunuz. Mantıklı bir nedene bağlı olarak hiddetleniyorsa, istediği şeyi yerine getiriniz. Mantıklı bir neden yoksa ona, “hiddetlendiği için istediğini yapmadığınızı” veya “tehditle bir şey elde edemeyeceğini” söyleyiniz.
Çocuklarınızın aynı davranışına anne-baba ve öğretmenler olarak aynı tepkiyi gösteriniz.
Çocuklara haksız cezalar vermeyiniz.
Çocuklarınıza öfkelenerek örnek olmayınız.
Çocuklarınıza yargılama ve değerlendirmede adil olunuz.
Çocuklarınızın içki içmelerine engel olunuz.
Çocuğunuz sürekli öfkeleniyor, öfke nöbetleri geçiriyorsa sosyal faaliyetlere yönlendiriniz.
Çocukları mümkün olduğu kadar açık havada bulundurunuz. Sportif faaliyetlere yönlendiriniz.
Çocuklarınız için çeşitli iş ve uğraşlar hazırlayınız ve sık sık bu uğraşları değiştiriniz.

2-SALDIRGAN ÇOCUKLAR
Saldırgan çocuk, ruhsal sorunları yüzünden, yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. Aşırı derecede geçimsizdir, kavgacıdır. Sık sık kuralları çiğner ve ceza alır. Anne-baba ve öğretmenlerine karşı gelir. Öfkesini yenemez, hep kendini haklı çıkartma eğilimindedir. Davranışlarından utansa bile tekrarlamaktan kendini alamaz, cezalardan hiç etkilenmez.
Çocuklukta sık görülen yaramazlık, itişip kakışma ara sıra geçimsizlik ve kavgalar bir çocuğu saldırgan olarak tanımlamaya yeterli değildir. Tutum ve davranışında süreklilik gösteriyorsa saldırgan diyebiliriz.

NEDENLERİ
 Kısıtlanmak ve engellenmek, (oyun dönemindeki bir çocuğun oyun oynamasının engellenmesi)
 Anne-babanın aşırı düşkünlüğü, çocuğun her istediğinin yerine getirilmesinin alışkanlık haline gelmesi nadiren de olsa ihtiyaçların yerine getirilmemesi durumunda saldırgan tutum takınması,
 Erkek çocuklarda baba yoksunluğu ve kendi cinsiyetine uygun bir özdeşleşme yapamaması da saldırganlığa neden olabilir.
 TV’de yer alan bazı programlar olumsuz model teşkil eder. Bu da saldırgan tutum oluşmasına yol açar.
 Aile tarafından kendini korumak için dahi olsa kendini savunmasına izin verilmeyen çocuklarda görülür.
 Anne-baba tutumlarının baskıcı olması, yasakçı olması çocukta saldırganlık dürtüsü oluşturur.
 Fiziksel bir engeli veya herhangi bir özürü bulunan çocuklarda görülebilir.

SALDIRGANLIĞI ÖNLEME YOLLARI
 Saldırgan davranışlar karşısında sakin olmalı, çocuk sakinleştikten sonra yaptığı davranışın yanlış olduğu, böyle devam ederse isteklerinin yerine getirilmeyeceği anlatılmalıdır.
 Çocuğa ne baskı yapılmalı ne de gevşek davranılmalıdır. Bu ikisinin dozu çok iyi ayarlanmalıdır.
 Saldırganlığı dayak ile cezalandıramayız. Her türlü maddi cezadan kaçınılmalıdır. Bu tür maddi cezalar çocukta düşmanlık duygularını geliştirebilir.
 Çocuğa her yaşta yaşına uygun sorumluluk verilmelidir.
 Çocuğun temel ihtiyaçları mümkün olduğunca zamanında karşılanmalıdır.
 Çocukta saldırgan davranışlar varsa enerjisini boşaltacak imkanlar sağlanmalıdır. (çekiçle bir şeyler kırmasına, çuvalı yumruklamasına, makasla bir şeyleri kesmesine izin verilmelidir.)
 Sportif faaliyetlere ve etkinliklere katılımları sağlanmalıdır.
 Ana-baba, öğretmen ve çevresindeki diğer insanların saldırganlık örneği göstermemeleri gerekir.
 Çocuk sık sık toplum içine çıkarılmalı, insanlara alıştırılmalıdır.
 Saldırganlık içeren filmler izletilmemelidir.

3-KISKANÇ ÇOCUKLAR
Kıskançlık, insanın en doğal ve evrensel duygusudur. Sevginin paylaşılmasına katlanmamak durumudur. Kıskançlık duygusu öfke, intikam, kendine acıma, üzüntü gibi duyguların birleşmesinden oluşur.
Her insan gibi çocukta küçük yaşlarda o zamana kadar kendisine ait olan bir şeyin başkasına verilmesi veya kısmen kısıtlanarak başka biriyle paylaşmak durumunda bırakılması çocuğu üzer ve kıskançlığa sevk eder.

Kardeş Kıskançlığı
Genellikle kıskançlık küçük bir ikinci kardeşin dünyaya gelmesiyle ilk çocukta görülür. Çocuk için en değerli varlık anne olduğuna göre onu başkalarıyla paylaşmak kolay, dayanılır bir duygu değildir. Çocuk kendisi varken ikinci bir çocuğa ailenin neden ihtiyaç duyduğunu anlamakta zorluk çeker. Annesinin, kendisini bir daha sevmeyeceğini düşünür. Annesinin sevgisini sınamaya girişir, çevresinde dolaşır, olmadık isteklerde bulunur, huysuzlaşır, ağlar.
Bazı çocuklar kıskançlığını doğrudan açığa vurmaz. Kardeşine büyük bir düşkünlük gösterir, onu sevmeye doyamaz. Bebeğin bakımında anneye yardım eder. Aslında çocuk kıskançlık duygusundan kurtulmamış, içine atmıştır. Kıskançlığını dışarı vurursa annenin kendisinden büsbütün uzaklaşacağını düşünür. Gösterdiği sevginin yapmacıklığı ve aşırılığı asıl duygusunun bunun tersi olduğunu gösterir. Bu gibi çocuklar fırsat buldukça bebeğe zarar vermeye çalışırlar ve buna kaza süsü verirler.

KISKANÇLIĞI ÖNLEMENİN YOLLARI
Bu çocuk kardeşi doğduğunda;
 Bebeğin eşyalarına dokunmasına izin verilmeli, ondan yardım etmesi istenmeli. Bebeği kucaklamasına izin vererek, onda koruyuculuk duygusu uyandırılmalıdır.
 Gelen misafirlerin, bebekten önce onunla ilgilenmeleri sağlanmalı. Hatta bebeğe değil, büyük olana hediye getirerek yeni bir kardeşi geldiği için o tebrik edilmelidir.
 Büyük çocuğun da çocuk olduğu unutulmamalıdır. Onunla oynamak için yeteri kadar zaman ayrılmalıdır.
 Çocuğu tahrik edecek “ pabucun dama atıldı, taçtan oldun” gibi şakalar yapılmamalıdır.
 Çocuğunuzu ne kardeşiyle ne de arkadaşlarıyla kıyaslayınız.
 Çocuğunuza gereğinden fazla sevgi gösterisinde bulunmayınız.
 Çocuğunuza küçük yaştan itibaren sahip oldukları şeyleri başkalarıyla paylaştırmaya alıştırınız.
 Çocuk kardeşini sevmek zorunda bırakılmamalıdır. Olumsuz duygularını dışa vurunca çocuğuna “ona kızmakta haklısın bak beni de uğraştırıyor, bak ara sıra beni de kızdırıyor” demek çocuğu da yatıştırır.

4-YALAN SÖYLEYEN ÇOCUKLAR
Yalan, bir hatayı gizlemek amacıyla bir girişimde bulunmaktır. Bu girişim sözle olabileceği gibi jest, yazı ve susmayla da olabilir. İnsanlar yalancı doğmazlar ama yalan söylemenin öğrenildiği bir gelişim süreci yaşarlar.
5 yaşına kadar çocukların söylemiş olduğu yalandan endişe etmeye gerek yoktur. Gerçeğe sadık kalma çocukta zamanla gelişen bir olgudur.
Çocuğa yalan söylememesi konusunda nutuk çekmek veya yalan söylediğini ispat girişiminde bulunmak yanlıştır. Çocuk açıkça yalan söylediği zaman, endişeyle karşılanmamalıdır. Çocuğun yalan söylenmesiyle etkili mücadele için öncelikle yalanın ne tür olduğu bilinmeli, yalandan çok buna neden olan psikolojik faktörler ele alınmalıdır. Küçük çocukların söylediği yalanlar, gerçek yalandan farklıdır, gerçek yalanla yüzeysel benzerliği karıştırılmasına neden olur. Bunun ayrımını yapmadan önce, çocuğa yalancı damgası vurmak yanlış olur.

YALANCILIĞIN NEDENLERİ
Yalancılık olayı çevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Öncelikle çocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenler bulunması gerekir.
 Çocuğa yalanı öğrenmesini kolaylaştıran diğer bir yol da taklittir. Yalan söylemeyi taklit yoluyla öğrenen çocuk öncelikle yalanın ona bazı olanak ve avantajlar sağladığını saptar.
 Aşağılık duygusu, suçluluk duygusu, saldırganlık, kıskançlık, korku, çekingenlik, baskı görme çocuğu yalana itmektedir.

Yalanın Psikolojik Nedenleri:
 Çocuğun sevgi ve ilgi ihtiyacının anne-baba tarafından yeterince karşılanamaması,
 Çevresindeki insanların kötü örnek olması,
 Çocuklar arasında kıyaslanma yapılması,
 Çocuğa gücünün üzerinde sorumluluk verilmesi,
 Çocuğun yaptığı hatalar sonucu sert cezalar verilmesi.

YALAN ÇEŞİTLERİ
Yalanın bir çok türü vardır ancak burada günlük yaşantımızda çocuklarımızda en çok karşılaştığımız yalan çeşitlerini ele alacağız.
1-Hayali Yalanlar: Bazı anne-babalar tarafından hayaller, yalan olarak görülür, gereksiz heyecana neden olabilir.
Çocuk bu dünyada aptalca bulduğu ve hoşlanmadığı şeylerden kaçar. O zaman hayal ile gerçeği karıştırır, kasıtlı olmadan yalan söyleyebilir. Bu tip yalanlarda, çocukların söylediklerinde en ufak mantıki düşünme görülmez. Çocuk, duyduklarının etkisinde kalarak periler, ejderhalar, cinler, şeytanlar gördüğünü söyleyebilir. Hayvanlarla konuşur, oyunlarında hikayeler uydurur.
Çocuk bu tür bir yalan söylediği zaman yalanın bitmesi beklenerek, onaylamadan ve itiraz etmeden, hayal ve gerçeğin uygun anlatılması gerekir. Örneğin, inanılmayacak bir masal anlattığı zaman “bu inanılır şey midir” diye onun dikkatinin çekilmesi ve mantığının çalıştırılması, onun gerçek dışı şeyler karşısında durup düşünmesine yardımcı olabilir. Hayatın ilgisiz yönleri onlar için ilgili ve cazibeli şekilde sunulmalıdır.
2-Abartılmış Yalanlar: Çocuklarda abartma genel bir özelliktir. Çoğu zaman taklit olarak başlar ve gelişir. Çoğu şeyin gerçekte olup olmadığını bilmez sadece duymuştur. Heyecan yaratmak için o da olayları büyütür, abartır.
3-Sosyal Yalanlar: Bu yalanlar en yaygın olan yalan türüdür. Çoğu zaman yetişkinlerin söyledikleri ve çocuklara söylettikleri yalanlardır. Örneğin, bir davete katılmak istemiyorsak, daveti “bir akrabam ziyarete geldi, gelemeyeceğim üzgünüm” diyerek reddeden bir anne-baba o an çocuğun kendisini dinlediğinin farkında olsa bile umursamaz. Çocukta “anne ne zaman geldi, ben görmedim” dediği zaman da muhtemelen şu cevabı alır:“sen sus, senin aklın ermez”. Karşı tarafı kırmamak için bu ve buna benzer nice yalanları günlük yaşantımızda sık sık kullandığımızda öncelikle çocuklar bizi taklit ederler, sonra da kendisi de aynı şekilde yapmak istemediği bir işin yapılması istendiğinde aynı şeyleri uygular.
Sosyal yalanlar belki iki arkadaş arasında ilişkileri düzeltmek için kullanılabilir, ancak bunun dışında çocukların huzurunda yapılması son derece sakıncalıdır.
4-Savunma Yalanları: Bir çocuğun veya gencin kendisini korumak için söylediği yalanlardır. Fazla tehdit, yasak kullanıldığında, itaate zorlandığı zamanlarda, sorguya çekildiğinde bu tip yalanlara başvururlar.
Çocuğa karşı güvensizlik, şüphe duyulması, çocuğun doğru sözlerine karşı yalan söylüyorsun diye ithamlar, çocukta savunma yalanlarını savunma yalanlarını alışkanlık haline getirecektir.
4-Dikkat Çekme Yalanları: Çocuklar anne-baba ve öğretmenlerinin dikkatlerini çekmek için onların arzu, istek ve eğilimlerine ters düşen davranışları yapmış gibi göstererek, yalan söyleyerek dikkat çekerler. Örneğin okula gittiği halde dikkat çekmek için gitmedim demesi.
5-Yüceltilmiş Yalanlar: Çocuklar başkalarının hayranlığı ve takdirini almak için yalan söylerler. Çocuğun başkalarının takdirini kazanmak ve ödül almayı arzu etmesi temel bir ihtiyaçtır. Çocuk bu ihtiyaçlarını normal yollardan başaramadığı veya doyuracak imkan verilmediği takdirde çocuk bunu başka yollardan telafi edecektir.

Yüceltilmiş Yalanın Nedenleri:
- Çocuklarda yapamayacağı şeyleri bekleme ve isteme
- Çocuğun başarısızlığını yalanla, bahane bularak kapatmaya çalışması ve bunun aile tarafından onaylanması; örneğin derslerindeki başarısızlığının payını öğretmenlerinde bulması

YALANIN ÖNLENMESİ
Çocuğa güvenmek, onu her hatasında cezalandırmamak, karşılıklı güven hislerini geliştirmek suretiyle yalanlardan korunmak mümkündür. Yalanın önlenmesinde titizlikle uyulması gereken kurallar şu şekildedir:
 Anne-baba, öğretmen yalan söylemekten kaçınmalıdır.
 Çocukların istenmeyen davranışlarına mümkün olduğu kadar yumuşak ve hoşgörülü davranılmalıdır.
 Çocuklardan yapamayacakları şeyler istenmemelidir.
Özellikle küçük çocuklar yalan söyledikleri zaman cezalandırılmamalıdır.
 Çocuklar, başka çocuklar ile kıyaslanmamalıdır.
 Sık sık çocuklarla sohbet ederek ilgi ve beklentileri öğrenilmeli ve dikkate alınmalıdır.
5-OKUL FOBİSİ
Okul fobisi, kuvvetli bir endişe nedeni ile çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ya da bu konuda isteksiz olmasıdır. Okul fobisi olan çocuklar, okula gitmemek için mide bulantısı, karın ya da baş ağrısı gibi bedensel şikayetlerde bulunurlar. Bilinmeyene duyulan korku ve ayrılık endişesi çocuğun gelişiminde normal bir durumdur, ancak aşırıya kaçıp çocuğun fonksiyonlarını engellemeye başlasa sorun yaratabilir. Okul korkusu her çocukta rastlanan bir durum olmayıp, ortaya çıkması halinde çocuğun okul başarısını alt üst edebilir.
Okul fobisi ile okul kaçağı olmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Okul fobisi olan çocuklar anne-babasının bilgisi dahilinde okula gitmek istemezler. Çocuğun okula gitmek istememesinin temelinde başarısızlık korkusu, sınıf içinde aktif olamama ve annenin kendisini okulda unutacağı endişesi yer alır. Okuldan kaçan çocuklar ise okulu sevmezler, aynı zamanda tembeldirler ve anne-babalarından habersiz okuldan ayrılırlar. Okul fobisi olan çocuklar evden uzaklaşmazlar, evde mutlu ve neşelidirler. Bu çocukların okul başarıları orta düzeydedir.
Okul fobisi her yaş çocukta görülebilir. İlkokuldan üniversiteye kadar görülebilir.

NEDENLERİ
 Çocuğun anne-babasının yokluğunda kendisine ya da anne babasına bir şey olacağına korkması,
 Boşanma, anne ya da babanın başka biriyle evlenmesi veya maddi sorunlardan kaynaklanan stresli bir ev yaş>ı,
 Yeni bir kardeşin doğumu, taşınma, hastalık, yakın birinin ölümü gibi stres faktörünün olması,
 Annenin çocuğunun okula başlamasına ilişkin endişelerini yansıtması,
 Asıl korkulan şey okul değil evden, anneden ayrılmaktır.
 Anne-babanın kendilerine ve çocuklarına bir şey olacağı konusunda yoğun kaygı duyması çocukta da kaygı ve korku yaratır.
 Yetersiz uyku çocukluk çağında bitkinliğin en önemli nedenlerinden biridir. Çok geç yatıp çok erken kalkan çocuklar yeterince dinlenemezler. Sabah yorgunluğu okuldan kaçmaya sebep verebilir.
 Okulda başarısızlık,
 Duyarsız, sürekli emir veren bir öğretmen ya da okul personelinin olması,
 Çocuğun sınıf önünde ders anlatma, sesli okuma ve bazı etkinliklerden korkması.