Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
11 Şubat 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Hipertansiyon diyeti yüksek tansiyon


hipertansiyon diyeti yüksek tansiyon beslenme - Yüksek Tansiyonda Beslenme : Yuksek tansıyonda yiyeceklerin seçim ve hazırlanmasında bazı kurallara dikkat etmek gerekir: Tuz tüketimi kısıtlanmalı, diüretik (idrar söktürücü) etkisi olan bitkisel besinlere öncelik tanınmalı ve kilo almaya yol açabilecek yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

Sistolik (büyük) ve/ya da diyastolik (küçük) kan basıncının sürekli normal değerlerin üstünde bulunmasına yüksek tansiyon denir. Hastayı yüksek tansiyonlu kabul etmek için tansiyon ölçümünün bir kez yüksek çıkması yeterli değildir; ama bu bir uyarı işareti olarak kabul edilmelidir. Çünkü yüksek tansiyonun kalıcı hale dönüşmesinden önce genellikle geçici yüksek tansiyon saptanır. Yalnızca büyük tansiyonun yükselmesi kansızlık, damar sertliği ve hipertiroidizm (tiroit bezinin aşın çalışması) gibi bozukluklarda görülür. Tedavi temel olarak asıl hastalığın iyileştirilmesi-ne bağlıdır. Küçük tansiyonun yüksek olması ise organizmada çok ağır bozukluklara yol açabilir.

Yüksek tansiyon çok sık görülür. Olguların yüzde 90ında kesin bir neden saptanamamıştır, ama birçok etken bu duruma yol açabilir. Her şeyden önce kalıtsal bir yatkınlık söz konusudur. Ayrıca hormon iç salgı sistemi, beslenme ve ruhsal-sinirsel etkenler belirleyici olabilir. Olguların kalan yüzde 1O'unda ise kesin nedenler saptanabilir. Bunlar temel olarak böbrekler, iç salgı sistemi ya da kalp-dolaşım sisteminden kaynaklanır. Organlarda geriye dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkmadan tanı koymak önemlidir.

Uzun süreli yüksek tansiyon, değişik organları besleyen küçük atardamarlardaki yıkıma bağlı lezyonlara neden olabilir. Bunlar, anjina pektoris, kalp yetmezliği, miyokart enfarktüsü, beyin kanaması ile daha yavaş ve geç oluşan böbrek yetmezliğidir. Sonuçların ağırlığı göz önüne alınırsa, bütün yüksek tansiyon olgularında zaman yitirmeden uygun bir diyete ve ilaç tedavisine başlamanın önemi açıkça ortaya çıkar.

DİYET

Yüksek tansiyonlu hastanın kilo almaması için beslenme sınırlı olmalı, ama genel durumu bozacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Aşırı yenen öğünler ve fazla alkol almak tehlikelidir. Yüksek tansiyonu olanlarda kalp-damar komplikasyonlannın ziyafet sofralarından kalktıktan sonra daha sık ortaya çıktığı bilinmektedir.

Karbonhidrat ve yağ alımı sınırlanmalı, bitkisel ağırlıldı bir beslenmeye ağırlık verilmelidir. Omeğin düşük kalorili enginar ve soğanın bileşiminde yüksek tansiyonlu hastaya yararlı olan idrar söktürücü maddeler vardır. Bütün yüksek tansiyonlularda sodyum klorür, yani sofra tuzu kullanımını sınırlamak gerekir. Böylece hem fazla tuzun böbreklerdeki geri emilim sürecini artırarak damar içi sıvısını çoğaltması, hem de damar duvarlarında aşırı sodyum birikimine yol açması önlenir. Bu birikme damar duvarını büzen hormonal ve sinirsel uyarılar için gerekli ortamı hazırlayarak yüksek tansıyonun yerleşmesini kolaylaştırır.

Ozellikle idrar söktürücü ilaçlarla tedavi gören yüksek tansiyonlu hastalarda, organizma için bir başka temel tuz olan potasyumun günlük alım miktarı da büyük önem taşır. Bu elementin başlıca kaynakları turunçgiller, muz, ceviz, kamabahar, ıspanak, peynir, süt, bazı et ve balıklardır.

Yüksek tansiyonda beslenme için besinlerin seçim ve hazırlanışında bazı kurallara uymak gerekir.
Her şeyden önce yemekleri pişirirken tuz kullanmamalı, sofraya da tuz konmamalıdır. Taze sebze tüketimine ağırlık verilirken pancar, kereviz, şalgam gibi sodyum içeriği yüksek sçbzelerden kaçınılmalıdır.

Taze meyve ise yenebilir. Süt, süt ürünleri ve yumurta yüksek kolesterol içerdikleri için dikkatli alınmalıdır. Kaymağı alınmış süt ve tuzsuz, az yağlı peynir tüketilebilir. Ayrıca tuzsuz ekmek yenmeli, krakerler ve pişmiş tahıllar beslenmeden bütünüyle çıkarılmalıdır. Ozellikle konserve yiyecekler, kuru sebze ve meyveler, tuzlanmış balık ve deniz ürünleri, yağlı peynir ve süt ürünlerinden kaçınılması önerilir.

İşlenmiş ya da kutuda saklanan besinlerde sofra tuzunun yanı sıra sodyum açısından zengin birçok bileşik kullanıldığı unutulmamalıdır. Et suyu tabletleri ve hazır salçalardan kaçınmak gerekir. Son olarak içme suyuna da dikkat edilmelidir. Bazı içme suları yüksek oranda sodyum içerebilir. Omeğin yumuşatmak için kalsiyum giderici maddelerle işlem gören sular, sodyum açısından zengindir.Ceviz fazla potasyum içerdiğinden tüketimi sınırlı olmalıdır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 23 Temmuz 2016 20:30
Quo vadis?