Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
14 Mart 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Türkiye'deki Neolitik Çağ Araştırmaları

Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ

1. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi
Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'da genellikle yurt yeri seçiminde hammadde kaynaklarına yakın, göl, bataklık kıyısındaki yüksekçe doğal tepeler ve eşikler ilk sırayı almıştır. Çeşitli av hayvanları dışında bu tip alanlar, kuş, balık ve çeşitli yumuşakçaların bol bulunabildiği yerlerdir. Çayönü (Diyarbakır), Güzir Höyük gibi mevkiler bu özellikleri taşımaktadır. Gene yaz-kış akan çay ve derelerin kıyılarındaki yükseltiler de köy yeri olarak seçilmiştir. Bunlara örnek olarak Hallan Çemi (Batman), Hayaz (Adıyaman), Gritille (Adıyaman), Demircitepe (Batman) Akarçaytepe, Teleilat (Şanlıurfa) Cafer Höyük (Malatya) mevkiileri veriiebilir. Günümüzde yarı kurak az yağış alan yerlerden birinde, Fırat Nehri'nin yan vadisindeki Nevali Çori mevkiinin (Şanlıurfa) yurt yeri olarak seçilmesinde daha başka bir özelliğe sahip olmasının rol oynadığı sanılmaktadır. Tüm yer seçimlerinde en önemli özellik yakın çevrede içimi tatlı bir pınarın var olmasıdır.
Bu dönem bütün evreleri (PPNA, PPNB, PPNC) ile bölgede yalnız Çayönü'nde temsil edilmektedir. Şimdilik en eski yerleşme yeri olarak yaklaşık olarak, PPNA'ya tarihlenen Hallan Çemi (Batman) yerleşmesi, Çayönü ile birlikte Yakındoğu'daki PPNA evresine koşut bir evrenin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde var olduğunu ve bu dönemde komşu bölgelerden gelen etkileşmeyi değil, bu bölgemizde yöresel bir kültürün geliştiğini ortaya koymuştur. Hallan Çemi, altı taş subasmanlı üstü dal-örgü tipinde basit kulübelere sahip olmasına karşıt üzeri bezemeli taş kapları ile dikkat çekmektedir. Çayönü ise Yakındoğu'da arutsal mimarisi ile bu çağın mimari gelişimini en iyi yansıtan yer olma özelliğini taşımaktadır. Bu dönemde toplumun daha rahat ve daha ekonomik şartlar için arayışlar içinde olduğu görülmektedir. Nevali Çori yerleşmesi (Şanlıurfa) konut mimarisinin yanısıra tapınağı ile değişik bir yelpazede bulunmaktadır. Bu çağda insanlar doğa güçlerinden etkilenerek dinsel inançlara yönelmişlerdir. Bunun etkileri, özellikle PPNB evresinden itibaren olağanüstü özellikler taşıyan tapınakların inşasında ve çok sayıda insan ve hayvan figürini yapmalarında görülmektedir. Bazı figürler Nevali Çori ve Göbekli Tepe'de (Şanlıurfa) olduğu gibi anıtsal boyutlara ulaşmıştır. Kadın figürlerinin, önceleri kadın doğurganlığının doğanın doğurganlıgını simgelemesinden çıkarak bereketli mahsul toplamak için şekillendirildiği ileri sürülmekteydi. Çayönü, Cafer Höyük ve Göbekli Tepe (Şanlıurfa) kazılarmda erkek heykellerinin de varlığı figürinlerin başka bir amaçla olasılıkla tanrı adak heykelleri olarak yapıldıkları fikrini akla getirmektedir. Uzun yıllar şiddetli kışları yüzünden Neolitik Çağ'ın avcı toplayıcı hatta ilk tarımcı toplulukları için yaşanmayacak bir bölge olduğu iddia edilen Doğu Anadolu'da Cafer Höyük (Malatya), Boy Tepe (Elazığ) ve Çınaz ili (Elazığ) yerleşme yerlerinin ortaya çıkışı yaşanmayacak ortam savını ortadan kaldırmıştır. Böylece ilk tarımcı toplulukların yanısıra avcı ve toplayıcı ekonomileri olan toplulukların da uygun ortamı olan yerlere kolaylıkla intibak ettikleri anlaşilmıştır. İlerki yıllarda yapılacak yeni yüzey araştırmaları özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde henüz bilinmeyen Neolitik Çağ buluntu yerlerini ortaya çıkaracaktır.

2. İç Anadolu Bölgesi
Anadolu'nun bu bölgesinde de yerleşim yeri olarak su kaynaklarının yakınları seçilmiştir. Genellikle Pleistosen dönemi büyük göllerin kıyılarında ilk yerleşmeler görülmektedir. Çevrede obsidien ve çakmaktaşı gibi hammadde yataklarının oluşu ve hayvan sürülerinin göç yolları üzerinde olma gibi yan özelliklerde bu seçimde rol oynamıştır. Melendiz Nehri'nin hemen yanında kurulan Aşıklı Höyük (Aksaray) bu tip yerleşim için iyi bir örnektir. Göl/Bataklık kıyısı yerleşimlere örnek olarak, kazısı henüz başlangıç safhasında olan Pınarbaşı (Konya) verilebilir. 1996 yılında Niğde-Nevşehir yöresinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında obsidien yatakları çevresinde Kayırlıköy, Nenezi, Kaletepe'de atölyelerin bulunuşu, hammadde-ara yapım-alet yapımındaki teknolojik gelişmeleri ve ilişkileri ortaya çıkarması açısından çok önemlidir. İç Anadolu'da mimarinin yapım tekniği ve inşaat malzemesi kullanım açısından Toros Neolitiği'nden çok farklı olmadığı görülmektedir. Neolitik topluluklar doğal olarak çevrelerinde bol bulunan malzemeyi yapılarında kullanmışlardır. İç Anadolu Neolitiği'nde, dinsel öğelerin Güneydoğu Neolitiği'nde olduğu gibi baskın oldugü görülmektedir. Gene şimdilik farklı bir özellik, toplum içinde başkan olgusunun ayrı yapı kompleksi ile sımgelenmesidir. Aşıkiı Höyük'teki çevre duvarı, bu çağın topluluklarının korunma içgüdüleninin göstergesidir. Orta Anadolu'da Can Hasan ili (Karaman) ve Hacılar'ın (Konya) Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ [5] tabakaları geniş bir alanda açılamadığı için buralardan elde edilen bilgiler yeterli değildir.

3. Ege Bölgesi
Gerek French gerek Meniç'in araştırmalarında bu bölgede şu ana dek çanak çömlek öncesi yerleşme yerlerinden bir tekine bile rastlanılmamıştır. Bu olasılıkla yüzey araştırmalanının daha çok ovalarda yapılmasından, ova yamaçlarının bu açıdan araştırılmamasından kaynaklanmaktadır.

4. Akdeniz Bölgesi
Özellikle Antalya yöresi Epipaleolitik Çağ açısından zengin bulgulara sahip olmasına karşıt bu yörede araştırmaların daha çok ovalara kaydırılmasından dolayı Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ yerleşmelerinden hiçbiri bulunamamıştır. Yöre arkeolojisinin bir başka sorunu da aslında Epipaleolitik kültürü yaşayan toplulukların İç Anadolu Neolitik toplulukları ile çağdaş olup olmama sorunudur. Doğu Akdeniz'de Antakya yöresinde de özellikle Amik Gölü'nün. çevresinde, Mersin-Tarsus dağ eşiğinde yapılacak yeni araştırmalar, bu çağı aydınlatabilecek yeni bulgular bulma ümidi taşımaktadır.

5. Karadeniz Bölgesi
1996 yılı araştırmalarında tespit edilen Sokukayası (Kastamonu) şüpheli buluntu yeri dışında bu yörede herhangi bir Neolitik yerleşme bulunamamıştır.

6. Marmara Bölgesi
Özdoğan'ın son 10 yılda gerçekleştirdiği yüzey araştırmalarında yörede Epipaleolitik Çağ gelenekli yontma taş endüstrilerin var olduğu ve çanak çömlek parçası bulunmayan bir çok yerin (Örneğin Değirmenlik Mevkii-Çanakkale) olasılıkla bu çağı temsil ettiği görülmektedir. Yorede herhangi bir kazı yapılmadığı için kültürler arasındaki ilişkiler bilinmemektedir.


*****
[5] R. Duru tarafından yapılan araştırmada, Hacılar'ın Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ olarak tanımlanan tabakasının aslında çanak çömlekli olduğunu ortaya çıkarmıştır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!