Cezzar Ahmed Paşa
Cezzar Ahmed Paşa (ölümü 1804), 25 yılı aşkın süre Ortadoğu'ya egemen olmuş, Napolyon'a karşı Akkâ Kalesi'ni başarıyla savunmuş bir Osmanlı veziridir. Yaşamının son yıllarında Akkâ muhafızı, Sayda ve Şam valisi, Hicaz seraskeri ve hac için Mekke'ye gidiş ve dönüş güvenliğini sağlayan Emirü'l Hac olarak birçok görevi üstlenmiştir.
Yugoslavya'nın Bosna kentinde doğan Cezzar Ahmed Paşa gençken geldiği İstanbul'da bir süre berberlik yaptı. Daha sonra Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa'nın ordusuna katılarak Mısır'a gitti. Hekimoğlu Ali Paşa'nın görevinden alınmasından sonra Mısır'da kalarak Kölemen beyi Abdullah'ın hizmetine girdi. Cidde yöresinde çöl Arapları'nın çıkardıkları ayaklanmaların bastırılmasında görev aldı. Bu ayaklanmada Abdullah Bey'in öldürülmesine misilleme olarak 70'e yakın Arap'ı öldürmesi üzerine kendisine "deve kasabı" anlamına gelen Cezzar adı takıldı.
Zekâsı, cesareti ve becerikliliği ile kısa sürede ünlenen Cezzar Ahmed Paşa önce Beyrut ve Sayda'da, ardından da Şam'da görev aldı. 1775'te çıkan bir ayaklanmayı bastırmakta gösterdiği basan nedeniyle önce beylerbeyi rütbesiyle Akkâ muhafızlığına atandı, ardından vezirliğe yükseltilerek Sayda valiliğine getirildi.
Böylece geniş yetkilere sahip olan Cezzar Ahmed Paşa aşiret reisleri ile derebeylerin güç kazanma mücadelelerinin Suriye'de yarattığı karışıklıkları kısa sürede bastırdı. Lübnan, Filistin ve Suriye'deki karışıklıkları bastırarak güvenliği sağlayınca gücü daha da artan Cezzar Ahmed Paşa başına buyruk hareket etmekteydi. Hükümet bazen bu davranışlarını görmezlikten geliyor, bazen de onurlandırıcı yazılarla destekliyordu.
1798'de Napolyon'un Mısır'ı işgal etmesi üzerine Osmanlı hükümeti Cezzar Ahmed Paşa'ya, yığınak yaparak hazır olması buyruğunu verdi. Bu sırada Napolyon güçlü ordusuyla el-Ariş, Gazze ve Yafa'yı işgal ederek Akkâ önüne gelmişti. Saldırdığı her kaleyi kısa sürede alan Napolyon, Cezzar Ahmed Paşa'nın savunduğu Akkâ Kalesi'ne birçok kez saldırmasına karşın hiçbir sonuç elde edemedi. İki aydan fazla süren kuşatma sonunda başarısızlığa uğrayınca, bir gece ağır silahlarını toprağa gömdürerek geri çekilmek zorunda kaldı.
Cezzar Ahmed Paşa bu başarısından sonra Mısır, Suriye ve Lübnan'da neredeyse Osmanlı Devleti 'nden bağımsız bir durumda hüküm sürdü. Osmanlı Devleti o dönemde Balkanlar'da Sırplar'ın, Arabistan'da Vehha-biler'in ayaklanmalanyla uğraşıyordu; Cezzar Ahmed Paşa'ya söz geçirecek durumda değildi. Vehhabi Ayaklanması'nı bastırmak için Cezzar Ahmed Paşa'dan yardım istemek zorunda bile kaldı. Ama artık yaşlanmış olan Cezzar Ahmed Paşa bir yandan da ağır bir hastalık geçiriyordu. 1804'te Akkâ'da veremden öldü.
MsXLabs.org & Temel Britannica