Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
16 Nisan 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  19.jpg
Gösterim: 1697
Boyut:  68.7 KB
Dolmabahçe sarayı

İstanbul'un Dolmabahçe semtinde saray. Sultan Abdülmecit tahta çıktığında (1839-1860), imparatorluğun tüm görkemini vurgulayacak ve batılılaşmanın etkisindeki yeni düzeni simgeleyecek bir saray yaptırmak düşüncesiyle, geçmiş değer ve düzenin biçimlendirdiği ahşap Beşiktaş sahilsarayı'nı yıktırdı. Aynı yerde batılı bir anlayışla yeni bir saray yapılması işini dönemin ünlü mimarları Garabet Amira Balyan ve oğlu Nkogos Balyan'a verdi (1848). Avrupa saraylarının anıtsal boyutlarına özenen Dolmabahçe sarayı, değişik üslupların öğeleriyle donandığından belirli bir üsluba bağlanamaz. Büyük bir orta yapıyla iki kanattan oluşan planında, geçmişte mimari açıdan işlevsel değeri olan öğelerin, farklı bir anlayışla ele alınarak süsleme amacıyla kullanıldığı gözlemlenir.

1856'da açılan Dolmabahçe sarayı yapılar topluluğu, Kabataş'tan Beşiktaş'a uzanan 64 120 mz'lik bir alan içinde yayılmıştır. Bu alanda ana yapı, cami, tiyatro, Istablı âmire, Serasker dairesi, Hazinei hassa ve Mefruşat daireleri bulunur. Bu grubun hemen arkasında Kuşluk, Camlı köşk, Gedikli cariyeler ve Kızlarağası daireleri, Hareket köşkleri. Hereke dokumahanesi, Baltacılar, Ağavât, Bendegân ve Musahibân daireleriyle, tüm bu yapılarda oturan ve hizmet gören kişileri doyuracak nitelikteki Matbahı âmire yer alır. Saat kulesi Abdülhamit II döneminde (1876-1909) yapılmıştır. Tüm bu bölümleriyle görkemli bir görünüşü olan sarayda, halife Abdülmecit'in buradan ayrılmak zorunda bırakıldığı 1922'ye değin altı padişah oturmuştur. Abdülhamit II döneminde kullanılmaması, bakımsız kalması, deprem ve yangınlardan zarar görmesi ve Cumhuriyet dönemindeki yanlış mimari uygulamalar sonucu, sarayın tiyatro, hamlahane, Serasker dairesi, Istablı âmire ve Matbahı âmire gibi kimi bölümleri tümüyle ortadan kalkmış, kimileriyse farklı biçimlerde değerlendirilmiştir.
Ad:  18.jpg
Gösterim: 1035
Boyut:  83.4 KB

Dolmabahçe sarayı'nın ana yapısı Mabeyni hümayun (selamlık), Muayede salonu, Haremi hümayun ve Veliaht dairelerinden oluşur. Burada, biçimde, ayrıntılarda ve süslemelerde gözlenen belirgin Batı etkilerine karşılık, kuruluş ve mekân ilişkileri açısından geleneksel türk evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı görülür. Bodrumla birlikte üç katlı olan yapının, 285 odası ve 46 salonu vardır. Beden duvarları taştan, iç duvarlar tuğladan, döşemeleri ahşaptandır.

Bugün büyük bir müze-saray ve kültür merkezi olarak hizmet veren sarayın bütün birimleri ziyarete açılmıştır. Girişteki eski Mefruşat dairesı'nde bir Kültür-bilim -tanıtım merkezi yer alır. Milli saraylar'ın öteki birimlerinde sürdürülen bilimsel çalışmalarla tanıtım etkinlikleri, buradan yönlendirilmektedir. Merkezin, saraylarla ilgili konularda sürekli olarak gösteriler sunan bir "Gösteri salonu”, sergi alanları, toplantı salonları ve kafeteryası vardır. Ayrıca sarayın değerli eşyalarının zaman içinde değiştirilerek sergilendiği iki "Değerli eşyalar sergi salonu", çeşitli konularda sergilerin açıldığı "Hareket köşkleri" ve genellikle Milli saraylar tablo koleksiyonunun bölüm bölüm ve uzun süreli sergiler halinde sunulduğu “Sanat galerisi” bulunmaktadır. Yeni düzenlemelerle saray, müze içinde müze birimleriyle ulusal ve uluslararası sanat ve kültür etkinliklerine uygun mekânlara kavuşturulmuştur.
Ad:  17.jpg
Gösterim: 760
Boyut:  69.4 KB

Dolmabahçe saray tiyatrosu, 1858 yılında devlet eliyle yaptırılan ilk resmi tiyatro salonu. Yenilikçi bir padişah olan ve sık sık Beyoğlu'ndaki tiyatrolara piden Abdülmecit tarafından yaptırıldı. İnönü stâdyumu’nun bulunduğu yerde, Bayıldım yokuşu köşesindeki tiyatronun geniş bir parteri, üç sıra locası, ayrıca sahnenin hemen yanında padişah ve saray kadınları için kafesli locaları bulunuyordu. 8 ocak 1859’da açılışı yapılan tiyatronun mimarı Söchan, ressamı Dieterle, tunç ustası Hammont idi. 300 kişi alabilen tiyatro, o sıralarda Beyoğlu yakasında temsiller vermekte olan bir İtalyan topluluğunun oynadığı bir operayla açıldı. Fransa'da yayımlanan Illustration dergisinin 25 haziran 1859 günlü sayısında, açılış gecesi padişahla birlikte birçok yabancı elçinin ve devlet ileri gelenlerinin bulunduğu tiyatronun Versailles saray tiyatrosu ile rekabet edebilecek güzellikte ve nitelikte olduğu duyurulmuştu.
Ad:  16.JPG
Gösterim: 725
Boyut:  64.0 KB

Opera temsillerinde görev alan Türkler'den oluşan orkestrayı uzun süre Guatelli Paşa yönetti. Abdülmecit’in ölümünden (1861) sonra tahta çıkan Abdülaziz de bir süre Dolmabahçe tiyatrosunda şehzadeleri, vezirleri ve nizamiye subaylarıyla birlikte oyunlar seyretti. Kaynaklara göre, saray mızıkası mensupları tarafından zaman zaman türkçe temsiller verilmekte, kadın rollerine genç erkekler çıkmaktaydı. 1863 yılı mart ayında, Abdülaziz şeker bayramı dolayısıyla Beyloğlu'ndan getirttiği bazı yabancı sanatçılara burada temsiller verdirmişti. Dolmabahçe saray tiyatrosu’nda en son 28 mart 1863 gecesi türk ve müslüman oyuncuların temsil verdikleri, ondan sonra tiyatronun çalışmalarının durdurulduğu bilinmektedir. Bir süre sonra yanan tiyatro yeniden yaptırılmadı.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 7 Haziran 2017 03:48
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!