Arama

Sol LeWitt - Tek Mesaj #2

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
28 Nisan 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Minimal Akım ve Sol LeWitt
Minimalizm, adından ne anlıyorsanız aşağı yukarı odur:
Sanatta sadelik, basitlik ve azlık kavramlarını öne çıkaran yaklaşım. “Minimal Sanat” ya da “Minimal Akım” olarak da anılabilir.
Minimalizmde (bak. Minimalizm), nesnelere yüklenen duygu ve göndermeleri elemek ve nesnenin kendi özelliklerini vurgulamak esastır. Sembolik anlamlarından olabildiğince uzaklaşılır. Bu demek değildir ki minimal akım sanatçıları ruhsuz eserler üretmiştir, o şekilde anlamayalım. Olay, bu sanatçıların bir yerde nesnenin özünü ve “gerçekte” ne olduğunu korumaları, dolayısıyla da insanı da daha sade bir düşünce tarzına itmeleri ile ilgilidir. Karıştı değil mi, örnekten gidelim. Örneğin Sol LeWitt, kökeni 1960’lı yıllara dayanan bu akımın en önemli isimlerinden biridir.
Ressam ve heykeltıraş olan LeWitt, 60’lı yıllarda yaptığı büyük boyutlu duvar çizimleri ile ünlenmişti. O dönem için önemli bir yenilik ve cesaret örneği olarak görülen bu çalışmalar, sanatçının orijinal ve başka kimseninkilere benzemeyen işler yapma içgüdüsünün birer eseriydi. Bu duvar resimleri radikal bir karara dayanıyordu, çünkü biliyordu ki eninde sonunda bu çalışmalar üzerine başka bir boyanın sürülmesi ile mahvolacaktı. Nitekim 1968’de LeWitt’in bir duvar çalışmasının sergilendiği galeri sahibi, eserin üzerinin boyanmasına dayanamayacağını söyleyip LeWitt’i çağırdı ve sanatçı da bu işi hiç çekinmeden kendisi yaptı.
1928’de Connecticut’ta doğan Amerikalı sanatçı, Syracuse Üniversitesi’nde geleneksel sanat eğitimi görmüş olmasına rağmen geleneksellikten olabildiğince uzak durdu. Avrupa’yı gezip resim bilgisini genişleten sanatçı, iki yıl boyunca askerlik yaptı ve Kore Savaşı’na katıldı. New York’a taşındıktan sonra görsel sanatlar eğitimi aldı, önce müze resepsiyonerliği sonra grafik tasarımcılık dahil bir sürü işte çalıştı ve 1965’te ilk sergisini açtı. Bir anda ilgiyi üzerine toplayan sanatçı, dünya çapında pek çok kişisel ve karma sergiyle adını duyurmaya devam etti. Bunların en önemlilerinden biri, geçmişte çalıştığı MoMA (Museum of Modern Art)’daki 1978 – 79 tarihli retrospektif sergi idi. Duvar çizimleri dışında maketler ve açık hava anıtları da yapan LeWitt’in çalışmaları, küp, piramit, üçgen gibi geometrik yapıların çeşitlemelerini içeriyordu.
Uzun süre İtalya’da yaşayan ve 1980’lerin sonunda ABD’ye geri dönen LeWitt, 20. yüzyılın en iz bırakan ve kendinden sonrakileri etkileyen sanatçılarından biri olarak görülüyor. Fikirlerini başka profesyonellerle paylaşan ve onlara danışan, büyük boyutlu işlerde takım çalışmasını tercih eden mütevazı bir kişilik olarak tanınıyor LeWitt. İşleri için “zamansız” deniyor.
Sanatçı 8 Nisan 2007 tarihinde ölmüştür.
Whitney Museum of American Art in 2000, retrospective.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!