Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
29 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tarikatlar
MsXLabs.org & Temel Britannica

İslam dininde, tasavvuf dü­şüncesine bağlı olanların Tanrı'ya ulaşmak için seçtikleri manevi yola tarikat denir. Arapçada "yol" anlamına gelen tarikat sözcü­ğü tasavvufun ilk dönemlerinde (12. yüzyıl ön­cesi) her sufinin (tasavvuf düşüncesine bağlı kişi) kendi başına izlediği yolu nitelemek için kullanılıyordu. 12. yüzyıldan başlayarak sufiler şeyh denen önderlerin çevresinde topluluklar oluşturduklarında bu örgütlü hareket­ler de aynı adla anıldı.
Tarikatlar etkinliklerini âsitane, tekke, der­gâh, hankâh, zaviye adı verilen ve her tarika­ta göre farklı özellikler taşıyan yapılarda sürdürürlerdi. Tarikatın merkezi, pir olarak da anılan kurucu şeyhin oturduğu yerdi. Şeyhin ölümünden sonra da tekke bu niteliği­ni korurdu. Eğer tarikat pirin ölmesinden sonra ortaya çıkmışsa, merkez tekke onun mezarının olduğu yerin çevresinde yapılırdı.
Her tarikatın kendine özgü bir giriş töreni vardı. Tarikata kabul edilip mürit ya da derviş olarak anılmaya başlanan kişi, aşamalı bir tasavvuf eğitiminden geçtikten sonra şeyhin halifeliğine kadar yükselebilirdi. Şeyh ölü­münden sonra yerine geçecek kişiyi halifeleri arasından seçerdi. Bazı tarikatlarda da mer­kezdeki şeyh çeşitli yerlerdeki tekkelere ata­ma yoluyla şeyh gönderebilirdi.
Tarikatlar Tanrı'ya ulaşmak için farklı yön­temler geliştirmişlerdi. Ama zikir (Tanrı'yı anış) ve çile (nefsi arındırma) hemen her tarikatta görülen ortak öğelerdir. Her tarika­tın kurucu şeyhinin Hz. Muhammed'e bağla­nan ruhani bir silsilesi vardı. Bu silsilede geçmişteki ünlü sufiler ile Hz. Ali ve Hz. Ebubekir'den biri mutlaka yer alırdı. Tarikat, silsilesi Hz. Muhammed'e Hz. Ali yoluyla bağlanıyorsa Alevi, Hz. Ebubekir yoluyla bağlanıyorsa Bekri olarak nitelenirdi. Tari­katları birbirinden ayıran önemli bir özellik de giyim kuşam biçimleriydi. Her tarikatın ayrı bir başlığı, giysisi, elde taşınan ya da göğüse takılan simgeleri bulunurdu. Bununla birlikte, Melamilik gibi, giyim kuşamla farklı­laşmayı, halkın içinden ayrılarak tekkeye kapanmayı reddeden tarikatlar da ortaya çıkmıştır. Bazı tarikatlarda müzik ve sema (dans) da özel bir önem taşımıştır.
12. yüzyıldan bu yana İslam dünyasında yüzlerce tarikat kurulmuştur. Bunlardan bazı­ları yandaş bulamadığından ya da müritleri zamanla başka tarikatlara katıldığından kısa ömürlü olmuştur. Bazdan ise varlıklannı gü­nümüze kadar sürdürmüştür. Tarikatlann içinden, farklı yorum getiren şeyhlerin kur­dukları kol ya da şube adı verilen dallar da çıkmış, bunların bazıları zamanla içinden çıktığı tarikatın yerini almıştır.
İslam dünyasında en eski tarikatlann kurucusu olduklarından aktab-ı erbaa (dört kutup) olarak adlandırılan Abdülkadir Geylani, Ahmed er-Rıfai, Ahmed el-Bedevi ve İbrahim ed-Desuki'nin kurduğu Kadirilik, Rıfailik, Bedevilik ve Desukilik'ten başka Nakşibendîlik, Sadilik, Çiştilık, Şazelilik ve Halvetilik en yaygın tarikatlardır. Anadolu'da kurulan tari­katlardan da en çok Mevlevilik, Bektaşilik, Bayramilik ve Celvetilik yaygınlık kazanmış­tır.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!