Arama

Suriye Türkmenleri - Tek Mesaj #2

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mayıs 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1-Suriye'nin Tarihi Gelişimi ve Türklerin Bu Topraklara Yerleşmesi

1946 yılında bağımsızlığını kazanan Suriye, yeni bir ülke olmasına rağmen, üzerinde kurulduğu topraklarda tarih yatmaktadır. Bir çok medeniyetin beşiği sayılan bu topraklar, bir bakıma doğu ile batı medeniyetlerinin temas noktalarıdır. Anadolu'nun tabiî uzantısı durumundaki Suriye toprakları, Sümer, Asur gibi doğu, Makedon , Roma gibi batı medeniyetlerine ilave olarak, Türk ve İslam Medeniyetlerini de birlikte yaşamıştır.

Suriye, önce Perslerin daha sonra İskender'in istilası ile Makedonlara geçmiştir. M.Ö. 60 yıllarında Romalıların bölgeye hakimiyeti ile Suriye Prensliği kurulmuştur. İslamiyet'in doğuşundan hemen sonra, ilk Halife Hz.Ebubekir zamanında Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusu 635'te Suriye topraklarına girmiş ve 636'da Şam'ı fethetmiştir. Daha sonra Halif Hz. Ömer Kudüs'e kadar gelerek, Suriye'nin teşkilatlanmasını bizzat yönetmiş ve böylece bölge tamamen Müslümanların kontrolü altına girmiştir.

Emeviler devrinde Suriye çok gelişmiş, gerek kıyı ve gerekse iç bölgelerdeki şehirler hareketli birer ticaret merkezi haline gelmiştir. Emevi ve Abbasilerin zayıflaması ile bütünlüğü bozulan Suriye'yi X. yüzyılın sonunda Şiî Fatımîler işgal etmiş ise de, bu topraklarda birlik ve düzenlik, 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Türkler tarafından sağlanmıştır. XI'inci asırda başlayan Orta Asya göçleriyle birlikte, Türkmen boyları Suriye'nin kuzeyinde yerleşmişlerdir.

Selçukluların 1040 Dandanakan Zaferi'nden sonra Önasya'ya intikal eden Oğuz boylarından birçok Türkmen boy ve oymakları, 1063'ten itibaren Suriye'ye girerek, kendi hayat şartlarına uygun bulunan bölgeleri vatan edinmişlerdir. Suriye'deki ilk Türkmen yerleşme bölgelerinin Halep ve Lazkiye şehirleri ile bu şehirlerin kuzeyinde kalan bölgeler olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra Türkmen iskânı Akdeniz sahili tarafında, Lazkiye'den güneyde Trablusşam'a doğru ve iç kısımlarda Âsi Irmağı vadisi boyunca Hama Humus ve Şam istikametinde gelişmiştir.

Anadolu Selçuklu Sultanı Kutalmış oğlu Süleyman (1077-1086), Çukurova, K.Maraş, Gaziantep, Antakya bölgeleri ile birlikte Halep-Lazkiye hattının kuzeyinde kalan bölgeleri Ermeni ve Bizanslılardan fethederken, Suriye, Selçuklu Sultanı Tutuş (1078-1095), Sina Yarımadası'na kadar uzanan Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin'i Fatimilerden almıştır. 1096 yılında başlayan Haçlı Seferleri sırasında; Selahaddin Eyyubi komutasındaki İslam orduları Suriye'ye gelmiş ve Türklerle ittifak ederek, Suriye'yi savunmuşlardır. Bu gelişmelerden sonra, Atabey Devleti'ne Selahaddin Eyyubi'nin kurduğu Eyyubiler devleti (1183-1250), ona da Türk Memluk sultanlığı (1250-1517) halef olmuştur.

1516 tarihinde Yavuz Sultan Selim (1512-1250)'nin Mercidabık'ta Memlukları yenmesi ile Suriye Toprakları Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar Osmanlı hakimiyetinde Şam, Trablus ve Halep eyaletleri şeklinde yönetilen Suriye; sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden kalkınarak en huzurlu ve en müreffeh devrini yaşamıştır. Savaş sonrasında, İngilizler ve müttefikleri, 2 Ekim 1918 tarihinde Şam'a 27 Ekim 1918'de de Halep'e girdiler. Suriye'yi Osmanlılardan koparan İngilizler olduğu halde, Ortaçağ'da Suriye ve Lübnan sahillerinde bir Haçlı devleti kurmuş olan Fransa'ya devredilmiştir.

Fransa'nın Suriye hakimiyeti İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar sürmüştür. Savaş sonrası 1944'te Amerika ve Rusya Suriye'yi bağımsız bir ülke kabul ettiği halde; Fransa, manda döneminin bağımlılık ilişkilerini mümkün olduğu kadar devam ettirecek ekonomik, kültürel ve stratejik bir takım imtiyazları garanti altına alacak "özel anlaşmayı" resmen kabul ettirinceye kadar Suriye'den çekilmemiştir.

Bağımsızlık Suriye için, kendi iç ve dış meseleleri üzerinde söz sahibi olmasını sağlamaktan ziyade, bir başka sömürgeciliğin başlangıcı olmuştur. Fransızların 5 Nisan 1946'da resmen çekilmesinden sonra, Suriye üzerindeki egemenlik için, Amerika ve İngiltere arasında rekabet başlamış, daha sonra bu rekabete Rusya da katılmıştır.
1947 serbest seçimlerinden sonra 30 Mart 1949'da ilk askeri darbeyi, CIA'nın desteği ile General Hüsnü Zaim yapmıştır. Zaim'in 1949 darbesinden Esad'ın 1970'teki darbesine kadar Suriye'de on tane başarılı, bir o kadar da başarısız askeri darbe izlemiştir. Suriye tarihinde, bundan sonrası Esad dönemi olarak adlandırılmaktadır.


2-Türklerin Suriye'ye Yerleşmesi


Ön Asya'ya Türk göçlerinin başlangıç tarihi çok kesin olarak bilinmemektedir. Aslında, Anadolu ve Suriye'ye Türk boylarının göçleri, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları dönemlere kadar uzanır. Sakalar, Hazarlar, Hunlar hatta Sümerler bunlardan bazılarıdır. Muhtemelen İslâm ordularının Orta Asya'ya ulaştığı tarihten itibaren Oğuz boylarının akıncıları, Irak ve Suriye'de görülmeye başladılar. Hilafet merkezinin Bağdat'da taşındığı M.750 yılından itibaren Abbasi Halifesi saraylarında Türk komutan ve askerlerinin sayıları ve etkileri hızla artmaya başladı.
Selçuklu Türkleri Gazneliler ile 1040 yılında yaptıkları Dandanakan Savaşı'nı kazandıktan sonra, Rey, İsfahan, Azerbaycan, Erivan, Anadolu ve Irak üzerine doğru ilerlemişlerdir.Hanoğlu Hasan isimli Türkmen boylarının kumandanı, 1063 yılında Diyarbakır'a yerleşerek, Suriye ve Bizans topraklarına akınlar düzenlemiştir. Hanoğlu Hasan'ın, Halep'te bulunan Mirsadoğulları'nın yardım teklifini kabul etmesiyle, Türklerin Suriye'ye girişleri başlamıştır.Türk boyları Afşin ve Sanduk Beyler komutasında Halep'e akınlarda bulunmuşlardı. 1069-1070 yıllarında Kurlu ve Atsız beyler, Remle şehrine yerleşip, Güney Suriye'yi tamamen ellerine geçirmişledir.
Moğollar ve Haçlı ordularının baskısına maruz kalan Türkmen oymakları bazen Anadolu'dan Suriye'ye, bazen da Suriye'den Anadolu'ya göç etmişlerdir. Anadolu Selçuklu Ordusu'nun Moğollar karşısında 1243 Kösedağ Muharebesinde yenilmesi üzerine, Tükmen boyları, Sultan Baybars (1260-1277) zamanında 40 bin çadırlık bir topluluk halinde Halep bölgesine gelerek yerleşmişlerdir. Böylece XIII. yüzyılın ikinci yarısında, Suriye'nin kuzeyi de tam manasıyla Türkmen yurdu haline gelmiştir. Bugün de verdiğimiz bu tarihi bilgilere uygun olark, Suriye'de yaşayan soydaşlarımız yoğun olarak Lazkiye ve Halep çevresinde yaşamaktadırlar. Ayrıca, Şam dahil olmak üzere diğer bölgelerde de, azınlık halinde Türkler bulunmaktadır


a) Lazkiye Bölgesi


Suriye'nin en büyük liman kenti olan Lazkiye, 1950'den sonra büyük gelişme, göstermiştir. Bunun üzerine kent merkezindeki Türk nüfusuna ilaveten çevrede bulunan Türkmen köylerinden çok sayıda insan şehir merkezine göç etmiştir. Köylerden göç eden Türkmenler, Lazkiye'nin giriş kapıları ve kuzey yönü ağırlıklı olmak üzere, şehrin muhtelif vaoşlarında Türkmen Harası ve Türkmen Mahallesi adlarıyla semtler oluşturmuşlardır.
Lazkiye vilayet merkezi ve Kesep Nahiyesi'ne bağlı 6; Bucak bölgesinde sahil boyunca 84, Behlüliye Nahiyesi'ne bağlı 2; Bayır Nahiyesi merkezine tabi Kebele'nin kuzeyinde 27, doğrusunda 8, güneyinde 11; İncesu'nun batısında, güneye doğru 28, doğusunda 29; Çercüm deresinin Türk hududuna doğru olan bölümünde 20, doğusunda 17; Cebeli Seman'ın doğusunda, nahiye merkezi ile birlikte 16; Kilis'in güneyinde Azer Kasabası'na bağlı (Azer ile Afşin suyu arasında) 17, güneyinde 3 olmak üzere bu bölgete toplam 265 Türk köyü bulunmaktadır


b) Osmanlı Devleti parçalanmadan önce Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay gibi bulunduğu yörenin Türk nüfusu idari merkezi Halep'ti. Bugün de Halep, Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Kurtdağ, Azar, Bab, Münbiç ve Carablus gibi bölgelerin idare merkezidir. Halep halen, birçok Türk mimari ve sanat eserinin bulunduğu ve sokaklarında Türkçe'nin konuşulduğu bir şehirdir. 1906 yılında yayımlanmış olan Halep Vilayeti Salnamesi'nde yer alan Türkçe mahalle isimleri şunlardır: Hamidiye, Aziziye, Selimiye, Akyol, Altunboğaz, Oğulbey, Badıncık, Balıbulgur, Tatarlar, Karaman, Çukurcuk, Çukurkestal, Hamzabey, Hensebil, Haraphan, Şakirağa, Şahinbey, Saçlıhan, Farfara, Kazasker, Kilise, Küçükkilise, Mahmutbey, Müstadembey, Harundere.

Şehir içerisinde bulunan bu mahallelere ilaveten, Kurdağı Kazası'nda 105; Azer Kazası'nda 46; Bab Kazası'nda 51; Münbiç Kazası'nda 53; Carablus Kzası'nda 95, olmak üzere Halep Bölgesinde de toplam 350 Türk köyü mevcuttur.

c) Diğer Bölgeler

Suriye'de bu iki bölgenin dışında da Türklerin yaşadığı yöreler şunlardır:


aa) Telkele Yöresi: Bu yöre, Suriye'nin Hama-Humus şehirleri ve Lübnan sınırı arasında kalan kısımdır. Türkmenler genellikle Humus şehrinde bulunurlar, fakat Hama şehrinde de önemli bir Türkmen topluluğu yaşamaktadır.


bb) Kunteyra Yöresi: Bu yöre Suriye'nin İsrail sınırında bulunmaktadır. 93 Harbi (1877-1878) esnasında Kafkasya'nın Dağıstan ve Karaçay bölgelerinden getirtilen Türkler, bu yörelere iskân edilmişlerdir. Fakat Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra bir kısmı yurtlarını terkederek Halep ve Şam'a göç etmişlerdir.

cc) Şam Şehri: Şehir merkezinde Türkmenlerin oturduğu bir mahalle bulunmaktadır. Ayrıca Şam'a bağlı Havran Ovası'nda da Türkmenler mevcuttur. Bunlar Havran Türkmenleri olarak tanınmaktadırlar.

Suriye Hükümeti, Arap milliyetçiliği anlayışıyla nüfus sayımları sırasında, Suriye'de yaşayan Türkleri de müslüman adı altında kaydettirdiği için; bu kadar geniş bir sahaya yayılmış bulunan Türklerin kesin sayısı bilinmemektedir.

M. Fatih Kirişçioğlu, Halep bölgesinde 200.000, Lazkiye bölgesinde 150.000, Telkele Yöresinde 50.000, Kunteyra Yöresinde 100.000, muhtelif bölgelerde de 300.000 olmak üzere, Suriye topraklarında yaşayan Türk nüfusunu, 1 milyon olarak tahmin etmektedir.
Bu tahmine karşılık, Mehmet Şandır'a göre bugün Suriye'de 1,5 milyon Türk yaşamaktadır. Kendilerini Kürt sayan kardeşlerimizi de sayarsak 3 milyon Türk yaşamaktadır. Bu rakam Suriye nüfusunun % 20'sidir. Bugün ülkeyi yöneten Nusayri (Alevi-Dürzî) nüfusun iki katından daha fazladır. Verilen bu rakamlar, biraz abartılı bulunsa bile...


ALINTI