Arama

Suriye Türkmenleri

Güncelleme: 14 Mart 2015 Gösterim: 10.404 Cevap: 2
SURIYETURKMENLERI - avatarı
SURIYETURKMENLERI
Ziyaretçi
22 Eylül 2008       Mesaj #1
SURIYETURKMENLERI - avatarı
Ziyaretçi
Suriye Türkmenleri
Süriye Türkmenleri
Sponsorlu Bağlantılar

Suriye, bulunduğu coğrafi konum itibariyle; doğu ve batıyı birleştirdiğinden Anadolu’nun tabii bir uzantısı olmasından ötürü hem doğu ve hem de batıdaki devletlerin ilgi odağı olmuştur. Sümerler, Asurlular, Makedonyalılar ve Romalılar Suriye’de hakimiyet kurmuşlardır.

İslamiyet’in doğuşundan sonra bölgede, Hz. Ömer’le başlayan bir İslimi hareket görüyoruz. Bu durum, Emevi ve Abbasi hanedanlıkları zamanında da devam etmiştir.

Suriye'deki Türkmenlerin daha 7. ve 8. yüzyıldan beri Fırat ve Dicle boylarına indikleri, ayrıca, Mezopotamya'dan ve Anadolu'dan Suriye'ye göçtükleri 9. ve 11. yüzyıldan buyana bölgede yaşadıkları bilinmektedir. daha önce Mısırda bir Türk komutanı Tolun oğlu Ahmed kendi hanedanını kurmuş (875) ve bu hanedan 905 yılına kadar devam etmişti. Tolunoğlu Ahmed Suriye'yi (877) almıştı .

Daha sonra yine başka bir Türk komutanı Toğaç oğlu Muhammed Ebu Bekir, tarihte İhşidî adıyla anılan hanedanı kurmuş ve bu hanedan (935-969) yılları arasında bölgeye hakim olmuştur. Her iki Türk hanedanı, Abbasî halifeliğinin bir politikası olarak Türk komutanları ile Türk askerlerine, orduda büyük yer vermelerinin sonucunda doğmuştur. İhşidîler'i (969) yılında Şiî Fatımî devletine yıktı.

X.Yüzyılın birinci yarısında Abbasî İmparatorluğu iyice parçalanmış, Irak'ta bile kuvvetini hissettiremeyecek bir duruma düşmüştü. Bizans bundan faydalanarak karşı taarruza geçti ve birçok yöreleri ülkesine katmaya muvaffak oldu. Bizans' a karşı, kuzey Suriye ve Cezîre'nin (Kuzey Irak ve bazı Güney Anadolu yöreleri) hakimleri olan Hamdanî hükümdarları karşı koymaya çalıştı. Bu cümle adı geçen hanedanın en büyük hükümdarı olan Seyfü'de-devle, Seyfü'de-Devle'nin en ünlü ve muktedir kumandanlarından birinin “Türk Yemek” olduğunu biliyoruz. Bu Türk kumandanının Kimek elinin yemek boyundan olduğu için böyle anılmış olması muhtemeldir. (ölümü:951-2)

Türkmenlerin bölgeye gelip yerleşmeleri, Büyük Selçuklu Devleti’nin Gazneliler’le yaptığı Dandanakan Savaşı sonrası olmuştur. Büyük Selçuklu Devleti, bu savaştan sonra özellikle 1063 yılından itibaren kendi hayat tarzlarına uygun buldukları bu bölgeye yerleşmeye başladılar. Özellikle Halep, Lazzikiye, Trablusşam ve Asi Irmağı vadisi boyunca Hama, Humus ve Şam bölgesinde bu yerleşme yoğunluk kazanmıştır. Türkmenlerin buraya yönelik akınları Afşin ve Sandık Beyler komutasında Halep’e kadar devam etmiştir. (1069-1070) yıllarında ise Kurlu ve Atsız Beyler, Güney Suriye’yi tamamen ele geçirmişlerdir.

(1071) yılında Malazgirt Savaşından sonra Aşağı ve Yukarı Fırat boylarında, Saltuklar, Mengücekler, Danişmendiler, Yınaloğulları, Artuklar gibi Türk Beylikleri kurulmuştur..

(1077) yılından beri Suriye Selçuklu meliki olan Tutuş, kendini sultan ilân ederek, Oğuzların Yıva Boyu ile Bayat, Avşar, Begdilli, Döğer ve Üçoklar oymakları Şam ve Halep’e yerleşmişlerdir. Berkyaruk'un üzerine yürümüş, fakat yenilmişti (1095). Oğullarından Rıdvan Halep'te, ve Dokak Şam'da hâkimiyetlerini ilân ettiler. Halep hakimi Rıdvan Haçlılarla mücadele etti. Bir ara sınırlarını Güney Anadolu'ya kadar genişletti.

(1117)'ye gelindiğinde her iki bölgede de hâkimiyet, atabeylerin eline geçmişti. Suriye Selçukluları'nın Şam kolu, Atabey Tuğtekin tarafından yönetiliyordu. Oğlu Tacü'l-mülk Böri babasının ölümü üzerine idareyi ele aldı. Pek güçlü olmayan bu atabeylik, Zengî Atabeyi Nureddin Mahmut tarafından ortadan kaldırıldı (1154).

(1127) yılında Melikşah'ın Halep Valisi Ak-Sungur'un oğlu İmadeddin Zengi'nin Musul valiliğine getirildi. Haçlılara karşı verdikleri mücadelelerle öne çıkmışlardır. İmadeddin Zengî, Haçlılardan Urfa'yı alınca Avrupalılar II. Haçlı Seferi'ni düzenlemişlerdir (1137). Zengî'nin ölümünden sonra atabeylik Musul ve Halep olmak üzere iki kola ayrıldı (1146). Halep'teki oğlu Nureddin Mahmut haçlı kontluklarına karşı başarılı mücadeleler verdi. Şam'daki Börileri kendine bağladı. Haçlılarla iş birliği yapan Mısır Fâtımî Devleti'ni ortadan kaldırdı (1171). Nureddin Mahmut ölünce atabeylik Eyyubi ailesine intikal etti (1174). Selahattin Eyyubi komutasındaki Müslümanlarla birleşerek Haçlılara karşı bölgeyi savunmuşlardır

Selahattin Eyyubi’nin ölümünden sonra bölgeye bir başka Türk devleti olan Memluklular hakim olmuştur. Anadolu’ya hakim olan Türkiye Selçuklu Devleti ise, 1243 yılında Moğollarla yaptığı Kösedağ Savaş’ını kaybetmesi sonrası ağır Moğol baskısı altında kalmıştı. Bu baskı sonucu özellikle Kayseri ve Sivas’ta yaşayan Türkmenler, Memluk Sultanı Baybars zamanında Suriye bölgesine yerleşmişlerdir. Bu dönemde Suriye’ye gelip Şam’a yerleşen Türkmenler, İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın ölümünden sonra çıkan siyasi karışıklıktan faydalanarak 1337’de Elbistan civarında Dulkadiroğulları beyliğini kurmuşlardır. Yavuz Sultan Selim, 1516 yılında Mercidabık’ta Memlukluları yenerek bu günkü Suriye topraklarını Osmanlılara bağlamıştır.

Suriye Türkmenleri, ilk yerleşimlerinde göçebe olarak kalmışlarsa da sonradan yerleşik düzene geçmişlerdir. Konar-göçer ahalinin merkeziyetçi bir devlet nizamı ile bağ-laşamayan hayat tarzları yüzünden yerli halka büyük zararlar verme*lerim sona erdirmek endişesi , Harab ve boş yerleri imar etmek ve yeniden ziraata açmak (1691-1699) yılları arasında konar-göçer halkın Osmanlı hükümet tarafından iskan edilmesinin bazı sebepleridi .

1916 sonuna kadar da bu bölgedeki Türk hakimiyeti, kesintisiz olarak 402 yıl sürmüştür. Bu sürede bölge sakinleri, derin Türk kültürü etkisi altında kalmıştır. Bu etki kendisini en çok dil konusunda göstermiş; Suriye lehçesi en fazla Türkçe kelime içeren Arab lehçesi olmuştur. I. Dünya Savaşı sonuna kadar Osmanlı hakimiyetinde kalan Şam, Trablus ve Halep eyaletleri şeklinde yönetilen Suriye, Türk yönetimi altında kültürel, sosyal ve ekonomik açılardan kalkınmış ve en huzurlu dönemini geçirmiştir.

30 Ekim 1916 Mondoros mütarekesine kadar aşağı yukarı 500 yıl Türk hâkimiyetinde kalan Suriye, İngiliz, ve Fransız işgaline uğramış, 1936 yılında ise Fransa denetiminde cumhuriyet olmuştur.

Suriye Türkmenleri ve yaşadığı yerler

9. yüzyılda Tolunoğulları döneminde ilk defa Türk hakimiyetine giren Suriye, 11. yüzyılda Selçuklu Türkmenleri'nin, 1260'a doğru Memlûk Kıpçak Türkmenleri'nin eline geçmiş, 1516 yılında Yavuz'un bu ülkeyi fethetmesiyle Osmanlı hakimiyetine girmiş ve 850 yıllık Türk idaresinden sonra 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Anlaşmasıyla Osmanlı Devleti'nden koparılarak Fransız kontrolüne bırakılmıştır. Bugünkü Suriye 17 Nisan 1946 yılında bağımsız bir devlet haline gelmiştir.

20. yüzyılın ortalarında çok sayıda Suriye Türkmene Araplaşmış, böylece bu ülkede yüz yıllardır süren asimilasyon son dönemde de devam etmiştir>

Oğuz Türkmenleri'nin ve Memlûk Kıpçakları'nın torunları olan Suriye Türkmenleri'ne Bayır-Bucak Türkmenleri de denilmektedir. Türkmenler bu ülkede azınlık olarak kabul edilmemekte ve kayıtlarda Müslüman olarak geçmektedirler. Halk arasında ise Türkmenler olarak adlandırılmaktadırlar.. .

Suriye'de Bayat, Afşar ,kadirli ,arabli , Beygmşli Haç Ali , Karakeçili , İsabeğli, Musabeğli, Elbeyli, Akar, Hayran ,karashhli, Çandırl , guonajli, Sincar gibi Türkmen boyları yaşamaktadır. Bu Türkmen boyları ile Anadolu'daki uzantıları olan Türk boyları arasında inançlar, gelenekler ve folklorik pratikler bakımından çok önemli benzerlik tespit edilmiştir. . . Suriye'de yaşayan Türkmenler'in nüfusu hakkında verilen rakamlardan 100.000 tahmini bu gün artık eskimiştir. Yakın zamanlarda verilen tahminler ise 500.000 - 1.000.000 daha azdır ,gerçek rakamlar 1.8 - 2 milyon arasında tahmin edilir, Onlarada Araplaşmış Türkmenleri eklenirse onların sayısına ikiye katlaşır, Surıyedeki Turkmenlerin başenda olan Kal Muhamed Mustafa Paşa,sonra oglu Haç Nassan Mustafa Paşa,semdi Suriyedeki Turkmenler in başenda olan Faruk Mustafa Paşa Merhan(Belwa) ,şemdeki Salwa koyunde oturmakdadir,kandsi Beygmşli Haç Ali aşratinden olmakdader, Haç Ali aşrati suriydeke turkmenleri yuz yelardir bir araye toplamakdader tespit edilmiştir.

Suriye'de Toplam 523 Türkmen köyü vardır (büyük şehirler harlarından başka) . Suriye hükümeti, son yıllarda Türkçe yer adlarını Arapça'ya çevirmiştir. İsabeğli "İseviye", Kabamazı "Belutiye",Merhan(Balwa) Salwa, Daşhlihoyuk TalHaçr, Tırınca "Ümitüyur", Karınca "Behlüliye" olmuştur

Suriye'de Türkçe eğitim yapan okullar olmadığı gibi. Türkmenler bir arada tutan her hangi bir teşkilat da yoktur. Köy ve kasabalarda yaşayan Türkmenler kendi aralarında Türkçe konuşmayı sürdürürler. Yüksek eğitim yapan Türkmenler'in sayısı çok azdır ve tamamına yakını Türkiye'deki okullarda okumuştur.

Türkçe çıkan yayın organları, 1922'den 1937'ye kadar, sürgündeki Refik Halit'in de katkılarıyla renklendirdiği, "Doğru Yol" ve "Vahdet"'tir.

Suriye Türkmenleri, şiveleri ve edebiyatları bakımından Türkiye'nin bir uzantısı gibidirler. Suriye'de konuşulan ağız da, Hatay bölgesinde konuşulan Türkmen ağızlarının bir devamı niteliğindedir.hama ve humus Türkmenlerinin şivesi eski Osmanlı diline daha yakın. Ve bazı ülkelerde Azerbaycan diline yakın olunmaktadır.

Lazzikiye Türkmenleri

Suriye'nin Akdeniz kıyılarında, başta Lazzikiye şehir merkezi Cimmel Harası (Türkmen Mahallesi) olmak üzere Basit, Bayır, Behlüliye, Kesap nahiye ve köylerinde Bayır-Bucak Türkmenler yaşamaktadır Bu şehir ve nahiyelere bağlı Türkmenler'in yaşadığı köy sayısı ise yörelere göre şöyledir: Lazzikiye vilayet merkezi ve Kesap Nahiyesi'ne bağlı 6; Bucak bölgesinde sahil boyunca 84; Behlüliye Nahiyesi'ne bağlı 12; Bayır Nahiyesi merkezine bağlı Kebeli'nin kuzeyinde 27, doğusunda 8, güneyinde 11; İncesu'nun batısından güneye doğru olan bölümünde 20, doğusunda 17. Suriye hükümeti, son yıllarda Türkçe yer adlarını Arapça'ya çevirmiştir. İsabeğli "İseviye", Kabamazı "Belutiye", Tırınca "Ümitüyur", Karınca "Behlüliye" olmuştur. Bazı Türkmen köyleri : (Karamustafa, Büyükpınar,Köy Çiçekliyazı mahalleleri) , hayat, sallor, al yamamah, assamra, al ğassaniyeh, kastalmaaf, ğamam, um tuyur, zınzıf, Turunç, Meydancık, Hacranlı Hasancık Saray, Camuslu, Bödirsiye, Karaca, Çamurlu, Bostancık, Fakıhasan, Karabacak, Mollomahmutlu, Ubeydiye, Karamanlı, Kara Cücük, Türkmenli, Çalkamanlı, Sağırt, Ali, Elmalı, Abanlı, Bayır nahiyesinden, Gebelli, Dervişhan, Gebere, Şeren, Karaahmet, Gökdağ, Yumuşak, Mılıklı, Kebir,Murtlu, Karakisa, Ulucak, Kara pınar, Aşağı Karamanlı, Yukarı Karamanlı, Saldıran, Karacağız, İsapınar, Kulcuk Pınar, Kulcuk, Çukurcak, Nisibin, Dağdağan, Çovkaran, Sarraf, Kapıkaya, Ablaklı, Kapaklı, Çanacık, Korali, Çınarlı, Kızıkçuracık, El Kasap, Kislecik, Mahruka, Kuruca, Kızınca, Ağcabayır, Cümeren Yamadı, Burc-İslam, Sulayıp

Halep Türkmenleri

Osmanlı Devleti döneminde Türk nüfusunun idari merkezi Halep'ti. Halep, sokaklarında Türkçe konuşulan bir yerdi. Türk mimari ve sanat eserleri Halep'te oldukça çoktur. Suriye'de Halep şehiride daha çok yaşayan Türkmenler vardır şehir merkezi huyluk harası(büyük bir Türkmen Mahallesi ,Türkmen nüfusu 400,000 tahmin edilir ) , Kürtdağı, Cerablus, Mümbiç, Musabeyli, Azez nahiyeleri ve yörelerinde Türkmenler yaşamaktadır , Bu şehir ve nahiyelere bağlı Türkmenler'in yaşadığı köy sayısı ise yörelere göre şöyledir: Cebeli Sema'nın doğusunda nahiye merkezi ile 16; Kilis'in güneyinde Azez Kazası'na bağlı, Azez ile Aferin Suyu arasında 17, Azez'in doğusunda 29, güneyinde Halep'e bağlı 3; Çobanbeğ Nahiyesi'nde Mümbiç Kazası'na doğru 54, aynı kazanın güneyinde 15; Baraklı Oymağı'ndan Cerablus Nahiyesi'ne bağlı 26; Sacır Suyu'nun güneyinde 23; Urfa hudud nahiyesi Mürşid Pınarı ve Akçakale Kazası'nın güneyine isabet eden ve Belih Irmağı'na kadar uzanan sahada 59 köy olmak üzere .Halep Bazı Türkmen köyleri : mirza, ker***li, arabazi, merhan (balwa ),khalisa ,dashlihoyuk ,karsanle ,aiyasha ,talaysha, sakizlar ,sande ,arabjurduk ,dabis ,bizaah ,bozilja ,agdash, beyliz, nabğa, kanlı koy, eşekli, usbağılar, gavureli, amerne, bel veren, taflı, lilve, yusuf başa, kadılar, memeli, kurucu höyük, taş atan , buyan, dadlı, belli, sakkal veran, kara yakub, kara taş, kara kuz, balali köy, bandarlık, duraklı, anbarlı, hacı hasanlı, kara baş, bir elli, avşar, küllü, dabık, yazlı bağ, ıral, şüvirin, delha, iğde, tukmen barıh, kara köy, kara mazraa, harab mamal, azak, hava köy, telile, beş curun, sinekli, ziyarat, okuf, çoban bey, hedebet, tiral, kurt, öküz öldüren, cubbon, üvilin, zülüf, kalkum, bablimun, tat hums, çeke ,dashkapo, samandra ,bahwarta ,harjala, kndra.

Hama ve Humus Türkmenleri

"Humusta kim derse ben Türkmen değilim o asılında humuslu değildir " , işte Suriye tarihçisi ( Süheyl zakkar) demiş , çünkü ona ve eski Arab tarihçisine (bin el esir )a göre, 11. yy humusu büyük bir deprem yıkmış, tamamını viran etmiş sonra humusu yeniden tamir eden Türkmenlerdir (zingilar ve Selçuklular), Nureddin Mahmut bin zingi tarafından, humusun merkezinde eski haralarından birinin adı haratul-Türkmen(Türkmenler harası) ve eski şehir kapılarından birisi babu- türkmen (Türkmen kapısı) ama bu günlerde bu haralarda yaşayan Türkmenler tamamen arablaşmış .

Suriye'nin Hama-Humus şehirleri ve Lübnan sınırı arasında kalan kısımdır. Türkmenler genellikle Humus'ta ve Humus köylerinde ve bazı Hama köylerinde yaşamaktadırlar. Osmanlı imparatorluğun devrinde Buralara yerleştirilmeğe davet edilen ve iskana me*mur olan oymaklar şunlardır: Kara Avşar, înallu, Döğer oğlanı, Hama Değeri Mustafa kethüda, Hama Düğeri tabi-i Derviş kethüda, Şam Beğmişlüsü, Hüccetlü, Kapu-uşak, Eymir-i Dündvarlu, Çozlu Çerkez-oğulları, îdris Kethüdaya tabi Abalu, Tokuz han Harbendelüsü, Kara Tohtemürlü, Köse Kethüdaya bağlı Şerefli, Uşak obası, Beşîr-oğulları obası, Eymir-i Sincarlu, Bozlu, Ebu Derda'ya bağlı olan Bozlu ,Tohtemürlüsü, Salur (Sellüriyye) türkmenleri, Dindaş oğlu îsmail Bozulus'a bağlı olan Genceli Avşarı, Kızıl Ali, Danişmendlü'ye tabi Kara Halil .

Humusa bağlı bazı Türkmen köyleri : baba amr harası ( bugünkü Türkmenler Mahallesi ) zara, mitras, bdada, arcun, alhusun, dar kabira, kızhıl, üm al kasab, samalil, burc kaya.

Hamaya bağlı bazı Türkmen köyleri : akrab (kara halili), tulluf, hazzur, huvvır el trukman, bıt natır , hırmıl

Kunteyra Bölgesi Türkmenleri :

Burası Filistin sınırına çok yakındır. Kafkasya'dan gelenler 1878'de buraya yerleştirilmişlerdir. bağlı bazı Türkmen köyleri : hafr, al kadırıyye, kafr nafah, zabya, al rezzanıyye, ahmadıyye, huseynıyye, ayn kura, ayn sümsüm, ayn alak, üleyka, ayn ayşa.
Şam ve draa Türkmenleri : Şehirde Türkmenlerin oturduğu büyük bir mahalle bulunmaktadır. Ayrıca Havran ovasında da Türkmenler vardır. Şama bağlı bazı Türkmen köyleri : kaldun, ruhaybe, adra ve bazı şam haraları ( el hecer el esvad el tadamün , cöber ) ve draaya bağlı bazı Türkmen köyleri : dara şehir merkezi , busra, maarba, burak.

DR.MUHTAR TURKMEN OGLU

KAYNAKLER:

SURİYE HALEP TÜRKMENLERI - Blogcu
ÇáÍÖÇÑÉ ÇáÊÑßãÇäíÉ - ÇáÈæÇÈÉ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mayıs 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1-Suriye'nin Tarihi Gelişimi ve Türklerin Bu Topraklara Yerleşmesi

Sponsorlu Bağlantılar
1946 yılında bağımsızlığını kazanan Suriye, yeni bir ülke olmasına rağmen, üzerinde kurulduğu topraklarda tarih yatmaktadır. Bir çok medeniyetin beşiği sayılan bu topraklar, bir bakıma doğu ile batı medeniyetlerinin temas noktalarıdır. Anadolu'nun tabiî uzantısı durumundaki Suriye toprakları, Sümer, Asur gibi doğu, Makedon , Roma gibi batı medeniyetlerine ilave olarak, Türk ve İslam Medeniyetlerini de birlikte yaşamıştır.

Suriye, önce Perslerin daha sonra İskender'in istilası ile Makedonlara geçmiştir. M.Ö. 60 yıllarında Romalıların bölgeye hakimiyeti ile Suriye Prensliği kurulmuştur. İslamiyet'in doğuşundan hemen sonra, ilk Halife Hz.Ebubekir zamanında Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusu 635'te Suriye topraklarına girmiş ve 636'da Şam'ı fethetmiştir. Daha sonra Halif Hz. Ömer Kudüs'e kadar gelerek, Suriye'nin teşkilatlanmasını bizzat yönetmiş ve böylece bölge tamamen Müslümanların kontrolü altına girmiştir.

Emeviler devrinde Suriye çok gelişmiş, gerek kıyı ve gerekse iç bölgelerdeki şehirler hareketli birer ticaret merkezi haline gelmiştir. Emevi ve Abbasilerin zayıflaması ile bütünlüğü bozulan Suriye'yi X. yüzyılın sonunda Şiî Fatımîler işgal etmiş ise de, bu topraklarda birlik ve düzenlik, 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Türkler tarafından sağlanmıştır. XI'inci asırda başlayan Orta Asya göçleriyle birlikte, Türkmen boyları Suriye'nin kuzeyinde yerleşmişlerdir.

Selçukluların 1040 Dandanakan Zaferi'nden sonra Önasya'ya intikal eden Oğuz boylarından birçok Türkmen boy ve oymakları, 1063'ten itibaren Suriye'ye girerek, kendi hayat şartlarına uygun bulunan bölgeleri vatan edinmişlerdir. Suriye'deki ilk Türkmen yerleşme bölgelerinin Halep ve Lazkiye şehirleri ile bu şehirlerin kuzeyinde kalan bölgeler olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra Türkmen iskânı Akdeniz sahili tarafında, Lazkiye'den güneyde Trablusşam'a doğru ve iç kısımlarda Âsi Irmağı vadisi boyunca Hama Humus ve Şam istikametinde gelişmiştir.

Anadolu Selçuklu Sultanı Kutalmış oğlu Süleyman (1077-1086), Çukurova, K.Maraş, Gaziantep, Antakya bölgeleri ile birlikte Halep-Lazkiye hattının kuzeyinde kalan bölgeleri Ermeni ve Bizanslılardan fethederken, Suriye, Selçuklu Sultanı Tutuş (1078-1095), Sina Yarımadası'na kadar uzanan Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin'i Fatimilerden almıştır. 1096 yılında başlayan Haçlı Seferleri sırasında; Selahaddin Eyyubi komutasındaki İslam orduları Suriye'ye gelmiş ve Türklerle ittifak ederek, Suriye'yi savunmuşlardır. Bu gelişmelerden sonra, Atabey Devleti'ne Selahaddin Eyyubi'nin kurduğu Eyyubiler devleti (1183-1250), ona da Türk Memluk sultanlığı (1250-1517) halef olmuştur.

1516 tarihinde Yavuz Sultan Selim (1512-1250)'nin Mercidabık'ta Memlukları yenmesi ile Suriye Toprakları Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar Osmanlı hakimiyetinde Şam, Trablus ve Halep eyaletleri şeklinde yönetilen Suriye; sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden kalkınarak en huzurlu ve en müreffeh devrini yaşamıştır. Savaş sonrasında, İngilizler ve müttefikleri, 2 Ekim 1918 tarihinde Şam'a 27 Ekim 1918'de de Halep'e girdiler. Suriye'yi Osmanlılardan koparan İngilizler olduğu halde, Ortaçağ'da Suriye ve Lübnan sahillerinde bir Haçlı devleti kurmuş olan Fransa'ya devredilmiştir.

Fransa'nın Suriye hakimiyeti İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar sürmüştür. Savaş sonrası 1944'te Amerika ve Rusya Suriye'yi bağımsız bir ülke kabul ettiği halde; Fransa, manda döneminin bağımlılık ilişkilerini mümkün olduğu kadar devam ettirecek ekonomik, kültürel ve stratejik bir takım imtiyazları garanti altına alacak "özel anlaşmayı" resmen kabul ettirinceye kadar Suriye'den çekilmemiştir.

Bağımsızlık Suriye için, kendi iç ve dış meseleleri üzerinde söz sahibi olmasını sağlamaktan ziyade, bir başka sömürgeciliğin başlangıcı olmuştur. Fransızların 5 Nisan 1946'da resmen çekilmesinden sonra, Suriye üzerindeki egemenlik için, Amerika ve İngiltere arasında rekabet başlamış, daha sonra bu rekabete Rusya da katılmıştır.
1947 serbest seçimlerinden sonra 30 Mart 1949'da ilk askeri darbeyi, CIA'nın desteği ile General Hüsnü Zaim yapmıştır. Zaim'in 1949 darbesinden Esad'ın 1970'teki darbesine kadar Suriye'de on tane başarılı, bir o kadar da başarısız askeri darbe izlemiştir. Suriye tarihinde, bundan sonrası Esad dönemi olarak adlandırılmaktadır.


2-Türklerin Suriye'ye Yerleşmesi


Ön Asya'ya Türk göçlerinin başlangıç tarihi çok kesin olarak bilinmemektedir. Aslında, Anadolu ve Suriye'ye Türk boylarının göçleri, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları dönemlere kadar uzanır. Sakalar, Hazarlar, Hunlar hatta Sümerler bunlardan bazılarıdır. Muhtemelen İslâm ordularının Orta Asya'ya ulaştığı tarihten itibaren Oğuz boylarının akıncıları, Irak ve Suriye'de görülmeye başladılar. Hilafet merkezinin Bağdat'da taşındığı M.750 yılından itibaren Abbasi Halifesi saraylarında Türk komutan ve askerlerinin sayıları ve etkileri hızla artmaya başladı.
Selçuklu Türkleri Gazneliler ile 1040 yılında yaptıkları Dandanakan Savaşı'nı kazandıktan sonra, Rey, İsfahan, Azerbaycan, Erivan, Anadolu ve Irak üzerine doğru ilerlemişlerdir.Hanoğlu Hasan isimli Türkmen boylarının kumandanı, 1063 yılında Diyarbakır'a yerleşerek, Suriye ve Bizans topraklarına akınlar düzenlemiştir. Hanoğlu Hasan'ın, Halep'te bulunan Mirsadoğulları'nın yardım teklifini kabul etmesiyle, Türklerin Suriye'ye girişleri başlamıştır.Türk boyları Afşin ve Sanduk Beyler komutasında Halep'e akınlarda bulunmuşlardı. 1069-1070 yıllarında Kurlu ve Atsız beyler, Remle şehrine yerleşip, Güney Suriye'yi tamamen ellerine geçirmişledir.
Moğollar ve Haçlı ordularının baskısına maruz kalan Türkmen oymakları bazen Anadolu'dan Suriye'ye, bazen da Suriye'den Anadolu'ya göç etmişlerdir. Anadolu Selçuklu Ordusu'nun Moğollar karşısında 1243 Kösedağ Muharebesinde yenilmesi üzerine, Tükmen boyları, Sultan Baybars (1260-1277) zamanında 40 bin çadırlık bir topluluk halinde Halep bölgesine gelerek yerleşmişlerdir. Böylece XIII. yüzyılın ikinci yarısında, Suriye'nin kuzeyi de tam manasıyla Türkmen yurdu haline gelmiştir. Bugün de verdiğimiz bu tarihi bilgilere uygun olark, Suriye'de yaşayan soydaşlarımız yoğun olarak Lazkiye ve Halep çevresinde yaşamaktadırlar. Ayrıca, Şam dahil olmak üzere diğer bölgelerde de, azınlık halinde Türkler bulunmaktadır


a) Lazkiye Bölgesi


Suriye'nin en büyük liman kenti olan Lazkiye, 1950'den sonra büyük gelişme, göstermiştir. Bunun üzerine kent merkezindeki Türk nüfusuna ilaveten çevrede bulunan Türkmen köylerinden çok sayıda insan şehir merkezine göç etmiştir. Köylerden göç eden Türkmenler, Lazkiye'nin giriş kapıları ve kuzey yönü ağırlıklı olmak üzere, şehrin muhtelif vaoşlarında Türkmen Harası ve Türkmen Mahallesi adlarıyla semtler oluşturmuşlardır.
Lazkiye vilayet merkezi ve Kesep Nahiyesi'ne bağlı 6; Bucak bölgesinde sahil boyunca 84, Behlüliye Nahiyesi'ne bağlı 2; Bayır Nahiyesi merkezine tabi Kebele'nin kuzeyinde 27, doğrusunda 8, güneyinde 11; İncesu'nun batısında, güneye doğru 28, doğusunda 29; Çercüm deresinin Türk hududuna doğru olan bölümünde 20, doğusunda 17; Cebeli Seman'ın doğusunda, nahiye merkezi ile birlikte 16; Kilis'in güneyinde Azer Kasabası'na bağlı (Azer ile Afşin suyu arasında) 17, güneyinde 3 olmak üzere bu bölgete toplam 265 Türk köyü bulunmaktadır


b) Osmanlı Devleti parçalanmadan önce Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay gibi bulunduğu yörenin Türk nüfusu idari merkezi Halep'ti. Bugün de Halep, Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Kurtdağ, Azar, Bab, Münbiç ve Carablus gibi bölgelerin idare merkezidir. Halep halen, birçok Türk mimari ve sanat eserinin bulunduğu ve sokaklarında Türkçe'nin konuşulduğu bir şehirdir. 1906 yılında yayımlanmış olan Halep Vilayeti Salnamesi'nde yer alan Türkçe mahalle isimleri şunlardır: Hamidiye, Aziziye, Selimiye, Akyol, Altunboğaz, Oğulbey, Badıncık, Balıbulgur, Tatarlar, Karaman, Çukurcuk, Çukurkestal, Hamzabey, Hensebil, Haraphan, Şakirağa, Şahinbey, Saçlıhan, Farfara, Kazasker, Kilise, Küçükkilise, Mahmutbey, Müstadembey, Harundere.

Şehir içerisinde bulunan bu mahallelere ilaveten, Kurdağı Kazası'nda 105; Azer Kazası'nda 46; Bab Kazası'nda 51; Münbiç Kazası'nda 53; Carablus Kzası'nda 95, olmak üzere Halep Bölgesinde de toplam 350 Türk köyü mevcuttur.

c) Diğer Bölgeler

Suriye'de bu iki bölgenin dışında da Türklerin yaşadığı yöreler şunlardır:


aa) Telkele Yöresi: Bu yöre, Suriye'nin Hama-Humus şehirleri ve Lübnan sınırı arasında kalan kısımdır. Türkmenler genellikle Humus şehrinde bulunurlar, fakat Hama şehrinde de önemli bir Türkmen topluluğu yaşamaktadır.


bb) Kunteyra Yöresi: Bu yöre Suriye'nin İsrail sınırında bulunmaktadır. 93 Harbi (1877-1878) esnasında Kafkasya'nın Dağıstan ve Karaçay bölgelerinden getirtilen Türkler, bu yörelere iskân edilmişlerdir. Fakat Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra bir kısmı yurtlarını terkederek Halep ve Şam'a göç etmişlerdir.

cc) Şam Şehri: Şehir merkezinde Türkmenlerin oturduğu bir mahalle bulunmaktadır. Ayrıca Şam'a bağlı Havran Ovası'nda da Türkmenler mevcuttur. Bunlar Havran Türkmenleri olarak tanınmaktadırlar.

Suriye Hükümeti, Arap milliyetçiliği anlayışıyla nüfus sayımları sırasında, Suriye'de yaşayan Türkleri de müslüman adı altında kaydettirdiği için; bu kadar geniş bir sahaya yayılmış bulunan Türklerin kesin sayısı bilinmemektedir.

M. Fatih Kirişçioğlu, Halep bölgesinde 200.000, Lazkiye bölgesinde 150.000, Telkele Yöresinde 50.000, Kunteyra Yöresinde 100.000, muhtelif bölgelerde de 300.000 olmak üzere, Suriye topraklarında yaşayan Türk nüfusunu, 1 milyon olarak tahmin etmektedir.
Bu tahmine karşılık, Mehmet Şandır'a göre bugün Suriye'de 1,5 milyon Türk yaşamaktadır. Kendilerini Kürt sayan kardeşlerimizi de sayarsak 3 milyon Türk yaşamaktadır. Bu rakam Suriye nüfusunun % 20'sidir. Bugün ülkeyi yöneten Nusayri (Alevi-Dürzî) nüfusun iki katından daha fazladır. Verilen bu rakamlar, biraz abartılı bulunsa bile...


ALINTI




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2015       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Suriye Türkleri tarihi selçuklulara hatta daha öncesine dayanır Haçlı savaşlarında Selçuklular döneminde bölgeye yerleştirilmiş Sonrasında Osmanlı devleti döneminde Kutsal hac yolu boyunda yerleşimleri olmuştur.Kutsal HAC YOLU KORUCUYULARI DA DENİR SURİYE TÜRKLERİNE .Suriye döneminde baskı asimilasyon herşey maruz kalmışlar.Şimdide Suriye ışıd pkk arasında Yaşam savaşı vermektediler.Suriye Türkmen ordusuyla savaşmaktadırlar Nüfusları 2.5 milyon dolayındadır.Türkiye'nin daha çok desteğini beklemekteler.

Benzer Konular

9 Nisan 2012 / kompetankedi Tarih
19 Ağustos 2006 / Misafir Taslak Konular
4 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular
23 Eylül 2013 / RapAndSchool Soru-Cevap