Arama


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
10 Mayıs 2009       Mesaj #5
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Platon un bilgi kuramının bu anlamda çıkış noktası protogoras’çıdır. Bir şeyi bilen kişi, onu algılayan kişidir. Bu yüzden “ insan her şeyin ölçüsüdür ” Algı, daima var olan bir şeydir. Bilgi olduğu için de şaşmaz. “ demiştir protogoras. Platon bu görüşe, herakleitos’un “ var dediğimiz her şey, gerçekte oluş sürecinde olan bir nesnedir. “ şeklinde ifade edilen akış kuramını katmıştır.
a) bilgi bir algıdır; (hatta aslında bilgi, bir algılama yargısıdır.)
b) insan her şeyin ölçüsüdür.
c) Her şey akış halindedir;
biçiminde kuramın özetlenmesi olanaklıdır.
Olgunluk dönemi diyalogları:
Symposion(şölen): güzel ideası tanımlanır. Cisimden bağımsızdır, aşkındır, kendine yeter, yalındır, ezeli ve ebedidir, değişmez.
Phaidon: idealar, nesnelerin nedenidir. İyi ideası.
Politea II-X(Devlet): iyi, açık bir biçimde öteki ideaların üstündedir. İki dünya vardır. Duyulan(görülen) dünya, anlaşılan(kavranan) dünya.
Yaşlılık döneminde platon, önceleri ele aldığı bir çok konuyu tekrar gündeme getirerek, bir kez daha incelemiştir. İlgisi daha çok ahlaki sorunlar ile insanoğlunun mutluluğuna yöneliktir. Yetkin insan yerine, yetkin toplumu tarif etme çabası içersindedir. Yetkin topluma ve dolayısıyla toplumsal mutluluğa erimenin yolu, ideal devlet düzeni içersinde yaşamaktır.
Devlet görüşü:
Platon, “ politika sanatı ve ideal devlet düzeninin gerektirdiği çözümleri sadece felsefe üretebilir. “ düşüncesindedir fakat platon’un yaşam deneyimi, sadece bilge ve erdemli kişilerden kurulu bir akıllı insanlar toplumuna ulaşmanın imkansızlığını göstermektedir ki platon bunu benimsemiştir. Bu görüşünü de, “ yığınlar hiçbir zaman filozof olmayacaktır. “ sözüyle dile getirmiştir. Platon’a göre “ başa filozoflar geçmez, ya da baştakiler felsefe yapmazlarsa, insanlığın acıları asla sona ermeyecektir.
Platon devleti oluşturan bireyleri, işlevleri açısından üç sınıfa ayırmıştır: zenginliği sevenler, şerefi sevenler ve bilgiyi sevenler. Devleti oluşturan bireylere platon bir açıdan daha bakmıştır: halk, askerler, koruyucular. (siyasette söz sahibi olanlar koruyuculardır). Toplumu meydana getiren fertlerin tamamı, bu üç özellikten birini, diğerlerinden daha fazla arzu edecekler ve isteklerine, ideal devlet düzeni içerisinde ulaşacaklardır.
İdeal devlet kavramı içersinde, genç nesillerin eğitimi için şiir ve müziğe verilen önem, “ güzel sevgisi “ni öne çıkartan bir anlayıştır. Platon, idealara estetik yolu ile erişme yöntemi(estetik yolu ile anımsama) yönteminden zamanla vazgeçmiş, daha nesnel sayılabilecek bir yönteme, matematiğe yönelmiştir. Matematiği kullanarak idealara ulaşılabileceğini düşünen platon için bu çabanın, bir bakıma ruhun idealar dünyası özlemi ile bu gayeye yönelik bitmez tükenmez bir gayret anlamını taşıdığı da görülmektedir.