Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
03:32, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 08 Aralık 2025 - 03:33
Arama
MaviKaranlık Forum
Ahmed Cevdet Paşa
-
Tek Mesaj #4
ThinkerBeLL
VIP
VIP Üye
21 Mayıs 2009
Mesaj
#4
VIP
VIP Üye
Cevdet Paşa
(1823–1895)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Cevdet Paşa, Tanzimat döneminin önde gelen tarihçi ve devlet adamlarındandır. Lofça (bugün Bulgaristan sınırları içindedir) kentinde doğan Cevdet Paşa İstanbul'da Fatih'teki Papasoğlu Medresesi'nde eğitim görürken döneminin ünlü bilim adamlarından çeşitli konularda özel dersler aldı.
Medrese eğitimini bitirdikten sonra kısa bir süre kadılık yaptı. 1845'te müderris (profesör) oldu. 1846'da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa'nın yanında göreve başladı. Bu tarihten sonra önemli devlet görevleri üstlenen Cevdet Paşa ülkede medreseler dışında yeni öğretim kurumları olarak açılacak ilk, orta ve yüksekokulların programlarını belirleyen Meclis-i Maarif; bilimsel araştırma ve çalışmalar yapmak için kurulan, Osmanlı bilim akademisi niteliğindeki Encümen-i Daniş gibi bilimsel kurumların kurucuları arasında yer aldı ve bu kurumlarda üye olarak çalıştı. 1855'te, zamanın olaylarını saptayıp yazmakla görevli, devletin resmi tarihçisi demek olan vakanüvisliğe atandı. Darülmuallimin (öğretmen okulu) müdürlüğü, çeşitli illerde valilik, maarif (eğitim), ticaret, adliye, evkaf (vakıflar), içişleri bakanlığı gibi devlet görevlerinde bulundu. Cevdet Paşa yöneticiliğini üstlendiği devlet kurumlarında yalnızca bir uygulayıcı olmayıp bir örgütçü olarak da buraları yenileştirmek, yasal temeller üzerine oturtmak için çalışmalar yaptı.
Cevdet Paşa Osmanlı Devleti'nin yüksek yargı kurulu olarak 1868'de kurulan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye başkanlığına getirildi. Bir yandan adalet örgütünü yeniden düzenlemeye çalışırken öte yandan da bu kuruldan Mecellemin (Osmanlı Devleti'nde yürürlükte olan ve 1926'ya kadar yürürlükte kalan medeni yasa) yazılma kararını çıkardı ve yasanın hazırlanmasında çalıştı.
Bilimsel Çalışmaları
Cevdet Paşa'nın önemli yanlarından biri de tarihçiliğidir. Encümen-i Daniş üyeliği sırasında Osmanlı Devleti'nin 1774'ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. Tarih-i Cevdet (1855-84) adı verilen 12 ciltlik bu yapıtını, çeşitli resmi görevlerinin dışında kalan zamanda yazabildiği için, uzun sürede tamamlayabildi. Yapıt, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasına kadar geçen süre içinde ortaya çıkan çeşitli toplumsal ve siyasal olayları anlatır. Ama bunlardan en önemlileri seçilerek, aralarında bağlantılar kurulmuş, kaynaklar tarafsız bir gözle karşılaştırılarak sonuçlara varılmıştır. Kimi cümlelerinde, Osmanlı tarihçilik geleneğine uyarak, "seci"ye (düzyazıda uyaklı anlatım) başvurmasına karşılık, yapıt genel olarak açık ve yalın sayılabilecek bir dille yazılmıştır. Yazar anlattığı olaylardan bir ders çıkarılmasını istemektedir. Yapıtın dili dönemine göre oldukça yalındır. Cevdet Paşa'nın vakanüvisliği sırasında yazdığı, 1839-72 yıllarını kapsayan ve 40 bölümden oluşan Tezakir ile beş bölümlük Maruzat öbür tarih yapıtlarıdır. 1839-76 arasındaki önemli siyasal olayların yorumunu içeren Maruzattı II. Abdülhamid'in isteği üzerine kaleme almıştır. Cevdet Paşa ayrıca halk için Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (1874-89; "Peygamberlerin Öyküleri ve Halifeler Tarihi") adlı kitapları da yazmıştır.
Cevdet Paşa tarih dışında dille de ilgilenmiş, Fuad Paşa ile birlikte daha çok öğretime yönelik Kavaid-i Osmaniye (1864; "Osmanlıca Dilbilgisi Kuralları") adlı bir dilbilgisi kitabı hazırlamıştır. Uzun yıllar tüm dilbilgisi kitapları için örnek alınan bu yapıt Osmanlıca' nin üç ayrı dilin birleşmesiyle oluştuğunu ilk kez belirtmesi bakımından önem taşır. Kitap Arapça, Farsça ve Türkçe'den oluşan Osmanlıca'nın kurallarını öğretmeyi amaçlamıştır.
Tanzimat yanlılarının her alanda batıyı örnek almak gerektiği yolundaki düşüncelerine karşı, gelenekten ayrılmadan da reformlar yapılabileceğini savunan Cevdet Paşa bu görüşünü özellikle hukuk alanında kabul ettirmiştir.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Cevapla
Kapat
Saat: 03:33
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...