Arama

Ahmed Cevdet Paşa - Tek Mesaj #4

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Mayıs 2009       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Cevdet Paşa (1823–1895)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Ad:  cevdet_pasa.PNG
Gösterim: 1156
Boyut:  88.8 KB
Cevdet Paşa, Tanzimat dö­neminin önde gelen tarihçi ve devlet adamlarındandır. Lofça (bugün Bulgaristan sınırları içindedir) kentinde doğan Cevdet Paşa İstan­bul'da Fatih'teki Papasoğlu Medresesi'nde eğitim görürken döneminin ünlü bilim adam­larından çeşitli konularda özel dersler aldı.
Medrese eğitimini bitirdikten sonra kısa bir süre kadılık yaptı. 1845'te müderris (profe­sör) oldu. 1846'da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa'nın yanında göreve başladı. Bu tarihten sonra önemli devlet görevleri üstlenen Cevdet Paşa ülkede medreseler dışında yeni öğretim kurumları olarak açılacak ilk, orta ve yüksekokulların programlarını belirleyen Meclis-i Maarif; bilimsel araştırma ve çalışmalar yap­mak için kurulan, Osmanlı bilim akademisi ni­teliğindeki Encümen-i Daniş gibi bilimsel kurumların kurucuları arasında yer aldı ve bu kurumlarda üye olarak çalıştı. 1855'te, zama­nın olaylarını saptayıp yazmakla görevli, dev­letin resmi tarihçisi demek olan vakanüvisliğe atandı. Darülmuallimin (öğretmen okulu) mü­dürlüğü, çeşitli illerde valilik, maarif (eğitim), ticaret, adliye, evkaf (vakıflar), içişleri bakan­lığı gibi devlet görevlerinde bulundu. Cevdet Paşa yöneticiliğini üstlendiği devlet kurumla­rında yalnızca bir uygulayıcı olmayıp bir ör­gütçü olarak da buraları yenileştirmek, yasal temeller üzerine oturtmak için çalışmalar yaptı.
Cevdet Paşa Osmanlı Devleti'nin yüksek yargı kurulu olarak 1868'de kurulan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye başkanlığına getirildi. Bir yandan adalet örgütünü yeniden düzenleme­ye çalışırken öte yandan da bu kuruldan Me­cellemin (Osmanlı Devleti'nde yürürlükte olan ve 1926'ya kadar yürürlükte kalan mede­ni yasa) yazılma kararını çıkardı ve yasanın hazırlanmasında çalıştı.

Bilimsel Çalışmaları
Cevdet Paşa'nın önemli yanlarından biri de tarihçiliğidir. Encümen-i Daniş üyeliği sıra­sında Osmanlı Devleti'nin 1774'ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. Tarih-i Cevdet (1855-84) adı verilen 12 ciltlik bu yapı­tını, çeşitli resmi görevlerinin dışında kalan zamanda yazabildiği için, uzun sürede tamam­layabildi. Yapıt, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırıl­masına kadar geçen süre içinde ortaya çıkan çeşitli toplumsal ve siyasal olayları anlatır. Ama bunlardan en önemlileri seçilerek, ara­larında bağlantılar kurulmuş, kaynaklar taraf­sız bir gözle karşılaştırılarak sonuçlara varıl­mıştır. Kimi cümlelerinde, Osmanlı tarihçilik geleneğine uyarak, "seci"ye (düzyazıda uyak­lı anlatım) başvurmasına karşılık, yapıt genel olarak açık ve yalın sayılabilecek bir dille ya­zılmıştır. Yazar anlattığı olaylardan bir ders çıkarılmasını istemektedir. Yapıtın dili döne­mine göre oldukça yalındır. Cevdet Paşa'nın vakanüvisliği sırasında yazdığı, 1839-72 yılları­nı kapsayan ve 40 bölümden oluşan Tezakir ile beş bölümlük Maruzat öbür tarih yapıtları­dır. 1839-76 arasındaki önemli siyasal olayla­rın yorumunu içeren Maruzattı II. Abdülhamid'in isteği üzerine kaleme almıştır. Cevdet Paşa ayrıca halk için Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (1874-89; "Peygamberlerin Öy­küleri ve Halifeler Tarihi") adlı kitapları da yazmıştır.
Cevdet Paşa tarih dışında dille de ilgilen­miş, Fuad Paşa ile birlikte daha çok öğretime yönelik Kavaid-i Osmaniye (1864; "Osmanlı­ca Dilbilgisi Kuralları") adlı bir dilbilgisi kita­bı hazırlamıştır. Uzun yıllar tüm dilbilgisi ki­tapları için örnek alınan bu yapıt Osmanlıca' nin üç ayrı dilin birleşmesiyle oluştuğunu ilk kez belirtmesi bakımından önem taşır. Kitap Arapça, Farsça ve Türkçe'den oluşan Osman­lıca'nın kurallarını öğretmeyi amaçlamıştır.
Tanzimat yanlılarının her alanda batıyı ör­nek almak gerektiği yolundaki düşüncelerine karşı, gelenekten ayrılmadan da reformlar ya­pılabileceğini savunan Cevdet Paşa bu görü­şünü özellikle hukuk alanında kabul ettir­miştir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!