Arama

Ahmed Cevdet Paşa

Güncelleme: 12 Nisan 2011 Gösterim: 33.752 Cevap: 6
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
(1823-1895), 19. yüzyıl Türkiye'sinin önde gelen bilim ve devlet adamlarındandır. Asıl adı Ahmed'dir ve Cevdet mahlâsını, İstanbul'da öğrenim gördüğü sırada şâir Süleyman Fehim Efendi'den almıştır.

Sponsorlu Bağlantılar
1839 yılı başlarında, büyükbabası tarafından tahsil görmesi için İstanbul'a gönderilmiş olan Ahmed Cevdet Paşa, burada kısa sürede kendini göstermiş ve devrin önemli bilim adamları olan Hâfız Seyyid Efendi, Doyranlı Mehmed Efendi, Vidinli Mustafa Efendi, Kara Halil Efendi ve Birgivi Hoca Şakir Efendi'den nakli ilimleri, Miralay Nûri Bey ve Müneccimbaşı Osman Sâbit Efendi'den de hesap, cebir ve hendese gibi akli ilimleri tahsil etmiştir.

Ahmed Cevdet Paşa'nın bilim tarihi açısından önemli olan yapıtı "Takvimü'l-Edvâr" (Dönemlerin Takvimi, 1870) adını taşır. Bu yapıtında Ahmed Cevdet Paşa, Şemsi ve Hicri takvim ilkelerini temele alan yeni bir takvim önerisinde bulunmuştur. Eser iki amaçla kaleme alınmıştır: Birincisi, yazarın kendi deyimi ile "Lisân-ı türki ilim lisânı olamaz diyenlere lisânımızın her şeye kâbil olduğunu ve bu lisân ile her fenden güzel eserler yazılabileceğini" göstermek, ikincisi ise yeni bir takvim önermektir.

Bu yapıttan anladığımız kadarıyla, Osmanlı Devleti'nin başlangıç dönemlerinde seneleri kameri, ayları şemsi olan bir takvim kullanılmış ve maaşlı askerlerin maaşlarına karşılık gelen gelirler ise kameri aylar itibariyle toplanmıştır. Ancak bu durum hazinede bir takım zorluklar ortaya çıkartmış ve hazine açık vermeye başlamıştır.

Bu ve buna benzer nedenlerle, Ahmed Cevdet Paşa başkanlığında, Müneccimbaşı Tâhir Efendi, Divân-ı Ahkâm-ı Adliyye âzâsından Vartan Bey, Mekteb-i Harbiyye-i Şâhâne hocalarından Miralay Vidinli Tevfik Bey, Rassâd Kombari ve Divân-ı Ahkâm-ı Adliyye memurlarında Şehbazyan Efendi'den oluşan bir komisyon kurulmuş ve bu komisyonun ulaştığı sonuçlar bir mazbata ile sadrazama sunulmuştur. Ancak bu öneri her nedense uygulamaya konulmamıştır. İşte, bu komisyon tarafından önerilen takvimin esaslarını, Ahmed Cevdet Paşa tarafından Takvimü'l-Edvâr'da anlatılmıştır.

Ahmed Cevdet Paşa'nın önerdiği takvim aslında, şimdiye kadar yapılan takvimler içerisinde en duyarlısı olan Ömer Hayyam'ın İsfahan Gözlemevi'nde tertip ettiği Celâli Takvimi'nden başka bir şey değildir. Yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi, bu yapıtın en önemli yönlerinden birisi, Türkçe yazılmış olmasıdır.

Ahmed Cevdet Paşa'nın Türkçe'nin bilim dili haline gelmesine büyük önem verdiği ve bunu gerçekleştirmeye çalıştığı görülmektedir. Ona göre, Osmanlı lisânının aslı Türkçedir; fakat Farsça ve Arapçadan pek çok kelime alındığı için, üç dilden oluşan bir dil haline gelmiştir. Osmanlıca yalınlaştırılmalı, eserler açık bir dille yazılmalı, yeni terimler bulunmalıdır.

Biyografi Konusu: Ahmed Cevdet Paşa nereli hayatı kimdir.
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
25 Kasım 2006       Mesaj #2
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
Ahmet Cevdet Paşa (1822 – 1895)

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı devlet adamı, tarihçi ve hukukçu. 12 ciltlik bir Osmanlı tarihi yazmış, Mecelle'nin hazırlanmasında önemli rol oynamıştır.
1822 – 1895 yılları arasında yaşamıştır. İlköğrenimini Lofça'da yaptı. 1839'da İstanbul'a gelerek Fatih'teki Papasoğlu Medresesi'ne girdi. Burada öğrenimim sürdürürken bir yandan da tarih, coğrafya, astronomi, matematik gibi alanlarda özel ders aldı ve Fransızca öğrendi. Medreseyi 1844'te bitirdikten sonra Premedi (bugün Arnavutluk'ta) kazası kadılığına atandı. 1845'te İstanbul ruüsu alarak müderris oldu. 1846'da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa'nın yanında görevlendirildi. Bu tarihten paşanın öldüğü 1858'e değin hukuksal konularda danışmanlık yaptı. 1849'da, olağanüstü görevle Bükreş'te bulunan Fuad Efendi'nin (Paşa) yanma gönderildi. 1850'de Meclis-iMaarif üyeliğiyle birlikte Darülmuallimin müdürlüğüne atandı. 1851'de yeni kurulan Encümen-i Daniş üyeliğine getirildi. Bu kurul tarafından Osmanlı Deveti'nin 1774'ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. 1855'te vakanüvisliğe atandı. 1856'da Galata kadısı oldu. 1857'de "Mekke" payesi aldı.
Fransızca, Farsça öğrenmiş, bunun yanısıra matematik, felsefe, kozmoğrafya ve tabii ilimler üzerinde de çalışmış dönemin ünlü bir hukukçusudur. Kadılık, Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği yapmıştır.
“Mecelle-i Ahkam-ı Adliye” isimli hukuk metnini oluşturanların başında gelmiştir. Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği nazırlığı (bakanlığa) çevrilince ilk adalet bakanı olmuştur. Beş kez adalet bakanlığı, üç kez eğitim, iki kez evkaf, bir kez dahiliye, ticaret ve ziraat bakanlıklarında bulunmuştur. “Cevdet Tarihi” en önemli eseridir.


28154f1731zy9

Ahmet Cevdet Paşa Türklerin XIX. yüzyılda yetiştirdiği büyük zekalarından biridir.
Cevdet Paşa, günümüzde Bulgaristan hudutları içinde kalan Lofça’da doğdu. Medrese eğitimini tamamladıktan sonra 17 yaşında İstanbul’a geldi. O dönemin usulüne göre din bilginlerinden diploma aldı. İçinde var olan ilim aşkı ile Farsça ve Fransızca öğrendi. Matematik, felsefe, kozmoğrafya ve tabii ilimlerde kendisini geliştirdi. Gençliğinde zekası ve çalışkanlığı dikkati çekiyordu. Kadılıktan başlayarak birçok değişik görevlerde çalıştı. “Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği” yaptı ve bu sırada medeni kanun olarak kabul edilen “Mecelle”nin hazırlanmasını sağladı. Türkiye’de ilk defa “Adliye Nazırı” oldu. Valilik ve birçok nazırlık görevlerini yürüttü.
Cevdet Paşaya göre hükümetlerin iki görevi vardır. Birincisi adalet, ikincisi ise memleketi korumaktır. Bu düşünce, onun adalete verdiği önemi gösterir. Çünkü ona göre, yargıçlara yalnızca kanunlar emir verir. Bunun için yargıçlar, vicdanlarına aykırı bile olsa kanuna uymak zorundadırlar. Böyle düşünen Cevdet Paşanın eserleri ve çalışmaları kendisinin üstün yetenekli, örnek bir insan olduğunu gösterir. Onun Türk Adliyesinin kuruluşuna ve daha düzenli çalışmasına büyük hizmetleri olmuştur. Başkanlığı altında hazırlanan Mecelle yarım yüzyıl kadar Türk Medeni Kanunu olarak yürürlükte kalmıştır.
Cevdet Paşanın kişiliğinin en güçlü yönü eserlerinde görülür.
Kavâid-i Osmâniye adlı eseri ile Türk dilinin esaslarını kurmuş, on iki ciltlik Cevdet Tarihi adlı eseri ile de Türk tarih anlayışına yeni ve olumlu bir görüş ve metot getirmiştir. Kısas-ı Enbiya’sının açık ve güzel Türkçe’si her zaman örnek olarak gösterilebilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen ThinkerBeLL; 21 Mayıs 2009 22:24
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Ahmet Cevdet Paşa

Vikipedi, özgür ansiklopedi



Ahmed Cevdet Paşa (26 Mart 1822, Lofça - 1895, İstanbul) Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen büyük devlet ve bilim adamı. Mecelle'yi kaleme alarak İslam Hukukunu sağlam bir dille kitaplaştıran kişi.
Babası Lofça İdare Meclisi azasından İsmail Ağa'dır. İlk tahsilini Lofça’da yaptı. Yaradılıştan zeki ve kabiliyetli olduğu gibi, pek de çalışkandı. Dedesinin yardımı ile 1839 yılında İstanbul’a geldi. Medrese tahsiline başladı. Bu arada, matematik, astronomi, tarih ve coğrafya gibi ilimlerle de uğraşarak kültürünü artırdı. O zaman çok meşhur olan Murad Molla tekkesine tatil günleri giderek Farisi öğrendi ve Mevlana’nın Mesnevi’sini bitirdi. Divançe’sinde bulunan şiirlerin çoğunu bu tekkeye devam ettiği sırada yazdı.
1844’te 22 yaşındayken Çanat payesi ile Rumeli kaleminde kadı oldu. 1845 yılında müderris olarak İstanbul camilerinde ders vermek hakkını elde etti. 13 Ağustos 1850’de Meclis-i Maarif azalığı ile birlikte Dar-ül-Muallimin (Öğretmen okulu) müdürlüğüne getirildi. Bu mektebi kısa zamanda ıslah ederek, mektebe giriş ve imtihan usullerini yönetmeliklerle tesbit etti. Encümen-i Daniş’e (Osmanlı Akademisi) 1851’de asli üye seçildi.
"Tarih-i Cevdet" adıyla şöhret bulan kıymetli eserinin üç cildini 1854 yılında bitirip Sultan Abdülmecit'e sundu. Eseri çok beğenen Sultan, rütbesini yükseltti. Bir sene sonra da devletin resmi tarihçisi oldu.
Osmanlı Devletinin kanunlarını yapacak olan Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye'ye 1861 yılında üye tayin edildi. 1866 yılında ilmiye sınıfından vezirliğe geçti. Halep vilayetine vali tayin edildi. Bir müddet orada kaldıktan sonra yeni kurulan Divan-ı Ahkam-ı Adliye'ye başkan tayin edildi. Bu vazifede çok faydalı işler gördü; memleketin adliye ve hukuk sistemini devrin ihtiyaçlarına göre düzenlemeye çalıştı.
Ali Paşa, Fransız medeni kanununun tercüme edilerek Osmanlı Devletinde tatbik edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Buna karşı Ahmed Cevdet Paşa ve aynı düşüncede olanlar, İslam Hukukunun zengin ve tatbik edilmiş en kuvvetli dalı olan Hanefi fıkhının sistematik hale getirilerek kanunlaştırılması fikrini müdafaa ediyorlardı. Bu ikinci yani, Ahmed Cevdet Paşa ve arkadaşlarının fikirlerinin tatbiki için 'Mecelle Cemiyeti' adıyla ilmi bir heyet toplandı. Memleketin en kıymetli hukuk alimlerinin iştirak ettiği bu meclis, Kur’an-ı kerimin hükümlerini kanun şekline sokup, bütün milletlerin kıymet verdiği Mecelle adındaki kitabı hazırlayarak, büyük hizmet etti.
Cevdet Paşa, 1879 yılında Maarif Nazırlığına tayin edildi. Sonra da, çeşitli valiliklerde, Adliye, Maarif, Dahiliye, Ticaret nazırlıklarında bulundu. Padişah’ın hususi encümenlerine iştirak etti. 26 Mart 1895’te vefat etti. Naaşı, Fatih Camii bahçesine defnedildi.
Ahmet Cevdet Paşa, ilk Türk kadın romancı olarak tanınan Fatma Aliye Hanım'ın babasıdır.



Kitapları

  • Tarih-i Cevdet: 12 cilttir. Osmanlı Devleti'nin 1774-1825 seneleri arasındaki tarihini anlatır.
  • Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa: 12 kısımdır. Cevdet Paşanın en tanınmış eseridir. Âdem'den itibaren birçok peygamberin, İslam halifelerinin, İkinci Murad’a kadar Osmanlı padişahlarının tarihinden bahseder.
  • Tezakir-i Cevdet: Devrinin siyasi, içtimai, ahlaki cephesini anlatmıştır.
  • Ma’ruzat: Sultan İkinci Abdülhamid’e 1839-1876 yılları arasındaki tarihi ve siyasi hadiseleri takdim etmek için hazırlanmıştır.
  • Mecelle: Ahmed Cevdet Paşa başkanlığında bir hey’et tarafından hazırlanmıştır.
  • Divançe-i Cevdet: Gençliğinde yazdığı şiirleri, Sultan İkinci Abdülhamid’in emriyle bu kitapta toplamıştır.
  • Kavaid-i Osmaniye: Fuad Paşayla birlikte yazdığı dil bilgisi kitabıdır.
  • Ayrıca Belagat-ı Osmaniye - Kavaid-i Türkiye, Takvim-ül Edvar-Miyar-ı Sedad, Adab-ı Sedat fi-İlm-il-Adab, Hülasatül Beyan fi-Te’lifi’l -Kur’an, Asar-ı Ahd-i Hamidi, Hilye-i Seadet, Ma’lumat-ı Nafia adlı eserleri çeşitli mevzulardan bahsetmektedir.
Quo vadis?
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Mayıs 2009       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Cevdet Paşa (1823–1895)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Ad:  cevdet_pasa.PNG
Gösterim: 1087
Boyut:  88.8 KB
Cevdet Paşa, Tanzimat dö­neminin önde gelen tarihçi ve devlet adamlarındandır. Lofça (bugün Bulgaristan sınırları içindedir) kentinde doğan Cevdet Paşa İstan­bul'da Fatih'teki Papasoğlu Medresesi'nde eğitim görürken döneminin ünlü bilim adam­larından çeşitli konularda özel dersler aldı.
Medrese eğitimini bitirdikten sonra kısa bir süre kadılık yaptı. 1845'te müderris (profe­sör) oldu. 1846'da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa'nın yanında göreve başladı. Bu tarihten sonra önemli devlet görevleri üstlenen Cevdet Paşa ülkede medreseler dışında yeni öğretim kurumları olarak açılacak ilk, orta ve yüksekokulların programlarını belirleyen Meclis-i Maarif; bilimsel araştırma ve çalışmalar yap­mak için kurulan, Osmanlı bilim akademisi ni­teliğindeki Encümen-i Daniş gibi bilimsel kurumların kurucuları arasında yer aldı ve bu kurumlarda üye olarak çalıştı. 1855'te, zama­nın olaylarını saptayıp yazmakla görevli, dev­letin resmi tarihçisi demek olan vakanüvisliğe atandı. Darülmuallimin (öğretmen okulu) mü­dürlüğü, çeşitli illerde valilik, maarif (eğitim), ticaret, adliye, evkaf (vakıflar), içişleri bakan­lığı gibi devlet görevlerinde bulundu. Cevdet Paşa yöneticiliğini üstlendiği devlet kurumla­rında yalnızca bir uygulayıcı olmayıp bir ör­gütçü olarak da buraları yenileştirmek, yasal temeller üzerine oturtmak için çalışmalar yaptı.
Cevdet Paşa Osmanlı Devleti'nin yüksek yargı kurulu olarak 1868'de kurulan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye başkanlığına getirildi. Bir yandan adalet örgütünü yeniden düzenleme­ye çalışırken öte yandan da bu kuruldan Me­cellemin (Osmanlı Devleti'nde yürürlükte olan ve 1926'ya kadar yürürlükte kalan mede­ni yasa) yazılma kararını çıkardı ve yasanın hazırlanmasında çalıştı.

Bilimsel Çalışmaları
Cevdet Paşa'nın önemli yanlarından biri de tarihçiliğidir. Encümen-i Daniş üyeliği sıra­sında Osmanlı Devleti'nin 1774'ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. Tarih-i Cevdet (1855-84) adı verilen 12 ciltlik bu yapı­tını, çeşitli resmi görevlerinin dışında kalan zamanda yazabildiği için, uzun sürede tamam­layabildi. Yapıt, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırıl­masına kadar geçen süre içinde ortaya çıkan çeşitli toplumsal ve siyasal olayları anlatır. Ama bunlardan en önemlileri seçilerek, ara­larında bağlantılar kurulmuş, kaynaklar taraf­sız bir gözle karşılaştırılarak sonuçlara varıl­mıştır. Kimi cümlelerinde, Osmanlı tarihçilik geleneğine uyarak, "seci"ye (düzyazıda uyak­lı anlatım) başvurmasına karşılık, yapıt genel olarak açık ve yalın sayılabilecek bir dille ya­zılmıştır. Yazar anlattığı olaylardan bir ders çıkarılmasını istemektedir. Yapıtın dili döne­mine göre oldukça yalındır. Cevdet Paşa'nın vakanüvisliği sırasında yazdığı, 1839-72 yılları­nı kapsayan ve 40 bölümden oluşan Tezakir ile beş bölümlük Maruzat öbür tarih yapıtları­dır. 1839-76 arasındaki önemli siyasal olayla­rın yorumunu içeren Maruzattı II. Abdülhamid'in isteği üzerine kaleme almıştır. Cevdet Paşa ayrıca halk için Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (1874-89; "Peygamberlerin Öy­küleri ve Halifeler Tarihi") adlı kitapları da yazmıştır.
Cevdet Paşa tarih dışında dille de ilgilen­miş, Fuad Paşa ile birlikte daha çok öğretime yönelik Kavaid-i Osmaniye (1864; "Osmanlı­ca Dilbilgisi Kuralları") adlı bir dilbilgisi kita­bı hazırlamıştır. Uzun yıllar tüm dilbilgisi ki­tapları için örnek alınan bu yapıt Osmanlıca' nin üç ayrı dilin birleşmesiyle oluştuğunu ilk kez belirtmesi bakımından önem taşır. Kitap Arapça, Farsça ve Türkçe'den oluşan Osman­lıca'nın kurallarını öğretmeyi amaçlamıştır.
Tanzimat yanlılarının her alanda batıyı ör­nek almak gerektiği yolundaki düşüncelerine karşı, gelenekten ayrılmadan da reformlar ya­pılabileceğini savunan Cevdet Paşa bu görü­şünü özellikle hukuk alanında kabul ettir­miştir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Nisan 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ahmed Cevdet Paşa (26 Mart 1822, Lofça - 1895, İstanbul) Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen büyük devlet ve bilim adamı. Mecelle'yi kaleme alarak İslam Hukukunu sağlam bir dille kitaplaştıran kişi.
Babası Lofça İdare Meclisi azasından İsmail Ağa'dır. İlk tahsilini Lofçada yaptı. Yaradılıştan zeki ve kabiliyetli olduğu gibi, pek de çalışkandı. Dedesinin yardımı ile 1839 yılında İstanbula geldi. Medrese tahsiline başladı. Bu arada, matematik, astronomi, tarih ve coğrafya gibi ilimlerle de uğraşarak kültürünü artırdı. O zaman çok meşhur olan Murad Molla tekkesine tatil günleri giderek Farisi öğrendi ve Mevlananın Mesnevisini bitirdi. Divançesinde bulunan şiirlerin çoğunu bu tekkeye devam ettiği sırada yazdı.
1844te 22 yaşındayken Çanat payesi ile Rumeli kaleminde kadı oldu. 1845 yılında müderris olarak İstanbul camilerinde ders vermek hakkını elde etti. 13 Ağustos 1850de Meclis-i Maarif azalığı ile birlikte Dar-ül-Muallimin (Öğretmen okulu) müdürlüğüne getirildi. Bu mektebi kısa zamanda ıslah ederek, mektebe giriş ve imtihan usullerini yönetmeliklerle tesbit etti. Encümen-i Danişe (Osmanlı Akademisi) 1851de asli üye seçildi.
"Tarih-i Cevdet" adıyla şöhret bulan kıymetli eserinin üç cildini 1854 yılında bitirip Sultan Abdülmecit'e sundu. Eseri çok beğenen Sultan, rütbesini yükseltti. Bir sene sonra da devletin resmi tarihçisi oldu.
Osmanlı Devletinin kanunlarını yapacak olan Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye'ye 1861 yılında üye tayin edildi. 1866 yılında ilmiye sınıfından vezirliğe geçti. Halep vilayetine vali tayin edildi. Bir müddet orada kaldıktan sonra yeni kurulan Divan-ı Ahkam-ı Adliye'ye başkan tayin edildi. Bu vazifede çok faydalı işler gördü; memleketin adliye ve hukuk sistemini devrin ihtiyaçlarına göre düzenlemeye çalıştı.
Ali Paşa, Fransız medeni kanununun tercüme edilerek Osmanlı Devletinde tatbik edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Buna karşı Ahmed Cevdet Paşa ve aynı düşüncede olanlar, İslam Hukukunun zengin ve tatbik edilmiş en kuvvetli dalı olan Hanefi fıkhının sistematik hale getirilerek kanunlaştırılması fikrini müdafaa ediyorlardı. Bu ikinci yani, Ahmed Cevdet Paşa ve arkadaşlarının fikirlerinin tatbiki için 'Mecelle Cemiyeti' adıyla ilmi bir heyet toplandı. Memleketin en kıymetli hukuk alimlerinin iştirak ettiği bu meclis, Kur'an-ı kerimin hükümlerini kanun şekline sokup, bütün milletlerin kıymet verdiği Mecelle adındaki kitabı hazırlayarak, büyük hizmet etti.
Cevdet Paşa, 1879 yılında Maarif Nazırlığına tayin edildi. Sonra da, çeşitli valiliklerde, Adliye, Maarif, Dahiliye, Ticaret nazırlıklarında bulundu. Padişahın hususi encümenlerine iştirak etti. 26 Mart 1895te vefat etti. Naaşı, Fatih Camii bahçesine defnedildi.
Ahmet Cevdet Paşa, ilk Türk kadın romancı olarak tanınan Fatma Aliye Hanım'ın babasıdır.



Kitapları

Tarih-i Cevdet: 12 cilttir. Osmanlı Devleti'nin 1774-1825 seneleri arasındaki tarihini anlatır.
Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa: 12 kısımdır. Cevdet Paşanın en tanınmış eseridir. Âdem'den itibaren birçok peygamberin, İslam halifelerinin, İkinci Murada kadar Osmanlı padişahlarının tarihinden bahseder.
Tezakir-i Cevdet: Devrinin siyasi, içtimai, ahlaki cephesini anlatmıştır.
Maruzat: Sultan İkinci Abdülhamide 1839-1876 yılları arasındaki tarihi ve siyasi hadiseleri takdim etmek için hazırlanmıştır.
Mecelle: Ahmed Cevdet Paşa başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanmıştır.
Divançe-i Cevdet: Gençliğinde yazdığı şiirleri, Sultan İkinci Abdülhamidin emriyle bu kitapta toplamıştır.
Kavaid-i Osmaniye: Fuad Paşayla birlikte yazdığı dil bilgisi kitabıdır.
Ayrıca Belagat-ı Osmaniye - Kavaid-i Türkiye, Takvim-ül Edvar-Miyar-ı Sedad, Adab-ı Sedat fi-İlm-il-Adab, Hülasatül Beyan fi-Telifil -Kuran, Asar-ı Ahd-i Hamidi, Hilye-i Seadet, Malumat-ı Nafia adlı eserleri çeşitli mevzulardan bahsetmektedir.
Son düzenleyen The Unique; 22 Kasım 2010 11:42
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
22 Kasım 2010       Mesaj #6
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
AHMET CEVDET PAŞA (1822-1895)

Tarihçi ve hukuk bilgini. Osman­lıların son döneminde yetişmiş mil­letlerarası çapta bir şahsiyet. Tarih ve hukuk alanında verdiği eserler yaban­cı dillere çevrilmiş. "Tarih-i Cevdet' diye adlandırılan Osmanlı Tarihi, "Kısas-ı Enbiyâ" adındaki peygam­berler tarihi. Kısaca "Mecelle" diye anılan Osmanlı Medeni Kanunu bir çok eserinden bellibaşlılarıdır. Böyle bir ansiklopedide Cevdet Paşa'ya yer verişimizin nedeni, tslam esaslarına dayalı olarak uzun bir çalışma sonun­da tedvin ettiği (düzenlediği), günü­müze kadar birçok yerli-yabancı bü­yük hukukçuların takdirlerine konu olmuş Mecelle'dir, "Mecelle tedvin edilinceye kadar Türk mahkemeleri çelişkiler içinde bulunuyordu. Aynı problem hakkında bir mahkemenin verdiği karar, diğerinin kararına ters düşüyordu. Dağınık haldeki bir takım fetvalardan ve içtihatlardan sonuç çı­karmaya çalışan kaddann ve hâkim­lerin eline islam hukukunun prensip­lerini derli toplu bir eser halinde ver­mek gerekiyordu. Cevdet Paşa işte bu önemli işi tek başına başaran büyük hukuk abidesidir."
Cevdet Paşa, Osmanlı dönemi Türk ilim ve irfanına verdiği eşsiz eserlerle zengin katkılar sağlarken, o devire göre çok büyük sadelik arz eden dili ile de Türkçemizin yalınlaş­masına dolaylı yoldan yardımcı ol­muştur.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
12 Nisan 2011       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ahmet Cevdet Paşa

(1822 Loffa - 1895 İstanbul)
Tarihçi, hukukçu, edebiyatçı ve devlet adamı.

İlk ve ortaöğrenimini memleketinde yaptıktan sonra İstanbul'a geldi; medrese öğrenimini sürdürürken Farsça, matematik ve kozmografya dersleri aldı, Fransızca öğrendi.

Kadılık ve müderrislik yaptıktan sonra Maarif Meclisi üyeliği, Darülmuallimin müdürlüğü, Encümen-i Dâniş üyeliği, vakanüvislik, Meclis-i Âl-i Tanzimat üyeliği ve Arazi Komisyonu reisliği görevlerinde bulundu. 1865'ten sonra vezir rütbesiyle çeşitli valiliklerde görevlendirildi. Adliye, Maarif, Evkaf nazırlığı yaptı.

1855'te vakanüvislik görevi verilen Cevdet Paşa, imparatorluğun 1774-1825 yılları arasında yaşadığı olayları kaleme alırken Montesquieu, Michelet gibi Fransız tarihçilerinin getirdiği yöntemleri uygulama çabası gösterdi. Yalnız gözlemlerle yetinmeyerek, sentezci tarih anlayışına doğru önemli adımlar attı. Yapıtının giriş bölümünde imparatorluğun yükseliş, duraklama ve çöküş dönemlerinde dayandığı sınıf ve tabakaların durumlarını incelemesi, ilgi azaldıkça Avrupa devletlerinin birbiriyle olan ilişkilerini söz konusu etmesi, tarih anlayışının yenilikçi yönleridir. Türkçe, Arapça ve Farsçadan oluşmuş üç yönlü bir dilbilgisi oluşturdu.

Yapıtları:
  • "Kavaid-i Osmaniye" (1851),
  • "Belâgat-i Osmaniye" (Osmanlı Edebiyatı Bilgileri, 1881),
  • "Tarih-i Cevdet" (12 cilt, 1854-1885),
  • "Kısas-ı Enbiya" (Peygamberler Tarihi, 12 cilt, 1874-1888),
  • "Kırım ve Kafkas Tarihçesi" (2. basım, 1889 - 1890).

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Benzer Konular

13 Nisan 2011 / KisukE UraharA Edebiyat tr
9 Mayıs 2017 / KisukE UraharA Siyaset tr
13 Nisan 2011 / Misafir Siyaset tr
19 Temmuz 2015 / Daisy-BT Siyaset tr
16 Şubat 2011 / Misafir Soru-Cevap