Arama

Çanakkale Boğazı - Tek Mesaj #3

ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
27 Mayıs 2009       Mesaj #3
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Marmara ve Ege denizleri arasında, Gelibolu yarımadası ile Biga yarımadasını ayıran 61.116 kilometre uzunluğunda bir deniz geçidi. Kuzeydoğu güneybatı yönlerinde uzanan, ortasındaki bir bölümü kuzey-güney yönünü takip eden boğaz, kuzey tarafından 1.244 -5.888 kilometre, güney tarafında ise 3.600 - 7.407 kilometre genişliktedir.Derinliği ise 60 - 103 metre arasında değişmektedir.

Boğazın çevresi dağlık ve arızalı bir yüzeyden ibarettir. Bu yüzeyi çoğu yerde ormanlarla kaplıdır.

Boğazda, biri altta Ege denizinden Marmaraya doğru, öbürü üstte Marmaradan Ege denizine doğru birbirine paralel iki akıntı vardır. Alttaki akıntı, üsttekinden daha tuzludur.

Karadenizi Akdenize bağlayan, aynı zamanda Anadolu ile Trakyayı birleştiren bir geçit yeri olması bakımından Çanakkale Boğazının jeopolotik durumu çok önemlidir. Bu sebeple birçok tarihî olaylara sahne olmuştur.

Buraları M. Ö. XIII. yüzyılda Yunanistanda oturan Arkaialar tarafından zapt edilmiş, daha sonraları İonialliların kurdukları kolonilerin eline geçmiş, uzun yıllar Bizanslıların elinde kalmıştır. XIV. yüzyıl başlarında Osmanlı Devletinin gelişmeler kaydetmesi üzerine boğaza devamlı akınlar başlamış, Osmanlılar, Çanakkale Boğazı üzerinden Avrupaya doğru akmaya başlamışlar ve Çanakkale Boğazı kıyılarını Türk egemenliğine sokmuşlardır. 1453 te İstanbulunda Türkler tarafından alınması üzerine, Karadenizi Akdenize bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazları, tam ve kesin olarak Türk egemenliğine geçmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, düşman kuvvetlerinin İstanbula ulaşmak için buralarda Türk kuvvetleri ile yaptıkları savaşlar, düşman kuvvetlerinin başarısızlıkları ile sonuçlanmış, ancak Birinci Dünya Savaşından Osmanlı İmparatorluğunun yenilgi ile çıkması ve Sevr antlaşmasını imza etmesi üzerine, İstanbul Boğazı ile birlikte Çanakkale Boğazı da , “Boğazlar Komisyonu” nun idaresine bırakılmıştır. 1936 tarihinde imza edilen Montrö antlaşması ile de İstanbul Boğazı ile birlikte Çanakkale Boğazının tam ve kesin olarak kontrolü Türkiye Cumhuriyetine bırakılmıştır.


Çanakkale Boğazı, Kasım 1914 – Nisan 1915

1914 yılının Ağustos ayının başlarında, Avrupa’da Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde, ilk başta ne İttifak (Almanya ve Avusturya-Macaristan) ne de İtilaf Devleri (Britanya, Fransa ve Rusya) tarafını seçen Osmanlı İmparatorluğu tarafsız kaldı. Ancak Türkiye, Çanakkale Boğazı’nı 27 Eylül 1914 tarihinde Britanya, Fransız ve Rus gemilerine kapattı ve durum giderek savaşa doğru sürüklendi. 29 Ekim 1914 günü, görünüşte Türk konrolünde olan Alman savaş gemileri, Rusya’nın Karadeniz’deki limanlarını bombaladı. O an, Türkiye kendisini kaçınılmaz bir şekilde Alman etkisi altında buldu ve 5 Kasım 1914 günü Britanya ve Fransa Osmanlı İmparatorluğu’na karşı resmen savaş ilan etti.


123dmi
Kraliyet Donanması savaş gemisi Cornwallis Türk mevzileri üzerine ateş ederken. Suvla Limanı, Gelibolu, Aralık 1915. [AWM (Avustralya Savaş Müzesi) H10388]


1914 yılının sonlarında, kuzey Avrupa’daki savaş siperlerde kilitlendiğinde, Britanya, Almanya’ya saldırmak için sözde daha zayıf başka bir cephe aradı. Donanmayla yapılacak bir saldırıyla Çanakkale Boğazı’nı geçip, Türk başkenti İstanbul’a ilerlemeye karar verdiler. Böylece, Britanya Donanması karşısında Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya’ya yardımı sözde parçalanacak ve kararsız olan Bulgaristan ve Romanya gibi doğu Avrupa devletleri, savaşa İtilaf Devleri saflarında 1katılacaklardı.


Başından beri, Türkiye’nin Britanya donamasının tehditine karşı aldığı tedbir Çanakkale Boğazı’ndaki müstahkem mevkileri sağlamlaştırmaktı. Boğaza boydan boya mayın döşenmiş, her iki yakaya da seyyar toplar konuşlandırılmış ve kalelerdeki çeşitli bataryalar savaşa hazır hale getirilmişti. Britanya savaş gemileri, 3 Kasım 1914 günü, yani resmen savaş ilan edilmesinden önce, Gelibolu Yarımadası’nda bulunan Seddülbahir ve Hacı İlyas Burnu’nun dış tarafında kalan kaleleri ve Asya kıyısındaki Kumkale’yi bombardıman ettiler. Britanya savaş gemileri, Şubat 1915 sonlarında, topların imha edilmesi görevini tamamlamak için geri döndüler ve bu görev için, Kraliyet Deniz Piyadeleri iki yerde karaya çıkarıldı.


1234l
Çanakkale Boğazı’nın Gelibolu sahilinde bulunan Kilitbahir Kalesi, 2005. Kale 1452 yılında Osmanlı Sultan’ı II. Mehmet (Fatih) tarafından yaptırılmıştır.


Çanakkale Boğazı’nın iç kısımlarındaki savunma hattı, kolayca geçilemeyeceğini kanıtladı. Büyük savaş gemilerinin kalelere yaklaşıp vurabilmesi ve Çanakkale Boğazı’nın en dar yerine ulaşması için, mayınların temizlenmesi gerekiyordu. Ancak, Britanyalıların mayın tarama gemisi gibi donatılan balıkçı teknelerinin, kıyıdaki bataryalara kolay lokma olmaları yüzünden mayın temizleme çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Sonunda, aralarında Kraliyet Donanması’nın en modern drednotu olan Queen Elizabeth’in de bulunduğu 16 Britanya ve Fransız savaş gemisi ve kruvazörünün, mayınları savunan kaleler üzerine büyük çapta bir saldırı düzenlemesi kararlaştırıldı.

Bu muazzam donanma, 18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazı’ndan içeri girdi. Savaş gemileri, boğazın 12 kilometre kadar içerisinden, boğazın dar yerinde bulunan kaleleri (Çimenlik ve Kilitbahir) ve Kepez Burnu’nun güneyindeki Dardanos Tabyası’na top mermisi yağdırdı. İlk başta bombardıman başarılı olurmuş gibi görününce, mayın tarama gemileri çağrıldı, ancak o sırada Fransız savaş gemisi Bouvet bir mayına çarptı (Gelibolu kıyısındaki bataryalardan atılan bir top mermisi de buna isabet etmiş olabilir) ve 600 mürettebatı ile birlikte bir kaç dakika içinde battı. Daha sonra iki Britanya savaş gemisi de battı. Mayın tarama gemileri bir kere daha Türk topçularının isabetli ateşi karşısında çok az ilerleme kaydebildiler. O gece, Britanyalılar denizden saldırılarına devam etmeme kararına vardılar ve Türkiye, dünyanın en büyük deniz kuvveti karşısından bir zafer kutladı.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ