Ters
- 1 - sıfat
1 . Gerekli olan duruma karşıt, zıt.
2 . (isim) Bir şeyin içe gelen yanı, arkası:
"Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu."- Ç. Altan.
3 . (isim) Kesici bir aletin kesmeyen yanı:
"Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar."- M. Ş. Esendal.
4 . (mecaz) Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz:
"Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama."- H. C. Yalçın.
5 . (mecaz) Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert:
"Ters adamın işi de ters gider."- M. Ş. Esendal.
6 . (isim, mecaz) Bir şeyin aksi, karşıtı:
"Anlattığının tersi anlaşılınca utandı."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- ters anlamak
- (birine veya biriyle) ters düşmek
- (bir şey) ters gitmek
- tersi dönmek
- tersinden okumak
- tersine çevirmek
- (bir iş veya durum) tersine dönmek
- (bir iş veya durum) tersine gitmek
- ters tarafından kalkmak
Birleşik Sözler
- ters açı
- ters baskı
- tersbeşik
- ters düz
- ters evirme
- ters pers
- ters ters
- ters yüz
- şeytantersi
- 2 -
isim
Hayvan pisliği.