PANSUMAN

a. (fr. pansement'dan).
1. Bir yaranın üzerine travmadan ve enfeksiyondan korusun, salgıları emsin, hatta yarayı tedavi etsin diye sarılan bez ve ilaçlı madde; bu amaçla kullanılan gereçler.
2. Yara temizliği ve bakımı.
3. Pansuman yapmak, yarayı yıkayıp temizleyerek bakımını yapmak

—Dişç. cerr. Dentinin iyileşmesini kolaylaştırmak ya da antiseptik bir maddenin korunmasını sağlamak için bir dişe geçici olarak yapılan dolgu. (En çok kullanılan maddeler öjenatlar, geçici harç ve guttaperkadır.)

—Eczc. Mide pansumanı, hasta mide mukozasına yapışarak, onu sindirim özsularından koruyan ve ağız yolu ile alınan toz ya da toz karışımları.

—Nalbantl. Pansuman nalı, atın ayağında yapılan ameliyatlardan sonra, tedavi amacıyla kullanılan nal.

—ANSİKL. Bir pansumanda şu parçalar bulunur: yaraya değecek gereç, uygun şekilde katlanmış gaz bezi (kompresler); emici gereç, hidrofil pamuk ya da selüloz üstüpü; travmalara ve mikroplara karşı koruyucu gereç (parça pamuk); pansumanı yerinde tutma gereci: gaz sargı, bez sargı, çeşitli yapıştırıcılar.
Pudra, merhem, sıvı ilaçlar da çoğu zaman kullanılır (antiseptikler, antibiyotikler, nedbeleştiriciler). Birçok pansuman çeşidi vardır: kuru, bastıncı, yaş, sürekli sıvı akıtıcı, vb.
Göz pansumanları flasterle tutturulmuş yuvarlak gaz bezleri ile yapılır.

—Nalbantl. Vidalı mahmuzlu pansuman nalı ve erkurt pansuman nalı en sık kullanılan türlerdir. Her ikisinde de kapaklar vardır, bunlar açılarak yaraya pansuman yapılır.