Sofra
TDK, Türk Dil Kurumu
isim Arapça sufre
1 . Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu:
"Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı."- R. N. Güntekin.
2 . Birlikte yemek yiyenlerin tümü:
"Bizim sofra çok şendir."- .
3 . Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası:
"Bir gün sofra masasının altına saklanmıştım da beni bir türlü bulamamıştın."- Y. K. Karaosmanoğlu.
4 . Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm.
5 . (halk ağzında) Anüs:
"Çocuğun sofrası dışarı fırlamış."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- sofra donatmak
- sofra (veya sofrayı) kurmak
- sofrayı kaldırmak (veya toplamak)
Birleşik Sözler
- sofra başı
- sofra bezi
- sofra duası
- sofra örtüsü
- sofra tahtası
- sofra takımı
- sofra tuzu
- sofrası açık
- çilingir sofrası
- içki sofrası
- iftar sofrası
- yer sofrası
- Zekeriya sofrası