Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
8 Temmuz 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
İstanbul Arkeoloji Müzeleri
MsXLabs.org & Temel Britannica

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Tür­kiye'deki Eski Yunan ve Roma yapıtlarının sergilendiği İstanbul Arkeoloji Müzesi; Sü­mer, Akad, Babil, Asur, Hitit uygarlıklarına ilişkin bulguların sergilendiği Eski Şark Eser­leri Müzesi ile Türk Çini ve Seramikleri Müzesi'nden oluşur. Arkeoloji Müzesi ve onun yanında bulunan Eski Şark Eserleri Müzesi, Gülhane Parkı ile Topkapı Sarayı arasında yer alır. Arkeoloji Müzesi kendi alanında dün­yanın önde gelen müzelerinden olmasının yanı sıra yapısı ve düzenlenişiyle Türkiye'nin çağdaş anlamda ilk müzesidir.
Müzenin çekirdeğini, Tophane Müşiri Ahmed Fethi Paşa'nın girişimiyle 1846'dan baş­layarak Topkapı Sarayı bahçesini çevreleyen surların içinde bulunan Aya İrini Kilisesi'nde toplanmaya başlanan tarihsel değeri olan ya­pıtlar oluşturur. Bu yapıtlar 1891'de mimar Alexandre Vallaury'nin tasarladığı yeni müze binasına taşındı. 1917'de müzenin yanındaki Sanayi-i Nefise Mektebi'nin (bugün Mimar Sinan Üniversitesi) Cağaloğlu'ndaki yeni bi­nasına taşınmasıyla bu yapı da Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlendi. 1875'te müze haline getirilen Çinili Köşk, 1967'de Türk Çini ve Seramikleri Müzesi adını aldı. Bu müzede Türk seramik ve çini sanatının çok çeşitli ve seçkin örnekleri sergilenmek­tedir.
İstanbul Arkeoloji Müzesi, yalnızca Anado­lu'dan değil, kurulduğu dönemde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde kalan Yunanis­tan, Ege Adaları, Kıbrıs, Libya, Suriye ve Lübnan'dan getirilmiş yapıtları da içeren zen­gin bir koleksiyona sahiptir. Müzenin alt kat salonlarında Yunan, Helenistik, Roma, Bi­zans dönemlerinden kalma yapı parçalan, hey­keller, lahitler, mezar taşları sergilenmekte­dir. Dönemlerine ve geldikleri yerlere göre düzenlenen bu bölümdeki yapıtların en önemlileri arasında Sisam (Samos) Adası'nda bulunan mermerden yapılma genç adam başı; müze müdürlerinden Osman Hamdi Bey'in günümüzde Lübnan sınırları içinde kalan Sayda'daki (Sidon) kral mezarlarında yaptığı ka­zılarda bulduğu satrap, Ağlayan Kadınlar, Likya, İskender lahitleri; Bergama'dan getirilmiş mermer İskender başı; Manisa'dan ge­tirilen mermer İskender heykeli; Aydın' dan getirilen Ephebos heykeli de denen Din­lenen Genç Atlet heykeli sayılabilir. Assos Athena Tapınağı'ndan, Menderes Magnesia'sındaki Artemis Tapınağı'ndan ve Afrodisias'tan elde edilen yapı parçalan da bu bölüm­de sergilenen önemli örnekler arasındadır.
Müzenin üst kat salonlarındaki vitrinlerde tarihöncesinden Bizans'a kadar uzanan dö­nemlerden kalma çanak çömlek, süs eşyası, heykelcikler gibi küçük buluntular sergilen­mektedir. İlgi çekici çanak çömlek örnekleri arasında Anadolu'nun Hacılar, Fikirtepe, Yortan, Truva gibi tarihöncesi kültürlerinden getirilenlerin yanı sıra, Filistin, Kıbrıs gibi Anadolu dışındaki kültürlerin çeşitli dönem­lerinden örnekler de bulunmaktadır. Toprak heykelciklerin en önemlileri Rodos'taki Lin-dos ile İstanbul, Samsun ve Priene'den (Ay­dın) getirilmiştir. Takı koleksiyonu içinde en dikkat çekici örnekler Efes Artemis Tapınağı ve Truva kazılarından elde edilenlerdir.
Müzede, İslam öncesi ve İslam dönemlerin­den zengin bir sikke (para) koleksiyonu da vardır. Müzenin bahçesinde heykel, lahit, ya­pılarla ilgili parçalar ve başka yapıtlar sergi­lenmektedir. Bunların yanı sıra müzede tarih, arkeoloji, güzel sanatlarla ilgili çok sayıda ya­pıtın bulunduğu bir kitaplık, bakım, onanm ve fotoğraf bölümleri bulunmaktadır.
Eski Şark Eserleri Müzesi'nde ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yakındoğu'dan getirilen buluntular yer alır. Babil, Sümer, Asur ve Hitit dönemlerine ilişkin son derece değerli heykel, kabartma ve çanak çömlekler Mezopotamya'nın gelişimini belgeleyecek bi­çimde tarih sırasına göre sergilenmektedir. Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından 1894'te armağan edilen Mısır sanat yapıtlan da müzenin ilgiyle izlenen bölümüdür. Yapıt­lar arasında tunç heykelcikler, ağaç lahitler gibi buluntular vardır. Ayrıca Arabistan'ın İs­lam öncesi dönemlerine ilişkin mezar taşı ola­rak kullanılan heykeller de bulunmaktadır.
Eski Şark Eserleri Müzesi'nin bir başka çarpıcı yanı da on binlerce parçadan oluşan pişmiş topraktan çiviyazılı tabletlere sahip ol­masıdır. Dünyanın en önemli koleksiyonlarından biri olan bu tabletler Sümer, Akad ve Hitit dönemlerine ışık tutmuştur.
Müzenin en değerli yapıtları arasında Asur Kralı II. Şalmanezer'in heykeli, Hitit Kralı IV. Tuthalya'nın kanatlı sfenks heykeli, mız­raklı Asur askerlerini gösteren kabartma, İÖ 10. yüzyıla ilişkin bir mumya ve Sümer Kralı Gudea'nın heykeli sayılabilir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!