Arama

Osmanlı'da Eğitim - Tek Mesaj #4

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Temmuz 2009       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Darüşşafaka (Şefkat Yuvası) 30 Mart 1863 tarihli Padişah fermanı ile kurulan "Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslamiye"nin (İslam Okutma Kurumu) Kapalı Çarşı'daki çırakları eğitmek için yürüttükleri çalışmaların başarılı olması üzerine yeni bir kapsamda kurdukları parasız yatılı öğretim kurumudur. 1873 yılında faaliyete geçmiştir.

Kuruluş ve misyon

Darüşşafaka’nın temelinde, Osmanlı döneminde Müslümanların kurduğu ilk eğitim-öğretim derneği olan “Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslamiye” yatar. Bu kuruluşun başlıca hedefi Osmanlı toplumunda İslam unsurunun modern yaşamın gerektirdiği bilgilerle

Dâire-i Askeriyye rûznâmçecisi Yusuf Ziya Bey’in (sonradan Paşa – Maliye Nazırı, Yusuf Ziya Paşa), Ahmet Muhtar Bey (sonradan Paşa – Sadrazam, Gazi Ahmet Muhtar Paşa), Vidinli Tevfik Bey (sonradan Paşa, Vidinli Tevfik Paşa), Sakızlı Es'at Bey (sonradan Paşa – Sadrâzam, Sakızlı Esat Paşa) ve Trabzonlu Ali Nâki Efendi (sonradan Trabzon mebusu, Şeyh-ül Mebusin) gibi kişilerle birlikte kuruluş başvurusunu yaptıkları Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslâmiye, Hicrî 21 Şevval 1280 - Rumî 18 Mart 1280 - Milâdî 30 Mart 1864 (kurumun resmî kabulüne göre 30 Mart 1863) tarihli Padişah fermanı ile onaylanır ve Cemiyet çalışmalarına başlar.

İlk girişimleri, Beyazıt, Koska’da Valide Mektebi (Emetullah Kadın Mektebi)’ni açmak olur. Bu girişim Ebubekir Paşa Mektebinde şube açılarak ilerletilmiştir.

Cemiyetin gelişmesiyle birlikte daha büyük ölçekli bir okulun kurulması gündeme alınır. Seçenekler arasından Fransa’daki “Prytanéé Militarie De La Fleshe” denemesi örnek alınarak, kız-erkek İslam yetimlerinin eğitim görecekleri Darüşşafaka kurulur (1873). Tanzimat’ın başından beri, Osmanlıların karşılaştıkları problemlerden biri, sivil bürokrasinin yeniden üretilmesindeki yetersizliktir. Böylece daha önce vakıflar eliyle yürütülen eğitim hizmetleri “Maarif-i Umumiye Bakanlığı" kurularak merkezileştiriliyor. Ayrıca rüştiyelerin nitelikli memur yetiştirmekte yetersiz kaldığı görüşünden hareketle bir dizi üst kademe okul açılıyordu.

Mekteb-i Mülkiye (1859), Mahrec-i Erkani (1862), Darül Muallim-i Sıbyan (1862), Erkan-ı Harp (1864), Galatasaray (1867), Darülfünun (1868), Askeri Tıbbiye (1869), Darülmuallimat (1870), Kız Sanayi Mektepleri (1870), Darüşşafaka (1873). 1863 yılında padişah fermanıyla, kapalı çarşı ve civarında çalışan çırakların eğitim ve terbiyesi için Yusuf ziya pasa tarafından tesis edilmiş cemiyetin daha sonraki ismidir. Türkçe `şefkat yuvası` anlamına gelir. maddi durumu elverişsiz, babası olmayan çocuklara dünya standartlarıyla eğitim veren kurumdur.

Bütün öğrencilerinin birbirini desteklediği ve mezun olunca ne halin varsa gör anlayışını kırmış, mezunları dünyanın dört bir yanına dağılmış öğrenim kurumudur. İlk zamanlarında sadece babası olmayanları, bir dönem babalı yoksul çocukları da kabul etmiştir.

İslam Öğesinin Sebepleri

Tanzimatla birlikte “Osmanlılık” yeniden yorumlanmaktadır. “Yeni Osmanlılar”, başta eğitim olmak üzere tüm alanlarda gayrimüslim halklarla rekabete girişirler. O dönemde Osmanlı topraklarındaki 10 yüksekokul, 46 lise ve 1450 diğer ilk ve orta dereceli yabancı okulda 61.678 öğrenci eğitim görmektedir. Bunlardan başka, hükümetin denetimi dışında kalan, Rum Ortodoks, Ermeni ve Yahudi toplumuna ait yaklaşık 10.000 okulda eğitim sürmektedir.

Bu durum, Osmanlıları harekete geçmeye zorlayan faktörlerden biridir. Kendisini bu gelişmelerin olumsuz etkilerinden korumak ve sivil bürokrasinin iyi eğitilmiş insan gücü ihtiyacını karşılamak üzere; eğitim örgütlenmesini yaygınlaştırır, denetim dışı kalan eğitim kuruluşlarına sınırlamalar getirir. Bu okulların öğrenci seçimlerine kısıtlamalar getirmek, Osmanlı okullarında ön eğitim şartı uygulaması ve izinsiz açılan misyoner okullarının kapatılması vb. son aşamada da Müslüman çocuklarının yabancı ve azınlık okullarında eğitim görmesini teşvik eder. Dolayısıyla yeni Osmanlılar gayrimüslim unsurların direnciyle karşılaşır. Örneğin Galatasaray Sultaniyesi girişimi Rus Elçiliği ve Papalığın engellerini görür. Ancak proje Fransızların da desteği ile gerçekleşir. Bu kez gayrimüslimler, çocuklarını bu okula göndermemekte bir süre direneceklerdir. Ancak sonuçta öğrencileri çoğunlukla yabancılardan ve gayrimüslimlerden oluşan bir imtiyazlılar okulu niteliğine bürünecektir.

Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye’nin bu dönemde özgün bir model olan Darüşşafaka’yı kurmasının, yukarıdaki tarihsel çerçevede değerlendirilmesi gerekir.

Ancak Darüşşafaka modeli eğitimde fırsat eşitliğini hedefleyen sosyal dayanışmacı yönüyle tarihimizde bir ilktir.

Darüşşafaka 1873’de belli bir eleme yöntemiyle öğrenci alımına başlamıştır. Öğrencilerin okula nasıl seçildiklerini ise bilinmemektedir.

Öğrencilerin %63’ünün İstanbul kökenli olduğu ve büyük oranda okulun yakın çevresi olan Fatih ve Eminönü semtlerinden geldikleri görülür. Ancak %20’ye varan bir oranda da özellikle 19. Yüzyılda Osmanlı hakimiyetinden çıkmış olan bölgelerden gelenlerin yoğunluğu göze çarpar. Bu öğrencilerin okula giriş tarihleri genellikle Balkanlardaki askeri yenilgileri takip etmektedir.

Darüşşafaka’nın Anadolu ve uzak Osmanlı eyaletlerinden seçilen öğrenciler %40’a yakın bir oran oluşturmaktadıR. Memleketlerinden, aile ve sosyo-kültürel ortamlarından büyük ölçüde kopan bu çocuklar tabii olarak Darüşşafaka’ya kuvvetle bağlanırlar. Bu bağlılık okula yüklenen işlev ve hedeflere bağlılık olarak devam etmiştir. Böylece bir anlamda bürokrasinin insan kaynakları bu sadık gençler tarafından garantilenmiş olmaktadır. Bu yönleriyle Darüşşafaka modeli klasik “devşirme” yöntemine benzetilebilir.

Vikipedi
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....