Arama

Misyoner ve Misyonerlik - Tek Mesaj #4

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Eylül 2007       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Misyonerlik
Misyonerlik, Hıristiyanlık'ı yaymak ama­cıyla yürütülen örgütlü çalışmalardır. Misyo­nerler, Hıristiyan dinini öğretir ve başka inançtaki insanlara bu dini kabul ettirmeye çalışırlar. İlk misyonerler Hz. İsa'nın havari­leriydi.

Hıristiyanlık'ın yayılmasında öncü misyo­nerlerden biri olan Aziz Paulus Anadolu'da ve birçok Yunan kentinde kiliseler kurmuş ve bu yerlerde Hıristiyanlık'ın yayılmasını sağla­mıştır. İmparator I. Constantinus'un Hıristi­yanlık'ı benimsemesinden ve Hıristiyanlar'ı korumaya başlamasından çok önce, bu din Roma İmparatorluğu'nun topraklarında ya­yılmıştı. Roma İmpara­torluğu'nun parçalanma sürecinde bu yayılma yavaşladı. 7. ve 8. yüzyıllarda Araplar'ın Hıristiyanların elindeki topraklara egemen olması sonucu buralarda yaşayan halklar Müslüman oldu.

635'te Çin'e ulaşan misyonerler burada Hıristiyanlar'a karşı baskının arttığı 845'e kadar dinlerini yaydılar. 950-1350 arasında tüm Avrupa ve Rusya Hıristiyanlık'ı benimse­mişti. Ruslar Alaska'ya yerleşmeye başlayın­ca, buradaki Eskimolar'a bir Hıristiyan mez­hebi olan Ortodoks inancını benimsettiler. Fransa, İspanya ve Portekiz'in keşiflerin ar­dından gelişen sömürgecilik hareketi sonucu ele geçirdiği topraklara da Katolik Kilisesi misyonerler gönderdi. Böylece Orta ve Gü­ney Amerika, Batı Hint Adaları ve Filipinler'de Hıristiyanlık yaygınlaştı. Misyonerler Ku­zey Amerika'daki yerleşimlerde de çok önemli bir rol oynadı. Cizvit misyonerleri, ayrıca, Çin, Hindistan ve Japonya'da Hıristi­yanlık'ı yaymak için çalıştı.

1750-1815 arasında Hıristiyanlık bir durak­lama dönemine girdi. Hıristiyan imparator­luklar dağılmış, Hıristiyanhk'a ilgi azalmış­tı. Avrupa ve Amerika'da, 18. ve 19. yüzyıl­larda Hıristiyanlık'ın yeniden canlanmasıyla, kilisenin görevlendirdiği misyonerler Hindis­tan'a, Büyük Okyanus'un güneyindeki adala­ra, Yeni Zelanda'ya, Güney Afrika ve Mada­gaskar'a kadar gittiler. 19. ve 20. yüzyıllarda Protestan ülkeler sömürgelerindeki misyoner­lik çalışmalarına büyük önem verdi. Misyo­nerlerin sayısında önemli bir artış oldu. Çok sayıda gönüllüden oluşan bu misyonerler, Hıristiyanlık'ın yayılması için çalışmanın yanı sıra, sağlık ve eğitim alanlarında da çalıştılar. 19. yüzyılın sonlarına doğru pek çok kadın da hemşire ve öğretmen olarak misyonerlik yap­maya başladı.

Afrika'nın keşfinde ve batıya açılışında da birçok misyoner görev aldı. Ünlü kâşiflerden David Livingstone bunlar arasındadır. Albert Schweitzer gibi misyoner doktorlar Afrika'da hastaneler ku­rarak hekim ve hemşireler yetiştirdiler.
20. yüzyılda sömürge olmaktan kurtularak bağımsızlığını kazanan devletler misyonerle­rin dinsel çalışmalarını büyük ölçüde denetim altına aldılar. Dinsel propagandayı yasaklaya­rak, sadece eğitim ve sosyal hizmet alanındaki çalışmalara izin verdiler.
MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 12 Ekim 2018 20:32
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!