Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Eylül 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
E vitamini içeren besinler, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, fındık-ceviz gibi kabuklu yemişler, tohumlu bitkiler, tüm hububatlardır. Yüksek miktarlarda vitamin E içeren gıdalar, kahverengi pirinç, mısır ezmesi, yenebilen deniz yosunları, yumurta, süt, yulaf ezmesi, sakatat, soya fasulyesi, tatlı patates, suteresi, buğday olarak sayılabilir. Vitamin E içeren bitkiler, kaba yonca, ketentohumu, ısırgan otu, yulaf sapı, ağaççileğinin yaprakları, kuşburnudur. Vitamin E'nin kandaki düzeyinin devamı için, vücudun çinkoya gereksinimi vardır. Eğer vitamin E ve demir hapları birlikte kullanılıyorsa günün farklı zamanlarında alınmalıdır. Demirin inorganik formları (ferro sülfat gibi) vitamin E'ye hasar verir. Organik formdaki demir (ferroglukonat ya da ferrofuma-rat) vitamin E'yi etkilemez. Kan pıhtılaşmasını önleyici ilaç kullananlar, günlük 1 200 İU'dan fazla E vitamini almamalıdır, yüksek tansiyonu olanlar ise günlük 200 İU gibi düşük dozlardan başlayarak arzulanan miktarlara yavaşça yükselmelidir. Antioksidan etkisinden yararlanmak için E vitamininin, çinko ve selenyumla birlikte alınması önerilir. Yaşlılığı geciktirme programlarında kullanılan doz 400-800 ünite civarındadır.


Son düzenleyen Safi; 2 Haziran 2016 22:17