Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
14:02, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 14:03
Arama
MaviKaranlık Forum
Bale nedir?
-
Tek Mesaj #5
AsHiLaL
Ziyaretçi
21 Ekim 2009
Mesaj
#5
Ziyaretçi
bale nedir?
Dans etmek ve yapi kurmak iki temel ve köklü sanat dalidir. Yapi kurmak sanati (veya mimari) kisinin dis dünyasinda yer alir ve sonuç olarak insanla 'birlesir'. Müzik, sahne sanatlari, siir sanati tek ve güçlü bir kaynaktan çikarlar; heykeltraslik, resim sanati ve kompozisyon sanatinin tüm dallari da bir baska kaynaktan... 'Dans' sanati ise, kendilerini ilk defa insanoglunda gösteren ve ifadesini bulan tüm bu sanatlarin basinda gelir.
Gerçekten de dans, insanligin yasaminda binlerce yildir yer almaktadir. Bazi otoriteler, dansin tüm sanatlarin kökenini olusturdugunu ve bundan drama, dekor ve müzigin çiktigini dahi savunmaktadirlar. Bu nedenle 'Bale Hakkinda Kisa Bir Açiklama' bölümünde de göreceginiz gibi bale'nin dans, drama, dekor ve müzigin bir birlesimi oldugu kolayca anlasilir. Sunu da özellikle belirtmek gerekir ki, bale basit anlamda 'dans' demek degildir.
Dansin asli, tarihçilerin pre-historik dedikleri dönemlere dek uzanir. Eski Yunanlilarin, Romalilarin, Israillilerin, Misirlilarin, Kizilderililerin dans ettiklerini biliyoruz. Bu nedenle bale, dans tarihiyle karsilastirilacak olursa halen besikte sayilir ve öyküsü Louis XIV'ün 'L'Academie de la Danse'i (Dans Akademisi) kurmasiyla 1661 yilinda baslar.
Müzik ve drama'nin antikitenin içlerine dek uzanan bir soy agacindan yararlanmalarina karsin 'bale'nin ancak üçyüz yillik bir geçmisi vardir. Fakat, ciddi müzikle birlesmis sahne sanatlari arasinda balenin çok önemli bir avantaji vardir ki bu da çekiciligidir. Bu nedenle çok genis spektrumlu sosyal tabakalardan ve yas gruplarindan insanlari tatmin edebilmekte ve böylece giderek daha çok sayida bir izleyici toplulugu toplamaktadir. Bir örnek olarak, 'Covent Garden'da uzun yillardir bale seyircileri sayica opera izleyicilerini gölgelemektedirler.
Bale, çok islevleri olan bir sanat dalidir. Eglendirici, oyalayici, üzüntü ve öfkeyi uzaklastirici özellikleri yaninda, tamamiyla cana yakin ve sevimli bir çizgide var olabilir ve basari kazanabilir: Leonide Massine'in 'Boutique Fantasque'i ve David Lichine'in 'Graduation Ball'i gibi... Hareket olanaklari ile nese ve gülme yaratabilir: Jerome Robbins'in 'The Concert'i (Dinleti) , John Cranko'nun 'Pineapple Poll'ü ve Walter Gore'nin 'Street Games'i (Sokak Oyunlari) 'nde oldugu gibi... Bale olayi, izleyiciler arasinda degisik derecelerde sok reaksiyonu olusturabilir: Kurt Jooss'un 'The Green Table'i (Yesil Masa) , Anthony Tudor'un 'Echoing of Trumpets'i (Trompetlerin Yankilanisi) veya Macar bagdar Bela Bartok'un 'The Miraculous Mandarin'i (Mucizevi Mandalin) gibi... Bale, iç bunaltici ya da düsünce çagirici olabilir: Anna Sokolow'un 'Rooms'u (Odalar) , Rudi van Dantzig'in 'Monument for a Dead Boy'u (Ölmüs Bir Çocuk için Anit) veya Flemming Flindt'in 'Triumph of Death'i (Ölümün Zaferi) gibi... Bale duygulari harekete geçirebilir: Tudor'un 'Dark Elegies'i (Gizli Agitlar) , Kenneth MacMillan'in 'Romeo and Juliet'i (Romeo ve Juliet) veya klasik-romantik bale eseri 'Giselle'de oldugu gibi... Bale, tamamiyla öyküsel olmayan bir çizgide de fonksiyonel olabilir; bazilari burada hatali bir sekilde 'abstrakt' (soyut) baleye gönderme yaparlar: Georg Balanchine'in 'Agon'u, Glen Tetley'in 'Field Figures'i veya Hans van Manen'in 'G
Fugue' (Büyük Füg) 'ü gibi... Bazi bale eserlerinde de çelici bir dekoratif süsleme dikkati çeker: Paul Taylor'un 'Aureole'ü, Frederick Ashton'un 'Symphonic Variations'i (Sinfonik Çesitlemeler) veya Tetley'in 'Gemini'si gibi...
Her ne kadar kitle iletisim araçlari (özellikle televizyon) böyle bir imaj yaratmissa da, bale zarif bir müzik esliginde dans eden güzel kizlardan ve yumusak ve kabarik 'tutu'lardan çok daha fazla anlami olan bir olaydir. Ondokuzuncu yüzyil sürekli gelisen bir sanat dali olan bale için olaganüstü ayricaliklari olan bir dönem degildir. Bu çag, klasik çalismalarin yaratildigi bir çag oldugu için, ayni zamanda bir müze fonksiyonunu da beraberinde tasir. Ayni seyin müzik, drama ve sanatin diger dallari için de geçerli oldugunu söylemek yanlis olmayacaktir. Eski ve yerlesmis olmadan 'avant-garde' var olamayacakti ve yeniyi degerlendirebilecegimiz bir kistas elde edilemeyecekti.
Günümüzde bazilari açikça 'Swan Lake' (Kugu Gölü) ve benzerleri ile alay etmekteler; diger bazi kisilerin 'Madam Butterfly' veya 'The School for Scandal' veya 'Bleak House' (Kasvetli Ev) ile alay ettikleri gibi... Burada sunu hatirlamaliyiz ki önemli olan 'Bale'de 'eski ve yeni'nin rahatlikla uzlasmasidir. Çünkü bale, yasayan ve canli titresimler yayan bir sanat dalidir; 'yapmacik' bir sanat dali degildir. 'Amerikan Dansi'nin kurucusu Ted Shawn 1972 yilindaki ölümünden önce, mesleginde bir çok yeni kavrami ortaya koymayi basardi. Dansa yeni bir hiz ve coskunluk, kivrak ve saglikli bir görüntü getirdi. Erkek dansçilara karsi var olan ön yargiyi ortadan kaldirdi. Ne yazik ki O, dansi 'son derece yapmacik' bir sanat olarak kabul ediyordu. 'Dans' diyordu Ted Shawn, 'büyünün eski gücünü kaybetmemis tek biçimidir. Çogunlukla o, ruhsallik veya dinsellik alanina çekilir, ancak hiçbir sey kisinin ritmik vücut hareketleriyle kendinden geçmesinin yerini tutamaz. Insanoglu sanati içtenlikle kutsal bir eylem olarak degerlendirir ve eglencenin ucuz ve bayagi bir biçimi olarak ele almazsa günümüzde dahi hala bu denenebilir.'
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 14:03
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...