Arama

Bale nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Mart 2013 Gösterim: 3.972 Cevap: 5
yarasısaklım - avatarı
yarasısaklım
Ziyaretçi
10 Eylül 2007       Mesaj #1
yarasısaklım - avatarı
Ziyaretçi
merhaba ben bale de kullanılan flex,poınt,kordöbra(okunusuyla yasıorum bıldıgım kadarıyla)jöthe,grand batman,Msn EmbarrassedMsn Grinvs bu gıbı terımlerı nerden bulabılırımm acaba sımdıden tesekkur ederm
EN İYİ CEVABI bloom22 verdi
BALE NEDİR?

Sponsorlu Baglantilar


Bale; dans, mimik, müzik ve dekor sanatlarının ileri standartta birleştirilerek kullanan bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir. Asıl eleman olarak kullanılan dans aslında İtalyanca dans anlamına gelen "ballo" ya da "balletto" sözcüğünden türetilmiştir. Görsel sanatların en pırıltılısı olan bale, özellikle küçük kız çocuklarının düşlerini süsleyen büyülü bir dünyadır. Disiplinli, özverili, algılamadaki gelişimin temellerini atan, alabildiğine renkli ve zevkli, uzun bir süreçtir bale eğitimi...

Bale, kuralları belli akademik dans tekniğinin, başka sanatsal öğelerle de birleştirilerek bir sahne gösterisi oluşturacak biçimde sunulmasıdır. Bale terimi, bu akademik dans tekniği için de kullanılır. Bir gösteri sanatı olarak genellikle müzik eşliğinde, dekor ve sahne giysileriyle sunulan, son derece titiz bir Dans türüdür. Bir bale, dans, müzik ve tasarımla dramatik bir öykü anlatabilir ya da hiç bir öykü olmadan yalnızca müziğin dans aracılığıyla bir yorumu biçiminde sunulabilir. Bale, Rönesans saray gösterilerinden ve bunları izleyen Fransız ballet de cour’undan gelişti. Bugün her kıtada ve çoğu ülkede bale toplulukları ve Bale okulları vardır.

Bale sanatı Diaglilev zamanındakinden çok daha karmaşıklaşmış ve çeşitlenmiştir. Danse d’école’e her tür dans üslubu girmiş, öteki sanatlarla bale arasında çeşitli ilişkiler oluşmuştur. Klasik müzik yerine popüler müzikten ya da sessizlikten yararlanılan, giysilerin en aza indirgendiği ya da çalışma giysilerinin kullanıldığı, dansın kendisi dışında başka bir konusu olmayan bale tipi, günümüzde bu sanatta görülen yeni eğilimler arasındadır.

BALE" DEKİ AMAÇ; NEDEN BALE?

1- Sanat dallarina ilgi uyandirmak ve beslemek

2- Tüm sanat dallarini ögrencinin yasamina sokmak,haberdar etmek.

3- Estetik duygusunu kazandirmak (Bakis açisi,vücut kullanimi, davranis)

4- Bale yaparken kazandigi disiplini tüm yasamina yaymak.

5- Beden gelisimine yardimci olmak.

6- Zihinsel ve sosyal gelisimine yardimci olmak

7- Yaraticiligini ortaya çikarmak ve gelistirmek.

8- Balede kazandigi basari sonucunda,kendine güven duygusunu kazandirmak ve bunu tüm yasamina yayabilmesine yardimci olmak.

9- Bedenini fark etmesini ve kullanabilmesini saglamak.

10- Duygu,düsünce ve kendini ifade etme yeteneklerinin gelismesine yardimci olmak.
bernanazerdem - avatarı
bernanazerdem
Ziyaretçi
7 Ekim 2008       Mesaj #2
bernanazerdem - avatarı
Ziyaretçi
bale temel hareketleri nerede bulaabilirim video olarak varsa gönderirmisiniz lütfen
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yukarıda yani başlıkta sorum var.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #4
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

yukarıda yani başlıkta sorum var.

Bale, kuralları belli akademik dans (danse d’école) tekniğinin, başka sanatsal öğelerle de birleştirilerek bir sahne gösterisi oluşturacak biçimde sunulmasıdır. Bale terimi, bu akademik dans tekniği için de kullanılır. Bir gösteri sanatı olarak genellikle müzik eşliğinde, dekor ve sahne giysileriyle sunulan, son derece titiz bir danstır. Bir bale, dans, müzik ve tasarımla dramatik bir öykü anlatabilir ya da hiç bir öykü olmadan yalnızca müziğin dans aracılığıyla bir yorumu biçiminde sunulabilir.

Fransız Balesi
Bale, Rönesans saray gösterilerinden ve bunları izleyen Fransız ballet de cour’undan gelişti. Genellikle ilkçağ teması üzerinde müzik eşliğinde şiir okuma, dans, mim, ve şarkıyı çok zengin dekor ve giysilerle birleştiren bu oyunları kral ailesi üyeleri ve soylular sarayda kendileri oynarlardı. 17. yüzyılda görülen gerileme yıllarının ardından dansa çok meraklı olan Fransa kralı XVI. Louis (1638-1715), “dansı yeniden kusursuzluğa kavuşturmak” amacıyla 1661’de Kraliyet Dans Akademisi’ni kurdu. Aynı yıl, dansların perde aralarına serpiştirildiği, sözleri Moliére’in, müziği Jean Baptiste Lully’nin olan ilk comédie-ballet sunuldu. Bu olay Lully’nin opera-ballet’ler yazmasına ve bunlar için gerekli profesyonel dansçıları eğitmek amacıyla Kraliyet Müzik Akademisi’ne (ya da Opera) bağlı bir okul kurulmasına yol açtı. Önceleri bu yeni profesyonel dansçılar soyluların duruş ve davranış biçimlerini taklit etmek üzere eğitiliyorlardı. Lully’nin ve bale ustası Pierre Beauchamps’ın yönlendirmesiyle giderek bir gösteri sanatına dönüştü.

Bunu izleyen yüzyılda teknik düzeyde büyük gelişmeler görülen baleye, bir sahne sanatı olarak da yeni bir ilgi doğdu. Jean- Georges Noverre’in (1720-1810) Lettres sur la danse et le ballets (1760; Dans Ve Baleler Üzerine Mektuplar) adlı yapıtı, ballet d’action (konulu bale) ya da dramatik balenin bütün Avrupada’ki gelişiminde önemli bir rol oynadı. Aynı dönemde besteci Cristoph Gluck’un müziği, opera ve baledeki dansa yepyeni bir canlılık ve oyunculuk anlayışı getirdi. Bu dönemde ayrıca, balede üç genre da (tür) ortaya çıktı. Dansçılar sérieux; demi-caractére ve comiuqe (ya da grotesque) gibi üç farklı teknikte eğitiliyordu. Böylece bale de opera gibi, büyük salonlarda oynanan görkemli bir gösteri durumuna geldi. Birçok opera, ara oyunları olarak sunulan bale divertimento’ları içeriyordu.

O dönemin balesi hala aristokrat anlayışları yansıtıyordu. Ama 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarında sanayi, toplum, siyaset, ve sanat alanlarında görülen devrimler, balede büyük değişikliklere yola açtı. Özelllikle Fransa’da bale eğitiminde benimsenen üslup ancien régime’in (eski Rejim) ve o dönemdeki sosyete danslarının etkisinden çıktı. 19. yüzyıl başlarının sahne dansı, romantik balenin temsilcileri Marie Taglioni (1804-84) ve Fanny Elssler (1810-84) ile yepyeni bir sanat yönü kazandı. Ayak parmaklarının üzerinde dengeli duruş demek olan Pointe’ın dans terimleri arasına katılmasıyla balerin, kusursuz bir sahne kişisi durumuna geldi. İlk kez profesyonel yazarlar ya da liberettocular bale için senaryolar yazmaya başladılar. Bale tekniğinin Carlo Blasis (1803-78) gibi öğretmenlerce sistemleştirilmesiyle bale dansı, bugün de kabul edilen temel biçimine ulaştı.

Bununla birlikte 1830-50 arasında romantik baleye duyulan yaygın ilginin ardından bu sanat uluslararası etkileşimden uzak kaldı. Rusya ve Danimarka dışındaki ülkelerde balenin sanatsal düzeyi düştü. August Bournonville (1805-79), Jules Perrot (1810-92) ve Marius Petipa (1818-1910) gibi bale ustaları yeni koreografiler yaptılar. Özellikle de Petipa (1818-1910) gibi bale ustaları yeni koreografiler yaptılar. Özellikle de Petipa, Petersburg’da Tchaikovksky’nin müziğiyle Uyuyan Güzel ve (asistanı Lev İvanov’la (1834-1901) birlikte) Kuğu Gölü gibi, bale repertuarında bugün hala yerlerini koruyan klasik yapıtlarını sahneleyerek akedemik baleyi yeniden doruğa yükseltti.

20.yüzyılda balenin Batı dünyasında yayılmasında ve beğenilmesinde en önemli rolü Rusya oynadı. Balerin Anna Pavlova (1881-1931) 20 yıl boyunca durmadan dünyayı dolaştı. Yaşamının son 20 yılında Avrupa’da temsil veren Serge Diaghilev’in kurduğu (1872-1929) Rus Balesi adlı toplulukta uygulanan çalışma düzeni koreograf, sahne tasarımcısı ve besteci arasındaki işbirliğini yoğunlaştırdı.

Hem sanatçıları hem de izleyicileri derinden etkileyen Diaghilev’in bale sanatına yeni bir canlılık ve yeni bir tanıtım getirme çabalarına, onun beş önemli koreografı olan Mikhail Fokine (1880-1942), Vaslav Nijinsky (1888-1950), Leonide Massine (1895-1979), Bronislava Nijinska (1891-1972) ve George Balanchine (1904-83) önemli katkılarda bulundular. Uzun baleler yerlerini tek perdelik balelere bıraktı. Üstelik bale artık öyküsüz olabiliyor ya da çağdaş dünyayı konu alabiliyordu. Dans için yazılmamış müziklerle, alışılmamış ritmler ve sokak gürültüleri içeren partisyonlarla da bale sergilenebiliyordu.

Diaghilev’in ölümünden ve ardından başka Rus Baleleri’nin ortaya çıkışından sonra bale kurma yolunda Batı’da yeni adımlar atıldı. Bu sanata ulusal kimlik ve Akademik bir disiplin kazandırmayı amaçlayan yeni okullar ve topluluklar ortaya çıktı. 1931’de İngiltere’de Vic Wells, (sonradan Sadler’s Wells, daha sonra da Kraliyet Balesi) kuruldu. Ninettede Valois’nın (d: 1898) yönetici, Sir Frederick Ashton’ın da (d: 1906) sürekli koreograf olarak yer aldığı bu topluluk, kısa zamanda ülke çapında önem kazandı. ABD’de yönetici Lincoln Kirstein (d: 1907) ve koreograf Balanchine’in 1934’te kurdukları ona bağlı New York Kent Balesi de benzer bir saygınlık kazandı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yurtdışı turnelerine çıkan Danimarka Kraliyet Balesi ile özellikle Leningrad’ın Kirov ve Moskova’nın Bolshoy baleleri, dünya kamuoyunda çok büyük etki uyandırdılar.

Bugün her kıtada ve çoğu ülkede bale toplulukları ve okulları vardır. Bale sanatı Diaglilev zamanındakinden çok daha karmaşıklaşmış ve çeşitlenmiştir. Danse d’école’e her tür dans üslubu girmiş, öteki sanatlarla bale arasında çeşitli ilişkiler oluşmuştur. Klasik müzik yerine popüler müzikten ya da sessizlikten yararlanılan, giysilerin en aza indirgendiği ya da çalışma giysilerinin kullanıldığı, dansın kendisi dışında başka bir konusu olmayan baleler, günümüzde bu sanatta görülen yeni eğilimler arasındadır

mesajın devamı için
Bale
AsHiLaL - avatarı
AsHiLaL
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #5
AsHiLaL - avatarı
Ziyaretçi
bale nedir?Dans etmek ve yapi kurmak iki temel ve köklü sanat dalidir. Yapi kurmak sanati (veya mimari) kisinin dis dünyasinda yer alir ve sonuç olarak insanla 'birlesir'. Müzik, sahne sanatlari, siir sanati tek ve güçlü bir kaynaktan çikarlar; heykeltraslik, resim sanati ve kompozisyon sanatinin tüm dallari da bir baska kaynaktan... 'Dans' sanati ise, kendilerini ilk defa insanoglunda gösteren ve ifadesini bulan tüm bu sanatlarin basinda gelir.

Gerçekten de dans, insanligin yasaminda binlerce yildir yer almaktadir. Bazi otoriteler, dansin tüm sanatlarin kökenini olusturdugunu ve bundan drama, dekor ve müzigin çiktigini dahi savunmaktadirlar. Bu nedenle 'Bale Hakkinda Kisa Bir Açiklama' bölümünde de göreceginiz gibi bale'nin dans, drama, dekor ve müzigin bir birlesimi oldugu kolayca anlasilir. Sunu da özellikle belirtmek gerekir ki, bale basit anlamda 'dans' demek degildir.

Dansin asli, tarihçilerin pre-historik dedikleri dönemlere dek uzanir. Eski Yunanlilarin, Romalilarin, Israillilerin, Misirlilarin, Kizilderililerin dans ettiklerini biliyoruz. Bu nedenle bale, dans tarihiyle karsilastirilacak olursa halen besikte sayilir ve öyküsü Louis XIV'ün 'L'Academie de la Danse'i (Dans Akademisi) kurmasiyla 1661 yilinda baslar.

Müzik ve drama'nin antikitenin içlerine dek uzanan bir soy agacindan yararlanmalarina karsin 'bale'nin ancak üçyüz yillik bir geçmisi vardir. Fakat, ciddi müzikle birlesmis sahne sanatlari arasinda balenin çok önemli bir avantaji vardir ki bu da çekiciligidir. Bu nedenle çok genis spektrumlu sosyal tabakalardan ve yas gruplarindan insanlari tatmin edebilmekte ve böylece giderek daha çok sayida bir izleyici toplulugu toplamaktadir. Bir örnek olarak, 'Covent Garden'da uzun yillardir bale seyircileri sayica opera izleyicilerini gölgelemektedirler.

Bale, çok islevleri olan bir sanat dalidir. Eglendirici, oyalayici, üzüntü ve öfkeyi uzaklastirici özellikleri yaninda, tamamiyla cana yakin ve sevimli bir çizgide var olabilir ve basari kazanabilir: Leonide Massine'in 'Boutique Fantasque'i ve David Lichine'in 'Graduation Ball'i gibi... Hareket olanaklari ile nese ve gülme yaratabilir: Jerome Robbins'in 'The Concert'i (Dinleti) , John Cranko'nun 'Pineapple Poll'ü ve Walter Gore'nin 'Street Games'i (Sokak Oyunlari) 'nde oldugu gibi... Bale olayi, izleyiciler arasinda degisik derecelerde sok reaksiyonu olusturabilir: Kurt Jooss'un 'The Green Table'i (Yesil Masa) , Anthony Tudor'un 'Echoing of Trumpets'i (Trompetlerin Yankilanisi) veya Macar bagdar Bela Bartok'un 'The Miraculous Mandarin'i (Mucizevi Mandalin) gibi... Bale, iç bunaltici ya da düsünce çagirici olabilir: Anna Sokolow'un 'Rooms'u (Odalar) , Rudi van Dantzig'in 'Monument for a Dead Boy'u (Ölmüs Bir Çocuk için Anit) veya Flemming Flindt'in 'Triumph of Death'i (Ölümün Zaferi) gibi... Bale duygulari harekete geçirebilir: Tudor'un 'Dark Elegies'i (Gizli Agitlar) , Kenneth MacMillan'in 'Romeo and Juliet'i (Romeo ve Juliet) veya klasik-romantik bale eseri 'Giselle'de oldugu gibi... Bale, tamamiyla öyküsel olmayan bir çizgide de fonksiyonel olabilir; bazilari burada hatali bir sekilde 'abstrakt' (soyut) baleye gönderme yaparlar: Georg Balanchine'in 'Agon'u, Glen Tetley'in 'Field Figures'i veya Hans van Manen'in 'Grose Fugue' (Büyük Füg) 'ü gibi... Bazi bale eserlerinde de çelici bir dekoratif süsleme dikkati çeker: Paul Taylor'un 'Aureole'ü, Frederick Ashton'un 'Symphonic Variations'i (Sinfonik Çesitlemeler) veya Tetley'in 'Gemini'si gibi...

Her ne kadar kitle iletisim araçlari (özellikle televizyon) böyle bir imaj yaratmissa da, bale zarif bir müzik esliginde dans eden güzel kizlardan ve yumusak ve kabarik 'tutu'lardan çok daha fazla anlami olan bir olaydir. Ondokuzuncu yüzyil sürekli gelisen bir sanat dali olan bale için olaganüstü ayricaliklari olan bir dönem degildir. Bu çag, klasik çalismalarin yaratildigi bir çag oldugu için, ayni zamanda bir müze fonksiyonunu da beraberinde tasir. Ayni seyin müzik, drama ve sanatin diger dallari için de geçerli oldugunu söylemek yanlis olmayacaktir. Eski ve yerlesmis olmadan 'avant-garde' var olamayacakti ve yeniyi degerlendirebilecegimiz bir kistas elde edilemeyecekti.

Günümüzde bazilari açikça 'Swan Lake' (Kugu Gölü) ve benzerleri ile alay etmekteler; diger bazi kisilerin 'Madam Butterfly' veya 'The School for Scandal' veya 'Bleak House' (Kasvetli Ev) ile alay ettikleri gibi... Burada sunu hatirlamaliyiz ki önemli olan 'Bale'de 'eski ve yeni'nin rahatlikla uzlasmasidir. Çünkü bale, yasayan ve canli titresimler yayan bir sanat dalidir; 'yapmacik' bir sanat dali degildir. 'Amerikan Dansi'nin kurucusu Ted Shawn 1972 yilindaki ölümünden önce, mesleginde bir çok yeni kavrami ortaya koymayi basardi. Dansa yeni bir hiz ve coskunluk, kivrak ve saglikli bir görüntü getirdi. Erkek dansçilara karsi var olan ön yargiyi ortadan kaldirdi. Ne yazik ki O, dansi 'son derece yapmacik' bir sanat olarak kabul ediyordu. 'Dans' diyordu Ted Shawn, 'büyünün eski gücünü kaybetmemis tek biçimidir. Çogunlukla o, ruhsallik veya dinsellik alanina çekilir, ancak hiçbir sey kisinin ritmik vücut hareketleriyle kendinden geçmesinin yerini tutamaz. Insanoglu sanati içtenlikle kutsal bir eylem olarak degerlendirir ve eglencenin ucuz ve bayagi bir biçimi olarak ele almazsa günümüzde dahi hala bu denenebilir.'
bloom22 - avatarı
bloom22
Kayıtlı Üye
6 Mart 2013       Mesaj #6
bloom22 - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
BALE NEDİR?



Bale; dans, mimik, müzik ve dekor sanatlarının ileri standartta birleştirilerek kullanan bir tiyatro gösterisi olarak tanımlanabilir. Asıl eleman olarak kullanılan dans aslında İtalyanca dans anlamına gelen "ballo" ya da "balletto" sözcüğünden türetilmiştir. Görsel sanatların en pırıltılısı olan bale, özellikle küçük kız çocuklarının düşlerini süsleyen büyülü bir dünyadır. Disiplinli, özverili, algılamadaki gelişimin temellerini atan, alabildiğine renkli ve zevkli, uzun bir süreçtir bale eğitimi...

Bale, kuralları belli akademik dans tekniğinin, başka sanatsal öğelerle de birleştirilerek bir sahne gösterisi oluşturacak biçimde sunulmasıdır. Bale terimi, bu akademik dans tekniği için de kullanılır. Bir gösteri sanatı olarak genellikle müzik eşliğinde, dekor ve sahne giysileriyle sunulan, son derece titiz bir Dans türüdür. Bir bale, dans, müzik ve tasarımla dramatik bir öykü anlatabilir ya da hiç bir öykü olmadan yalnızca müziğin dans aracılığıyla bir yorumu biçiminde sunulabilir. Bale, Rönesans saray gösterilerinden ve bunları izleyen Fransız ballet de cour’undan gelişti. Bugün her kıtada ve çoğu ülkede bale toplulukları ve Bale okulları vardır.

Bale sanatı Diaglilev zamanındakinden çok daha karmaşıklaşmış ve çeşitlenmiştir. Danse d’école’e her tür dans üslubu girmiş, öteki sanatlarla bale arasında çeşitli ilişkiler oluşmuştur. Klasik müzik yerine popüler müzikten ya da sessizlikten yararlanılan, giysilerin en aza indirgendiği ya da çalışma giysilerinin kullanıldığı, dansın kendisi dışında başka bir konusu olmayan bale tipi, günümüzde bu sanatta görülen yeni eğilimler arasındadır.

BALE" DEKİ AMAÇ; NEDEN BALE?

1- Sanat dallarina ilgi uyandirmak ve beslemek

2- Tüm sanat dallarini ögrencinin yasamina sokmak,haberdar etmek.

3- Estetik duygusunu kazandirmak (Bakis açisi,vücut kullanimi, davranis)

4- Bale yaparken kazandigi disiplini tüm yasamina yaymak.

5- Beden gelisimine yardimci olmak.

6- Zihinsel ve sosyal gelisimine yardimci olmak

7- Yaraticiligini ortaya çikarmak ve gelistirmek.

8- Balede kazandigi basari sonucunda,kendine güven duygusunu kazandirmak ve bunu tüm yasamina yayabilmesine yardimci olmak.

9- Bedenini fark etmesini ve kullanabilmesini saglamak.

10- Duygu,düsünce ve kendini ifade etme yeteneklerinin gelismesine yardimci olmak.
Hayat fırtına demek değil, fırtınanın altında dans öğrenmektir.

Benzer Konular

30 Ekim 2015 / Misafir Sinema ww
16 Mart 2018 / GusinapsE Sanat
2 Ekim 2006 / Pollyanna Meslekler
29 Nisan 2006 / GusinapsE Sanat
9 Aralık 2012 / _AERYU_ X-Sözlük