Arama

Dünya Nedir? - Tek Mesaj #2

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
31 Aralık 2009       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYA
—Esk. Dünyadar, dünya işleriyle çok uğraşan, servet yapan kişi. ll Dünya-perest, dünyaya tapan, hırslı. ll Dünya-yı dûn, alçak dünya: “Baş eğmeziz edâniye dün- yâ-yi dûn için" (Baki, XVI. yy.).

—Antik. Dünyanın Yedi Harikası, BizanslI Philon'a mal edilen De septem orbis mi- raculiste anlatılan yedi anıta eski çağlarda verilen ad. (En yaygın liste şu anıtları kapsar: Mısır piramitleri, Babil’de Semiramis'in asma bahçeleri, Olymposlu Zeus un Pheidias tarafından altın ve fildişi heykeli, Halikarnassos mausoleionu, Rodos heykeli, İskenderiye feneri.)

—Coğ. Eski Dünya, Eskiçağ insanlarının yerkürede tanıdıkları kesim, yani Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika. ll Her iki dünya, Eski Dünya ve Yeni Dünya. ll Yeni Dünya, Amerika.

—Dilbil. Söylem dünyası, söylem çözümlemesi çerçevesinde, bir sözcenin üretiminde yer alan, dilsel ya da dildışı öğeler bütünü.

—Fels.
  • Dünya görüşü, insanların genel olarak varoluş konusundaki genel görüşleri. (Dünya görüşü terimi almanca “Weltanschauung" sözcüğünün bir çevirisidir. Bir yanda dünyanın düşüncelere dayandığını ileri süren idealist bir dünya görüşü, bir yanda da bunun tersini ileri süren ve gerçekçi denilen dünya görüşleri vardır. Özellikle maddecilere göre insanların düşüncelerini maddi dünya temellen dirir. Tarihsel maddecilik yandaşlarına göreyse, dünya görüşlerini temellendiren toplumsal üretim ilişkileridir.)
  • Dünya yurttaşlığı, kendilerini "dünyanın yurttaşı" olarak görenlerin öğretisi. (Dünya yurttaşlığı, ilk izlerine stoacılarda rastlanan bir görüştür.)
  • Yaşam dünyası, Husserl görüngübilimine özgü deyim (Lebenswelt). Filozof bununla, bilginlerin uğraştığı nesnelleştirilmiş dünyaya karşıt olarak insanların yüklem öncesi bir dünyada yaşadıkları görüşünü belirtir, (Husserl şöyle yazar: "Nesnel dünya (...) kuramsal ve mantıksal bir yapıdır; bu yapı bozulursa dünya, ilke bakımından, algılanabilir olmaktan çıkar; yaşam dünyasıysa, tersine, baştan başa somut olarak duyulup yaşanabilir niteliktedir" [ Krisis der europenische Mfesenschaft..., 34).)
—İkt. Dünya iktisadi sistemi, özellikle gelişme ve uluslararası değişim konularında uzman bazı iktisatçılar tarafından kullanılan ve dünya ekonomisinin XIX. yy. ortalarından başlayarak bir bütün oluşturacak biçimde iç içe geçmesi olayına ışık tutan kavram.

—ANSİKL. Fels. Leibniz'e göre, Tanrı yaratabileceği dünyaların en iyisini yaratmıştır: evren, en büyük birlik içinde en büyük çeşitliliği içerir. Olabilecek olanların en iyisi olması bu anlamdadır. Yoksa bu, bu yaratışın parçalarının Tanrı'nın yaratabileceği en iyi parçalar olduğu anlamına gelmez (nitekim, kusursuz bir tablonun ayrıntıları da, her zaman, tek tek işlendikleri takdirde olabilecekleri kadar kusursuz değildir): dünyaların en iyisi olmasına karşın, dünyada kötülüğün ve günahın varlığını bu şekilde açıklayabiliriz. Voltaire, Leibniz'in bu tezini anlamazlıktan gelerek ve/ya da onu yetersiz bularak, iyimserlikten asla vazgeçmeyen Pangloss’un düştüğü gülünç durumları anlatan Candide'inde (1759), Leibniz felsefesini alaya aldı. Oysa, Leibniz, Theodicöe'sinde yazdığı şu satırlarla bu eleştiriyi önceden yanıtlamıştı: “Bana karşı olan bazı kimseler, dünyanın, pekâla günahsız ve acısız olabileceği yolunda karşıt biı kanıt ileri sürerek, vardığım sonucu çürütmeye çalışacaklardır.

Ama, bu durumda dünyanın en iyi dünya olabileceğini kabul etmem. Çünkü, olabilecek dünyaların her birinde her şeyin birbirine bağlı olduğunu bilmek gerekir: evren, ne türlü olursa olsun, tıpkı bir okyanus gibi tek parçadır; en ufak bir hareket, uzak mesafelere kadar etkisini yayar; bu etki mesafeyle orantılı olarak gittikçe azalsa bile yine de bu böyllur [...]. Onun için, eğer dünyada olan en küçük bir kötülük bile eksik kalsaydı, bu dünya, her şeyi göz önünde tutarak yaradanın en iyi dünya olarak görüp seçtiği dünya olmayacaktı". Gerçekten de, olabilir bir dünya, birlikte olabilirlerin bir toplamıdır ve bu toplamın öğeleri, birer tam kavramdır. Ama bir tam kavram, ancak kendileriyle içten ilişkili olduğu öteki kavramlarla olan bağlantılarıyla tanımlanabilir. Bunun için, bunların tümünü değiştirmeden içlerinden birini değiştiremeyiz.

—ikonogr. Pisadaki Campo Santoda Orvieto'lu Piero di Puccio'nun 1390 yılına doğru yaptığı yağlıboya bir Dünya freski vardır. Dünyanın dört köşesi resimde özellikle Rubens tarafından (Viyana), sık sık betimlenmiştir. Heykel alanında da Le Hongre, Regnaudin, Benoît Massou ve P Le Gros (Versaillesda mermer avlunun parmaklıkları), Guârin (Amerika), Lâonard Roger (Asya), Mazeline (Avrupa), Jean Cornu (Afrika) [Versailles bahçeleri] bu konuyu işleyen başlıca sanatçılardır. Carpeaux’nun Paris’te Observatoire caddesindeki çeşmesinde de aynı tema ele alınmıştır.

—isi. Kuranda 116 kez geçen "dünya" sözcüğü, ahretin karşıtı olarak, insanın doğum-ölüm arasındaki, yaşamı, bu yaşam süresince ilgi gösterdiği ve yararlandığı varlık ve olanaklar için kullanılır. Kuran, ilke olarak dünyanın ve dünyadakilerin geçiciliğinden hareketle, bunların önemsizliğini vurgular ve sürekli, ahreti dünyaya yeğlemeyi, dünyanın bir amaç değil, ahret kurtuluşu için araç olarak değerlendirilmesini öğütler Bununla birlikte, Kuranda, Allah'ın helal kıldığı dünya nimetlerini haram kılmaya kimsenin yetkili olmadığı, inançlı kişilerin bunlardan yararlanmaya hakları olduğu açıkça belirtilir (VII,32).

Ancak, Hz. Muhammet’in ölümünden sonra baş gösteren ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmeler sonucu halkın dinsel ve ahlaksal yönden zayıfladığını düşünen bazı İslam din bilginleri, özellikle sufiler, müslümanları dünya tutkusundan korumak amacıyla dünyayı kötüleyici bir yaşam felsefesi ge'ıştirdiler. Bu nedenle tasavvufta açlık, yoksulluk, insanlardan uzak yaşama (uzlet yadatı el etek çekme (zühd ve riyazet), Allah'tan başka her şeyi (mâ-sivâ) elden geldiğince bir yana bırakma tek kurtuluş yolu olarak kabul edildi.

Buna karşın. İslam din bilginlerinin çoğu Kuran'ın ve Hz. Muhammet'in dünya ile ilgili ılımlı görüşlerini sürdürdüler. Örneğin, İmam Gazâli'ye (öl. 1111) göre, ahret mutluluğunu istemek nasıl Allah sevgisine aykırı değilse, dünyanın sağlık ve esenliğini, gereksinim duyulan olanaklarını istemek de Allah sevgisine ters düşmez; elverir ki, dünyaya ilişkin özlemler insanları ahret mutluluğundan yoksun bırakacak nitelikte olmasın...

Dünya, İstanbul’da yayımlanan günlük gazete. Başyazarlığını da yapan Fatih Rıfkı Atay tarafından çıkarıldı (1 mart 1952). Daha sonra Bedii Faik gazeteye ortak oldu ve Atay'ın hisselerini de satın alarak gazetenin ve basımevinin sahipliğini üstlendi (1953). Gazete, uzun süre DP iktidarına karşı etkili yayım yaptı (1952-1960), 27 mayıs'ı destekledi. 1965‘ten sonra AP'den yana, CHP’ye karşı bir tutum aldı. Dünya, Nezih Demirkent tarafından satın alındıktan (1981) sonra günlük bir ekonomi gazetesine dönüştürüldü.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 21 Eylül 2018 02:31