Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
02:35, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cuma, 26 Nisan 2024 - 02:35
Arama
MaviKaranlık Forum
Osmanlı Hukuk Sistemi
-
Tek Mesaj #4
_KleopatrA_
Ziyaretçi
4 Şubat 2010
Mesaj
#4
Ziyaretçi
Şer'iye Sicilleri
Osmanlı Devleti'nde mahkemelerde görülen davalarla ilgili muamelelere yer veren defterler. Mahkeme-i şer iyye sicilleri, sicillât-ı şer iyye veya kısaca sicillât da denilmektedir.
Selçuklular'dan sonra Anadolu da güçlü bir siyasî teşekkül olarak ortaya çıkan ve kısa zamanda büyük bir devlet hâline gelen Osmanlı Beyliğinin kurucusu Osman Gazi, idareyi ele alır almaz adalet işlerine büyük bir titizlikle eğilerek fethettiği şehirlere kadılar tayin etti. Böylece Osmanlı adliye teşkilâtı, diğer müesseseleriyle birlikte, devletin kuruluşundan itibaren büyük bir gelişme göstererek, 16. yüzyılda en mükemmel şeklini aldı.
Osmanlı şer î mahkemelerinde, kuruluşundan kapatıldığı 1924 tarihine kadar, bütün mahkeme kararları, mahkemenin yetkisine giren her türlü muameleyle resmî vesika suretleri, kadılar veya naipleri tarafından mahkeme defterlerine kaydedildi. Osmanlı Devletinde kadıların fertler arasındaki ihtilafları halleden bir hakim, bir adliye memuru olmaktan başka, bütün mülkî işlerde merkezî idarenin görevlerini üstlenmeleri onlara idarî, malî, millî, askerî, hattâ beledî bazı vazifeler de yüklüyordu. Buna bağlı olarak da şer iye sicillerinde her türlü dava zabıtlarıyla mukavele, senet, satış, vakfiye, vekâlet, kefalet, veraset, borçlanma, nikâh, boşanma ve taksim gibi şer î muamelelere dair resmî kayıtlar, esnaf teftişine ait notlar, başta hükümdar olmak üzere her derecedeki büyük ve küçük makamlardan yazılan ferman, berat, divan tezkeresi gibi resmî mahiyetteki emir ve yazı suretleri, hatta yangın, sel, fırtına, deprem, salgın hastalık gibi olayların kayıtları günlük olarak işlenirdi.
Siciller, 16. yüzyılın sonlarına kadar Arapça ve Türkçe olarak iki dilde yazılırken bu tarihten itibaren yalnız Türkçe kullanılmaya başlandı. Bir mahkemeye tayin olan kadı, kendi adına yeni bir sicil başlatır, onun ayrılmasından sonra o güne kadar tutulan yapraklar bir araya getirilerek defter meydana getirilirdi. Bazı kadılar ise kendilerinden önceki kadı'nın bıraktığı yere adını ve tayiniyle ilgili beratın örneğini yazdıktan sonra defteri devam ettirirdi.
Şer iye mahkemelerinin 1924 te kaldırılmasından sonra, yüzyıllar boyu arşivlerde birikmiş şer iye sicillerinin değerlendirilmesi için bir araya toplanması ve Millî Eğitim Bakanlığına verilmesi kararlaştırıldı. Yangınlar, su baskınları ve ilgisizlik yüzünden büyük bölümü harap olan sicillerden, yine de günümüze ulaşan yüzlerce cildi korumaya alındı. Ancak bunlar, İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, Konya, Sinop ve Tokat gibi illerin müze veya kütüphanelerinde dağınık olarak bulunmaktadır.
Bir misal verilecek olursa; Konya Mevlâna Müzesi Arşivinde varak (yaprak) sayıları birbirinden farklı, toplam 348 adet şer iye sicil defteri bulunmaktadır. Bu şer iye defterlerinde Konya ya, Konya ya bağlı kazalara ve bugün idarî taksimat olarak Konya ili dışında kalan Isparta, Burdur illerine ve Yalvaç ile Uluborlu kazalarına ait siciller tutulmuştur.
Bugün mevcut bulunan şer iye sicilleri; 15. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar gelen dilimin olaylarını ihtiva etmekte olup, Türk tarihinin, Türk kültürünün, Türk hukukunun ve Türk siyasî, sosyal ve hukukî heyetinin birinci elden kaynakları durumundadır.
kaynak
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 02:35
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...