Arama

Plebler - Tek Mesaj #3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Plebler
Plebler antik Roma'da ayrıcalıklı patrici sınıfından ayrı olarak Roma vatandaşlarının genel bütününü oluştururlardı. Bu kavram günümüzde bazı toplumlarda genellikle orta ve alt sınıflar için kullanılsa da Roma döneminde plebler oldukça zengin ve nüfuz sahibi olabiliyorlardı.

Pleb'lerin kökeni belirsizdir. Toplum dışında tutulmuş etnik bir grup, sürü sahiplerinin hâkimiyetine girmiş tarımcı bir halk veya yabancılardan ve sosyal sınıfı belirsiz kimselerden meydana gelen bir yığın olduğu öne sürülebilir.

Pleb'lere dayanmış olan Etrüsk kralları Roma'dan kovulduğu zaman (M.Ö. VI. yy.) dini ve idari görevleri kendilerine ayıran patrici pleb'leri hâkimiyetleri altına aldılar. Buna karşılık, yeni tabiye kuralları kalabalık piyade birliklerinin kullanılmasını gerektirince kendilerine ihtiyaç olduğunu anlayan pleb'ler, işbirliğini bozma tehdidiyle, durumlarını gitgide düzelttiler. Pleb'lerin borç yüzünden köle durumuna düşmelerini veya sık sık askere alınmalarını önleyen intercessio hakkı da bu topluluğun liderleri tarafından elde edildi (M.Ö. V. yy.).

Esquilinus'ta ve Aveııtinus'ta oturan Mercurus, Herkül ve Cres tapınaklarına uğrayan şehir pleb'leri içinden ticaretle zenginleşmiş bir seçkinler topluluğu ortaya çıktı: ager publicus'dan pay alma, 451-450'de (443-442) kanunların yayımlanması, bir hâkimin görevini kötüye kullanması halinde halka baş vurma (provocatio ad populum), patricilerle pleb'ler arasındaki evliliklerin geçerli sayılması (connubium) ancak 445'te (437) ve yüksek görevlere tayin edilme (409 ya da 401 'de quaestor; resmi olarak 367-366'dan itibaren, düzenli olarak da 321'de Claudium bozgunundan sonra konsül, 351'de censor, 337'de praetor, 356 ya da 314'te de diktatör olmak) haklarını kazandı. Aynı topluluk, bundan sonra da, bazı din kurumlarına din adamı olarak girmek hakkını elde etti. 300 Yılında ise, bu topluluğun üyeleri, yüksek rütbeli din adamı veya kâhin (lex Ogulnia) olabilecekleri kabul edildi.

Pleb'lerin yüksek görevlileri (tribunus'lar ve aedilis'ler) ikinci Kartaca savaşından sonra kesinlikle kabul edilecek olan büyük bir yeıki kazandılar. Bu kimselerin daha sonraları «Tributa Comitia» adını alan concilia plebis adındaki toplantıları patriciler için de ilgi çekici olmağa başladı. Çünkü bu meclislerde oylanarak kabul edilen plebisit adındaki kararların geçerlik alanı genişlemiş ve Janiculum tepesinde iki taraf arasındaki yeni bir ayrılmadan sonra lex Hortensia senatonun onayını gerekli saymadığı için bu kararlar kayıtsız şartsız olarak uygulanabilir hale gelmişti (287). Ama pleb'ler ile patriciler arasındaki eşitlik yine de tam olmaktan uzaktı. Çünkü bazı din görevlerine yalnız patrici'ler getirilebiliyordu.

Meselâ, pleb'lerin saliens, flamen veya rex sacrorum olma hakları yoktu. Hattâ yalnız kendi hakları olan aedilis'liği bile zamanla bölüşmek zorunda kaldılar. Ama tribunus'ların siyasi bakımdan büyük bir üstünlük sağlayan mutlak denetimini ellerinde tutmağa devam ediyorlardı. III. yy. boyunca, pleb'lerin ilerigelenleriyle patrici'ler arasındaki anlaşmazlıklar yatıştı ve kısa bir süre sonra da pleb ilerigelenleri bir servet aristokrasisi (nobilitas) kurdular.

Oldukça kalabalık bir orta sınıf topluluğu olan kır pleb'leri, uzun süren savaşlar ve tarımsal bunalım sonucunda ortadan kalkmağa başladı. İşleri bozulan köylüler Roma'ya göç etmeğe koyuldular ve böylece, şehrin eski aileleri hürriyete kavuşmuş kölelerin yanı sıra bu yeni gelenlerin de yükünü çekmek zorunda kaldı. M.Ö. II. yy.'dan itibaren, nobilitas’ın düzenlediği seçimlerde, yapılan hileler dolayısıyla umutsuzluğa düşen roma pleb'leri artık yalnız imparatorların ve lehte oy verme şartıyla soyluların dağıttıkları ianelerle geçinmeğe başladılar. Augustus devrinin başlangıcında, pleb'lerin geleneksel iki kategorisine (ingenuus'lar ve hüriyetine kavuşmuş köleler) Latin Junianus'lar ve dediticius'laı da eklendi.

Augustus'un yerine geçenler, ekmek ve eğlence (panem et circenses) isteyen tembel ve avare pleb'leri beslemeğe devam ettiler. 235-476 Döneminde, şehir pleb'leri (zanaatçılar ve serbest meslek sahipleri) ile kır pleb'leri arasındaki farklar henüz silinmemişti. Roma pleb'leri imparatorlukla birlikte ortadan kalktı.

Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 06:02