Arama

Plebler

Güncelleme: 15 Aralık 2016 Gösterim: 4.185 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

PLEBLER

Ad:  pleb.jpg
Gösterim: 1801
Boyut:  55.2 KB

a. (lat. plebs, plebis’ten). Rom. tar. Romatoplumunun en kalabalık kategorisi; patricius'lar kategorisinin karşısında yer alıyor ve onunla birlikte populus'u oluşturuyordu.
Sponsorlu Bağlantılar

—ANSİKL. Rom. tar. Pleblerin kökeni, yani kenarda tutulan etnik bir grup mu, hayvan yetiştiriciler tarafından aşağsanan tarımcılar sınıfı mı, yoksa inorganik ve değersiz bir düşkünler ve yabancılar yığını mı oldukları bilinmemektedir. Pleblere dayanan etrüsk kralları Roma'dan kovuldukları zaman (LÛ. VI. yy.) plebler, rahiplik ve magistratuslukları kendilerine ayıran pat- riciusların egemenliği altına düştüler. Yeni bir taktik büyük piyade taburları kullanılmasını gerektirince (CENTURİATUS halk meclisleri), vazgeçilmez bir duruma gelen plebler, iç savaş tehdidiyle durumlarında gitgide gelişen bir düzelme sağladılar.

Önderleri olan pleb tribunusları plebleri borç yüzünden köleliğe düşmekten ya da çok sık askere alınmaktan kurtarmak olanağını veren intercessio yetkisini elde ettiler (LÛ. V. yy.). Kent plebleri içinde, ticaretle zenginleşen bir seçkin grup oluştu ve bu grup, ager publıcus'un bölüşmesine, 451-450'de yasaların yayımlanmasına katılmayı (OECEMVIR), bir magistratusun yetkisini kötüye kullanması üzerine halka başvurma (provocatio ad populum) hakkını, patriciuslar ve plebler arasındaki evliliklerin (conubium! geçerliliğini (ancak 445’te) ve magıstratusluklara girmeyi patriciuslardan koparıp aldı. Pleblerin temsilcileri (tribunuslar ve aedilisler), İkinci pön savaşı'ndan sonra kesin olarak kabul edilen tümel bir yetki kazandılar; concilia plebis ad!' toplantıları, bu toplantılarda kabul edilen yasa metinleri olan plebisitlerin geçerliği Senato’nun onayı olmaksızın kabul edildiği andan (287 lex Hortensia'sı) başlayarak patrici- usları da çekmeye başladı. Bununla birlikte eşitlik tam olmaktan da uzaktı; bazı kutsal görevler, ne saliens, ne flamen ve ne de rex sacrorum olabilen plebler için erişilmez kaldı; ancak siyasal alanda onlara büyük bir üstünlük sağlayan tribunatusun mutlak denetimini sürdürdüler.

III. yy. boyunca, patriciuslar ve pleblerin önderleri arasındaki anlaşmazlıklar yatıştı ve çok geçmeden pleblerin öndeıleri yönetici bir aristokrasi olan nobilitas içinde bir araya geldi. Kalabalık bir orta sınıf oluşturan kırsal plebler, çok uzun savaşların ya da tarımsal bunalımların kurbanı olarak ortadan kalkmaya yüz tuttu. Yıkıma uğrayan roma köylüleri Roma’ya giderek, eski aileleri azatlılar yığını içinde yitip giden kent pleblerinin sayılarını artırdılar. İ.Û. II. yy.’dan başlayarak, nobilitas'ın düzenlediği seçim yolsuzluklarıyla ahlakları bozulan roma plebleri, yalnızca verdikleri oylara karşılık kendilerine ödenen congiarium ve sportulalarla yaşıyorlardı, imparatorluk döneminde plebler, bedava buğday almayı sürdürdüler ve çözülmesi güç veraset sorunları sırasında önemli bir rol oynadılar.

Geç imparatorluk döneminde, kent plebleri (zanaatçılar ve serbest meslek sahipleri) ve kırsal plebler arasında hâlâ bir ayrım vardı. Kırsal plebler, feodal baş vergisini ödemek zorunda olmakla birlikte devlet, onlar için bir defensor plebis görevi oluşturmuştu, imparatorlukla birlikte, roma plebleri de ortadan kalktı.
Kaynak: Büyük Larousse


Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 06:10
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
18 Aralık 2009       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
PLEB ya da PLEP
Eski Roma'da halkın aşağı sınıfına verilen ad. Roma vatandaşlarının üstün sınıfını oluşturan patricilerden daha dar haklara sahiptiler. Ticaret yapabilir, mal-mülk edinebilir, ancak patricilerle evlenemez, silâh taşıyamaz, dolayısıyla orduya da katılamazlardı. Ayrıca seçme ve seçilme hakları da yoktu. Büyük bir olasılıkla fethedilen topraklardan gelen halkın torunları, çeşitli yabancılar vb.den oluşmuş karışık bir topluluktular.
Sponsorlu Bağlantılar

Plebler ve patriciler arasındaki eşitsizlik zamanla şiddetli çatışmalara dönüştü. Bu mücadele İ.Ö. 300'lerde pleblerin politik ve sosyal haklarını genişleterek patricilerle eşit duruma gelmesiyle sonuçlandı. Patriciler ancak çok sınırlı bazı devlet ve din görevlerini kendilerine saklayabildiler. Buna karşılık plebler de ticaretle zenginleşerek bir servet aristokrasisi kurdular. Bununla birlikte kırsal kesimden Roma'ya göçen plebler ve özgürlüğüne kavuşan köleler, pleblerin aşağı tabakalarını ve kent orta sınıfını beslemeye devam ettiler.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 06:02
theMira
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Plebler
Plebler antik Roma'da ayrıcalıklı patrici sınıfından ayrı olarak Roma vatandaşlarının genel bütününü oluştururlardı. Bu kavram günümüzde bazı toplumlarda genellikle orta ve alt sınıflar için kullanılsa da Roma döneminde plebler oldukça zengin ve nüfuz sahibi olabiliyorlardı.

Pleb'lerin kökeni belirsizdir. Toplum dışında tutulmuş etnik bir grup, sürü sahiplerinin hâkimiyetine girmiş tarımcı bir halk veya yabancılardan ve sosyal sınıfı belirsiz kimselerden meydana gelen bir yığın olduğu öne sürülebilir.

Pleb'lere dayanmış olan Etrüsk kralları Roma'dan kovulduğu zaman (M.Ö. VI. yy.) dini ve idari görevleri kendilerine ayıran patrici pleb'leri hâkimiyetleri altına aldılar. Buna karşılık, yeni tabiye kuralları kalabalık piyade birliklerinin kullanılmasını gerektirince kendilerine ihtiyaç olduğunu anlayan pleb'ler, işbirliğini bozma tehdidiyle, durumlarını gitgide düzelttiler. Pleb'lerin borç yüzünden köle durumuna düşmelerini veya sık sık askere alınmalarını önleyen intercessio hakkı da bu topluluğun liderleri tarafından elde edildi (M.Ö. V. yy.).

Esquilinus'ta ve Aveııtinus'ta oturan Mercurus, Herkül ve Cres tapınaklarına uğrayan şehir pleb'leri içinden ticaretle zenginleşmiş bir seçkinler topluluğu ortaya çıktı: ager publicus'dan pay alma, 451-450'de (443-442) kanunların yayımlanması, bir hâkimin görevini kötüye kullanması halinde halka baş vurma (provocatio ad populum), patricilerle pleb'ler arasındaki evliliklerin geçerli sayılması (connubium) ancak 445'te (437) ve yüksek görevlere tayin edilme (409 ya da 401 'de quaestor; resmi olarak 367-366'dan itibaren, düzenli olarak da 321'de Claudium bozgunundan sonra konsül, 351'de censor, 337'de praetor, 356 ya da 314'te de diktatör olmak) haklarını kazandı. Aynı topluluk, bundan sonra da, bazı din kurumlarına din adamı olarak girmek hakkını elde etti. 300 Yılında ise, bu topluluğun üyeleri, yüksek rütbeli din adamı veya kâhin (lex Ogulnia) olabilecekleri kabul edildi.

Pleb'lerin yüksek görevlileri (tribunus'lar ve aedilis'ler) ikinci Kartaca savaşından sonra kesinlikle kabul edilecek olan büyük bir yeıki kazandılar. Bu kimselerin daha sonraları «Tributa Comitia» adını alan concilia plebis adındaki toplantıları patriciler için de ilgi çekici olmağa başladı. Çünkü bu meclislerde oylanarak kabul edilen plebisit adındaki kararların geçerlik alanı genişlemiş ve Janiculum tepesinde iki taraf arasındaki yeni bir ayrılmadan sonra lex Hortensia senatonun onayını gerekli saymadığı için bu kararlar kayıtsız şartsız olarak uygulanabilir hale gelmişti (287). Ama pleb'ler ile patriciler arasındaki eşitlik yine de tam olmaktan uzaktı. Çünkü bazı din görevlerine yalnız patrici'ler getirilebiliyordu.

Meselâ, pleb'lerin saliens, flamen veya rex sacrorum olma hakları yoktu. Hattâ yalnız kendi hakları olan aedilis'liği bile zamanla bölüşmek zorunda kaldılar. Ama tribunus'ların siyasi bakımdan büyük bir üstünlük sağlayan mutlak denetimini ellerinde tutmağa devam ediyorlardı. III. yy. boyunca, pleb'lerin ilerigelenleriyle patrici'ler arasındaki anlaşmazlıklar yatıştı ve kısa bir süre sonra da pleb ilerigelenleri bir servet aristokrasisi (nobilitas) kurdular.

Oldukça kalabalık bir orta sınıf topluluğu olan kır pleb'leri, uzun süren savaşlar ve tarımsal bunalım sonucunda ortadan kalkmağa başladı. İşleri bozulan köylüler Roma'ya göç etmeğe koyuldular ve böylece, şehrin eski aileleri hürriyete kavuşmuş kölelerin yanı sıra bu yeni gelenlerin de yükünü çekmek zorunda kaldı. M.Ö. II. yy.'dan itibaren, nobilitas’ın düzenlediği seçimlerde, yapılan hileler dolayısıyla umutsuzluğa düşen roma pleb'leri artık yalnız imparatorların ve lehte oy verme şartıyla soyluların dağıttıkları ianelerle geçinmeğe başladılar. Augustus devrinin başlangıcında, pleb'lerin geleneksel iki kategorisine (ingenuus'lar ve hüriyetine kavuşmuş köleler) Latin Junianus'lar ve dediticius'laı da eklendi.

Augustus'un yerine geçenler, ekmek ve eğlence (panem et circenses) isteyen tembel ve avare pleb'leri beslemeğe devam ettiler. 235-476 Döneminde, şehir pleb'leri (zanaatçılar ve serbest meslek sahipleri) ile kır pleb'leri arasındaki farklar henüz silinmemişti. Roma pleb'leri imparatorlukla birlikte ortadan kalktı.

Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 06:02
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
15 Aralık 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

pleb


Latince PLEBS, çoğul PLEBES, Eski Roma’da ayrıcalıklı patriciler dışında kalan yurttaşlara verilen ad.

Plebler ve patriciler arasında, büyük olasılıkla kabile toplumunun çözülüş süreci içinde adım adım beliren, servete ve siyasal nüfuza dayanan bir sınıf ayrımı vardı. Plebler asker olabilir, oy kullanabilir, ama Senato üyeliği, magistra'lık (üst yönetici), rahiplik gibi yüksek makamlara gelemez, patrici sınıfından kimselerle evlenemezlerdi. Bu tür fazla derinleşmemiş sınıf farkları ve kademelenmiş ayrıcalıklar, başka kabileden devlete geçiş süreçlerinde, örneğin Yunan sitelerinin evriminde de gözlenebilir.

İÖ 5. yüzyılda siyasal eşitlik için mücadeleye girişen plebler, concilia plebis denen kendi meclislerini oluşturdular ve kendi işlerini görmek üzere tribunus ve aedilis’ler seçmeye başladılar. Ayrıca Senato’nun ve yöneticilerin kararlarına karşı veto hakkını kullanmak ve ödünler koparmak amacıyla devlet işlerinden çekilme eylemlerine (secessio) başvurdular. Sonunda çatışmayı çözmekle görevlendirilen pleb kökenli Roma diktatörü Quintus Hortensius İÖ 287’de çıkardığı Lex Hortensia adlı yasayla pleb meclisinin kararlarını (plebiscitum) Senato’nun onayına gerek kalmaksızın bütün yurttaşlar için bağlayıcı duruma getirdi. Cumhuriyetin son yıllarında ve imparatorluk döneminde pleb terimi sıradan yurttaş anlamında kullanılmaya devam etti.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 15 Aralık 2016 09:10
SİLENTİUM EST AURUM