Arama

Doğa Nedir? - Tek Mesaj #2

a_ş_ı_k - avatarı
a_ş_ı_k
Ziyaretçi
6 Nisan 2010       Mesaj #2
a_ş_ı_k - avatarı
Ziyaretçi
DOĞA
—Fels.

Doğa durumu


J.J. Rousseau’ya göre, “toplumun temellerini inceleyen filozofların hepsi, doğa durumuna kadar geri gitme zorunluğunu duydular" (İnsanlar arasındaki eşitsizliğin temeli ve kaynağı üzerine konuşma [Discours sur Toriğine et les fondements de l'inögalitö parmi leshommes]). “Doğa durumu” kavramı, XVII. XVIII. yy. siyasal felsefesinin beylik bir düşüncesidir.
Rousseau'ya göre, "Doğa durumu, insan doğduğu zaman kendi başına ve benzerlerinin bütün yardımlarından yoksun bırakılmış olsaydı, onun içine düşeceğini düşünebileceğimiz acıklı durumdur” Bu anlamda, doğa durumu, uygarlaşmış ve insanların çalışması ve ticaret ilişkileriyle elverişli hale gelmiş yaşama karşıt olarak ele alındığı için böyle nitelenmiştir.

Başkaları, doğa durumunu, sivil toplumun karşıtı olarak görürler. Pufendorf'a göre "bu son anlamıyla doğa durumu insanlar arasında bir tek manevi bağıntı kabul eder, bu bağıntı da insanların yaradılış bakımından birbirlerine benzemelerinden kaynaklanan yalın ve evrensel bir bağıntıdır, dolayısıyla da bir insan başka bir insanın boyunduruğu altında tutacak herhangi bir anlaşma ve herhangi bir insan eylemiyle hiçbir ilişkisi yoktur. Bu açıdan, doğa durumunda yaşadıkları söylenen insanlar, birbirlerinin boyunduruğunda olmadıkları gibi, ortak bir efendiye de bağlı olmayan ve birbirlerine kötülük de, iyilik de etmeyen insanlardır Doğa durumu, bu anlamda, sivil duruma karşıttır" (De officiis hominis et civis [insanın ve yurttaşın görevleri]). Burada sözü edilen doğa durumu, insanların henüz hiçbir siyasal otoriteye boyun eğmemiş bulundukları durumdur. Bundan ötürü, doğa durumu düşüncesini benimseyen filozoflar, doğası gereği, hiçbir insanın bir başkasının otoritesi altında olmadığını, yani hepsinin, doğaları gereği özgür ve eşit olduğunu ileri sürerler.

Doğa durumunun ayrıca üç biçimde anlaşıldığını söyleyebiliriz:
  1. Hobbes'a göre doğa durumu, tam bir anarşi ve genel savaş ("herkesin herkese karşı savaşı") durumudur ve bundan daha aşağılık bir durum olmadığından insanlar, ne pahasına olursa olsun ondan sıyrılmak isterler ve Hobbes'un mutlak iktidar görüşünün temeli buradadır;
  2. Locke'a göre bu, "barış ve karşılıklı yardım” durumudur;
  3. Rousseau'ya göre de, bu durumda, insanlararası bağıntılar ne olumlu, ne de olumsuzdur: insan yapayalnız yaşadığı ve benzerlerinin kendi türünden olduklarını aklına bile getirmediği için insanlar arasında hiçbir bağıntı yoldur ve “her insan, benzerlerini, bir başka türden hayvanlar gibi görür ancak” (insanlar arasındaki eşitsizliğin temeli ve kaynağı üzerine konuşma), insanların bu doğa durumundan sıyrılmasını, yalnızca Tanrı yardımı sağlamıştır.

Basit doğalar


Descartes, imgesiz olarak düşünülebilen bilgi, kuşku, bilgisizlik gibi düşünsel basit doğaları "şekil, yer kaplama, hareket gibi ancak cisimlerde tanınıp bilinen” (Kurallar [Rögles], 12) maddesel basit doğalar! ve "varoluş, birlik, süre gibi hem cısimsel, hem de ruhsal şeylere uygulanan" (Kurallar [Rögles], 12) karma doğalar’ı birbirinden ayırt eder; yani Descartes'a göre zihin, kendini kavrayabilir, kendini düşünebilir ve kendini düşünürken her tür cisimsel imgeyi bir yana atar ve şeylerin böylece ortadan kaldırılması, kesinliğe ulaşmayı kolaylaştırabilir. Basit doğalar, tanımlanamayan, ama ayırt edilebilen, apaçıklık doğalarıdır.
Doğa falsafacllorl, ionialı (ya da Sokrates öncesi) filozoflara, insanla ya da ahlaka değil de, doğayla ilgilendikleri için verilen ad.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2018 01:59