Arama

Ağır Nedir? - Tek Mesaj #1

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
13 Nisan 2010       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
ağır
sıfat


1 .
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı:
"Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."-
.
2 .
Çapı, boyutu büyük:
"Ağır top."-
.
3 .
Yavaş:
"Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor."-
E. M. Karakurt.
4 .
Yoğun:
"Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı."-
A. Sayar.
5 .
Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak).
6 .
mecaz Değeri çok olan, gösterişli:
"Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi."-
M. C. Kuntay.
7 .
mecaz Çetin, güç:
"Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu."-
F. F. Tülbentçi.
8 .
mecaz Ciddi.
9 .
mecaz Sıkıntı veren, bunaltan.
10 .
mecaz Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı:
"Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum."-
N. Ataç.
11 .
mecaz Ağırbaşlı, ciddi:
"Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı."-
H. E. Adıvar.
12 .
mecaz Keskin, boğucu (koku):
"Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır."-
F. R. Atay.
13 .
Kısık, alçak:
"Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi."-
O. C. Kaygılı.
14 .
mecaz Davranışları yavaş olan.
15 .
mecaz Sindirimi güç (yiyecek):
"Ağır bir yemek."-
.
16 .
isim, spor Ağır sıklet:
"Yıllarca ağırda güreşti."-
.
17 .
zarf Yavaş bir biçimde:
"Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu."-
E. İ. Benice.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • ağır basar, yeğni kalkar
  • ağır basmak (bir şey bir şeyi)
  • ağır basmak
  • ağır çekmek
  • ağırdan almak
  • ağır durmak
  • ağır gelmek
  • ağır git ki yol alasın
  • ağırına gitmek
  • ağır işitmek (veya duymak)
  • ağır kaçmak
Birleşik Sözler
  • ağır ağır
  • ağır aksak
  • ağır araç
  • ağırayak
  • ağırbaşlı
  • ağırcanlı
  • ağır ceza
  • ağır çekim
  • ağırelli
  • ağır ezgi
  • ağır hapis cezası