Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Nisan 2010       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kırım savaşını barışa döndüren bu ant. ile Osmanlı devletini ilgilendiren çok önemli kararlar alınmıştır. Osmanlı dışında Fransa, Avusturya, Prusya, Rusya ve Sardunya'nın katıldığı antlaşma ile bu ülkelere Osmanlı ülke bütünlüğüne uymayı yükümlenmişlerdir.

Ayrıca Osmanlı devletinin Avrupa camiasına girmesi ve Avrupa genel hukukundan yani devletler umumi hukukundan yararlanması kabul edildi. Demek ki o zaman değin Osmanlı devleti şu ya da bu ölçüde hukuk dışı sayılmaktaydı. Bunlar Osmanlı devlet adamları için son derece mutlu gelişmelerdi. Avrupalılarca adam yerine konmak, onlarla müttefik olmak, can düşmanı Moskof'a karşı silah arkadaşlığı etmek, Tanzimat paşaları için başarının ve mutluluğun zirvesiyken Paris ant ile bu saygınlık resmileşmiş, perçinlenmiş oluyordu.

Oysa aslında değişen fazla bir şey yoktu. Paris geciktirse de Osmanlıların dağılma süreci devam edecekti. Eşitlik ve Avrupalılık tamamen lafta kalacaktı. Daha Paris kongresi sırasında yaşananlar bunun göstergesidir. Osmanlı Paris'te yaşanan gelişmeleri ciddiye alıp kapitülasyon düzenine son verilmesini istediğinde donuk bakışlarla karşılaştılar. Aslında Osmanlı devleti Paris'te ilk işaretini 1841 Boğazlar sözleşmesinde gördüğümüz Avrupa büyük devletlerinin bir çeşit ortak yarı sömürgesi durumuna geliyordu. Bu ortalık Osmanlı devletinin paylaşılmasını, parçalanmasını zorlaştırsa da Osmanlı devleti Paris ant. ile daha fazla dışa bağımlı, daha fazla iç işlerine karışılan bir devlet konumuna getirilecektir.

Paris ant. maddelerinde bu ortam hazırlanmıştır. Osmanlı devleti bu ant.ta mağlup devlet Rusya ile aynı yaptırıma uğramış ve Karadeniz'de donanma ve tersane bulundurma hakkı elinden alınmıştır. Osmanlı bakımından önemli bir hüküm Islahat Fermanıyla ilgilidir. Buna göre Islahat Fermanının padişah tarafından kendiliğinden çıkarılmış olduğu, antlaşmayı imzalayanların bunun değerini takdir ettikleri, fermanın devletlere tebliğ edilmesinin (ant. maddesi olmasının) bunların Osmanlı içişlerine müdahalesi için yetki vermeyeceği kaydediliyordu. Gerçek ise bunun tam tersiydi. Ferman Avrupa zoruyla hazırlanmış ve Avrupa müdahalesi için yeni vesileler yaratmış bulunuyordu.

Paris kongresi dünya siyasetinde yeni bir dengenin kuruluşunu simgelemekteydi.
Rusya Avrupa siyasetinde ikinci plana düşerken, Fransa Napolyon savaşlarından beri itilmiş olduğu ikinci plandan kurtuldu. Fransa diğer Avrupa devletleriyle birlikte baş hasmı Rusya'nın üzerine yürüdü ve barış konferansı da Paris'te yapıldı. Artık Fransa uluslararası ilişkilerde daha ağırlıklı ve etkin bir rol oynamaya başladı bu da Osmanlı iç siyasetine yansımakta gecikmedi. Burada biraz 19. YY. Osmanlı iç siyaset yapısından söz etmek gerekir.

Osmanlı devleti 19. YY.' de daha fazla dışa bağımlı ve dış ilişkileri ön planda tutan bir devlet konumuna geldi.
Kuşkusuz bu durumun ülke içinde de etkileri görüldü. Yabancı devletler ülke içindeki iktidar mücadelelerinde taraf oldular ve istedikleri devlet adamlarının iktidara gelmesini veya iktidarını devam ettirmesini sağlamaya çalıştılar. Paris Ant. kadar iktidarı ve iktidar mücadelesi İngilizlerce desteklenen Mustafa Reşit Paşa ve yandaşları Paris Ant.tan sonra bölündüler. İktidar mücadeleleri Fransızlarca desteklenen Ali ve Fuat Paşaların grupları oluştu ve iktidar mücadelesi bunlar arasında yoğunlaştı.

Kırım Savaşı'nda Borç Kapısı Açılıyor
Her savaşta olduğu gibi Kırım savaşında da Osmanlı maliyesi altüst oldu.
Bu savaştan sonra ilk defa olarak Avrupa'dan borç alındı (1854). İngiltere ve Fransa'dan bazı Osmanlı gelirleri karşılık gösterilerek faizle borç para alındı fakat bu iş Osmanlı padişahı ve devlet adamlarına pek tatlı göründü. Ardından 1855, 1858, 1860 borçlanmaları geldi. İşin daha kötü olan yönü ise bu borçlanmaların savaş, isyan, silah, saray inşaatı masrafları ya da maaş ödeme gibi ekonomik gelişmeyle ilgisiz yerlerde kullanılıyor olmasıydı. Öte yandan alacaklılar bunu bildiklerinden borçları çok ağır şartlarda veriyorlardı. Muhakkak ki bir iflasa doğru gidiliyordu. Buna karşın bu iflas sürecini daha da hızlandıran bir süreç başladı. Osmanlıda israf ve sefahat yaygınlaştı, padişah ve Tanzimat paşaları, hepsi borç içinde yüzüyor hale geldi. İsrafın önemli nedenlerinden biri de alafranga giyim kuşam, döşeme ve mimarinin yayılmasıydı. Tanzimat paşaları zaman zaman sarayı tasarruf yoluna sokmayı denediler ancak iktidarda kalabilmek için padişahın israf ve sefahatine alet olmak gerektiğini de biliyorlardı. İstanbul'a yerleşen bazı zengin Mısırlıların da örnek alınması israfı kamçılayan nedenlerdendi

MsXLabs.org & OT
Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 22:29
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....