Arama

Antlaşmalar - Paris Antlaşması

Güncelleme: 21 Aralık 2016 Gösterim: 20.983 Cevap: 4
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Mayıs 2006       Mesaj #1
arwen - avatarı
Ziyaretçi

Paris Antlaşması

Ad:  Paris Antlaşması1.jpg
Gösterim: 921
Boyut:  53.6 KB

Osmanlı Devleti, Fransa, İngiltere ve Sardinya-Piemonte’nin Rus Çarlığı ile imzaladığı barış antlaşması (30 Mart 1856).
Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılda yenen devlet konumunda imzaladığı tek antlaşmadır.
Osmanlı Devleti Kırım Savaşı’nda, Batılı devletlerin desteğiyle Rusya karşısında üstünlük sağladı. Rusya, Avusturya’nın müttefiklere katılma tehdidinden sonra, 1 Şubat 1856 tarihli Viyana Protokolü’nde barış için öne sürülen koşulları kabul etmek zorunda kaldı. Paris’teki banş görüşmeleri 25 Şubat 1856’da başladı. Görüşmelere Osmanlı Devleti, Fransa, İngiltere, Sardinya-Piemonte, Rusya, Prusya ve Avusturya katıldı.

Aralıksız yürütülen görüşmelerin sonucunda 34 madde ve bir geçici maddeden oluşan antlaşma imzalandı. Antlaşmaya göre Rusya savaş sırasında işgal ettiği Kars’ı ve öteki Osmanlı topraklarını boşaltacaktı. Taraf devletler Osmanlı Devleti’nin bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı göstermeyi, ayrıca Osmanlı Devleti’ni Avrupa’nın parçası olarak tanımayı kabul ediyorlardı. Osmanlı Devleti’nin iç işlerine ve uyruklarıyla ilişkilerine başka devletlerce müdahale edilmeyecekti. Karadeniz tarafsız olacak, gerek Rusya gerekse Osmanlı Devleti bu denizin kıyılarında askeri tersane bulundurmayacaktı.

Rusya’nın boşaltacağı Besarabya toprakları Boğdan’a bırakılacaktı. Eflâk ve Boğdan antlaşmaya taraf devletlerin güvencesi altına alınıyor, Osmanlı Devleti’ne bağlılığı sürmekle birlikte iç işlerinde ve ticarette serbest bırakılıyordu. Antlaşmaya Osmanlı topraklarında yaşayan Hıristiyan azınlıklarla ilgili bir madde konulmasının gelecekte önemli sorunlar yaratacağını gören Sadrazam Âli Paşa, Islahat Fermam’mn (18 Şubat 1856) yayınlanmasını sağlayarak bu konunun antlaşma metninde yer almasını önledi.

kaynak: Ana Britannica


Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 23:44
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
20 Aralık 2007       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Paris Antlaşması
Kırım Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu, Fransa, İngiltere, Piemonte, Avusturya-Macaristan, Prusya ve Rusya arasında yapılan antlaşma (30 Mart 1856). İki yıl süren Kırım Savaşı, Rusya'nın yenilgisiyle bitince, ilgili devletler 25 Şubat'ta Paris'te toplandılar. Yapılan antlaşma, otuz dört maddeyle bir ek ve geçici maddeler bölümünden oluşuyordu. Antlaşma koşullarına göre taraflar ele geçirdikleri yerleri geri verecekler; Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti olarak tanınacak; Osmanlı Devleti, Hristiyan uyruklarına eşit uygulama yapacak, ancak Avrupa devletleri bunu Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışma konusu yapmayacaklar; Boğazlar ve Karadeniz yalnızca ticaret gemilerine ve Tuna Irmağı her ulusun ticaret gemilerine açık olacak; Eflâk ve Boğdan'a özerklik verilecekti.
Sponsorlu Bağlantılar

Maddeleri
Tamamı 34 madde olan Paris barış antlaşmasının getirdiği başlıca hususlar şunlardı :
  • Taraflar savaş sırasında işgal ettikleri toprakları iade edeceklerdir.
  • Osmanlı Devleti Avrupa devletler topluluğunun bir üyesi olacak, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı Avrupa devletlerinin ortak garantisi altına konacaktır.
  • Osmanlı Devleti ile antlaşmayı imzalayan devletlerden biri veya birkaçı arasında anlaşmazlık çıkarsa, taraflar kuvvet kullanmadan önce, diğer imzacı devletlerin aracılığını kabul edeceklerdir.
  • Osmanlı padişahının 28 Şubat 1856'da ilan ettiği "Islahat Fermanı" devletlere tebliğ edilecek ve devletler de bunu kabul edeceklerdir. Bu ferman, ilgili devletlere, Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışma hakkı vermeyecektir.
  • Boğazların kapalılığını öngören 1841 Boğazlar Sözleşmesi esaslarının devamlılığı kabul edilecektir.
  • Karadeniz tarafsız olacak ve askerlikten tecrit edilecektir. Karadeniz'deki tüm tersaneler yıkılacak ve hiçbir devletin donanması bulunmayacaktır.
  • Tuna'da ulaşım serbestisi yeniden kurulacak ve bunu sürekli kılmak için antlaşmayı imzalayan devletlerin temsilcilerinden bir "Tuna Komisyonu" kurulacaktır.
  • Eflak ve Boğdan'a muhtariyet verilecek ve muhtariyet devletlerin ortak garantisi altına alınacaktır. Her iki eyaletin de birer meclisi olacak ve hiçbir devlet Eflak ve Buğdan'ın iç işlerine karışmayacaktır.
  • Sırbistan'ın daha önce Osmanlı Devletlinden almış olduğu hak ve imtiyazlar devletlerin ortak garantisi altında olacak ve Osmanlı Devleti izinsiz olarak Sırbistan'a askeri müdahalede bulunmayacaktır
Sonuçları
  • Antlaşmanın Avrupa için önemi, Rusya tarafından bozulan uluslararası dengenin tekrar tesis edilmesidir.
  • Osmanlı Devleti açısından ise: Başlangıçta Rus tehlikesi bertaraf edildi; Osmanlı Devleti, devletler genel hak ve hukukundan faydalanma imkanı elde etti; Avrupa konseyine girme hakkını kazandı. Ancak, toprak bütünlüğü ve bekası Avrupa büyük devletlerinin kefilliği altına girdi. Karadeniz'de Rusya ile aynı muameleye tabi tutulması haksızlık olarak ortaya çıktı. Keza devletin tamamen bir iç meselesi olan Islahat Fermanı'na antlaşma metni içinde yer verilmesi, müteakip yıllarda iç işlerine müdahale zemini hazırladı.
  • İngiltere, Akdeniz ve Hindistan'a giden ticaret yollarını güvenceye aldı. Özellikle Rus Karadeniz donanmasının yok edilmesi, İngiltere'nin sömürgeleri ve Akdeniz ticareti için değerli bir garanti oldu.
  • Fransa'da İngiltere gibi ekonomik çıkarlar elde etti. Doğu Akdeniz'e yönelik Rus tehlikesi bertaraf edildi ve Napolyon döneminde Fransa'ya karşı kurulmuş olan devletler cephesi parçalanmış oldu.
  • Piyemonte, İtalya Birliği konusunu Avrupa siyasetinin gündem konusu olmasını sağladı.
  • Rusya, kuvvetli bir devlet olduğunu kanıtladı. Osmanlı Devleti konusunu ileri bir döneme erteledi.
  • Paris Antlaşması ile yeniden kurulan uluslararası denge 1870'de Prusya'nın Fransa'yı mağlup etmesi ve Alman Milli Birliği'nin kurulmasına kadar devam etti. Bu tarihten itibaren Avrupa'da Alman üstünlüğü dönemi başladı.
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 22:26
theMira
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Haziran 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Paris Antlaşması2.jpg
Gösterim: 566
Boyut:  81.3 KB

Paris Antlaşması:


(1856)
  • Devletler barış esaslarını görüşmek için Paris'te buluştu.
  • Bu konferansta Osmanlı Rusya, İngiltere Fransa, Piyomento, Avusturya ve Prusya katıldı.
Buna göre ;
  1. Osmanlı Devleti'nin Avrupalı devlet sayılması, devletler hukukundan yararlanması ve büyük devletlerin kefilliği altına alınması kabul edildi.
  2. Hıristiyan halkın can, mal ve mezheplerinin korunmasını ilan eden ve bunların Müslümanlarla eşitliğini temin eden ıslahat fer­manlarını kabul etmesiyle beraber, Osmanlı Devleti'nin içişlerine hiçbir şekilde hak ve yetkili olamayacakları bildirildi.
  3. Karadeniz tarafsız hale getirilecek, bütün gemilere açık olacaktı. Savaş gemileri geçmeyecek, Osmanlı ve Rusya donanma bulunduramayacaktı.
  4. Tuna Nehri Avrupalı devletlerin bir komisyonu tarafından kontrol edilecek bütün ticaret gemilerine açık bulundurulacaktı.
  5. Eflak ve Boğdan Avrupalı devletlerin kefilliği altında muhtarlık olacaktı.
  6. 1841'de yapılan Londra Antlaşması'ndaki Boğazlar ile ilgili görüşme aynen kabul edildi.
  7. İki taraf birbirlerinden aldıkları toprakları geri verecekti.
Kirim harbinden sonra, 30 Mart 1856 târihinde Osmanli Devleti ile Avusturya, Fransa, Ingiltere, Prusya, Rusya ve italya arasinda Fransa'nin bassehri Paris'te imzalanan sulh andlasmasi. Bu andlasmayla Kirim harbi sona erdi.

Uzun müzâkerelerden sonra 34 madde olarak Paris andlasmasi imzalandi. Andlasma su hususlari ihtiva ediyordu:
1. Andlasmanin tasdikinden itibaren müttefik devletler ile Rusya arasindaki sulh devamli kalacak.
2. Taraflar aldiklari yerleri geri iade edecekler, 2,3,4, 30 ve 31. maddelere göre; Osmanlilar ve diger müttefik devletler Rusya'ya; Sivastopol, Balaklava, Kamis, Gözleve, Kerç, Yenikale, Kilburnu'nu, Rusya ise; Anadolu cephesinde isgal ettigi Kars'i ve çevresindeki diger yerleri Osmanli Devleti'ne iade edecekler. Anadolu'daki hudud ihtilâfini sekiz ay içinde hâlletmek için iki Osmanli, iki Rus, bir ingiliz ve bir Fransiz komiserinden meydana gelen komisyon kurulacaktir.
3. Besinci maddeye göre; andlasmayi imzalayan devletler harb suçlularina umûmî afîlân edecekler. Altinci maddeye göre esirler karsilikli degistirilecektir.
4.Yedinci maddeyle; Osmanli Devleti Avrupa hukukundan faydalanacak, Osmanli Devleti'nin istiklâli ve toprak bütünlügü korunacaktir.
5. Sekizinci maddeye göre; Osmanli Devleti ile Paris andlasmasini imzalayan diger devletlerden biri veya bir kaçi arasinda sulhu bozacak önemli bir ihtilâf vuku buldugu takdirde, mes'ele taraflara bildirilip halledilecektir.
6. Dokuzuncu maddeye göre; Bâb-i âli'nin 18 Subat 1856 târihinde îlân ettigi Islâhat fermani devletlerce tescil edilecek ve bu devletler pâdisâh ile tebeasi arasina girmeyecekler, Osmanli Devleti'nin iç islerine karismayacaklardir.
7- 10,11,12,13,14. maddelere göre; Bogazlarin kapaliligina dâir 1841 Londra andlasmasi aynen yürütülecek, Karadeniz tarafsiz duruma getirilecek, bütün devletlerin ticâret gemilerine açik fakat savas gemilerine sürekli kapali olacak, Osmanli Devleti ve Rusya Karadeniz'de donanma bulunduramayacagi gibi tersaneleri yikip yenilerini yapamiyacaklar, sahil muhafazasi için en büyügü 300 tonluk altisar, 200 tonluk dörder gemi bulundurabileceklerdir.
8- 15, 16, 17,18 ve 19. maddelere göre; Tuna nehrinde ulasim serbest olacak, bunu andlasmada imzasi bulunan devletlerin temsilcilerinden kurulacak bir komisyon yürütecek, Rusya tarafindan terk edilecek olan Tuna nehri deltasinin bir bölümü Bogdan'a verilecek, Tuna'daki gemi isletmeciligi ve muhafazasi Avrupa devletlerinin kefaletinde olacakti.
9- 20 ve 21. maddelere göre; Kirim Rusya'da kalmak sartiyla, Besarabya'nin Câhu, Ismail ve Belgrad kazalarindan meydana gelen kismi, Osmanli hakimiyetindeki Bogdan beyligine verilecek, Rusya Tuna nehri agzindan uzaklastirilacakti.
10- 22, 23, 24, 25,26, 27. maddelere göre; Memleketeyn denilen Eflâk ve Bogdan beylikleri Osmanli himayesinde olacak, ancak bunlarin sâhib olduklari imtiyaz ve haklar genisletilecek, kânunlarini kendileri yapacaklar, millî bir ordu bulundurabilecekler. Bâb-i âlî, Memleketeyn'de çikan bir hâdiseyi devletlerle müsavere ettikten sonra düzeltmeye çalisacak. Bu verilen imtiyaz ve haklar andlasmada imzasi bulunan devletlerin ortak garantisi altinda olacak, hiç bir devlet bu beyliklerin iç islerine karismiyacaktir.
11- 28 ve 29. maddelere göre; Sirbistan prensligi Osmanli hâkimiyetinde kalmak sartiyla, taraflarin kefaletinde imtiyazli olacakti. Devletlerin onayi alinmadan, Osmanli Devleti Sirbistan'a hiç bir sekilde asker sokamayacak, ancak eskiden oldugu gibi bir kaç Sirbistan kalesinde Osmanli askeri bulunabilecekti.
12- 32,33,34. maddeler ise Osmanli Devleti'yle ilgili degildi. Bu maddeler bâzi sinir tashihleri yaninda, Baltik denizindeki Aland adalariyla ilgiliydi. Fin adalari için Fransa, ingiltere ve Rusya aralarinda özel andlasmalar imzaladilar.

Bu andlasmaya bagli olarak, andlasmaya katilan devletler arasinda 1841'de imzalanan Londra andlasmasini yenileyen Paris Bogazlar Sözlesmesi, Osmanli Devleti ile Rusya arasinda Karadeniz'le ilgili Paris andlasmasi imzalandi. Daha sonra da yine Paris andlasmasina bagli olarak Osmanli Devleti ile Rusya arasinda 5 Aralik 1857'de Rusya ile sinir andlasmasi imzalandi.

Osmanli Devleti'nin toprak kaybina sebeb olmayan, fakat siyâsî ve ekonomik zararina yol açan, dis borçlanma sebebiyle Avrupa'ya bagimliligin kapisini aralayan, Kirim harbi sonunda imzalanan Paris andlasmasi, Avrupa devletlerinin Osmanli Devleti'nin iç islerine karismalarina sebeb oldu. Gayr-i müslimlerle ilgili maddeler konulmasi, hattâ Osmanli Devleti'nde yapilacak islâhatlarin müsterek kefalet altina alinmasi bunun delili idi.

Paris baris andlasmasiyla Kirim harbine son verilmek suretiyle Osmanli Devleti'nin daha fazla yipranmasi önlendiyse de, hâkimiyeti altindaki Memleketeyn ve Sirbistan'a muhtariyet verilmekle, Osmanli Devleti'nin hükümranlik haklari zedelendi ve devletin bölgedeki nüfuzu azaldi
Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 23:45
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Nisan 2010       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kırım savaşını barışa döndüren bu ant. ile Osmanlı devletini ilgilendiren çok önemli kararlar alınmıştır. Osmanlı dışında Fransa, Avusturya, Prusya, Rusya ve Sardunya'nın katıldığı antlaşma ile bu ülkelere Osmanlı ülke bütünlüğüne uymayı yükümlenmişlerdir.

Ayrıca Osmanlı devletinin Avrupa camiasına girmesi ve Avrupa genel hukukundan yani devletler umumi hukukundan yararlanması kabul edildi. Demek ki o zaman değin Osmanlı devleti şu ya da bu ölçüde hukuk dışı sayılmaktaydı. Bunlar Osmanlı devlet adamları için son derece mutlu gelişmelerdi. Avrupalılarca adam yerine konmak, onlarla müttefik olmak, can düşmanı Moskof'a karşı silah arkadaşlığı etmek, Tanzimat paşaları için başarının ve mutluluğun zirvesiyken Paris ant ile bu saygınlık resmileşmiş, perçinlenmiş oluyordu.

Oysa aslında değişen fazla bir şey yoktu. Paris geciktirse de Osmanlıların dağılma süreci devam edecekti. Eşitlik ve Avrupalılık tamamen lafta kalacaktı. Daha Paris kongresi sırasında yaşananlar bunun göstergesidir. Osmanlı Paris'te yaşanan gelişmeleri ciddiye alıp kapitülasyon düzenine son verilmesini istediğinde donuk bakışlarla karşılaştılar. Aslında Osmanlı devleti Paris'te ilk işaretini 1841 Boğazlar sözleşmesinde gördüğümüz Avrupa büyük devletlerinin bir çeşit ortak yarı sömürgesi durumuna geliyordu. Bu ortalık Osmanlı devletinin paylaşılmasını, parçalanmasını zorlaştırsa da Osmanlı devleti Paris ant. ile daha fazla dışa bağımlı, daha fazla iç işlerine karışılan bir devlet konumuna getirilecektir.

Paris ant. maddelerinde bu ortam hazırlanmıştır. Osmanlı devleti bu ant.ta mağlup devlet Rusya ile aynı yaptırıma uğramış ve Karadeniz'de donanma ve tersane bulundurma hakkı elinden alınmıştır. Osmanlı bakımından önemli bir hüküm Islahat Fermanıyla ilgilidir. Buna göre Islahat Fermanının padişah tarafından kendiliğinden çıkarılmış olduğu, antlaşmayı imzalayanların bunun değerini takdir ettikleri, fermanın devletlere tebliğ edilmesinin (ant. maddesi olmasının) bunların Osmanlı içişlerine müdahalesi için yetki vermeyeceği kaydediliyordu. Gerçek ise bunun tam tersiydi. Ferman Avrupa zoruyla hazırlanmış ve Avrupa müdahalesi için yeni vesileler yaratmış bulunuyordu.

Paris kongresi dünya siyasetinde yeni bir dengenin kuruluşunu simgelemekteydi.
Rusya Avrupa siyasetinde ikinci plana düşerken, Fransa Napolyon savaşlarından beri itilmiş olduğu ikinci plandan kurtuldu. Fransa diğer Avrupa devletleriyle birlikte baş hasmı Rusya'nın üzerine yürüdü ve barış konferansı da Paris'te yapıldı. Artık Fransa uluslararası ilişkilerde daha ağırlıklı ve etkin bir rol oynamaya başladı bu da Osmanlı iç siyasetine yansımakta gecikmedi. Burada biraz 19. YY. Osmanlı iç siyaset yapısından söz etmek gerekir.

Osmanlı devleti 19. YY.' de daha fazla dışa bağımlı ve dış ilişkileri ön planda tutan bir devlet konumuna geldi.
Kuşkusuz bu durumun ülke içinde de etkileri görüldü. Yabancı devletler ülke içindeki iktidar mücadelelerinde taraf oldular ve istedikleri devlet adamlarının iktidara gelmesini veya iktidarını devam ettirmesini sağlamaya çalıştılar. Paris Ant. kadar iktidarı ve iktidar mücadelesi İngilizlerce desteklenen Mustafa Reşit Paşa ve yandaşları Paris Ant.tan sonra bölündüler. İktidar mücadeleleri Fransızlarca desteklenen Ali ve Fuat Paşaların grupları oluştu ve iktidar mücadelesi bunlar arasında yoğunlaştı.

Kırım Savaşı'nda Borç Kapısı Açılıyor
Her savaşta olduğu gibi Kırım savaşında da Osmanlı maliyesi altüst oldu.
Bu savaştan sonra ilk defa olarak Avrupa'dan borç alındı (1854). İngiltere ve Fransa'dan bazı Osmanlı gelirleri karşılık gösterilerek faizle borç para alındı fakat bu iş Osmanlı padişahı ve devlet adamlarına pek tatlı göründü. Ardından 1855, 1858, 1860 borçlanmaları geldi. İşin daha kötü olan yönü ise bu borçlanmaların savaş, isyan, silah, saray inşaatı masrafları ya da maaş ödeme gibi ekonomik gelişmeyle ilgisiz yerlerde kullanılıyor olmasıydı. Öte yandan alacaklılar bunu bildiklerinden borçları çok ağır şartlarda veriyorlardı. Muhakkak ki bir iflasa doğru gidiliyordu. Buna karşın bu iflas sürecini daha da hızlandıran bir süreç başladı. Osmanlıda israf ve sefahat yaygınlaştı, padişah ve Tanzimat paşaları, hepsi borç içinde yüzüyor hale geldi. İsrafın önemli nedenlerinden biri de alafranga giyim kuşam, döşeme ve mimarinin yayılmasıydı. Tanzimat paşaları zaman zaman sarayı tasarruf yoluna sokmayı denediler ancak iktidarda kalabilmek için padişahın israf ve sefahatine alet olmak gerektiğini de biliyorlardı. İstanbul'a yerleşen bazı zengin Mısırlıların da örnek alınması israfı kamçılayan nedenlerdendi

MsXLabs.org & OT
Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2016 22:29
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Aralık 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Paris antlaşması


Kırım savaşı'na (1853-1856) son vermek üzere 7 devlet (OsmanlI imparatorluğu, Büyük Britanya, Fransa, Piemonte [Sardinya], Rusya, Prusya ve Avusturya-Macaristan) arasında, Paris’te imzalanan barış belgesi (30 mart 1856).

Viyana protokolü (1 şubat 1856) gereğince Fransa Dışişleri bakanı ve baş delegesi kont Alexandre Walewski (Napolâon Bonaparte'ın lehli kontes Maria Walewska'dan olan evlilikdışı oğlu) başkanlığında toplanan Paris barış konferansı (25 şubat 1856), 31 mart akşamına kadar ateşkes yapılmasına ve bu durumun savaşan devletler delegelerince telgrafla hemen başkomutanlıklara bildirilmesine oybirliğiyle karar verdi. Böylece 35 günlük ateşkesin 34’ürıcü günü imzalanan Paris antlaşması'yla son verilen bu uluslararası savaşta Türkler Tuna, Kırım, Kafkas ve Anadolu cepheleri olmak üzere 4 cephede çarpışmalarına karşın, müttefikleri İngiltere, Fransa ve Piemonte devletlerinin orduları yalnız Kırım cephesinde savaştı.

Ayrıca, sefer süreleri de değişikti: 1853’te Rusya'ya savaş ilan eden Osmanii devleti, o tarihten sonra 2 yıl 5 ay 27 gün savaş durumunda kaldığı halde, 1854'te Rusya'ya karşı savaşa giren İngiltere ite Fransa, ateşkes tarihine kadar ancak 1 yıl 5 ay 6 gün tek cephede savaştılar. Öte yandan, Piemonte'nin savaşa girmesi Torino antlaşması’nın imzalanmasıyla (1855) başladığından, en az sıkıntı çeken bu İtalyan krallığı, ateşkese kadar sadece 9 ay 2 gün savaşta kaldı. Böyle olduğu halde, OsmanlI devletinin avrupalı müttefikleri Kırım savaşı’nın tüm onurunu kendilerine mal eden bir propaganda yaparak Türkler'i bu büyük savaşımda önemsiz bir öğe gibi göstermekten geri kalmadılar ve Türkler’in Tuna boylarında rus kuvvetlerini kesin yenilgiye uğratmaları üzerine kendilerinin Kırım’a gidebilme olanağına kavuştuklarını ve Kırım’da kazanılan zaferde türk ordusunun büyük payı olduğunu unutmuş göründüler.

Sonuçta 34 madde ite 1 ek maddeden oluşan Paris antlaşması’ konferansa katılan devlet temsilcilerinden OsmanlI imparatorluğu adına baş delege olarak sadrazam Ali Paşa ve Paris büyükelçisi Mehmet Cemil Bey (Koca Reşit Paşa’nın oğlu); Fransa adına Dışişleri bakanı ve baş delege kont Alexandre Walewski ite Viyana büyükelçisi baron François de Bourqueney; İngiltere adına Dışişleri bakanı lord George Clarendon ite Paris büyükelçisi baron Henry Cowley; Piemonte krallığı adına Başbakan ve Maliye bakanı kont Camillo Benso Cavour ite Paris elçisi Salvatore di Villamarina; Avusturya-Macaristan adına Dışişleri bakanı kont Buol -Schauenstein ve Paris elçisi baron Joseph Flübner; Prusya adına Dışişleri bakanı baron Otto Theodor Manteuffel ite Paris elçisi Franz van Hatzfeld; yenik Rusya adına da çar yaveri general Aleksey Orlov ve Paris elçisi baron Brunnov imzaladı.

Antlaşmanın başlıca maddeleri şöyle sıralanabilir:
  1. antlaşmanın onaylanmasından başlayarak müttefik devletlerle Rusya arasında yeniden kurulacak olan , barış sonsuza kadar sürecektir;
  2. 2Rusya savaş sırasında Anadolu cephesinde işgal ettiği yerleri, Kars başta olmak üzere OsmanlI devletine, Müttefikler de buna karşılık Kırım’da ete geçirdikleri Sivastopol, Balaklava, Gözleve, Kamış (Kamiesch), Kerç, Yenikale, Kılburun vb. kentlerle limanları Rusya'ya geri verecektir;
  3. Rusya, Besarabya’nın Kahulu (Cahul), İsmail ve Bolgrad kentlerinden oluşan bölümünü osmanlı egemenliği altında olmak koşuluyla Boğdan beyliğine bırakacak, ayrıca Tuna deltası ağızlarındaki adaları da doğrudan osmanlı yönetimine terk edecektir;
  4. savaştan önceki durumunu aynen koruyacak olan Anadolu sınır çizgisini düzenlemek ve bu konuda çıkabilecek her tür anlaşmazlığı önlemek için 2 türk, 2 rus ve birer İngiliz ite transız komiserinden oluşan ortak komisyon kurulacak ve bu komisyon antlaşmanın onay tarihinden başlayarak 8 ay içinde görevini bitirmiş olacaktır;
  5. Eflak ve Boğdan voyvodalıkları osmanlı egemenliğinde olmak koşuluyla antlaşmada imzaları bulunan devletlerin ortak güvenceleri altında var olan ayrıcalıklarından yararlanmayı sürdürecekler, kefil devletlerden hiçbiri tek başına koruma iddiasında bulunmayacak, Memleketeyn’in iç işlerine karışma yetkisine sahip olmayacaklardır;
  6. Sırp prensliği osmanlı egemenliğinde ve antlaşmada imzaları bulunan kefil devletlerin ortak güvencesi altında ayrıcalık fermanlarından yararlanmayı sürdürecek, Babıâli o güne kadar olduğu gibi ondan sonra da Sırbistan kalelerinde asker bulundurmak hakkını koruyacaktır;
  7. tarafsızlığı ilan edilen Karadeniz'de, kıyıları olan ve olmayan hiçbir devlet savaş gemileri bulunduramayacak, Osmanlı devletiyle Rusya Karadeniz tersanelerini kaldıracakları gibi, yenilerini de yapamayacaklardır;
  8. Osmanlı devleti barışta Boğazlar’ı tüm savaş gemilerine kapalı tutacak, antlaşmayı imzalayan devletter bu kurala uyacak, yalnız İstanbul’daki elçiliklerin buyruğunda bulunacak birer hafif savaş gemisine eskiden olduğu gibi izin verilecektir;
  9. çeşitli ülkeler topraklarından geçen ve avrupa devletlerinin ortak güvencesi altına alınmış olan Tuna ırmağıyla ağızlarında trafik serbestisi, güvenlik ve karantina gereği dışında, hiçbir nedenle kısıtlanamayacağı için bunlara ilişkin kuralları saptayıp uygulamak üzere antlaşmada imzası bulunan 7 devletin birer delegesinden oluşan bir avrupa komisyonu kurularak Tuna ağızlarını 2 yıl içinde trafiğe elverişli duruma getirecektir;
  10. BabIâli’nin birer suretini batılı devletlere sunmuş olduğu (18 şubat 1856) Islahat fermanı, uluslararasında yarattığı olumlu etki nedeniyle onaylanacak ve Türkiye’nin Avrupa devletler topluluğuna kabul edildiği ilan edilerek antlaşmada imzaları bulunan devletler osmanlı bağımsızlığıyla toprak bütünlüğüne saygı göstereceklerini açıkça bildireceklerdir. Ayrıca, bu güvencenin tam anlamıyla uygulanmasına da ortaklaşa kefil olduklarından, bu hükümlerin bozulmasına ilişkin herhangi bir girişimi bir genel çıkar sorunu sayacaklardır;
  11. antlaşmada imzaları bulunan devletter, savaş suçluları hakkında genel af ilan edecekler ve savaş tutsakları karşılıklı değiştirilecektir;
  12. antlaşmada imzaları bulunan devletlerden ikisi ya da birkaçı arasında barışı bozabilecek önemli bir anlaşmazlık çıktığı takdirde, taraflar silaha sarılmadan önce öteki devletlerin arabuluculuğuna başvuracaklardır.
Osmanlı devletini ilgilendiren bu önemli maddelerden oluşan Paris antlaşması yüzünden Âli Paşa, savaşın en büyük ağırlığını taşıyan Türkiye’nin Rusya’dan çok az toprak elde ettiği ve savaşı kazanan güçlerden biri olmasına karşın ödün veren devlet durumuna düştüğü gerekçesiyle siyasal rakiplerinin, özellikte de ustası Koca Reşit Paşa’nın sert eleştirilerine uğradı.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

22 Kasım 2016 / _Yağmur_ Osmanlı İmparatorluğu
24 Aralık 2014 / narnaratir Cevaplanmış
26 Kasım 2009 / _KleopatrA_ Osmanlı İmparatorluğu
12 Mart 2010 / _KleopatrA_ Taslak Konular
21 Aralık 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış