Arama


ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
16 Nisan 2010       Mesaj #15
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Arkadaşlar yardım edin çok zor bi ödev cevremizdeki sorunlar soruluyor. lütfen yardım

ÜLKEMİZİN ÇEVRE SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERi
“Ülkemizde Yaşanan Çevre Sorunlarının Araştırılarak Sürdürülebilir Çevre Politikası İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla” kurulan TBMM Meclis Araştırma Komisyonu, Çeküd’den “Çevre sorunlarına ilişkin kurumunuzun tespitleri ve bu sorunlara ilişkin alınması gereken önlemler hakkında” brifing istemiştir.

Bu amaçla yapılan bir dizi ziyaret, görüşme ve istişareler neticesinde, değerli hocaların ve uzman bürokratların da katkılarıyla oluşturulan “Çevre sorunları ve Çözüm Önerileri” hakkındaki sunum dosyası 17.07.2008 günü Çeküd Yön.Kur.Bşk. Süleyman Yorulmaz, Yön.Kur.Üyesi Musab Şenol Yılmaz, Çeküd Genel Sekreteri Ali İhsan Güneşer, Çeküd Bilim Kurulu üyeleri Yrd.Doç.Dr.Eyyüp Debik ve Doç.Dr.İsmail Koyuncu’dan oluşan bir heyet tarafından TBMM Araştırma komisyonuna sunulmuştur.

Brifing dosyası aşağıda bilgilerinize takdim edilmiş olup, daha bilinçli bir toplum oluşturma ve çocuklarımıza daha yaşanabilir bir çevre bırakma adına bütün üyelerimizin Çeküd’e katkı ve önerilerinin devamını bekler; saygı, sevgi ve teşekkürlerimizi arz ederiz.


A- ÇEVRE SORUNLARINA YAKLAŞIMIMIZ

Çevre deyince; küresel ısınmadan, iklim değişikliğine, atık suların arıtılmasından katı atıkların bertarafına, hava kirliliğinden görüntü kirliliğine, geri kazanımdan tasarrufa, enerjinin verimli kullanılmasından suyun verimli kullanılmasına, tarım koruma ilaçlarından toprak erozyonuna varıncaya kadar geniş bir saha akla gelmektedir.

Çevre sorunları ise; bırakın mahalledeki komşunun komşuya zarar vermesini, dünyanın bir ucundaki devletin yaptığı tahribatın bedelini, diğer ucundaki devlete ve hatta gelecek kuşaklara ödetecek kadar etkin bir alandır.

Dolayısıyla çevre konusundaki bilinçlenme o kadar arttırılmalı ki; olaylara ve sorunlara kayıtsız kalmakla eş anlamlı hale gelen “herkes kendi işiyle meşgul olsun” kavramı yerine “iyiler gidişatı kendi istikballeri açısından yönlendirsin” kavramı sosyal hayatta işlerlik kazanmalı; kişiler arasında, halk ile devlet arasında ve devletlerarası sosyal baskı ve otokontrol sistemi yaygınlaşmalıdır.

Çünkü toplumda haklı ama güçsüz kitleler ne derece çaresiz ise, kontrol edilebilir caydırıcı bir güce sahip olmayan ülkeler de haksızlıklar karşısında o derece aciz durumda olacaklardır.

Çevreye zarar veren de koruyacak olan da insandır. Dolayısıyla insan-çevre ilişkisi yumurta-tavuk ilişkisine benzer. Bu kısır döngüyü azaltmak yine insan eliyle olacaktır.

Sosyal refah, çevre ve iktisat döngüsü içerisinde, en iyi çevre kalitesinin yakalanması, çevre ekonomisi ile israf arasındaki dengesinin oluşturulması, sosyal gruplar arasındaki hayat standardı farklılıklarının çevreye olan olumsuz etkilerinin azaltılması, eğitimli ve bilinçli insanlar eliyle olacaktır.

Çevre sorunlarının doğada kendi kendine işleyen arıtma, yenileme ve tamir dengesinin bozulmasıyla artış gösterdiği bir gerçektir. Bu denge çoğunlukla insan tarafından bozulduğuna göre, tamire doğadan önce insandan başlamak gerekecektir. Yoksa istem dışı meydana gelen doğal afetlere karşı, hazırlıklı olup uyum sağlamaktan öte yapacak bir şey yoktur.

O halde yaşam kalitemizi bozmadan, alacağımız önlemlerle çevremizi nasıl koruyabilir, insanları yaşadıkları mekanlarda nasıl daha mutlu edebilir, çocuklarımıza nasıl daha iyi bir dünya bırakabiliriz?

Yukarıdaki girişten sonra bu soruya iki temel yaklaşım sergilemek gerekecektir.

Bunlardan öncelikli olanı doğa ile insanı barıştıracak olan eğitimin yaygınlaştırılmasıdır. Bu aynı zamanda koruyucu hekimlik görevi yapacak, hastalıktan önce tedavi imkanı sunacak olan en ekonomik modeldir.

İkincisi ise mevcut hastalıkların tedavisinde uygulanacak olan teknik yöntemlerdir.

Gerek teknik konular, gerekse eğitim konuları biraz da ihtisas işi olduğundan çok detaylara girilmeden, sosyal bir bakış açısıyla yüzeysel çözüm önerileri sunulmalı, detay konular işin uzmanlarına havale edilmelidir.

B - ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ

Problem
Hava Kirliliği

Kaynak
Kentleşme, arazi kullanımı, ormansızlaştırma, ulaşım, endüstri

Çözüm
Kamuoyu bilinçlendirme, toplu taşım, emisyon kontrolü

Problem
Su kirliliği ve kontrolü

Kaynak
Kentleşme, iklim değişimi, arazi kullanımı, ormansızlaştırma, ulaşım, endüstri

Çözüm
Kamuoyu bilinçlendirme, tasarruf, havza
ların temizlenmesi, havza yönetimi,yeşil dokunun artması

Problem
Toprak Kirliliği

Kaynak
Endüstri, asit yağmurları, atıklar

Çözüm
Atık kontrolü

Problem
İklim değişikliği ve doğal afetler

Kaynak
Olağanüstü iklim koşullarındaki değişimler: Isı dalgaları, fırtınalar

Çözüm
Uyum, kamuoyu bilinçlendirme

Problem
Gürültü kirliliği

Kaynak
Araç kullanımı, kentleşme, duyarsızlık

Çözüm
Kontrollü kentleşme, kamuoyu bilinçlendirme

Sorun
Görüntü kirliliği

Kaynak
Çarpık kentleşme, reklam panoları, duyarsızlık

Çözüm
Yeşil dokunun artması, kontrollü kentleşme, kamuoyu bilinçlendirme

Problem
Katı atık kirliliği

Kaynak
Evsel, endüstriyel ve tıbbi atıklar

Çözüm
Atık kontrolü, kamuoyu bilinçlendirme

Problem
Ruhsal ve kültürel kirlilik

Kaynak
Doyumsuzluk, duyarsızlık, bencillik, gösteriş, saygısızlık, görgüsüzlük, vurdum duymazlık, tembellik

Çözüm
Kişisel gelişim, duygu eğitimi, doğru örneklendirme





Çevre sorunlarının kaynakları incelendiğinde öncelikle çarpık kentleşmenin ve plansızlığın getirdiği sorunlar ön plana çıkmaktadır. Ormansızlaştırma, araç kullanımı, endüstriyel faaliyetler, yanlış arazi kullanımı ve bunlardan kaynaklanan diğer çevre sorunlarının temelinde, plansızlık ve yaşadığı mekanda mutlu edemediğimiz mutsuz insanların köyden şehre göçü yatmaktadır.

Bu kontrolsüz insan hareketleri, geldikleri bölgeye ciddi uyum sorunları çıkarmakta; meydana gelen konut, alışveriş, eğitim, hastane, eğlence ihtiyacı ve bu ihtiyaçların zamanında, doğru ve yeterli oranda karşılanamaması; göçün meydana getirdiği kültürel boşluğun medya tarafından doldurulması, o bölgede çeşitli ruhsal, fiziksel, görsel, sosyal ve ekonomik alt ölçekli diğer sorunlara yol açmaktadır.

A - ŞEHİRCİLİK VE ALTYAPI
• İmar planlarının doğru yapılması ve korunması
• Kişi başına düşen yeşil alan miktarının AB standartlarına getirilmesi
• Toplu ulaşımın yaygınlaştırılması
• Demiryolu ve denizyolu taşımacılığının arttırılması
• Geri dönüşümün altyapısının hazırlanması
• Katı atık depolama sistemlerinin iyileştirilmesi
• İçme suyu, evsel, endüstriyel ve tıbbi atık bedelinin
doğru tespiti

B - ÇEVRE VE ENERJİ
• Enerji, ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınması için temel girdiyi oluşturduğundan, Türkiye gibi kalkınmasını sürdürülebilir hale getirmek için sürekli yatırım yapması gereken bir ülke için kritik ve stratejik bir öneme sahiptir.

• Enerjide %70’ler seviyesinde olan dışa bağımlılığı en aza indirmek için, ülkemiz kaynaklarından (su, kömür, rüzgar, jeotermal...) en verimli şekilde yararlanmak durumunda olduğumuz bir gerçek olduğu kadar; çevre problemlerinin bazılarının doğrudan enerji üretimi ve kullanımına bağlı olduğu da ayrı bir gerçektir.
• Kısa vadede fosil yakıtların (petrol, doğalgaz, kömür) kullanımında ve özellikle kömür madenlerimizde kaynak bazında iyileştirme yoluna gidilmesi, uygun baca gazı arıtma sistemlerinin kurularak çevresel zararlı etkilerin önlenmesi, enerjinin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.

• Türkiye bir birim mal üretmek için OECD ülkelerinin 2 katı, Japonya’nın 4 katı enerji kullanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye ekonomik büyümesi için gerekli ilave enerjiyi, GSMH’sı iki katına çıkana kadar hiçbir ilave kaynak kullanmadan, sadece kaçak ve kayıpları azaltacak tasarruf tedbirleriyle bile karşılayabilecek durumdadır.

• Enerjide kaynak çeşitlemesine gidilerek; rüzgar, güneş enerjisi, hidrojen enerjisi ve biyoenerji gibi yenilenilebilir temiz enerji kaynaklarının çevre dostu teknolojiler ile birlikte kullanımı teşvik edilmeli, enerjide özel sektör yatırımları arttırılmalı, başta kamu binalarında olmak üzere örnek uygulamalara geçilmelidir.

C – NÜKLEER ENERJİ VE TÜRKİYE
• Hükümet tarafından başlatılan Nükleer Santral girişimi, çevre alanında yakın geleceğin en geniş ve hararetli tartışma konusu olacaktır.
• Konuyu, Nükleer taraftarları veya karşıtlarının toplumu şartlandırmaya yönelik propaganda ve bilgi kirliliği arenasından çıkarıp; bilimsel veriler, dünyadaki uygulamalar, tehditler, fırsatlar ve ülke ihtiyaçları, özellikle de halkımızı ileride büyük sıkıntılarla karşı karşıya getirebilecek, enerjide dışa bağımlılık zincirinin kırılmasının gerekliliği gibi önemli hususları hep birlikte dikkate alan bir yaklaşım içerisinde müzakere zemini hazırlanmalıdır

ÇEKÜD TEKLİF EDİYOR!
• Nükleer enerji konusu; kritik analitik bir yaklaşımla, çatışmayı değil doğruda ve faydalıda uzlaşmayı hedefleyen bir müzakere zemininde; Çevre ve Orman Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı başta olmak üzere, yerel idareler, akademisyenler, sağduyu sahibi medya mensupları, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve aklı eren, iyi niyet sahibi halkımızın katılımının sağlandığı, ortak Sosyal Sorumluluk Projesi halinde ele alınmalıdır.
• ÇEKÜD bu konuda üzerine düşen her türlü görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırdır.

D - SU KAYNAKLARININ KORUNMASI
• Evde, bahçede, endüstride su tasarrufu özendirilmeli,
• Tarımda ekonomik sulama yöntemlerine geçiş sağlanmalı,
• Su yoğun sanayiden su az yoğun sanayiye geçiş yapılmalı,
• Havzaların ve yer altı su kaynaklarının korunması, akar suların ve yağmur sularının depolanması, suyun geri dönüşümlü olarak kullanılması sağlanmalıdır.

E - EĞİTİM VE BİLİNÇLENDİRME
• Eğitim müfredatında kültürel alış-verişin, öz kültürümüzü yansıtan doğru kaynaklardan yapılması sağlanmalıdır.
• Yemek sofrasında bir bulgur ya da pirinç tanesini veya ekmek kırıntısını zayi etmeyen; akar suyun başında bile suyu iktisatlı kullanmayı alışkanlık haline getiren bir kültürel yapıdan; A4 kağıdına elini silip atan, bardağındaki çayı, tabağındaki yemeği bitirmeyi, iki gün üst üste aynı elbiseyi giymeyi ayıp sayan bir kültür yapısına doğru kaymanın önlenmesi gerekmektedir.
• Çevre sorunları konusunda farkındalık kazanmış ve çözüm yollarını içselleştirmiş, tasarrufu ve sade yaşantıyı hayat tarzı haline getirmiş, kariyer sahibi ve yüksek bilinç düzeyinde örnek insanların toplumda öne çıkarılması ve yüceltilmesi;
• Cumhurbaşkanından okul müdürüne, iş adamından akademisyenine, öğretmeninden din adamına kadar toplumun önünde duran kişilerin, çevre dostu ve uygulayarak öğreten örnek insanlar olması sağlanmalıdır.
• Tüketim ekonomisini körüklemek için kullanılan reklam, çizgi film, tiyatro gibi materyallerin, örgün ve yaygın eğitimler yoluyla, çevre sorunları hakkında doğru bilgi, tasarruf, sade yaşantı ve geri dönüşüm konusunda bilinçli bir kamuoyu oluşturmak için de kullanılması teşvik edilmelidir.
• Basın ve yayın organlarına, çevre sorunları ve çözüm önerileri konusunda belli oranlarda program yapma mecburiyeti getirilmeli; nükleer enerjiden siyanürle altın çıkarılmasına, evde su tasarrufundan tarımdaki sulama yöntemlerine, barajlardaki doluluk oranından havadaki emisyon oranına kadar halkımızın doğru biçimde bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
• STK’ların bu yöndeki girişimlerinin, gerek sosyal projelerinin uygulanması ve gerekse görsel ve eğitsel materyaller açısından Kamu idarelerince desteklenmesi de önem arz etmektedir.
• Bu eğitim ve bilinçlendirmeler yoluyla, örneğin: Bağdat Caddesi ya da Vatan caddesinde bebeğini gezdirmeye, hava almaya çıkarmış bir aile, bir saat içinde çocuğunun ne kadar egzoz gazı çekeceğini, bunun da ileride astım ve kanser gibi nice hastalıklara yol açacağını öğrenmelidir.
• Bir sürücü trafikte normal seyir içinde gitmesi gerekirken;10 saniye içinde 5 şerit değiştirdiğinde, harcadığı benzin oranının 5 kat artacağını, ona bağlı gaz emisyonunun da tavan yapacağını ve 2 dk. sonra diğer araç ile yine aynı hizaya geleceğini bilmelidir.
• Çernobil’in nükleer santral mı yoksa nükleer silah fabrikası mı olduğu; 5 milyon nüfuslu bir Avrupa ülkesi olan Finlandiya’da nehirleri, gölleri, su kaynakları bol olduğu; rüzgar enerjisi kullanabilme, hidroelektrik santral kurabilme imkanları fazla olduğu halde niye 6 adet; Kore’de neden 26 adet nükleer santral kurulduğu; Fransa’nın enerjisinin %70’ini, ABD ve Japonya’nın yaklaşık %20’sini neden nükleer enerjiden karşıladığı, … Kamuoyunun bilgisine arz edilmelidir.

F -DENETLEME, İZLEME, KONTROL, YAPTIRIM, RAPORLAMA MEKANİZMASININ İŞLETİLMESİ
• Çevresel önlemlerini alan firmalar ile çevresel önlemlerini almayan firmaların ayırt edilebilmesi için, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından etiketlenmesi;
• Çevresel önlemlerini almadan üretim yapan bir sanayicinin malının kullanılmaması için bilinçli kamuoyu baskısı oluşturulması; yerel yönetimlerde, çevre sorunlarına duyarlı vatandaşların şikayetlerine çözüm, önerilerine ilgi, müracaatlarına karşılık verecek bir yapıya işlerlik kazandırılması gerekmektedir.
• Ormanlarımız, araç kullanımı, endüstriyel faaliyetler, arazi kullanımı, tabii kaynaklar ve kirlenme oranları ile ilgili Ulusal bazda yıllık analiz, istatistik ve raporlama çalışmaları yapılıp, ilgililerin ve kamuoyunun istifadesine sunulmalıdır.