Arama

Dağıstan Cumhuriyeti - Tek Mesaj #3

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
19 Haziran 2010       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
Şeyh Şamilin Torunları"Dağıstanlılar''

dagistanbayragi
Dağıstan Cumhuriyeti Bayrağı


amblem
Amblem

Tarihte özgürlük mücadelesinin en yoğun yaşandığı toprak parçalarından biri olan Dağıstan'ın günümüzdeki stratejik önemi, başta Rusya ve ABD olmak üzere birçok ülkenin ilgisini çekiyor. SSCB'nin dağılmasının ardından tam bağımsızlık mücadelesi veren Dağıstan, çoğunluğu Müslüman, 20'den fazla etnik unsurun barış içinde yaşadığı bir ülke olma yolunda...

Dağlar Ülkesi anlamına gelen Dağıstan'ın tarih sahnesine çıkışının MÖ 6. yüzyıla kadar dayandığı bilinmektedir. Tarihçiler tarafından o dönemde Albanya denilen toprakların içinde olduğu tahmin edilen Dağıstan, Albanya'nın yıkılmasının ardından birçok devletin işgaline uğradı. Tarih boyunca birbirinden farklı dinlerin ve etnik unsurun huzur içinde yaşadığı Dağıstan topraklarında 4. yüzyılda Hıristiyanlık yaygın din haline geldi.

Bölgedeki Türk Varlığı

10. yüzyılda Hazarlarla birlikte başlayan Türklerin bölgedeki faaliyetleri, 11. yüzyıla kadar devam etti. Bu dönemde ülkenin büyük bir bölümü Büyük Selçuklular'ın eline geçmiş, ancak Büyük Selçuklu Devleti'nin ömrünün kısa sürmesiyle birlikte bu hakimiyet de sona ermişti.

10. ve 11. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyinde hüküm süren Kumanlar (Kıpçaklar), Dağıstan'a kadar sokularak Türklerin bölgeye yerleşmelerini sağladılar. Daha sonra sırasıyla İlhanlılar, Altınordu Hanlığı, Timurlar, Şirvanşahlar ve Safeviler Dağıstan'a hakim oldular.

Ancak bölgedeki Türk izi gerçek anlamda Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerçekleşti. Osmanlı İmparatorluğu'nun Kafkaslar'ı fethetmesi Dağıstan ve Kuzey Kafkasya'daki küçüklü büyüklü devletlerin bağlılık mektuplarıyla gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Dağıstan'ı da içine alan kuzey Kafkasya'nın Osmanlılar tarafından fethinde kan dökülmemiştir. Bu dönemde Kuzey Kafkasya ve özellikle Dağıstan Osmanlı İmparatorluğu için büyük önem arzetmiştir. Çünkü Taman ile Derbent'i birbirine bağlayan yol buradan geçmektedir ve Safevi Devleti'nin Kırım'a yardım edeceği tek güzergah burasıdır. Bu sebepten dolayı Osmanlılar, bölgedeki kesin hakimiyeti elde edebilmek için Dağıstan'dan bağlılık mektubu istemiştir.

Osmanlı'nın bölgedeki hakimiyeti 28 yıl sürmüş olmasına karşın ilişkiler uzun bir süre devam etmiştir. Günümüzde Kafkaslar'da ve özellikle Dağıstan'da Osmanlı'nın izleri hala dimdik ayakta dururken, o dönemde bölgeye yerleşmiş olan Türklerin torunları Türk'ün üstün ahlak ve kültürünü bölgede gururla temsil etmektedirler.

Dağıstan'da Rus İşgali

Osmanlı'nın Dağıstan ve Kafkaslar'daki hakimiyeti kısa süreli olmuş, Safeviler tekrar bölgeye sızmakla kalmamış, Şii düşüncesini de bölgedeki Sünni Müslümanlara dayatmaya çalışmışlardır. Ancak Safeviler'in 17. yüzyılda başlatmış oldukları bu hareket Dağıstan'da şiddetli tepki ile karşılanmıştır. Aynı yüzyılın ilk çeyreğinde Surhay Han önderliğinde birleşen Dağıstanlılar Şamahı şehrini geri alarak, tekrar Osmanlı himayesine girmişlerdir.

Safevi Devleti'nin bölgedeki varlığı hiçbir zaman kalıcı olmamıştır. Çünkü Şiiliği yaymak için başlatılan zorlamaya dayalı propaganda yöntemleri her zaman için büyük tepki toplamıştır. Bu arada Rusya'ya karşı sürekli olarak gücünü yitirmiş, Dağıstan'da istediği etkiyi sağlayamamıştır.

Osmanlı ve Safevi Devletlerinin bölgedeki etkinliklerini yitirmesi Rusya'nın Kafkaslar'da güçlenmesine neden olmuştur. 16. yüzyıldan itibaren Dağıstan'la ilgilenmeye başlayan Rusya, 1567 yılında bugünkü Grozni olarak adlandırılan toprakları işgal etmiştir. Grozni'yi Kafkaslar'ı işgal etmek için üs olarak kullanan Rusya 17. yüzyıldan itibaren Dağıstan'a seferler düzenlemeye başlamıştır. Bu saldırılar sırasında bölge halkının Rusya'ya tepkisi sert olmuştur. 1772 yılında Çar 1. Petro, Rus tacirlerin mallarının yağma edildiğini bahane ederek Terek Irmağı'ndan Derbend'e kadar Dağıstan topraklarını işgal etmiştir.

Dağıstan'ın tamamının Ruslar tarafından işgali ancak 1813 yılında gerçekleşmiştir. Çarlık Hükümeti işgal ettiği topraklarda yerel halka baskıcı bir politika yürütmüş, Dağıstan'da Rus kökenli olmayan milletlerin siyasi ve ekonomik gelişmesini engellemiştir. Ruslar Dağıstan'ın işgali sırasında İmam Mansur, Gazi Muhammed ve Şeyh Şamil önderliğindeki direniş hareketleriyle yaklaşık 25 yıl mücadele etmek zorunda kalmıştır. General Baryatinski kumandasındaki Rus birliklerine teslim olan Şeyh Şamil, destansı bir direniş mücadelesiyle tarihe adını yazdırmıştır.

Rus işgali ile birlikte bölgede bir koloni idaresi tesis edilmiş ve Dağıstan 20. yüzyıl başına kadar Rus valiler tarafından idare edilmiştir. Dağıstanlılar 1918 yılında Kafkas Cumhuriyeti'ni, 1921'de Dağıstan Rusya Sosyalist Muhtar Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır.

Bugünkü Dağıstan

Bugün, yirmiden fazla dilin konuşulduğu Dağıstan'daki halkları üç ana grupta toplamak mümkün. Dağıstan'ın %75'i Kafkaslar'ın yerli halklarından, %15'i Türklerden, %10'u Ari'lerden oluşmaktadır. Dağıstan'da 20'den fazla etnik grubun -Tatların dışında- tamamı Sünni Müslümandır. SSCB'nin dağılma sürecinde 1 milyon 950 bin nüfusa sahip olan Dağıstan'da, günümüzde 2.5 milyona yakın Müslüman yaşamaktadır.



LEZGİLER


dagistanmap
Dağıstan Haritası

Lezgiler, sanıldığının aksine laz değil; Dağıstan'ın güneydoğusundaki Akti, Dokuzpara, Kasımkent, Kuram, Magaramkent, Rutul dolaylarında, ve Azerbaycan'ın kuzeydoğusunda Kuba, Nuka ve Şemaka dolaylarında yaşıyan Müslüman bir Türk boyudur %50'si Dağıstan'da, %42'si Azerbaycan'da yaşar.

Lezgiler'in Arap akınları ile İslam'la tanıştığı, 1400'lerde Şirvan Şahı Halil döneminde Müslüman oldukları sanılmaktadır. Bölgede 1775'de Kun Hanlığı kurulduysa da, Lezgiler'in büyük bir kısmı Kuba, Kazıkumuk, Derbent Hanlıkları'na katıldılar. 1812'de Kun Hanlığı Ruslar'ın himayesine girdi, kısa bir süre sonra da Rusya'ya ilhak edildi. Bunun üzerine LEZGİLER, ŞEYH ŞAMİL'e katılarak Ruslar'la çarpışmaya başladılar. Bu mücadele 1864'de Şeyh Şamil'in teslim olmasıyla sona erdi.

Lezgice, çeçence'ye yakın bir dildir. Yani diğer bütün kafkas dilleri gibi ural-altayik özellikler taşır. On kadar lehçesi vardır. Kuri, Agut, Tabasaran dilleriyle birlikte bir alt grup oluşturur Lezgiler'in eski bir edebiyatı vardır ama, bu çoğunlukla Azeri lehçesi, Arapça ve Farsça'dan yararlanarak gelişmiştir. Lezgice eser azdır. Meşhur yazarlar arasında Kelâm âlimi Korkurlu Sait, tasavvuf Şairi Etim Emin, Azerice yazan tarihçi Hasan Alkaderi, şair Seyfullah Çobanzade, şair Emin Arslan, şair Hacı Aktii vardır. Dağıstan'ın millî şairi Süleyman Stal'skii, Kuruglu Tahir Alimov, Alibeg Fatahov, Şah Emir Maradov da Lezgi kökenli yazarlardır


Dağıstan'ın güney-Doğusunda yaşarlar Samur Nehri'nin orta ve yukarı mecralarında ve samahi yöresine kadar uzanan alanda yayılmışlardır. Doğu ve güney-Doğuda Azeriler ile karışmışlardır. Kuzey ve kuzey-batıda Dargın, Lak ve Avarlar'la komşudurlar. Turkçe bilhassa Lezgiler arasinda geniş ölçüde yayılmıştır. Rutul, Kütin, Agul, Budukh, Dzekh, Tabasaran, Tsakhur, Udi ve Khinalug gibi alt kollara ayrılırlar. Kürinler ve Tabasaranlar en kalabalık gruplardır. Lezgiler'in toplam nufusu hakkında ise A Cevdet Paşa içlerindeki Türk nüfusu ile birlikte 50.000 hane derken, Orsolle 560.000 kişi olduklarını ileri sürmüştür. Lezgiler, Çeçenler'le birlikte şeyh şamil'in en sadık taraftarlari olmuşlardır. Ancak göç etmeleri konusunda Ruslar'ın bir baskısı ile karşılaşmadıkları gibi bunlardan çok az nüfusun göçüne dair kayıtlara arşiv belgelerinde rastlanmıştır.



Kaynak:lezgiyar/Dağıstannet
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.