Arama

Beyit Nedir? - Tek Mesaj #1

_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
25 Ağustos 2010       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Beyit


Şiirde, sonları uyaklı iki dizeden oluşan, kendi içinde bağımsız bir yapısı ve anlam bütünlüğü olan birim. Bir beytin her dizesi, kendi içinde bir bütün olabildiği gibi, birinci dizedeki anlam İkincisinde de sürebilir. Beyit uzun şiirlerde anlatım birimi olarak sık sık kullanılır. Ama güçlü ve özlü söyleyişlere elverişli olduğu için bağımsız tek şiirler halinde yazılabildiği gibi, başka şiir biçimlerinin bir parçası olarak da ele alınabilir (örn. Shakespeare’in bir beyitle sona eren soneleri).

Ad:  Beyit Nedir.jpg
Gösterim: 1171
Boyut:  22.2 KB
Fransız dramatik ve öykülü şiirinde, uyaklı aleksandren en çok kullanılan beyit biçimidir. 17-18. yüzyıl Alman ve Felemenk şiirinde de aleksandren beytin etkisi görülür. Beyit terimi, Fransız şiirinde çoğu kez kıta anlamında da kullanılır. Örneğin “kare” beyit, her biri sekiz heceden oluşan sekiz dizeli bir kıtadır. En tanınmış İngiliz beyti, kahramanlık beytidir. Bu beyitte, bir uzun bir kısa hecenin art arda gelerek oluşturduğu beş heceli ve uyaklı iki dize vardır ve okurken her dizenin ortasında hafifçe durulur. İlk kez 14. yüzyılda Chaucer’ın kullandığı kahramanlık beytini, 17. yüzyıl sonları ve 18. yüzyıl başlarında Dryden ve Pope geliştirmişlerdir.

Beyit Elizabeth ve I. James dönemlerinin uyaksız koşukla yazılmış tiyatro yapıtlarında uzun bir konuşmanın sonunda ya da bir diyalog sırasında, dramatik vurguyu güçlendirmek için sık sık kullanılmıştır.

Beyit Türk edebiyatında da yaygın bir nazım birimidir. Özellikle divan edebiyatı beyit temeline dayalıdır. Bu yüzden divan edebiyatında beyit üzerinde çok durulmuş, beyti oluşturan dizelerin bölümleri, beytin şiir içerisinde aldığı yer, birçok nitelemeye konu olmuştur.

Divan şiirinde, bir beyitteki iki dize de kendi içinde iki parçaya ayrılır. Birinci dizenin ilk parçasına “sadr”, son parçasına “aruz” ya da “harb”, ikinci dizenin ilk parçasına “ibtida”, son parçasına “acz” ya da “darb” denir. Sadr ile aruz ve ibtida ile acz arasında kalan parça “haşv” olarak adlandırılır. Beyit, bir şiirdeki durumuna, bağımsız olup olmamasına ve uyaklarına göre de değişik adlar alır. Uyaklı bir beyite “beyt-i musarra”, uyaksıza “ferd” ya da müfred” adı verilir. Divanlarda, müfred beyitler “müfredât” adıyla ayrı bir bölümde toplanır. Uyaklıların yer aldığı bölüm “metali” olarak adlandırılır. Gazel ve kasidelerin ilk beyitlerine “matla”, son beyitlerine “makta” denir. Matla beyitler hep uyaklıdır. Gazelde matladan sonra gelen beyite “hüsn-i matla”, maktadan önce gelene de “hüsn-i makta” denir. Gazelin en güzel beyti “beytü’l-gazel”, kasidenin en güzel beyti “beytü’l-kaside” olarak adlandırılır. Her manzumenin en güzel beytine “şah- beyit” denir. Kasidede şairin adının geçtiği beyte “tac-beyt”, gazelde ise “mahlas beyti” ya da “mahlas-hane” adı verilir. Kasidenin nesib bölümünden medhiye bölümüne geçiş beytine “giriz” ya da “giriz-gâh”, terkib-i bend ve terci-i bendlerde, terkib-hane ve terci-haneler arasındaki beyitlere “vasıta beyit” denir. Anlamı bir başka beyit tarafından tamamlanan beyit ise “merhun beyt” adını alır.

Yaygın olmamakla birlikte, âşık edebiyatında da beyit kullanıldığı görülmüştür. Âşıklar beyte aruzla ve gazel biçiminde söyledikleri divan, kalenderi, semai gibi şiirlerde yer vermişlerdir.

MsXLabs.org & Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Nisan 2017 11:25
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.