Nimet hanım’dan Nimet Abla’ya
Nimet Abla, o yorucu yılları daha sonra kendisiyle 1952 yılında röportaj yapan Akın gazetesi muhabiri Burhan Rıza Aköz’e kısaca şöyle anlatacaktı:
“O yıllarda çok çalıştım, çok didindim, çok yoruldum. Dükkanın üzerinde yattığım için, sabah 6′da kalkıp karda kışta, gece yarısına kadar çalışıyordum. Hakikaten bu mücadele çok çetin oldu. Ama Cenab-ı Allah’ın da yardımı ile muvaffak oldum. Ne kadar şükretsem azdır. İşte bu satışlarda, biletlerimin birçoğuna büyük ikramiyeler çıkmıştı. Ben de reklam olsun diye, ikramiye çıkan biletleri dükkanıma astım. Bu vaziyeti gören halk, o günden sonra bana ‘Nimet Abla’ demeye başladı. O gün bugündür, herkesin Nimet Ablası’ yımdır.”
Eminönü’ndeki ‘Talihli Gişe’nin adı ‘Nimet Abla’ gişesi olarak değiştirilirken, istimlak nedeniyle yeri de değişir. Nimet Abla gişesi 1938 yılında, bugünkü yerine taşınır. En büyük rakibi ‘Tek Kollu Cemal’ de hemen bitişiğindeki yeti tutar.
Gençliğini bilenlerin “Alımlı, çalımlı, boylu, poslu bir güzel” olarak tanımladıklar Nimet Abla’nın bir özelliği de hayırseverliğiydi. Kendisine bilet için değil de, para için uzanan elleri geri çevirmiyor, yoksul çocukları giydiriyor, parasız gençleri üniversitede okutuyor, çocuğu olmadığından, manevi evlat edindiği kızların her şeyiyle yakından ilgileniyordu.