Selimiye Camii
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki topraklarında, eski başkent Edirne'de bulunan Selimiye Camii, eşsiz bir sanat harikasıdır. Osmanlı-Türk sanatının en muhteşem eseridir. Minarelerin en zarifi, kubbelerina en yücesi, çinilerin en güzeli Selimiye'dedir.
Cami, Edirne'nin en yüksek noktasında Yıldırım Bayezid'in yaptırdığı sarayın Baltacılar koğuşunun kalıntıları üzerinde yapılmıştır. Berrak havalarda, tâ Rodop dağlarından ve Uzunköprü'nün Süleymaniye köyünden görünmektedir. Yunanistan'dan trenle, asfalttan otobüsle Edirne'ye doğru gelenler, uzaktan Selimiye'nin dört minaresini iki olarak görürler. Bu yolculuğu ilk defa yapanlar uzun zaman gözlerini ondan ayıramaz, öyle çekici, öyle büyüleyicidir ki, onun yanında başka her yapı adeta silinir, her güzellik gölgede kalır.
Büyük Türk mimarı koca Sinan'ın şaheseri olan Selimiye'nin yapımına 1569'da başlandı ve 1575'te tamamlandı. Kanuni'nin oğlu II. Selim tarafından yaptırıldığı için adına "Selimiye" denmiştir.
Birbirinden güzel camiler yapan Koca Sinan, Selimiye için, "ustalığının eseri" der. İstanbul'daki Şehzade Camii'ni çıraklığının, Süleymaniye Camii'ni kalfalığının "eseri sayar.
Koca Sinan bu eserinde, daha önce yapılan hiç bir camide, Ayasofya dahil hiç bir Bizans eserinde ve antik çağ mabedlerinde görülmeyen bir ustalık göstermiş, çok önemli bir mimarlık meselesini halletmiştir. Bu mesele, koca camiyi tek bir kubbe ile örtmüş olmasıdır.
Daha önceki yapılarda, esas kubbe, kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselirdi. Sinan, Selimiye Camii'nde kubbeyi, 8 filayağına dayanan bir kasnak üzerine oturtmuştur. Kasnak fîlayaklarına kemerlerle bağlıdır. Ayasofya'nın kubbesinden daha geniş olan kubbenin çapı 33.28 metredir. Kubbenin kendi yüksekliği de 15.86 metredir ve bu yükseklik Ayasofya'nınkinden daha fazladır. Kubbe yüksek tutularak dayanak duvarlarının bina içine alınması ve onun bir kısmı haline getirilmesi, estetik görünüş güzelliğini de, sağlamlığım da artırmıştır. Ayasofya'nın ilk kubbesi basık olduğu için depremde yıkılmış, Sinan'ın hiçbir eseri depremden zarar görmemiştir. Ayasofya kubbesi basık olduğu için kalın dayanak duvarlan yapılmış, bu da dış görünüşü biraz kabalaştırmıştır.
Selimiye'de görünüş güzelliğini arttıran bir husus da minarelerin kubbeye yakınlığıdır. Selimiye'nin minareleri onu göğe doğru iyice yükseliyor-muş gibi, havaya doğru uzanıyormuş gibi gösterir. Öteki camilerde ise, minareler açığa yapılmış ve yapı genişlemiştir.
Üç ayrı yol
Selimiye'nin minareleri, Delhi'deki Kutbeddin Aybek Camii'nin 13 metre yükseklikteki minaresinden sonra dünyanın en yüksek minareleridir. Fakat Kutbeddin Camii tamamen yıkılmıştır. Minaresinin taban çapı da 14 metredir. Selimiye'nin her biri 70.89 m. yükseklikteki dört minaresi ise kalem gibi inceciktir. Minareler üçer şerefelidir. İki minaresinde şerefelerin her birine giden yol ayrıdır. Bu minarelerden birine aynı zamanda çıkmak isteyen üç ziyaretçi, birbirini görmeden birinci, ikinci ve üçüncü şerefeye ulaşırlar, öndeki iki minarenin taş oymaları çukur, ortadaki minarelerin oymaları ise kabarıktır.
Selimiye'nin minarelerine, başka hiçbir minareye verilmeyen "dişi" ve "erkek" sıfatları da verilmiştir. Ön-dekilere "dişi minareler" arkadakilere ise, "erkek minareler" denir. Bu şekildeki bir sıfat ve ayrım, eski Türk ananesine göre, kadınlara öncelik verilmesinden kadının öne geçirilmesinden ileri geliyor.
Çinileri
Selimiye Camii'nin içi İznik çini-leriyle süslüdür. Büyük kubbenin tam altına düşen büyük mahfil, 12 mermer sütunlu ve 2 metre yüksekliktedir. Hünkâr mahfilinin sol tarafta bulunan çini süslemeleri bir şaheserdir.
Çinilerin bir kısmı 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde, Rus generali Skobelef tarafından söktürülerek Moskova'ya götürülmüştür. Bugün bu eksik çinilerin yerleri boya ile kaplıdır.