Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
3 Ocak 2011       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Nakşibendilik
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi

Bu tarikat, Buharalı Muhammed Bahaüddin tarafından kurulmuştur. Bu zat, 718'de (1318) Buhara köyle­rinden olup sonradan "Kasr-ı Arifan" adı verilen köyde doğmuştur. Tarikat zinciri, beş vasıtasıyla Yusuf-ı Hemedani'ye ulaşan Seyyid Emir Külal'e intisap etmiştir. Küçüklüğünde, Emir Külal'in şeyhini de görmüştür. Bu zat, kendisini evlat edinmiştir. Şey­hinin izniyle Yeseviyyeden Kuşem Şeyh ve Halil Ata'yla da sohbet etmiş­tir. Nakşibendilere göre, Yusuf-i Hemedani'nin halifesi Abdülhalik-ıl Gucduvani'nin rühaniyetinden feyzalmıştır.
Bir müddet Nesep'te, bir zaman da Merv'de oturmuş, iki kere haccet­miş, 791'de (1389), doğduğu köyde vefat etmiş, oraya defnedilmiştir.
Nakşibendiyyede sema' ve cehri zikir yoktur. Bu bakımdan bu tarikat, hafi, yani gizli, sessiz zikir erbabındandır ve tarikat zincirlerinin, bir yandan Hz. Ali'ye, bir yandan da Hz. Peygamber tarafından kendisine giz­li zikir telkin edilen Hz. Ebu-Bekr'e ulaştığına inanırlar.
Nakşibendilerde, salikin şu on bir esası gözetmesi şarttır:
1. Huş der dem (Soluk alıp verdik­çe Tanrı'dan gaflet etmemek)
2. Na­zar ber kadem (Yürürken sağa sola ba­kıp oyalanmamak, gaflete düşmemek için gözü yerde olmak)
3. Sefer der vatan (Yurdundayken de Tanrı'ya yö­netip gitmekte olduğunu düşünmek)
4. Halvet der encümen (Bir toplulukta dahi yalnızmış gibi Tanrı huzurunda olduğunu düşünmek)
5. Yadkerd (Sesli olmamak şartiyle Tanrı'yı kal­biyle de anmaya gayret etmek)
6. Bazkeşt (Dili, Tanrı'yı anarken gön­lünden, "İlahi ente maksudi ve rıza-ke matlubi", yani, "Allah'ım, diledi­ğim sensin; isteğim de senin razılığındır" sözünün anlamını düşünmek)
7. Nigâhdaşt (Dünyaya ait şeyleri gön­lünden çıkarmaya çalışmak)
8. Yaddaşt (Boyuna Tanrı'yı düşünmeye uğraşmak)
9. Vukuuf-ı adedi (Zikrin sayısına riayet etmek)
10. Vukuuf-ı zamani (Vaktini Tanrı'ya ulaşmaya sarfetmek)
11. Vukuuf-ı kalbi (Zik­rederken soluğunu kesip Tanrı'ya bağlanmak
Görülüyor ki bu tarikat, şu on esasla tam mistik bir tarikattır; saliki, gerçekten de bir iç aleme daldıran, ruhi teşevvüşlere düşüren bir yoldur.
Nakşibendilerde zikir, temiz elbi­seyle, temiz ve kimsenin bulunmadı­ğı bir yerde, bilhassa geceleyin, başa beyaz bir örtü atılıp kıbleye karşı otu­rularak, ölüm, öldükten sonra yıkan­mak, gömülmek, soru meleklerinin gelişleri, kıyametin kopuşu, mahşer ve ahiret ahvali düşünülerek, gözler yumulup rabıta yapılmak, yani gönül­den dünya işleri çıkarılıp mürşidin yü­zü, iki kaş arasında farzedilerek yir­mi kere istiğfar, sonra bir Fatiha (su­re. I), üç İhlas (sure CXII) okunmak, sonra da sesli olmamak üzere, yuka­rıda "Bazkeşt'te anlattığımız gibi Al­lah'ın razılığını dilemek suretiyle "Allah" adını, muayyen sayıda an­maktır.
Ayrıca, toplu bir halde yirmi beş istiğfar, yedi fatiha, yetmiş dokuz Elem neşrah (sure. XCIV), bin bir lh­las, tekrar yedi fatiha ve yüz salâvat okunur ki buna "Hatm-i Hacegân - Hacelerin hatmi" denir (Silsile-i aliyye-i Nakşibendiyye-i Halidiyye; tst. Takvimhane-i Âmire - 1275).
Bahaüddin Nakşibend'e de, bir­çok sufilere atfedilen, ölüyü dirilt­mek, mevsimsiz meyve izhar etmek, ölünün selamını duymak ve duyur­mak, Hızır'la konuşmak gibi kera­metler atfedilmiştir (Abdülbski Gö-Ipmarh, 100 Soruda Mezhepler ve Ta­rikatlardan).
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!