Sihir - Büyü - Tılsım
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
İyi veya kötü bir sonuç almak için tabiat ögelerini, yasalarını etkilemek ve olayların olağan düzenlerini değiştirmek için girişilen işlemlerin topuna birden büyü denir. Bu anlamı ile kelimenin kavramı genişlemiş olur. Deyim Fransızcadaki "magie" kelimesinin bilim dilindeki kullanılışını karşılar. Halk dilinde büyü daha dar bir alanda şu işlemler için kullanılır; bir kimseyi sevdiğinden soğutmak, düşmanını hasta düşürmek veya öldürmek için yapılan "kötü büyü", bir kişide karısına karşı sevgi uyandırmak, ya da evine bağlılık sağlamak için yapılan "olumlu büyü" (muhabbet tılsımı) gibi.
Halk geleneğinde, bu türden etkilemelerin öteki tipleri, geçerli oldukları yerlere, şartlara, amaçlarına ve uzmanları olup olmadığına göre çeşitli adlar alırlar.
Büyülerin çeşitleri
a) Olumlu büyüler
Bunlarda amaç işlemin sonunda büyü yapanın da, ondan etkilenin de "hayrına" bir sonuç elde etmektir. Sonuçlara göre olumlu büyüler şu çeşitleri gösterir:
1. Karısına, çocuklarına kayıtsız, gözü dışarda erkekleri evlerine bağlamak için yapılanlar. 2. Karısına, çocuklarına sert davranan babaları yumuşatmak için yapılanlar. 3. Sevgisi kazanılmak istenen kimsede bu duyguyu uyandırmak için yapılanlar. Sevdiğinden karşılık göremeyen erkek veya kadının başvurduğu büyüdür bu. 4. Gurbette olan kimsenin çabuk gelmesini sağlamak için yapılanlar. 5. Yitirilmiş eşyayı, özellikle mücevher gibi değerli şeyleri, bulmak için yapılanlar. 6. Sütü kesilen ananın sütünü getirmek için yapılanlar. 7. "Her murad için" geçerli olanlar. 8. Mahkemede işi olanın davasını kazanması için yapılanlar.
* Bu sonucu büyü, yaptıran haksız ise ve büyü etkisini gösterdiği takdirde bir haksızlık işlenecek ise, "kötü büyüler"den sayılmak gerekecektir. Olumsuz büyülerde, kimi büyülerin "çift değer"li olduğunu unutmamak gerekir.
9. Kötü büyülerin etkilerini bozmak için yapılanlar. b) Kötü büyüler
Bunların bir bölüğü, büyücünün, kendisine başvuranın kötü niyetini bile bile yaptığı büyülerdir. Halk arasında bu türlü büyüleri yapanlar hoş karşılanmaz. Bunlardan büyücü (uzman) aracılığı ile yapılanlar olmakla beraber, çoğu kötülüğe niyetli kişilerin kendi başlarına uygulayabilecekleri işlemlerdir; reçeteleri ya kulaktan kulağa öğrenilen, ya da bu işler için düzenlenmiş kitaplarda bulunan şeylerdir:
1. Dil bağlamak için yapılanlar: İşleme amaç olan kimsenin konuşamaz hale geleceğine inanılır. 2. Uyku bağlamak için yapılanlar: Büyü bozulmadıkça murad edilen kimsenin gözüne uyku girmez. 3. Erkekliği bağlamak için yapılanlar: Çok yaygın olan bu işlemde gerdek gecesi güveyin erkeklik görevim yapamaz hale sokulması amacı güdülür. Tefsirlerde, umumiyetle 8 çeşit sihirden bahsedilir:
1. Semavi kuvvetlerle yerdeki kuvvetlerden müştereken istifade etmek yoluyla meydana getirildiği iddia edilen daha ziyade Keldânîlerde yaygın olduğu rivayet edilen sihir. Buna "Tılsım' da denilmiştir. Keldânîler yıldızlara taparlar ve onlardan bir takım gizli kuvvetler olduğuna inanırlardı ki, Hz. İbrahim bunların batıl inançlarını ortadan kaldırmak için gönderilmiştir.
2. Ruhi terbiye ve tasfiye ile -öldürmek, diriltmek gibi- olağanüstü işler başarabildikleri ve gizli kapalı şeyleri görebilecek his ve idrake ulaştıkları iddia edenlerin sihri. Müfessir Hamdi Yazır, manyetizma, ipnotizma, ruh çağırma v.s.'yi sihrin bu nevine örnek vermiştir.
3. Dünyadaki, cinler, periler gibi gizli kuvvetlerden yardım almak yoluyla yapıldığı iddia edilen sihir. Türkçemizde "Cincilik" denen meşgale sihrin bu nevine bir örnektir.
5. Çeşitli becerilere sahip olarak imal edilmiş ve insanların mahiyetini bilmediği özel aletlerle gerçekleştirilen sihir. Bazı tefsirlere göre Firavun'un sihirbazlarının Hz. Musa'ya karşı gösterdikleri sihir, bu nevidendi. Zira, rivayete göre, onlar, sihir aletleri olan ip şeklindeki bir nevi hortumun içine civa koymuşlardı. Güneş ısısında veya gizlice altından verilen hararetin tesiri ile civa genleşiyor ve ipi "bir yılan gibi" hareket ettiriyordu.
6. Bazı cisimlerin ve ilaçların tıbbi özelliklerinden istifade ile gösterilen sihir. Bu maddelerin kimyevi özelliklerinden habersiz olan cahil halk, sihirbazın olağanüstü bir iş başarmış olduğuna inanırdı.
7. Muhatabı cezbetmek ve psikolojik baskı altına almak suretiyle yapılan sihir. Bazı kimselerin, "ism-i azam" bildiklerini, cinlerle konuştuklarını... iddia ederek cahil kitleyi kandırmaları ve tesir altına almaları sihrin bu nevindendir.
8. Tefsirciler, nemmamlık, gammazlık gibi ahlak dışı yollarla insanların gizliliklerini öğrenerek onları birbirlerinin aleyhine kışkırtmayı ve bu suretle umulmadık mazarratlara yol açmayı da bir çeşit sihir saymışlardır.
İslam bilginlerine göre, esas itibariyle sihir, hayali hakikat zannettirmek suretiyle beşeri ruhlar üzerinde aldatıcı bir tesir meydana getirmekten ibarettir. Bununla beraber yukarıda sayılan sihir çeşitlerinin bir kısmı tamamen yalan ve hayalden ibaret olduğu halde, bir kısmı -az çok-hakikat payı taşımaktadır. Nitekim, birçok müfessirler Bakara Sûresi'nin 102. ayetini bu istikamette anlamışlardır. Bazı alimler, az çok hakikat payı taşıyan sihir nevileri hakkında, zamanımızdaki ipnotizma, telepati, manyetizma gibi akımları andırır yorumlar getirmişlerdir.
Ehl-i Sünnet alimlerinin çoğunluğuna göre sihirbazlar, -konu ile ilgili bir hadiste de işaret edildiği üzere- bazı tabii ve ruhi hakikatlere kendi yalanlarını, şeytani kurnazlık ve ustalıklarını katarak insanları aldatırlar. Bu sebeple insanların sihri öğrenmeleri, tanımaları ve onda bulunması muhtemel hakikat unsurlarım tespit etmeleri haram değildir. Zira, prensip itibariyle hiçbir bilgi, bilgi olarak kötü değildir. Bu sebepledir ki sihirbazlar, -sihir konusunda bilgi sahibi oldukları için değil- fakat hakikate yalan kattıkları, hakkı batıl, batılı hak suretinde gösterdikleri, insanları yersiz ve korku ve ümide sevkettikleri, şüphe, endişe fitne ve ihtilafa sebep oldukları için yerilmişler ve bütün bu menfi tesirler yanında, ya tamamen veya kısmen yalan, hayal ve hileye dayandığı içindir ki sihir yapmak ve yaptırmak kesin surette haram kılınmış, Buhari ve Müslim'in naklettiklerindeki bir hadiste Sihir, "En büyük 7 günâh içinde Allah'a şirk koşma" suçundan arkasında ve ikinci sırada yer almıştır.