Arama


kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
13 Nisan 2011       Mesaj #2
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Tımar sistemi uygulanış açısından Batı’daki feodal sistemle karşılaştırıldığında bazı benzerlikler göstermekle beraber muhteva ve amaç açısından değerlendirdiğimizde aralarında önemli farklılıkların olduğu tespit edilmektedir. Bu farlılıkları şöyle sıralayabiliriz;

a)Feodalite sisteminde halk köle ya da yarı köle durumundadır. Toprağın gerçek sahibi senyörler ise tam anlamı ile efendidir. Tımar sisteminde ise durum tamamen farklıdır. Tımar sisteminde sipahi ya da sahib-i arz denilen şahıslar arazinin gerçek sahibi değildir. Halk da bunun kölesi değildir. Halk hürdür devletin kiracısıdır ve sipahilerde devletin vergi memurudur. Ancak topladıkları vergi gelirleri belli hizmetler karşılığında kendilerine aitti. Bu gelirleriyle münasip bazı askeri hizmetleri yerine getirirlerdi.

b) Avrupa feodalitesinde merkezi idare ve devlet zaafa uğramıştır. Ülke genelinde devletin devlet’in tek siyasi otoritesi geçerli değildir. Bunun yerine senyörlüklerin sayısı kadar küçük devletçik ve krallık örnekleri vardır. Oysa Osmanlı Devleti’nde tam tersine merkezi otorite çok güçlüdür. Sipahiler devletin sadece vergi memurudur. Devlet tarafından tayin edilir ve görevden alınırlar.

c) Feodalite sisteminde senyöre fief yani arazinin sahipliği de verilmekte idi. Hâlbuki tımar sisteminde sipahiye verilen arazinin kendisi değildir. Kuru mülkiyeti devlete ait olan miri arazide devlete ait olan vergileri toplama hakkına sahiptirler. Bu vergilerde şeriat ve kanun çerçevesinde alınırdı.

d) Feodali sisteminde fief’e sahip olan senyörler arazi üzerinde yaşayan halk üzerinde siyasi hâkimiyet sahibidir; bu sebep ile yasama yürütme ve yargı yetkileri de bizzat kedisine aittir ve kendisi bu hakları kullanır. Bundan farklı olarak tımar sisteminde sipahilerin sadece askeri açıdan bazı yetkileri vardır. Bunlar dışında halk üzerinde yasama yürütme ve yargı hakkına sahip değildir. Zira halka tatbik edilen hukuk İslam hukukudur; bunları icra eden sancak ve kaza teşkilatıdır; yargı ise şer’i ye mahkemelerinin elindeydi. Gerektiğinde sipahilerde yargılanmaktaydı.

e) Feodalite sisteminde her senyörün müstakil bir askeri ve ordusu vardır. Bununla krala karşı bile savaşabilirlerdi. Orduyu senyör kurar ve askeri ise yine senyör toplardı. Hâlbuki tımar sisteminde cebelü denilen askerler Osmanlı ordusunun bir parçası olarak sadece sipahi tarafından yetiştirilirdi.

f) Feodalite sisteminde halk asiller hürler ve yarı köleler çeşitli sınıflara ayrılmakta idi. Özellikle çoğunluğu oluşturan serfler mutlu azınlığın kölesi durumundadırlar. Hâlbuki Osmanlı toplumunda bu sınıflaşma bulunmamaktadır. Askeri olan ve olmayan şeklindeki ayırım ise devlet memuru olan olmayan tarzındaki ayrıma benzemektedir. Zira bu tabakalaşma mali sebeplerden kaynaklanmaktadır. Özellikle reaya adı verilen halk kesiminin askeri kesim olarak tabir edilen mülki askeri ve ilmiye tabakalarının kölesi olması ise kesinlikle söz konusu değildir.

g) Feodalite sisteminde serfler istedikleri ile evlenemezler. Başka senyörlerin serfleri ya da özgür kadınlar ile evlenmeleri yasaktı. Serflerin mirası mirasçılarına özgür insanların mirası gibi devredilemezdi. Serflerin istediği mesleği seçmekte ve yerlerini değiştirmekte çalışıp çalışmamakta serbest oldukları söylenemez. Serfler senyörlere karşı zorla çalışmaya hediyeler takdim etmeye ve belli hizmetler karşılığında çalışmaya mecburdular. Serfler hakkında dava açmak yargılama yapmak ve hatta cezalandırmak senyörlerin yetkisindeydi. Serfler dini sınıfa ve manastırlara giremezler ve mahkemelerde şahitlikleri özgür kişilere karşı kabul edilmezdi. Kısaca serfler hukuki açıdan eski köleleri andırmaktaydı. Hâlbuki tımar sisteminde yer alan sipahiler hiçbir zaman halk üzerinde bu tarz yetkilere sahip değillerdi.

BAKINIZ
Feodalite nedir?
Tımar sisteminin gözden düşme ve bozulma sebepleri neler olabilir?
Son düzenleyen Safi; 25 Kasım 2018 23:21