Mecelle
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
Osmanlı İmparatorluğu'nda 1868 tarihinden başlayıp Türkiye Cumhuriyeti'nin de 1926 tarihine kadar geçerli olan medeni kanundur. Ahmed Cevdet Paşa'nın başkanlığında 1868 yılında kurulan Mecelle Cemiyeti'nin 1876 yılına kadar süren çalışmaları ile 16 kitap ve 1851 maddeden mürekkep muamelata ilişkin fıkıh hükümleriyle, bu konudaki çeşitli içtihadı bir sistem dâhilinde bir araya getirir. Mecelle-i ahkâm-ı adliye adını taşıyan kanun İslam hukukunun ilk defa kanunlaştırılmasıdır.
1856 Islahat fermanından sonra Fransız medeni kanununun tercüme edilip uygulanması yolundaki faaliyetlere karşılık Cevdet Paşa'nın gayreti ile fıkha dayanan bu kanun kabul olundu. İslam hukukuna dayalı olarak yönetilen Osmanlı İmparatorluğu'nda çeşitli devirlerde, çeşitli konularda fetvalar, hukukçulara yol gösterici bir fonksiyon icra ediyordu. Ancak ictihadların çokluğu ve çeşitliliği ve mezheblere göre farklılıkları, karışıklığa ve uygulamada bazı güçlüklere yol açıyordu. İslam hukuk esasları, toplu bir halde bulunamıyordu. İslam hukuk âlimlerinin re'y ve ictihadlarının bir araya toplanması için bütün İslam âleminde ilk ve en geniş çalışma, Mecelle Cemiyeti'nin Mecelle'yi hazırlamak için gösterdiği faaliyettir. Hazırlanacak olan kanunda Kur'an-ı Kerim ve hadislerde yazılı hükümlere aykırı bir kaide bulunmamasına itina edilecekti.
Mecelle "def-i mefasidin celb-i menafiden evla olduğu" (fenalık ve haksızlıkların ortadan kaldırılması, menfaat sağlamaya tercih olunur) anlayışına göre hazırlandı.
Mecelle'nin muhtelif kitapları başka başka zamanlarda ayrı ayrı neşrolunmuş ve yürürlüğe konmuştur.
Mukaddime ve ilk kitap 1870, 16. ve son kitap ise 1877'de neşrolunmuştur. 16 kitap olan eser sırası ile Bey', İcra, Kefalet, Havale, Rehin, Emanet, Hibe, Gasp, Hacir, İkrah, Şüpa, Şirket, Vekâlet, Sulh, Dava, Beyyime ve Kaza kitaplarından ibarettir. Her kitap ayrı giriş ve bablara ayrılır. Genelden özele doğru giden belli bir sistematiği vardır. Mecelle'nin muhtelif kitaplarında ve muhtelif akitlerinde, koyduğu hükümlerde, daima kendi adalet ve hakkaniyet ölçüsü dâhilinde bir muvazene kurmak ve haksız menfaat teminine yer vermemek temayülü görülür. Aynı zamanda her mesele teferruatına kadar tanzim edilerek ihtilaflarda keyfi verilecek hükümlere yer bırakmaz ve netice itibariyle hâkimlere pek âz takdir hakkı tanır. Bu yönü ile garp medeni kanunlarında görülmeyen teferruatı ihtiva eder ve bu teferruata ait hükümler taşır. Bu hükümler tefsiri mahiyette olmayıp, amir hükümlerdir. İslam hukukuna dayanan Mecelle'nin üslubu ile hükümlerindeki açıklık ve katiyyet onun en önemli tarafını teşkil eder.
Mecelle Arab ülkelerinde de benimsendi, Arapçaya tercüme edildi ve uygulandı. İngilizceye tercüme edilip Kıbrıs'ta uygulandı, Bulgarcaya tercüme edilerek, bazı Bulgar kanunlarının hazırlanmasında esas olarak kullanıldı.
Mecelle üzerinde çalışanlar, Mecelle'nin oldukça mükemmel ve devrinin ihtiyaçlarına cevap veren bir medeni kanun olduğu noktasında birleşmektedirler. (Ansiklopedik İslam Lügati'ndan Tercüman Yayını 1982)