Arama

Mecelle - Osmanlı Medeni Hukuku

Güncelleme: 9 Nisan 2014 Gösterim: 15.721 Cevap: 2
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
24 Aralık 2007       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Mecelle
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, 1868-1878 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Bir giriş ile 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir.
Sponsorlu Bağlantılar
Mecelle kendi çağında 13 yüzyıllık İslam fıkıh geleneği üzerinde inşa edildiği halde, maddeler halinde düzenlenmiş analitik ve pozitif bir hukuk sistemi oluşturma çabası, Batı ülkelerinin Medeni Kanun (code civil) geleneğini yansıtır. Bu anlamda Mecelle, Tanzimat Fermanı ile açılan dönemin en önemli kanunu ve Osmanlı modernleşmesinin en önemli anıtlarından biridir.
Arapça "çok büyük boy kitap" anlamına gelen mecelle, Fransızca "1) büyük kitap, 2) hukuk ilkeleri derlemesi" anlamına gelen codex sözcüğünün çevirisi olarak kullanılmıştır.
Türk Medeni Kanunu'na ek olarak çıkarılan 864 sayılı Tatbikat Kanunu'nun 43. maddesiyle 4 Ekim 1926'da Mecelle yürürlükten kaldırılmıştır. Halen İsrail devletinde, müslümanlar arası muamelelerde geçerli hukuk kaynağı olarak kullanılmaktadır.

Mecelle'nin Konuları
99 genel hukuk ilkesini içeren giriş bölümünden sonra Mecelle şu konulara değinir: Büyu' (satış), İcar (kira), Kefalet, Havale, Rehin, Emanet, Hibe, Gasp ve İtlaf, Hacir, İkrah ve Şuf'a, Enva-ı Şirket (ortaklık çeşitleri), Vekâlet, Sulh ve İbra, İkrar (borcu kabul etme), Dava, Beyyinat ve Tahlif (kanıt ve delil), Kaza (yargı).

Mecelle'nin Hazırlanması
1868'de sadrazam Âli Paşa Abdülaziz'e sunduğu ünlü reform tasarısında Fransız Medeni Kanun'unun aynen çevirilerek benimsenmesini önermiş, hatta çeviri için bir komisyon kurulmuştu. Ancak aynı yıl bu projeden vazgeçilerek, İslam medeni hukukunun derlenip modernleştirilmesi fikri ağırlık kazandı. Adliye Nazırı ve eski Meclis-i Ahkâm-ı Adliye Reisi Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında yedi kişilik bir heyet bu işle görevlendirildi. Batı ve Doğu kültürlerine eşit derecede vakıf olan Cevdet Paşa dışında heyet üyeleri, genellikle muhafazakâr ve İslamın Hanefi mezhebine bağlı ulemadan oluşuyordu.
Mecelle'nin birinci kitabına ekli olarak yayımlanan mazbataya göre Mecelle fıkıh ilminin dünya işlerine ilişkin kısmıyla ilgiliydi. Uygar uluslar (milel-i mütemeddine) bu konuyu Medeni Kanun ile çözerken, Osmanlı devletinde bu konuda pek çok kanun ve nizam yapılmıştı. Bunların eksikleri her ne kadar İslami fıkıh ilminde eksiksiz bir şekilde giderilmiş ise de eski içtihat ve fetvaları bir araya getirmek güçtü ve yeni kurulan temyiz mahkemelerinin hakimleri bu kaynaklara yeterince vakıf olmadığından yanlış kararlar verilebiliyordu. Bu nedenle Hanefi mezhebinin sağlam kaynaklarına dayanarak kanun kuvvetinde bir derleme hazırlanmalıydı. Böylece hem şer'i mahkemeler için güvenilir bir kaynak oluşturulmuş olacak, hem nizami (laik) mahkemelerde kullanılmak üzere yeni kanunlar çıkarılmasına gerek kalmayacaktı.

Mecelle'nin Genel Hükümleri
Mecelle'nin ilk 99 hükmünden örnekler:
* Beraat-ı zimmet asıldır. Borçlu olmamak asıldır. Borç ileri süren, ispatla mükelleftir.
* Def'-i mefasid celb-i menafiden evladır. Zararın defi, faydanın celbinden evladır.
* Ezmanın tağayyürü ile ahkâm tağayyür eder. Zamanın değişince hükümler de değişir.
* Ukudda itibar makasıt ve maaniyedir, elfaz ve mebaniye değildir. Sözleşmenin amaç ve anlamı göz önüne alınır, söz ve yazılışı değil.
* Şekk ile yakin zail olmaz. Kuşku, kesin bilgiyi gidermez.
* Kadim kıdemi üzere terk olunur. Eskiden varolanın (yeni bir etken ortaya çıkmamışsa) aynen devam ettiği varsayılır.
* İçtihat ile içtihat nakzolunmaz. İçtihat içtihatla bozulmaz.
* Zarar-ı ammı def için zarar-ı hass ihtiyar olunur. Özel zarar, genel zarara tercih edilir.
* Alması memnu olan şeyin vermesi dahi memnu olur. Alması hukuka aykırı olanın vermesi de hukuka aykırıdır.
* Beynel tüccar maruf olan şey beynlerinde meşrut gibidir. Ticari örf ve adetler ticari sözleşmelerin şartı gibidir.
* Kelamın i'mali ihmalinden evladır. Söze bir anlam vermek, yok saymaktan iyidir.
* Beyyine hüccet-i müteaddiye ve ikrar hüccet-i kasıradır. Kanıt herkesi, ikrar ise sadece ikrar edeni bağlar.
Mecelle'nin Genel Kuralları
Mecelle'nin Genel Kuralları; İlk 100 Madde, (Kelime Anlamlı ve Kısmen Örnekli). 1869–1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir heyet tarafından bölüm bölüm hazırlanarak kabul edilen, İslam dünyasının ilk ve en önemli medeni kanunu. Bir giriş ile 16 bölümden oluşmuştur ve 1851 madde içerir.
Osmanli Devleti zamâninda, Ahmed Cevdet Pasa Baskanligindaki ilmî bir heyet tarafindan, Islâm Hukûkuna bagli kalinarak hazirlanan ve asil ismi Mecelle-i Ahkâm-i Adliye olan meshur kânun. Mecelle, lügatte; içinde hikmet bulunan sahife, ciltlenmis kitap, dergi vs. mânâlarina gelir. 1877 yilinda Abdülhamid Han zamâninda tatbik edilmeye baslanmis. 1926’da yürürlükten kaldirilmistir.
Mecelle, 1851 maddeden meydana gelmis bir kânun olup, Islâm devletlerinde ve bu arada Osmanli Devletinde uygulanmis, bugünkü mânâsiyla medenî hukûkun ve hukuk usûlünün birçok bölümünü ihtivâ etmektedir. Osmanli Devleti, kuruldugu târihten îtibâren Islâm Hukûku esaslarina bagli kalinarak idâre olunmustur. Gerek amme hukûku ve gerekse özel hukuk sahalarinda, bunun disina çikilmamistir. Islâmiyetin bildirdigi ilâhî kurallardan hiç ayrilinmamistir. Osmanli Devleti, asirlarca süren idarî, askerî ve iktisâdî üstünlügünü, Islâmiyete bagli kalmasina ve tam tatbik etmesine borçludur. Bu kurallara baglilikta gevseklik basgösterince, devletin yükselmesi durmus, ilimde, fende, askerlikte daha evvel gösterilen basarilar, yok olmus, bir duraklama ve gerileme devri baslamistir. Devletin her bakimdan yara almasi, Tanzimat hareketinden sonra daha çok olmustur. Islâm dînine yabanci kalan, Avrupa kültürü tesiri altinda yetisen ve kurtulusu batililasmakta görenler (Bkz. Batililasma) basta M. Resid Pasa olmak üzere, Fuad ve Âli Pasalar, Avrupaî tarzda bir takim yenilik hareketlerine giristiler. Bu yenilik fikrini, devletin idare edildigi kânunlarda da göstermeye kalkistilar. Bunlardan bilhassa Âli Pasa, Fransa’da Birinci Napolyon zamaninda (1804) tedvin edilmis olan Fransiz Medenî Kânunu’nun tercüme edilerek, Osmanli Devletinde de tatbik edilmesi fikrini ileri sürüyordu. Buna mukâbil Ahmed Cevdet Pasa ve bâzi ileri gelen ilim adamlari Islâm hukukunun zengin ve islenmis bir dali olan Hanefî fikhinin kânunlastirilmasi tezini müdâfaa ediyorlardi. Bu ikinci fikir gâlip geldi ve tahakkuk ettirilmesi için, “Mecelle Cemiyeti” adiyla ilmi bir heyet toplandi. Basina Cevdet Pasa reis yapildi. Memleketin en kiymetli Islâm bilginlerinin (fakihlerin) istirak ettigi bu cemiyet, Osmanli Devletinin tanzimat devrinde en mühim içtimaî, sosyal hâdiselerinden birini teskil eden ve Türk fikir hayâtinin ölmez ve muhtesem âbidesi olan Mecelle-i Ahkâm-i Adliye’yi meydana koydu.

Mecelle ve Ahmed Cevdet Pasa
Mecelle, bir heyet tarafindan telif edilmistir. Bu bakimdan onu sâdece Ahmed Cevdet Pasanin eseri olarak göstermek yanlistir. Cevdet Pasa zamâninda, medenî hukuk sahasinda iki zit fikir vardi:
1) Islâm Hukuk (fikih) kâidelerinin bir kânun metin hâline getirilmesi
2) Fransiz medenî kânununun tercüme edilerek kabul edilmesi
O zamanlar Istanbul’da en tesirli ve nüfuzlu elçi, Fransa elçisiydi. O ve onun entrikalarina kapilanlar ikinci fikrin tatbikat sahasina konulmasini temin etmek için var güçleriyle çalisiyorlardi. Fakat, birinci teze taraftar olanlarin basinda bulunan Ahmed Cevdet Pasanin ve digerlerinin gayretleriyle, Islâm fikih kitaplarindan, zamânin icaplarina uyan meselelerin Mecelle-i Ahkâm-i Adliye adiyla asrî bir kânun seklinde yazilmasi fikri kabul edildi. Ahmed Cevdet Pasa, bu isi yapacak ilmî cemiyete reis seçildi. Pasa’nin yazdigina göre, frenk hayranlari, câhil softalar, ecnebî kiskirtmalarina âlet olanlar, bu hayirli isi baltalamak için çok dalevereler çevirmislerdir. Nihâyet Mecelle, 1868’de nesrolundu. Ahmed Cevdet Pasa çetin bir mücâdeleden gâlip çikmisti. Asagidaki satirlar onun bu esnâdaki hissiyatini ifâde etmektedir:
“Avrupa kitasinda en evvel tedvin olunan kânunnâme, Roma Kânunnâmesi’dir ki, Kostantiniye (Istanbul) sehrinde ilmî bir cemiyet tarafindan tertip ve tedvin olunmustu. Avrupa kânunnâmelerinin esasidir ve her tarafta meshur ve mûteberdir. Fakat Mecelle-i Ahkâm-i Adliye’ye benzemez. Aralarinda pekçok fark vardir. Çünkü o, bes alti kânun bilen zat tarafindan yapilmisti, bu ise bes alti fakih (Islâm Hukûkunu bilen) zat tarafindan, Allahü teâlânin koymus oldugu yüce Islâm dîninden alinmistir. Avrupa hukukçularindan olan ve bu defâ Mecelle’yi mütâlaa ve Roma kânunlariyla mukâyese eden ve her ikisine de sâdece birer insan eseri nazariyla bakan bir zat dedi ki: “Dünyâda, ilmî bir cemiyet vasitasiyla iki defâ kânun yapildi. Ikisi de Istanbul’da oldu. Ikincisi; tertibi, düzeni ve içindeki meselelerin hüsn-i temsil ve irtibati dolayisiyla evvelkinden çok üstün ve müreccahtir. Aralarindaki fark da, insanin o asirdan bu asra kadar medeniyet âleminde kaç adim atmis olduguna bir ölçüdür.”
(Târih-i Osmanî Mec. No. 47, s. 284)

Mecelle’nin hazirlanmasinda hizmeti olan kimseler
1) Filibeli Halil Efendi
2) Seyfeddin Ismail Efendi
3) Sirvanizâde Seyyid Ahmed Hulûsi Efendi
4) Ahmed Hilmi Efendi
5) Bagdatli Muhammed Emin Efendi
6) Ibn-i Âbidinzâde Alâeddin Efendi
7) Gerdankiran Ömer Hulûsi Efendi
8) Seyhülislâm Kara Halil Efendi
9) Isa Ruhî Efendi
10) Yunus Vehbi Efendi
11) Abdüllatif Sükrü Efendi
12) Ahmed Hâlid Efendi
13) Karinâbadli Ömer Hilmi Efendi
14) Abdüssettar Efendi
Bu zevatin bâzilari Ahmed Cevdet Pasa ile birlikte bugünkü Mecelle’nin hazirlanmasinda cidden degerli mesâi sarfetmis, bâzilariysa daha az çalismislardir.
Mecelle’nin yazilmasi esnâsinda pekçok fikih kitaplarina ve fetvâ mecmualarina mürâcaat olunmustur. Bu kitaplarin adlari, merhûm Ebü’l-Ulâ Mardin’in Medenî Hukuk Cephesinden Ahmed Cevdet Pasa ünvanli eserinin 167’nci sayfasinda ve Kayseri eski müftüsü Mes’ûd Efendinin Mir’at-i Mecelle kitabinda yazilidir.
Islâm Hukûku denilince birçok kimsenin hatirina Mecelle gelirse de, Islâm Hukûkunun tamâmi Mecelle’den ibâret degildir. Mecelle, yalniz Hanefî mezhebinin muâmelâta âit hükümlerini ihtivâ etmektedir. Islâm Hukûku denilince, Hanefî mezhebi ile birlikte diger üç mezhebin hükümleri de anlasilir. Bu hâliyle Islâm Hukûku, dünyâda benzeri hiç bulunmayan bir hukuk deryâsidir. Bilâhare Mecelle’nin eksik bahislerinin tamamlandigi söylenmisse de su ana kadar ortaya çikmamistir.
Mecelle yazilmadan önce, asirlar boyunca bütün Islâm memleketlerinde ve bu arada Osmanli Devletinde uygulanmis olan Islâm Hukûkunun bâzi hükümleri, Mecelle ile her an herkesin mürâcaat edip, kolaylikla anlayip tatbik edebilecegi sâde maddeler hâline getirilmis ve bu durum büyük bir hizmet olmustur.

Mecelle’nin içindeki konular
Mecelle, Islâm medenî kânununun akitler ve borçlar kânunu ile sivil muhâkeme usûlünü içine alan bir kânunnâmedir. (Bkz. Kânunnâme). Bu, Osmanli Medenî Kânunu olmak üzere 17 Eylül 1876 (26 Sâban 1293) târihinde îlân olunmustur.
Mecelle kitâbinda, bir baslangiç ile on alti kisim vardir. Hepsi bin sekiz yüz elli bir (1851) maddedir. Baslangiç, Fikih Temel bilgileri olup, yüz birden dört yüz üçüncü maddeye kadardir. Ikinci kisim, Kirâ bilgileri olup, alti yüz on birinci maddeye kadardir. Üçüncü kisim, Kefil Olmak bilgileridir. Alti yüz yetmis ikinci maddeye kadardir. Dördüncü kisim Havâle bilgisi, yedi yüzüncü maddeye kadardir. Besinci kisim, Rehin olup, yedi yüz altmis birinci maddeye kadardir. Altinci kisim, Emânet’tir. Sekiz yüz otuz ikinci maddeye kadardir. Yedinci kisim, Hibe bagislamaktir. Sekiz yüz sekseninci maddeye kadardir. Sekizinci kisim, Gasb ve Zarar’dir. Dokuz yüz kirkinci maddeye kadardir. Dokuzuncu kisim, Hicr ve Ikrâh’dir. Bin kirk dördüncü maddeye kadardir. Onuncu kisim, Sirketler ve Sosyal Bilgiler’dir. Bin dört yüz kirk sekizinci maddeye kadardir. On birinci kisim, Vekâlet’tir. Bin bes yüz otuzuncu maddeye kadardir. On ikinci kisim, Sulh ve Afv’dir. Bin bes yüz yetmis birinci maddeye kadardir. On üçüncü kisim, Ikrâr’dir. Bin alti yüz on ikinci maddeye kadardir. On dördüncü kisim, Da’va’dir. Bin alti yüz yetmis besinci maddeye kadardir. On besinci kisim, Isbât ve Yemin’dir. Bin yedi yüz seksen üçüncü maddeye kadardir. On altinci kisim, Hâkimlik’tir. Bin sekiz yüz elli birinci maddeye kadardir.
Iktisâdî ve Ticârî Ilimler Dergisinin 1969 da basilmis, yirmi üçüncü sayisinda, profesör Dr. Yilmaz Altug diyor ki:
“Israil Devletinin hukûku, memleketin târihi gelisimini aksettirir hâldedir. Temel medenî kânun, Osmanli Devleti zamânindan kalma Mecelle’dir. Mecelle, Filistin’in Ingiliz idâresine geçtiginde, aynen birakilmis, sonra 1948’de Israil Devleti kurulunca degistirilmemistir.”
Mecelle, Osmanli Devletinin resmî kânunnâmelerinden biriydi. 1918’den sonra Osmanli Devletinden ayrilan memleketlerde, daha sonra buralarda kurulmus olan devletlerde (yeni kânuna tâbi olarak) Mecelle hükümleri cârî kalmistir. Bu ülkelerde Mecelle, modern lâik mahkemelerce medenî kânun olarak tatbik edilegelmistir. Nihâyet Lübnan’da (1932), Suriye’de (1949) ve Irak’ta (1953) Mecelle’nin yerini yeni medenî kânunnâmeler almistir. Daha önce 1878’de Osmanli Devletinden ayrilmis olan Kibris’ta ve Israil ile Ürdün’de hâlâ medenî hukûkun esâsini, Mecelle teskil etmektedir.
Türkiye’de 1926 yilinda, Mecelle ile birlikte bütün Islâm Hukuku ve ser’i mahkemeler kaldirilmistir. Ayni sey, 1928’de de Arnavutluk’ta yapilmistir. Bosna ve Hersek’te de yalniz suf’a müessesesi muhâfaza edilmis olmakla birlikte Mecelle kaldirilmis, Islâm Hukûku bâzi bakimlardan ahvâl-i sahsiyye (statut personnel) vasiyet ve vakif gibi konularda Müslümanlara uygulanmaya devâm etmistir. Bütün bunlara normal mahkemelerde bakilmistir.
Mecelle cemiyeti, vakitsiz kapatilmis oldugundan, bu mühim eser de tamamlanamamistir. Medenî kânunun mühim konularindan olan evlenme, bosanma, gaib, mefkud, vakif, vasiyet, miras mevzulari Mecelle’de eksik kalmistir. Yalniz bu konular fikih kitablarinda genis olarak yazilmistir. Her meselenin dindeki hükümleri açiklanmistir.

Mecelle’nin yazılış tarzı
Mecelle’nin üslûbu bir kânun kitabi olarak sâheserdir. Fesâhet ve belâgatla yazilmistir. Bilhassa basindaki 99 fikih kâidesinin çogu, dilimize ezberlenmesi kolay cümleler hâlinde girmistir. Bunlarda Ahmed Cevdet Pasanin akici ve düzgün ifâdesi hissedilmektedir. Fakat o devrin Türkçesi hakkinda ve o konularda bilgisi olmayanlar Mecelle’yi kolayca anlayamazlar.
Mecelle’nin basindaki küllî (genel) kâidelerin çogu, Islâm fakihlerinden Ibn-i Nüceym’in Esbah ve’n-Nezâir adli eseriyle Mecâmi Serhi’nden alinmistir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
16 Mayıs 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Mecelle
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı İmparatorluğu'nda 1868 tarihinden başlayıp Türkiye Cumhuriyeti'nin de 1926 tarihine kadar geçerli olan medeni kanundur. Ahmed Cev­det Paşa'nın başkanlığında 1868 yı­lında kurulan Mecelle Cemiyeti'nin 1876 yılına kadar süren çalışmaları ile 16 kitap ve 1851 maddeden mürekkep muamelata ilişkin fıkıh hükümleriy­le, bu konudaki çeşitli içtihadı bir sis­tem dâhilinde bir araya getirir. Mecelle-i ahkâm-ı adliye adını taşıyan kanun İslam hukukunun ilk defa kanunlaştırılmasıdır.
1856 Islahat fermanından sonra Fransız medeni kanununun tercüme edilip uygulanması yolundaki faali­yetlere karşılık Cevdet Paşa'nın gay­reti ile fıkha dayanan bu kanun ka­bul olundu. İslam hukukuna dayalı olarak yönetilen Osmanlı İmparatorluğu'nda çeşitli devirlerde, çeşitli konularda fetvalar, hukukçulara yol gösterici bir fonksiyon icra ediyordu. Ancak ictihadların çokluğu ve çeşit­liliği ve mezheblere göre farklılıkları, karışıklığa ve uygulamada bazı güç­lüklere yol açıyordu. İslam hukuk esasları, toplu bir halde bulunamıyor­du. İslam hukuk âlimlerinin re'y ve ictihadlarının bir araya toplanması için bütün İslam âleminde ilk ve en geniş çalışma, Mecelle Cemiyeti'nin Mecelle'yi hazırlamak için gösterdiği faaliyettir. Hazırlanacak olan kanun­da Kur'an-ı Kerim ve hadislerde ya­zılı hükümlere aykırı bir kaide bulun­mamasına itina edilecekti.
Mecelle "def-i mefasidin celb-i menafiden evla olduğu" (fenalık ve haksızlıkların ortadan kaldırılması, menfaat sağlamaya tercih olunur) anlayışına göre hazırlandı.
Mecelle'nin muhtelif kitapları başka başka zamanlarda ayrı ayrı neşrolunmuş ve yürürlüğe konmuştur.
Mukaddime ve ilk kitap 1870, 16. ve son kitap ise 1877'de neşrolunmuştur. 16 kitap olan eser sırası ile Bey', İc­ra, Kefalet, Havale, Rehin, Emanet, Hibe, Gasp, Hacir, İkrah, Şüpa, Şir­ket, Vekâlet, Sulh, Dava, Beyyime ve Kaza kitaplarından ibarettir. Her ki­tap ayrı giriş ve bablara ayrılır. Genelden özele doğru giden belli bir sis­tematiği vardır. Mecelle'nin muhtelif kitaplarında ve muhtelif akitlerinde, koyduğu hükümlerde, daima kendi adalet ve hakkaniyet ölçüsü dâhilinde bir muvazene kurmak ve haksız menfaat teminine yer vermemek te­mayülü görülür. Aynı zamanda her mesele teferruatına kadar tanzim edi­lerek ihtilaflarda keyfi verilecek hükümlere yer bırakmaz ve netice itiba­riyle hâkimlere pek âz takdir hakkı tanır. Bu yönü ile garp medeni kanun­larında görülmeyen teferruatı ihtiva eder ve bu teferruata ait hükümler ta­şır. Bu hükümler tefsiri mahiyette olmayıp, amir hükümlerdir. İslam hu­kukuna dayanan Mecelle'nin üslubu ile hükümlerindeki açıklık ve katiyyet onun en önemli tarafını teşkil eder.
Mecelle Arab ülkelerinde de be­nimsendi, Arapçaya tercüme edildi ve uygulandı. İngilizceye tercüme edilip Kıbrıs'ta uygulandı, Bulgarcaya tercüme edilerek, bazı Bulgar kanunla­rının hazırlanmasında esas olarak kullanıldı.
Mecelle üzerinde çalışanlar, Mecelle'nin oldukça mükemmel ve devrinin ihtiyaçlarına cevap veren bir me­deni kanun olduğu noktasında birleşmektedirler. (Ansiklopedik İslam Lü­gati'ndan Tercüman Yayını 1982)

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
9 Nisan 2014       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Mecelle
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Osmanlı Devleti'nde ilk kez yürürlüğe konulan medenî kanun. Mecelle benimseninceye dek Osmanlı Devleti'nde hukuk davaları fıkıh hükümlerine göre çözülmekteydi. Ancak bu durum, gerek karar birliğinin sağlanması, gerekse Hristiyan halkın yargılanması gibi konularda pek çok soruna yol açmaktaydı. Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında bir kurul, yeni bir medenî kanun düzenlemekle görevlendirildi. 1868 yılında ilk bölümü yayınlanan kanun, 1876 yılında tamamlandı. Mecelle, 16 kitap ve 1.851 maddeden oluşur. Sırasıyla şu konuları içerir: İcare (kira), kefalet, havale, rehin, emanet, hibe, gasp, hacir, ikrah, şuf'a, şirket, vekâlet, sulh, ibra, ikrar, dava, beyyine va kaza. Mecelle'nin girişindeki 99 maddeyse, ahlâkî açıklamalar ve kısa deyişlerden oluşur. Ayrıca miras hukuku alınmıştır ve zamanaşımı yoktur. İslâm hukukuna dayalı, ancak her dinden halka uygulanabilen Mecelle, 1926 yılında yerine Medenî Kanun'un konulmasıyla yürürlükten kaldırıldı.
theMira

Benzer Konular

11 Aralık 2006 / virtuecat Hukuk
18 Mayıs 2016 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
23 Aralık 2014 / asla_asla_deme Hukuk
17 Haziran 2012 / buz perisi X-Sözlük
8 Ocak 2016 / Safi X-Sözlük