Arama

Hitit Uygarlığı - Tek Mesaj #1

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Hititler

Ad:  Hititler.JPG
Gösterim: 9331
Boyut:  117.2 KB

İÖ 2. binyıl başlarında Anadolu’ da ortaya çıkan ve IÖ 1340’larda Yakındoğu’nun büyük bölümüne egemen olan antik Hint Avrupa halkı.

Karadeniz’in ötesinden gelerek Kızılırmak (Halys) boyunca ilerledikleri ve yerli halklarla barışçıl bir biçimde kaynaşarak Orta Anadolu’ya yerleştikleri sanılmaktadır. Eski metinlerde Kuşşara krallarından ilk Hitit hükümdarları olarak söz edilmekle birlikte, son arkeolojik bulgular Hititlerin Hatti kökenli bu krallığı İÖ 18. yüzyıl sonlarında ele geçirdiğini göstermiştir.

Eski Hitit Krallığı dönemi (tÖ 1650-1450) öncesindeki efsanevi Hitit hükümdarı Labarna ile ilgili bilgiler son derece sınırlıdır; bilinen en eski Hitit metinleri onun oğlu I. Hattuşili döneminden (İÖ y. 1650 - y. 1620) kalmadır. Hitit topraklarının Kızılırmak’ın güneyine doğru genişlemesi nedeniyle başkenti Kuşşara’dan Hattuşa’ya (Boğazköy) taşıyan Hattuşili, Kapadokya seferinin ardından Toroslar’ı aşarak Kilikya’ya indi. Daha sonra Amanos Dağları üzerinden Kuzey Suriye’ye girdi ve Alalah ile Urşu gibi kentleri aldı. Bu arada güçlü orduları ve müttefikleri olan Yamhad (bugün Halep) kentiyle karşı karşıya geldi.

Hattuşili’nin sonraki yıllarda Anadolu’nun güneybatısındaki Arzava Krallığı’yla uğraşması, güney ve güneydoğudaki Hitit topraklarının Hurri tehdidi altına girmesine yol açtı. Önceki yüzyılda Asurların geçici gerilemesinden yararlanarak Kuzey Mezopotamya ve Suriye’ye girmiş olan Hurriler, çok geçmeden Anadolu’da da önemli bir güç durumuna geldiler. Yeniden güneydoğuya yönelen Hattuşili, uzun savaşlardan sonra Hurrileri püskürtmeyi başardı. Kuzey Suriye’de Hurrilere destek veren Halep’e de boyun eğdirmeye çalıştı. Ama çabaları sonuç vermeyince geri döndü. Oğullarına güven duymadığından tahtını torunu I. Murşili’ye bıraktı.

Hurrileri kesin bir yenilgiye uğratarak Halep’i yıkan Murşili, Fırat Irmağı boyunca geniş çaplı bir sefere girişerek Babil’e ulaştı (İÖ y. 1595) ve Amori hanedanına son verdi. Babil’i kısa bir süre işgal altında tuttuktan sonra yağmalayarak geri çekildi. Böylece Mezopotamya’ya Hititlerle ittifak içinde olan Kassitler egemen oldu. Dönüşünde yakınlarının komplosu sonunda öldürülen Murşili’nin ardından bir kargaşa dönemi başladı. Kilikya’yı ele geçiren Hurriler Kizzuvatna adlı bir krallık kurdu. Bu durum Hitit ordularının Kuzey Suriye kentleriyle bağlantısını kopardı. Hanedan çatışmalarını bastırarak denetimi sağlayan Telipinu (hd İÖ y. 1525 - y. 1500), sınırlarını güvence altına almak için Kizzuvatna ile bir antlaşma imzalamak ve Arzava üzerindeki hak iddialarından vazgeçmek zorunda kaldı. Öte yandan kendi adıyla bilinen bir kararname çıkararak yeni bir hükümdarın seçiminde gözetilecek öncelikleri belirledi ve veraset sorununa kesin bir düzen getirdi. Telipinu Kararnamesi’nin bir başka ilginç yanı da, devlete karşı işlenen suçlara bakmak üzere pankus adlı bir yüksek kurula yer vermesiydi.

Genellikle Eski Hitit Krallığı’nın son önemli hükümdarı sayılan Telipinu’dan sonraki Hitit tarihi büyük ölçüde karanlıkta kalmıştır. Hititler bir yüzyıl kadar süren bu dönemin başlarında, Suriye’de Hurri egemenliğine son veren Mısırlılarla ittifaka girdiler. Ama çok geçmeden Suriye’de güçlenen Mitanniler ile Mısırlılar arasında bir yakınlaşma başladı. Bu gelişme Hitit topraklarındaki iç karışıklıkları daha da hızlandırdı.

Hititlerin yeniden toparlanmasını yansıtan Büyük Hitit İmparatorluğu’nun (İÖ y. 1450- y. 1200) kuruluşu III. Tudhaliya’nın yönetimi altında başladı. Onun oğlu Şuppiluliuma döneminde (IÖ y. 1380 - y. 1346) imparatorluk en parlak çağma ulaştı. Öncelikle Hattuşa’nın savunmasını güçlendiren Şuppiluliuma, Toros geçitleri ve Kizzuvatna üzerinden Suriye’ye saldırma girişiminin sonuçsuz kalmasından sonra, Fırat Vadisini izleyerek Mitanni kuvvetlerini arkadan çevirme yoluna gitti. Büyük bir direnişle karşılaşmadan Mitanni başkenti Vassukkani’yi ele geçirdi ve Fırat’ın batısındaki kentlerin çoğuna boyun eğdirdi. Mısır’ın herhangi bir müdahalesiyle karşılaşmayan Hitit orduları güneyde bugünkü Şam yakınlarına kadar ilerledi. Başkentine dönen Şuppiluliuma, Mitannilerin Asurlarla ittifak kurma girişimi üzerine yeni bir sefere çıktı. Büyük bir stratejik önem taşıyan Karkamış’ı da alarak denetimi sağladıktan sonra, Vaşşukani’de (Vassukkani) Asurlara karşı tampon bir devlet oluşturdu. Bu sefer sırasında Şuppiluliuma ile gizli yazışmalara giren Mısır kraliçesi Anhesenamen, kendisiyle evlenerek tahta oturmak üzere bir oğlunu Mısır’a göndermesini istedi. Ama genç prens Mısır sarayındaki rakip hiziplere bağlı askerlerce yolda yakalanarak öldürüldü.

Şuppiluliuma’dan sonra genç yaşta tahta geçen II. Murşili (hd İÖ y. 1346,- y. 1320), Vaşşukani’nin Âsurlu işgali altına girmesini önleyemedi. Buna karşılık Arzava’daki ayaklanmayı bastırarak bölgedeki küçük krallıkları doğrudan Hitit yönetimine bağladı. Aynı dönemde kuzeydeki dağlık bölgelerde yaşayan Kaşkaların Hitit topraklarına yönelik saldırıları ciddi bir boyut kazandı. Kaşkaları sindirme görevini komutanlarından birine bırakan II. Murşili, Suriye’de baş gösteren ayaklanmalarla uğraştı. Öldüğünde ardılı Muvatalli’ye, bağımlı devletlerle çevrili geniş bir imparatorluk bıraktı. Muvatalli döneminin (İÖ y. 1315-1282) başlarında Suriye’nin denetimi konusunda Mısır’la başlayan çekişme, sonunda iki devlet arasında bir savaşı kaçınılmaz hale getirdi. Orontes (Asi) Irmağı kıyısındaki Kadeş’te karşı karşıya gelen Hitit ve Mısır orduları arasındaki çarpışmanın başlarında Hitit atlı savaş arabaları Mısır kuvvetlerinin merkezini geriden çevirerek güçlü bir saldırıya girişti. Ama ana kuvvetlerden ayrılmış bir Mısır birliğinin Hititlere beklenmedik bir yönden yüklenmesi çarpışmanın akışını değiştirdi. Antik dünyanın en büyük çarpışmalarından biri sayılan Kadeş Savaşı (İÖ 1286), Mısır firavunu II. Ramses’in kendisini galip ilan etmesine karşın, iki taraf açısından da kesin bir üstünlükle sonuçlanmadı.

Hititlerin Suriye’deki egemenliğini korumayı başaran Muvatalli, kuzeydeki toprakları kardeşinin yönetimine bırakarak ağırlığını güneydeki topraklara verdi. Onun ölümünü izleyen taht çekişmelerinin ardından başa geçen III. Hattuşili (hd İÖ y. 1286 - y. 1250), Asurlara karşı Mısırlılarla barışçıl ilişkiler kurmaya yöneldi. İÖ y. 1270’te Mısır’la imzaladığı karşılıklı savunma antlaşmasını pekiştirmek için kızını II. Ramses ile evlendirdi. III. Hattuşili ve onun oğlu IV. Tudhaliya dönemlerinde yönetim ve din alanında çeşitli reformlar yapıldı; bu gelişmelerde Hattuşili’nin karısı Puduhepa da önemli rol oynadı. Bu arada batıda güçlenen Assuva ve Ahhiyava devletleri bu bölgedeki Hitit egemenliğinin sarsılmasına yol açtı. İmparatorluğun son dönemiyle ilgili bilgiler sınırlı olmakla birlikte, birdenbire başlayan çöküşün (İÖ y. 1193) Deniz Halklar ve başka bazı istilacı kavimlerin bu döneme rastlayan geniş çaplı göç hareketleriyle bağlantılı olduğu sanılmaktadır.

Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Orta ve Batı Anadolu’da ortaya çıkan boşluğu Frigler doldururken, Kilikya, Doğu Anadolu ve Kuzey Suriye’de Hititlerin yanı sıra, etnik ve kültürel bakımdan Hititlere yakın olan Luvilerin başında bulunduğu bir dizi küçük krallık ve kent devleti ortaya çıktı. Geç Hitit devletleri olarak bilinen bu bağımsız siyasal birimlerin en önemlileri Karkamış, Milid, Tabal, Kue, Til Barsib, Samal, Gurgum, Hattina ve Arpad’dı. İÖ 10. yüzyıldan sonra Kuzey Suriye’deki devletlerin çoğu Arami etkisi altına girdi. Asurların IÖ 9. yüzyılda batıya doğru başlattığı istila hareketi, Luvi Arami ittifakı nedeniyle kesin bir üstünlük getiremedi. Aynı yüzyılın ikinci yarısında Asurların gerilemesiyle rahatlayan geç Hitit devletleri, IÖ 8. yüzyılda Urartuların baskısıyla karşı karşıya kaldılar. Urartuların çöküşüyle birlikte. Anadolu’ da yeniden öne çıkan Asurlar İÖ 740-708 arasında bu devletleri birer birer ortadan kaldırdılar.

Boğazköy’de bulunan Hitit çiviyazısı tabletleri Hititlerin siyasal örgütlenmesi, toplumsal yapısı, ekonomik düzeni ve dinsel inançları konusunda önemli bilgiler elde edilmesini sağlamıştır. Devletin en üst yöneticisi, askeri önder ve yüksek yargıç olan Hitit kralları, aynı zamanda fırtına tanrısının yeryüzündeki temsilcisi sayılır, öldüklerinde de tanrı katma yükselirlerdi. Temelde tarımsal bir yapıya dayanan Hitit toplumunda toprak ilişkileri bağımlılık ilkesi üzerine kuruluydu. Yöneticiler ve savaşçılar dışındaki halk kesimi özgür insanlardan, zanaatçılardan ve kölelerden oluşuyordu. Anadolu’da başta gümüş ve demir olmak üzere zengin maden yatakları bulunduğu için, Hititlerin imparatorluk döneminde geliştirdiği demir işleme teknolojisi bölgenin Demir Çağma geçişinde önemli rol oynadı. Yerel Anadolu tanrılarının yanı sıra Suriye ve Hurri tanrılarına da yer veren Hitit dininin hoşgörülü bir çoktanrıcılık anlayışına dayandığı söylenebilir.

İmparatorluk dönemi öncesindeki Hitit kültürünü yansıtan görsel sanat yapıtları son derece azdır. Buna karşılık imparatorluk döneminden kalma çok sayıda taş kabartma örneği bulunmuştur. Hurri etkisinin izlerini de taşıyan bu kabartmalarda sağlam, ama incelikten uzak bir üslup görülür. Belirgin bir farklılık gösteren geç Hitit sanatında ise Hitit, Suriye ve Asur öğelerinin karışımına dayanan bir üslup öne çıkar. Ayrıca yer yer Mısır ve Fenike izlerine de rastlanır. Gövdelerinin en şişkin yerinde bir kaburga bulunan, gaga ağızlı toprak kaplar tipik Hitit çanak çömlek örnekleri arasındadır. Genellikle daire biçiminde yüksek bir surla çevrili olan Hitit kentlerinde görkemli saray kalıntıları bulunmuştur.

Hitit başkenti Boğazköy’deki ilginç sur ve tapmak kalıntıları imparatorluk döneminin mimarlık anlayışını yansıtır. Kentin dışındaki açık hava tapınağı Yazılıkaya’daki kaya kabartmaları Hitit heykelciliğine önemli ölçüde ışık tutmaktadır. Gâvurkale ve Fraktin Anıtı’ndaki kaya kabartmaları daha çok arkeolojik açıdan önem taşır. İvriz Kaya Kabartması Hititlerin yıkılışını izleyen dönemdeki gelişmeleri temsil eden en önemli anıttır. Zincirli Höyüğü ve Karkamış’taki kalıntılar da bu dönemin sanat ve mimarlığını yansıtan önemli örnekleri oluşturur.

Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Baturalp; 27 Aralık 2016 00:07