Johann Wolfgang von Goethe
Doğum: 1749, Frankfurt am Main
Ölüm: 1832, Weimar
Alman şairi ve yazarı.
Bir burjuva ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Özel öğretmenlerden ders aldı, küçük yaşta Yunanca, Lâtince, İbranice, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. İlk şiirlerini on yaşındayken yazdı. On altı yaşında üniversite öğrenimine hazırdı. Babasının isteği üzerine Leipzig'de hukuk okudu (1765-1768), ama derslerde ve öğretmenlerde aradığını bulamadı. Ağır bir fiziksel ve ruhsal bunalım geçirdi. Dinlenmek ve tedavi görmek üzere ailesinin yanına döndü (1768-1769). Yarım kalmış öğrenimini tamamlamak için Strasbourg'a gitti (1770). Frankfurt'a dönerek avukatlık stajı yapmaya başladı (1771), ama asıl ilgi alanı edebiyattı.
Klasik dram kalıbından uzak olan "Götz von Berlichingen" adlı oyunu büyük yankı uyandırdı (1773). Bunu "Clavigo" adlı trajedisiyle, ona dünya çapında ün getirecek olan romanı "Die Leiden des jungen Werthers" (Genç Werther'in Acıları, 1774) izledi. Roman, Goethe'nin yaşadığı olaylardan esinlenerek yazılmıştı ve aşırı duygulu bir gencin kendi canına kıymasıyla noktalanan mutsuz aşkını konu alıyordu.
Ardı ardına yeni basımları yapılan, yasaklanan, eleştirilen ve alkışlanan kitap, Goethe'yi henüz 24 yaşındayken Almanya'nın en tanınmış yazarı yaptı. Weimar Prensi Carl August'un davetini kabul ederek, bir daha dönmemek üzere Frankfurt'tan ayrılıp Weimar'a gitti (1775). Genç prensin başlıca danışmanı oldu ve birçok yüksek görevde bulundu. 1782'de kendisine soyluluk unvanı verildi.
Ağır devlet görevlerinin yanı sıra özellikle doğa bilimlerine ilişkin incelemelerle uğraştı. Weimar'da bunalınca, yıllardır düşlediği İtalya yolculuğuna çıktı (1786). İtalya'nın birçok kentinde aylarca kaldı, önemli sanatçılarla yakın ilişkiler kurdu. Bu antik kültür dünyası, onun sanatında yeni bir dönüm noktasının, klasik çağın başlangıcını oluşturdu. "Egmont" (1787) trajedisini tamamladı, "İphigenie auf Tauris" (İphigenia Tauris'te 1779) adlı dramını şiir biçiminde yeniden işledi. İki yıl sonra Weimar'a döndüğünde, eski dostlarını gördü. Kısa bir süre sonra Christiane Vulpius adında halktan bir kızla ilişki kurdu ve onu evine aldı. Bu olay ve genç kızla "törensiz evlendiğini" açıklaması, Weimar sosyetesinde dedikodulara yol açtı. Resmî nikâh 1806'da yapıldı.
Goethe'nin devlet görevleri altında ezildiğini gören Weimar prensi, onu büyük ölçüde serbest bıraktı (1788). Goethe için yaratıcılığının doruğuna çıkacağı yıllar başladı. "Torquato Tasso" adlı "şiir-dram"ını bitirdi (1789). İtalyan şairi Torquato Tasso'nun yaşamından esinlenerek kaleme aldığı oyunun konusunu Goethe, "yaşamın yetenekle uyuşmazlığı" biçiminde ifade etti. 1791'de saray tiyatrosunun yönetimini üstlendi ve bu görevi 1817'ye dek sürdürdü. O dönemde az sayıda sanatsal ürün veren Goethe, daha çok doğa bilimiyle ilgilendi. Tüm bitkilerin gelişimini evrimsel bir sisteme bağlayan "Versuch die Metamorphose der Pflanzen zu erklşren" (Bitkilerin Başkalaşmasını Açıklama Denemesi, 1790) adlı incelemeyi yayımladı. Bu alandaki evrimci görüşleri onun Fransız Devrimi karşısındaki tutumunu da etkiledi. İnsan toplumundaki tüm değişimlerin doğada olduğu gibi, evrim yoluyla gerçekleşmesi gerektiğine inanan Goethe, devrimi olumlu karşılamadı. Bu nedenle, Fransız Devrimi'ne karşı duyduğu kuşkuyu dile getiren "Der Bürgergeneral" (Yurttaş General) adlı bir komedi yazdı (1793). Ertesi yıl Weimar saray hayatının alaylı bir yergisi olan ve hayvanlar arasında geçen "Reineke Fuchs" (Tilki Reineke) adlı destanını bitirdi.
Genç şair Freidrich Schiller ile kurduğu dostluk ilişkisi, onu İtalya'dan döndüğünden beri içine düştüğü yalnızlıktan kurtardı ve sanat yaşamına canlılık kazandırdı. Schiller'in çıkardığı "Horen" dergisinde, yirmi şiirden oluşan "Römische Elegien"i (Roma Ağıtları, 1795) yayımladı. Ünlü romanı "Wilhelm Meisters Lehrjahre"yi (Wilhelm Meister'in Çıraklık Yılları, 1766) tamamladı. Bu dört ciltlik yapıtta, bireyin gelişimi sorununu, insanın yaşam içinde eğitimini işledi. Schiller'in ölümü (1805) onu yeniden yalnızlığa itti. "Faust" trajedisinin birinci bölümünü bitirdi (1806). "Die Wahlverwandtschaften" (İsteğe Bağlı Hısımlıklar, 1809) adlı romanını yayımladı.
Kendi yaşam öyküsünü yazmaya başladı (1811), "Dichtung und Wahrheit" (Şiir ve Gerçek) adını verdiği bu yapıt üzerinde yirmi yıl çalıştı. İranlı şair Hafız'ın "Divan"ından etkilenerek başladığı "Westöstlicher Divan"daki (Batı-Doğu Divanı, 1819) şiirlerde, kendi yaşam felsefesini dile getirdi. Bu yapıtından sonra çalışmalarını "Wilhelm Meisters Wanderjahre" (Wilhelm Meister'in Yolculuk Yılları, 1821) adlı romanıyla "Faust"un ikinci bölümü üzerinde yoğunlaştırdı.
Alman edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Goethe, Avrupa edebiyatını ve düşünce tarihini derinden etkilemiş bir yazardır. Adı söylendiğinde ilk anımsanan yapıtı olan "Faust" ise Alman dilinin en tanınmış şiir ürünüdür. Goethe, 1773'te yazmaya başladığı bu trajedi üzerinde yaklaşık altmış yıl çalışmıştır. Trajedinin kahramını olan Faust, evrenin tüm bilgilerini ve varlıkların gizlerini öğrenmek adına, ruhunu şeytana satar. Şeytan, dünya zevkleriyle onu baştan çıkarmaya çalışır. Faust birçok kötülük işler, ama doğruya ve iyiye olan inancını yitirmez. Türlü acılar çektikten sonra, gerçeği, ideal güzellik, insanlığa yararlı olmak gibi yüce kavramlarda bulabileceğini anlar.
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi